Bana Abdân, ona Abdullah (T); Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, onlara Yunus, ona İbn Şihâb ez-Zührî, ona Enes b. Mâlik, ona da Ebu Zer'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ben Mekke’deyken evimin çatısı açıldı ve Cebrail (as) indi. Göğsümü yardı ve onu zemzem suyu ile yıkadı. Sonra hikmet ve iman dolu altın bir tas getirdi ve onu göğsüme boşalttı. Ardından göğsümü kapattı. Elimden tutup beni semâya çıkardı. Dünya semâsına geldiğimizde Cebrail dünya semâsının bekçisine 'kapıyı aç' dedi. Bekçi 'kimdir o?' diye sorunca 'Cebrail!' diye cevap verdi. Bekçi 'yanında kimse var mı?' diye sordu. Cebrail (as) 'evet, yanımda Muhammed (sav) var' diye cevap verdi. Bekçi 'o gönderildi mi?' diye sordu. Cebrail 'evet' dedi. Bunun üzerine kapıyı açtı. Dünya semasına çıktığımızda bir adam gördük. Sağında bir karaltı, solunda bir karaltı vardı. Sağ tarafa baktığında gülüyor, sol tarafa baktığında ise ağlıyordu. 'merhaba, salih peygamber, salih evlat' dedi. 'Ey Cebrail! Bu kim?' diye sordum. 'Bu Âdem'dir (as). Sağ ve sol tarafındaki bu karaltılar çocuklarının ruhlarıdır. Sağ taraftakiler cennetliklerdir. Sol taraftakiler ise cehennemliklerdir. Sağ tarafına bakınca güler, sol tarafına bakınca ağlar' dedi. Sonra Cebrail beni çıkarmaya devam etti ve ikinci göğe geldik. Oranın bekçisine 'Kapıyı aç' dedi. Buranın bekçisi de ona dünya semasının bekçisinin söylediği sözleri söyledi."
Enes b. Mâlik, "Hz. Peygamber (sav) gökyüzünün her bir katında Hz. Âdem, Hz. İdris, Hz. İsa ve Hz. Musa’yı (as) gördüğünü ifade etmiş, ancak onların konumlarından (hangi semada gördüğünden) bahsetmemiş, sadece Hz. Âdem’i (as) dünya semasında, Hz. İbrahim’i (as) ise altıncı semada gördüğünü zikretmiştir" dedi. (Hz. Peygamber (sav) anlatmaya şöyle devam etmiştir: "Cebrail Hz. İdris’e (as) uğrayınca Hz. İdris (as) 'merhaba, salih peygamber, salih kardeş' dedi. Ben 'bu kimdir?' diye sordum. Cebrail (as) 'bu İdris' diye cevap verdi. Sonra Musa’ya (as) uğradım. O da bana 'merhaba, salih peygamber, salih kardeş,' dedi. Cebrail’e (as) 'bu kimdir?' diye sordum. 'Bu Musa' diye cevap verdi. Sonra İsa’nın (as) yanına uğradım. O da bana 'merhaba, salih peygamber salih kardeş' dedi. Cebrail’e (as) 'bu kimdir?' diye sordum. Bana 'o Meryem oğlu İsadır' diye cevap verdi. Sonra Hz. İbrahim’in (as) yanına uğradım. O da bana 'merhaba, salih peygamber, salih evlad' dedi. Cebrail’e (as) 'bu kimdir?' diye sordum. Cebrail (as) 'İbrahim’dir' diye cevap verdi."
(İbn Şihâb der ki): bana İbn Hazm, ona da İbn Abbas ve İbn Habbe el-Ensârî'nin rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sonra beni o kadar yukarıya çıkardılar ki kalemlerin çızırtısını duyar hale geldim."
İbn Hazm ve Enes b. Mâlik'in (r. anhuma) rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Ben bu emirle döndüm ve Hz. Musa’nın yanına uğradım. Bana 'Rabbin ümmetine ne farz kıldı?' diye sordu. 'Elli vakit namaz farz kıldı' dedim. Bana 'Rabbine dönüp müracaat et, ümmetin buna güç yetiremez' dedi. Ben de Rabbime döndüm. Elli vakit namazı yarıya indirdi. Tekrar Musa’nın yanına döndüm ve ona durumu anlattım. 'Rabbine dönüp tekrar hafifletmesini iste, ümmetin buna güç yetiremez' dedi. Ben de Rabbime dönüp tekrar niyaz ettim. Rabbim 'O beş vakittir. (Ama) sevap olarak (ellidir). Ben de söz değişmez' buyurdu. Sonra Musa’ya (as) tekrar döndüm. O 'Rabbine bir kez daha müracaat et' dedi. 'Artık Rabbimden haya ediyorum' dedim. sonra yürüdük, Sidretülmüntehâ'ya geldik. Orayı bilmediğim bir sürü renk kuşatmıştı. Sonra cennete girdim. Orada inciden kubbeler vardı. Toprağı da miskti."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287173, B003342-2
Hadis:
قَالَ عَبْدَانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ ح حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ قَالَ أَنَسٌ كَانَ أَبُو ذَرٍّ - رضى الله عنه - يُحَدِّثُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فُرِجَ سَقْفُ بَيْتِى وَأَنَا بِمَكَّةَ ، فَنَزَلَ جِبْرِيلُ ، فَفَرَجَ صَدْرِى ، ثُمَّ غَسَلَهُ بِمَاءِ زَمْزَمَ ، ثُمَّ جَاءَ بِطَسْتٍ مِنْ ذَهَبٍ مُمْتَلِئٍ حِكْمَةً وَإِيمَانًا فَأَفْرَغَهَا فِى صَدْرِى ، ثُمَّ أَطْبَقَهُ ثُمَّ أَخَذَ بِيَدِى ، فَعَرَجَ بِى إِلَى السَّمَاءِ ، فَلَمَّا جَاءَ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا ، قَالَ جِبْرِيلُ لِخَازِنِ السَّمَاءِ افْتَحْ . قَالَ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا جِبْرِيلُ . قَالَ مَعَكَ أَحَدٌ قَالَ مَعِىَ مُحَمَّدٌ . قَالَ أُرْسِلَ إِلَيْهِ قَالَ نَعَمْ ، فَافْتَحْ . فَلَمَّا عَلَوْنَا السَّمَاءَ إِذَا رَجُلٌ عَنْ يَمِينِهِ أَسْوِدَةٌ ، وَعَنْ يَسَارِهِ أَسْوِدَةٌ ، فَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ يَمِينِهِ ضَحِكَ ، وَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ شِمَالِهِ بَكَى فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالاِبْنِ الصَّالِحِ . قُلْتُ مَنْ هَذَا يَا جِبْرِيلُ قَالَ هَذَا آدَمُ ، وَهَذِهِ الأَسْوِدَةُ عَنْ يَمِينِهِ ، وَعَنْ شِمَالِهِ نَسَمُ بَنِيهِ ، فَأَهْلُ الْيَمِينِ مِنْهُمْ أَهْلُ الْجَنَّةِ ، وَالأَسْوِدَةُ الَّتِى عَنْ شِمَالِهِ أَهْلُ النَّارِ ، فَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ يَمِينِهِ ضَحِكَ ، وَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ شِمَالِهِ بَكَى ، ثُمَّ عَرَجَ بِى جِبْرِيلُ ، حَتَّى أَتَى السَّمَاءَ الثَّانِيَةَ ، فَقَالَ لِخَازِنِهَا افْتَحْ . فَقَالَ لَهُ خَازِنُهَا مِثْلَ مَا قَالَ الأَوَّلُ ، فَفَتَحَ » . قَالَ أَنَسٌ فَذَكَرَ أَنَّهُ وَجَدَ فِى السَّمَوَاتِ إِدْرِيسَ وَمُوسَى وَعِيسَى وَإِبْرَاهِيمَ ، وَلَمْ يُثْبِتْ لِى كَيْفَ مَنَازِلُهُمْ ، غَيْرَ أَنَّهُ قَدْ ذَكَرَ أَنَّهُ وَجَدَ آدَمَ فِى السَّمَاءِ الدُّنْيَا ، وَإِبْرَاهِيمَ فِى السَّادِسَةِ . وَقَالَ أَنَسٌ فَلَمَّا مَرَّ جِبْرِيلُ بِإِدْرِيسَ . قَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ . فَقُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا إِدْرِيسُ ، ثُمَّ مَرَرْتُ بِمُوسَى فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ . قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا مُوسَى . ثُمَّ مَرَرْتُ بِعِيسَى ، فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ . قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ عِيسَى . ثُمَّ مَرَرْتُ بِإِبْرَاهِيمَ ، فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالاِبْنِ الصَّالِحِ . قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا إِبْرَاهِيمُ . قَالَ وَأَخْبَرَنِى ابْنُ حَزْمٍ أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ وَأَبَا حَبَّةَ الأَنْصَارِىَّ كَانَا يَقُولاَنِ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « ثُمَّ عُرِجَ بِى حَتَّى ظَهَرْتُ لِمُسْتَوًى أَسْمَعُ صَرِيفَ الأَقْلاَمِ » . قَالَ ابْنُ حَزْمٍ وَأَنَسُ بْنُ مَالِكٍ - رضى الله عنهما - قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « فَفَرَضَ اللَّهُ عَلَىَّ خَمْسِينَ صَلاَةً ، فَرَجَعْتُ بِذَلِكَ حَتَّى أَمُرَّ بِمُوسَى ، فَقَالَ مُوسَى مَا الَّذِى فُرِضَ عَلَى أُمَّتِكَ قُلْتُ فَرَضَ عَلَيْهِمْ خَمْسِينَ صَلاَةً . قَالَ فَرَاجِعْ رَبَّكَ ، فَإِنَّ أُمَّتَكَ لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ . فَرَجَعْتُ فَرَاجَعْتُ رَبِّى فَوَضَعَ شَطْرَهَا ، فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى ، فَقَالَ رَاجِعْ رَبَّكَ ، فَذَكَرَ مِثْلَهُ ، فَوَضَعَ شَطْرَهَا ، فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى ، فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ رَاجِعْ رَبَّكَ ، فَإِنَّ أُمَّتَكَ لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ ، فَرَجَعْتُ فَرَاجَعْتُ رَبِّى فَقَالَ هِىَ خَمْسٌ ، وَهْىَ خَمْسُونَ ، لاَ يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَىَّ . فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى ، فَقَالَ رَاجِعْ رَبَّكَ . فَقُلْتُ قَدِ اسْتَحْيَيْتُ مِنْ رَبِّى ، ثُمَّ انْطَلَقَ ، حَتَّى أَتَى السِّدْرَةَ الْمُنْتَهَى ، فَغَشِيَهَا أَلْوَانٌ لاَ أَدْرِى مَا هِىَ ، ثُمَّ أُدْخِلْتُ { الْجَنَّةَ } فَإِذَا فِيهَا جَنَابِذُ اللُّؤْلُؤِ وَإِذَا تُرَابُهَا الْمِسْكُ » .
Tercemesi:
Bana Abdân, ona Abdullah (T); Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, onlara Yunus, ona İbn Şihâb ez-Zührî, ona Enes b. Mâlik, ona da Ebu Zer'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ben Mekke’deyken evimin çatısı açıldı ve Cebrail (as) indi. Göğsümü yardı ve onu zemzem suyu ile yıkadı. Sonra hikmet ve iman dolu altın bir tas getirdi ve onu göğsüme boşalttı. Ardından göğsümü kapattı. Elimden tutup beni semâya çıkardı. Dünya semâsına geldiğimizde Cebrail dünya semâsının bekçisine 'kapıyı aç' dedi. Bekçi 'kimdir o?' diye sorunca 'Cebrail!' diye cevap verdi. Bekçi 'yanında kimse var mı?' diye sordu. Cebrail (as) 'evet, yanımda Muhammed (sav) var' diye cevap verdi. Bekçi 'o gönderildi mi?' diye sordu. Cebrail 'evet' dedi. Bunun üzerine kapıyı açtı. Dünya semasına çıktığımızda bir adam gördük. Sağında bir karaltı, solunda bir karaltı vardı. Sağ tarafa baktığında gülüyor, sol tarafa baktığında ise ağlıyordu. 'merhaba, salih peygamber, salih evlat' dedi. 'Ey Cebrail! Bu kim?' diye sordum. 'Bu Âdem'dir (as). Sağ ve sol tarafındaki bu karaltılar çocuklarının ruhlarıdır. Sağ taraftakiler cennetliklerdir. Sol taraftakiler ise cehennemliklerdir. Sağ tarafına bakınca güler, sol tarafına bakınca ağlar' dedi. Sonra Cebrail beni çıkarmaya devam etti ve ikinci göğe geldik. Oranın bekçisine 'Kapıyı aç' dedi. Buranın bekçisi de ona dünya semasının bekçisinin söylediği sözleri söyledi."
Enes b. Mâlik, "Hz. Peygamber (sav) gökyüzünün her bir katında Hz. Âdem, Hz. İdris, Hz. İsa ve Hz. Musa’yı (as) gördüğünü ifade etmiş, ancak onların konumlarından (hangi semada gördüğünden) bahsetmemiş, sadece Hz. Âdem’i (as) dünya semasında, Hz. İbrahim’i (as) ise altıncı semada gördüğünü zikretmiştir" dedi. (Hz. Peygamber (sav) anlatmaya şöyle devam etmiştir: "Cebrail Hz. İdris’e (as) uğrayınca Hz. İdris (as) 'merhaba, salih peygamber, salih kardeş' dedi. Ben 'bu kimdir?' diye sordum. Cebrail (as) 'bu İdris' diye cevap verdi. Sonra Musa’ya (as) uğradım. O da bana 'merhaba, salih peygamber, salih kardeş,' dedi. Cebrail’e (as) 'bu kimdir?' diye sordum. 'Bu Musa' diye cevap verdi. Sonra İsa’nın (as) yanına uğradım. O da bana 'merhaba, salih peygamber salih kardeş' dedi. Cebrail’e (as) 'bu kimdir?' diye sordum. Bana 'o Meryem oğlu İsadır' diye cevap verdi. Sonra Hz. İbrahim’in (as) yanına uğradım. O da bana 'merhaba, salih peygamber, salih evlad' dedi. Cebrail’e (as) 'bu kimdir?' diye sordum. Cebrail (as) 'İbrahim’dir' diye cevap verdi."
(İbn Şihâb der ki): bana İbn Hazm, ona da İbn Abbas ve İbn Habbe el-Ensârî'nin rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sonra beni o kadar yukarıya çıkardılar ki kalemlerin çızırtısını duyar hale geldim."
İbn Hazm ve Enes b. Mâlik'in (r. anhuma) rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Ben bu emirle döndüm ve Hz. Musa’nın yanına uğradım. Bana 'Rabbin ümmetine ne farz kıldı?' diye sordu. 'Elli vakit namaz farz kıldı' dedim. Bana 'Rabbine dönüp müracaat et, ümmetin buna güç yetiremez' dedi. Ben de Rabbime döndüm. Elli vakit namazı yarıya indirdi. Tekrar Musa’nın yanına döndüm ve ona durumu anlattım. 'Rabbine dönüp tekrar hafifletmesini iste, ümmetin buna güç yetiremez' dedi. Ben de Rabbime dönüp tekrar niyaz ettim. Rabbim 'O beş vakittir. (Ama) sevap olarak (ellidir). Ben de söz değişmez' buyurdu. Sonra Musa’ya (as) tekrar döndüm. O 'Rabbine bir kez daha müracaat et' dedi. 'Artık Rabbimden haya ediyorum' dedim. sonra yürüdük, Sidretülmüntehâ'ya geldik. Orayı bilmediğim bir sürü renk kuşatmıştı. Sonra cennete girdim. Orada inciden kubbeler vardı. Toprağı da miskti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ehadîsü'l-Enbiya 5, 1/865
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Anbese b. Halid el-Kuraşi (Anbese b. Halid b. Yezid b. Ebu Nicad)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Mirac,
Mirac, İsra
Namaz, mahiyeti
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّ إِذَا ذَكَرَهَا ، لاَ كَفَّارَةَ لَهَا إِلاَّ ذَلِكَ » . ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) قَالَ مُوسَى قَالَ هَمَّامٌ سَمِعْتُهُ يَقُولُ بَعْدُ ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) وَقَالَ حَبَّانُ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسٌ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Habban b. Hilal arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278152, B000597-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّ إِذَا ذَكَرَهَا ، لاَ كَفَّارَةَ لَهَا إِلاَّ ذَلِكَ » . ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) قَالَ مُوسَى قَالَ هَمَّامٌ سَمِعْتُهُ يَقُولُ بَعْدُ ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) وَقَالَ حَبَّانُ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسٌ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym ve Musa b. İsmail, onlara Hemmâm, ona Katade, ona Enes, o, Nebi’den (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Kim bir namazı kılmayı unutursa onu hatırladığında kılıversin. Çünkü onun bundan başka bir kefareti yoktur.” “Beni hatırlamak için namaza kalk” (Taha 20/14).
Musa dedi ki: Hemmâm dedi ki: Ben onu (Katade’yi) daha sonra “ve ekimi’s-salate li’z-zikrâ: hatırlamak için namaz kıl” dediğini dinledim.
Habban dedi ki: Bize Hemmâm, ona Katade, ona Enes, o, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Habban b. Hilal arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mevâkîtu's-Salât 37, 1/310
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
4. Ebu Habib Habban b. Hilal el-Bahilî (Habban b. Hilal b. Habib)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, mahiyeti
Namaz, unutarak namazı geçirmek,
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّ إِذَا ذَكَرَهَا ، لاَ كَفَّارَةَ لَهَا إِلاَّ ذَلِكَ." ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) قَالَ مُوسَى قَالَ هَمَّامٌ سَمِعْتُهُ يَقُولُ بَعْدُ ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى )
وَقَالَ حَبَّانُ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسٌ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4020, B000597
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّ إِذَا ذَكَرَهَا ، لاَ كَفَّارَةَ لَهَا إِلاَّ ذَلِكَ." ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) قَالَ مُوسَى قَالَ هَمَّامٌ سَمِعْتُهُ يَقُولُ بَعْدُ ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى )
وَقَالَ حَبَّانُ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسٌ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym ve Musa b. İsmail, onlara Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kim bir vakit namaz kılmayı unutmuşsa, onu hatırladığında kılıversin. Çünkü onun bundan başka bir keffareti yoktur." “Beni hatırlamak için namaza kalk!” (Taha 20/14)
Musa dedi ki: Hemmâm dedi ki: Daha sonra ben onu (Katâde’yi): “Beni hatırlamak için namaza kalk,” derken işittim.
Habbân da: Bize Hemmâm, ona Katâde, ona Enes Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etti, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mevâkîtu's-Salât 37, 1/310
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, mahiyeti
Namaz, unutarak namazı geçirmek,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22446, N000619
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ وَاصِلِ بْنِ عَبْدِ الأَعْلَى حَدَّثَنَا يَعْلَى قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا نَسِيتَ الصَّلاَةَ فَصَلِّ إِذَا ذَكَرْتَ فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يَقُولُ ( أَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) » . قَالَ عَبْدُ الأَعْلَى حَدَّثَنَا بِهِ يَعْلَى مُخْتَصَرًا .
Tercemesi:
Bize Abdüla‘lâ b. Vâsıl b. Abdüla‘lâ, ona Ya‘lâ, ona Muhammed b. İshak, ona ez-Zührî, ona Saîd, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Namazı unuttuğun takdirde hatırlayınca namazı kılıver. Çünkü yüce Allah: “Beni anmak için namazı kıl” (Taha, 20/14) buyurmaktadır.
Abdüla‘lâ dedi ki: Bu hadisi bize Ya‘lâ muhtasar olarak rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Mevâkît 54, /2126
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
6. Abdüla'la b. Vasıl el-Esedi (Abdüla'la b. Vasıl b. Abdüla'la b. Hilal)
Konular:
Namaz, Dindeki Yeri, Müslüman Üzerindeki Etkisi
Namaz, Farziyeti
Namaz, kaza etmek
Namaz, mahiyeti
Namaz, terk edenin cezası ve hükmü
Namaz, unutarak namazı geçirmek,
Namaz, vakti geçtikten sonra kılmak
Namaz, vaktinde eda etmek, geciktirmemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22447, N000620
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ سَوَّادِ بْنِ الأَسْوَدِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّهَا إِذَا ذَكَرَهَا فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى قَالَ ( وأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) » .
Tercemesi:
Bize Amr b. Sevvad b. Amr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Kim namazı unutur da kılamaz ise hatırladığı an kılsın çünkü Allah: (20 Taha 14) de şöyle buyuruyor:"
"Beni anıp hatırlamak için namazında devamlı ve duyarlı ol."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Mevâkît 54, /2126
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Amr b. Sevvad el-Kuraşî (Amr b. Sevvad b. Esved)
Konular:
Namaz, Dindeki Yeri, Müslüman Üzerindeki Etkisi
Namaz, mahiyeti
Namaz, terk edenin cezası ve hükmü
Namaz, unutarak namazı geçirmek,
Namaz, vakti geçtikten sonra kılmak
Namaz, vaktinde eda etmek, geciktirmemek
أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّهَا إِذَا ذَكَرَهَا فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يَقُولُ ( أَقِمِ الصَّلاَةِ لِلذِّكْرَى ) » . قُلْتُ لِلزُّهْرِىِّ هَكَذَا قَرَأَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ نَعَمْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22448, N000621
Hadis:
أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّهَا إِذَا ذَكَرَهَا فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يَقُولُ ( أَقِمِ الصَّلاَةِ لِلذِّكْرَى ) » . قُلْتُ لِلزُّهْرِىِّ هَكَذَا قَرَأَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ نَعَمْ .
Tercemesi:
Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle buyuruyor: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Kim namaz kılmayı unutursa hatırlayınca hemen kılsın. Çünkü Allah: (20 Taha: 14) de şöyle buyurur:"
"Beni anıp hatırlamak için namazında devamlı ve duyarlı ol." Zühri'ye dedim ki: 'Rasulullah (sav) bu şekilde okudu mu?" O da: 'Evet' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Mevâkît 54, /2126
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Süveyd b. Nasr el-Mervezi (Süveyd b. Nasr b. Süveyd)
Konular:
Namaz, Dindeki Yeri, Müslüman Üzerindeki Etkisi
Namaz, mahiyeti
Namaz, terk edenin cezası ve hükmü
Namaz, unutarak namazı geçirmek,
Namaz, vakti geçtikten sonra kılmak
Namaz, vaktinde eda etmek, geciktirmemek
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّ إِذَا ذَكَرَهَا ، لاَ كَفَّارَةَ لَهَا إِلاَّ ذَلِكَ » . ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) قَالَ مُوسَى قَالَ هَمَّامٌ سَمِعْتُهُ يَقُولُ بَعْدُ ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) وَقَالَ حَبَّانُ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسٌ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278151, B000597-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّ إِذَا ذَكَرَهَا ، لاَ كَفَّارَةَ لَهَا إِلاَّ ذَلِكَ » . ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) قَالَ مُوسَى قَالَ هَمَّامٌ سَمِعْتُهُ يَقُولُ بَعْدُ ( وَأَقِمِ الصَّلاَةَ لِذِكْرِى ) وَقَالَ حَبَّانُ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسٌ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym ve Musa b. İsmail, onlara Hemmâm, ona Katade, ona Enes’in rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Kim bir namazı unutursa onu hatırladığında kılsın, çünkü onun bundan başka bir kefareti yoktur.” “Ve beni hatırlamak için namaza kalk” (Taha 20/14)
Musa dedi ki: Hemmâm dedi ki: Ben onu (Katade’yi) daha sonra: “ve Ekimî’s-salâte li’z-zikrâ: hatırlamak için namaz kıl” dediğini dinledim.
Habban dedi ki: Bize Hemmâm, ona Katade, ona Enes, o, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mevâkîtu's-Salât 37, 1/310
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, mahiyeti
Namaz, unutarak namazı geçirmek,