Bize Muhammed b. Seleme, ona İbn Vehb, ona İbn Lehîa ve Hayve b. Şureyh ve Said b. Ebu Eyyüb, onlara Ka'b b. Alkame, ona Abdurrahman b. Cübeyr, ona da Abdullah b. Amr b. Âs, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Müezzini işittiğinizde onun söylediklerini siz de söyleyin. Bittiğinde bana salât ve selamda bulunun. Zira bana bir kez salât ve selamda bulunana, Allah on kez rahmet eder. Ardından benim için Allah'tan vesileyi isteyin. Vesile, cennette bir makam olup sadece Allah Teâlâ'nın bir kuluna nasip olur. O kulun ben olacağımı ümit ediyorum. Allah'tan benim için vesileyi isteyen şefaatimi hak eder."
Açıklama: Salat kelimesine; dua, tazim, övgü/yüceltmet, rahmet, istiğfar, bereket, kraat, desteklemek, birleştirmek vb. anlamlar verilmektedir. Burada hitabın muhatabına göre bir anlam tercih edildiği için, Allah'ın kuluna salatı, rahmet etmesi olarak değerlendirilmektedir. En üstünlüğü ifade eden vesile duası, aidiyet bilincini inşa etmenin aracı olarak görülmektedir. Zira en üstün pozisyonda olan peygambere ümmet olmak ayrıcalıklı bir durum olarak görülecektir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5434, D000523
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنِ ابْنِ لَهِيعَةَ وَحَيْوَةَ وَسَعِيدِ بْنِ أَبِى أَيُّوبَ عَنْ كَعْبِ بْنِ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"إِذَا سَمِعْتُمُ الْمُؤَذِّنَ فَقُولُوا مِثْلَ مَا يَقُولُ ثُمَّ صَلُّوا عَلَىَّ فَإِنَّهُ مَنْ صَلَّى عَلَىَّ صَلاَةً صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ بِهَا عَشْرًا ثُمَّ سَلُوا اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لِىَ الْوَسِيلَةَ فَإِنَّهَا مَنْزِلَةٌ فِى الْجَنَّةِ لاَ تَنْبَغِى إِلاَّ لِعَبْدٍ مِنْ عِبَادِ اللَّهِ تَعَالَى وَأَرْجُو أَنْ أَكُونَ أَنَا هُوَ فَمَنْ سَأَلَ اللَّهَ لِىَ الْوَسِيلَةَ حَلَّتْ عَلَيْهِ الشَّفَاعَةُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme, ona İbn Vehb, ona İbn Lehîa ve Hayve b. Şureyh ve Said b. Ebu Eyyüb, onlara Ka'b b. Alkame, ona Abdurrahman b. Cübeyr, ona da Abdullah b. Amr b. Âs, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Müezzini işittiğinizde onun söylediklerini siz de söyleyin. Bittiğinde bana salât ve selamda bulunun. Zira bana bir kez salât ve selamda bulunana, Allah on kez rahmet eder. Ardından benim için Allah'tan vesileyi isteyin. Vesile, cennette bir makam olup sadece Allah Teâlâ'nın bir kuluna nasip olur. O kulun ben olacağımı ümit ediyorum. Allah'tan benim için vesileyi isteyen şefaatimi hak eder."
Açıklama:
Salat kelimesine; dua, tazim, övgü/yüceltmet, rahmet, istiğfar, bereket, kraat, desteklemek, birleştirmek vb. anlamlar verilmektedir. Burada hitabın muhatabına göre bir anlam tercih edildiği için, Allah'ın kuluna salatı, rahmet etmesi olarak değerlendirilmektedir. En üstünlüğü ifade eden vesile duası, aidiyet bilincini inşa etmenin aracı olarak görülmektedir. Zira en üstün pozisyonda olan peygambere ümmet olmak ayrıcalıklı bir durum olarak görülecektir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 36, /130
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Abdurrahman b. Cübeyr el-Müezzin (Abdurrahman b. Cübeyr)
3. Ka'b b. Alkame et-Tenûhi (Ka'b b. Alkame b. Ka'b b. Adi)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Lehîa el-Hadramî (Abdullah b. Lehîa b. Ukbe)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Şefaat, şefaat
Vesile, vesîle makamı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32238, B004714
Hadis:
حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا يَحْيَى حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنِى سُلَيْمَانُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى مَعْمَرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ ( إِلَى رَبِّهِمِ الْوَسِيلَةَ ) قَالَ كَانَ نَاسٌ مِنَ الإِنْسِ يَعْبُدُونَ نَاسًا مِنَ الْجِنِّ ، فَأَسْلَمَ الْجِنُّ ، وَتَمَسَّكَ هَؤُلاَءِ بِدِينِهِمْ . زَادَ الأَشْجَعِىُّ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ الأَعْمَشِ . ( قُلِ ادْعُوا الَّذِينَ زَعَمْتُمْ ) .
Tercemesi:
Bana Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Ebu Ma‘mer, ona da Abdullah’ın: “Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile (yol) ararlar” (İsra, 17/56) buyruğu hakkında dedi ki: İnsanlardan bazı kimseler cinlerden bazı kimselere ibadet ediyorlardı. Cinler İslam’a girdikleri halde, öbürleri kendi dinlerine sımsıkı bağlı kalmaya devam ettiler. El-Eşcaî’nin Süfyan’dan rivayetine göre el-A‘meş, rivayetinde: “De ki: Onu bırakıp boş yere ilah diye zannettiklerinizi çağırın” (İsra, 17/56) buyruğunu da ilave etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 7, 2/213
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Mamer Abdullah b. Sahbera el-Ezdî (Abdullah b. Sahbera)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Cin, Cinler
KTB, CİNLER
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Şirk, şirk koşmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17060, B002371
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْخَيْلُ لِرَجُلٍ أَجْرٌ ، وَلِرَجُلٍ سِتْرٌ ، وَعَلَى رَجُلٍ وِزْرٌ ، فَأَمَّا الَّذِى لَهُ أَجْرٌ فَرَجُلٌ رَبَطَهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، فَأَطَالَ بِهَا فِى مَرْجٍ أَوْ رَوْضَةٍ ، فَمَا أَصَابَتْ فِى طِيَلِهَا ذَلِكَ مِنَ الْمَرْجِ أَوِ الرَّوْضَةِ كَانَتْ لَهُ حَسَنَاتٍ ، وَلَوْ أَنَّهُ انْقَطَعَ طِيَلُهَا فَاسْتَنَّتْ شَرَفًا أَوْ شَرَفَيْنِ كَانَتْ آثَارُهَا وَأَرْوَاثُهَا حَسَنَاتٍ لَهُ ، وَلَوْ أَنَّهَا مَرَّتْ بِنَهَرٍ فَشَرِبَتْ مِنْهُ وَلَمْ يُرِدْ أَنْ يَسْقِىَ كَانَ ذَلِكَ حَسَنَاتٍ لَهُ ، فَهِىَ لِذَلِكَ أَجْرٌ ، وَرَجُلٌ رَبَطَهَا تَغَنِّيًا وَتَعَفُّفًا ثُمَّ لَمْ يَنْسَ حَقَّ اللَّهِ فِى رِقَابِهَا وَلاَ ظُهُورِهَا ، فَهِىَ لِذَلِكَ سِتْرٌ ، وَرَجُلٌ رَبَطَهَا فَخْرًا وَرِيَاءً وَنِوَاءً لأَهْلِ الإِسْلاَمِ ، فَهِىَ عَلَى ذَلِكَ وِزْرٌ » . وَسُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْحُمُرِ فَقَالَ « مَا أُنْزِلَ عَلَىَّ فِيهَا شَىْءٌ إِلاَّ هَذِهِ الآيَةُ الْجَامِعَةُ الْفَاذَّةُ ( فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ * وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ )
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih (Zekvân) es-Semmân, ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "At bazısı için sevaptır. Bazısı için bir örtüdür. Bazısı için de günahtır. At, kendisi için sevap olan kimseye gelince, o kimse atını Allah yolunda kullanır. O kimse atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede otlarken onun yediği her ot sahibi için bir sevap olarak yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibine sevap kazandırır. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su sahibi için sevap olur. İşte bu at onun için sevap vesilesidir.
Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için bağlayan (kullanan), sonra da Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için at (fakirliğe karşı) bir örtüdür. Atını övünmek, gösteriş yapmak, Müslümanlara düşmanlık etmek için bağlayan kimse için ise bu at günah sebebi olur."
Rasulullah'a (sav) eşekler hakkında soruldu. O (sav) da: "Bana, her hükmü bir araya getiren şu özet olan ayetten başka bir şey indirilmedi: 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Müsâkât 12, 1/661
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Cihad, hazırlık
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Niyet, Zihin inşası
Riya, Riyakarlık, gösteriş için iş yapmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29036, B002860
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْخَيْلُ لِثَلاَثَةٍ لِرَجُلٍ أَجْرٌ ، وَلِرَجُلٍ سِتْرٌ ، وَعَلَى رَجُلٍ وِزْرٌ ، فَأَمَّا الَّذِى لَهُ أَجْرٌ فَرَجُلٌ رَبَطَهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، فَأَطَالَ فِى مَرْجٍ أَوْ رَوْضَةٍ ، فَمَا أَصَابَتْ فِى طِيَلِهَا ذَلِكَ مِنَ الْمَرْجِ أَوِ الرَّوْضَةِ كَانَتْ لَهُ حَسَنَاتٍ ، وَلَوْ أَنَّهَا قَطَعَتْ طِيَلَهَا فَاسْتَنَّتْ شَرَفًا أَوْ شَرَفَيْنِ كَانَتْ أَرْوَاثُهَا وَآثَارُهَا حَسَنَاتٍ لَهُ ، وَلَوْ أَنَّهَا مَرَّتْ بِنَهَرٍ فَشَرِبَتْ مِنْهُ وَلَمْ يُرِدْ أَنْ يَسْقِيَهَا كَانَ ذَلِكَ حَسَنَاتٍ لَهُ ، وَرَجُلٌ رَبَطَهَا فَخْرًا وَرِئَاءً وَنِوَاءً لأَهْلِ الإِسْلاَمِ فَهْىَ وِزْرٌ عَلَى ذَلِكَ » . وَسُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْحُمُرِ ، فَقَالَ « مَا أُنْزِلَ عَلَىَّ فِيهَا إِلاَّ هَذِهِ الآيَةُ الْجَامِعَةُ الْفَاذَّةُ ( فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ * وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ) .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih es-Semmâm, ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "At, üç (sınıf insan) içindir. Kimisi için sevaptır, kimisi için örtüdür, kimisi için de günahtır. Atın kendisi için sevap olduğu kimseye gelince, o öyle bir adamdır ki atını Allah yolunda bağlamıştır (kullanmıştır). Atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede otlarken (onun yediği her ot için) sahibine sevap yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibi için sevap vesilesidir. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su sahibi için sevap vesilesidir. İşte bu at onun için sevap vesilesi olur. Şayet bir adam, atını övünmek, gösteriş yapmak ve Müslümanlara düşmanlık etmek için bağlarsa (kullanırsa) bu kimse için de bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler hakkında soruldu. O (sav) da: "Bana, her hükmü bir araya getiren şu özet olan ayetten başka bir şey indirilmedi dedi ve: 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 48, 1/767
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Cihad, hazırlık
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29524, B007356
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْخَيْلُ لِثَلاَثَةٍ لِرَجُلٍ أَجْرٌ ، وَلِرَجُلٍ سِتْرٌ ، وَعَلَى رَجُلٍ وِزْرٌ ، فَأَمَّا الَّذِى لَهُ أَجْرٌ فَرَجُلٌ رَبَطَهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَأَطَالَ فِى مَرْجٍ أَوْ رَوْضَةٍ ، فَمَا أَصَابَتْ فِى طِيَلِهَا ذَلِكَ الْمَرْجِ وَالرَّوْضَةِ كَانَ لَهُ حَسَنَاتٍ ، وَلَوْ أَنَّهَا قَطَعَتْ طِيَلَهَا فَاسْتَنَّتْ شَرَفًا أَوْ شَرَفَيْنِ كَانَتْ آثَارُهَا وَأَرْوَاثُهَا حَسَنَاتٍ لَهُ ، وَلَوْ أَنَّهَا مَرَّتْ بِنَهَرٍ فَشَرِبَتْ مِنْهُ وَلَمْ يُرِدْ أَنْ يَسْقِىَ بِهِ كَانَ ذَلِكَ حَسَنَاتٍ لَهُ ، وَهِىَ لِذَلِكَ الرَّجُلِ أَجْرٌ ، وَرَجُلٌ رَبَطَهَا تَغَنِّيًا وَتَعَفُّفًا وَلَمْ يَنْسَ حَقَّ اللَّهِ فِى رِقَابِهَا وَلاَ ظُهُورِهَا ، فَهْىَ لَهُ سِتْرٌ ، وَرَجُلٌ رَبَطَهَا فَخْرًا وَرِيَاءً ، فَهِىَ عَلَى ذَلِكَ وِزْرٌ » . وَسُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْحُمُرِ قَالَ « مَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَىَّ فِيهَا إِلاَّ هَذِهِ الآيَةَ الْفَاذَّةَ الْجَامِعَةَ ( فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ * وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ) .
Tercemesi:
Bize İsmail (b. Ebu Üveys), ona Malik (b. Enes), ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih (Zekvân) es-Semmâm, ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "At, üç (sınıf insan) içindir. Kimisi için sevaptır, kimisi için örtüdür, kimisi için de günahtır. Atın kendisi için sevap olduğu kimseye gelince, o öyle bir adamdır ki atını Allah yolunda bağlamıştır (kullanmıştır). Atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede otlarken (onun yediği her ot için) sahibine sevap yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibi için sevap vesilesidir. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su sahibi için sevap vesilesidir. İşte bu at onun için sevap vesilesi olur. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için bağlayan (kullanan), sonra da Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için bu at (fakirliğe karşı) bir örtüdür. Şayet bir adam, atını övünmek ve gösteriş yapmak için bağlarsa (kullanırsa) bu kimse için de bu at günah sebebi olur."
Rasulullah'a (sav) eşekler hakkında soruldu. O (sav) da: "Bana, her hükmü bir araya getiren şu özet olan ayetten başka bir şey indirilmedi dedi ve 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İ'tisâm bi'l-Kitâb ve's-Sünneti 24, 2/737
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Cihad, hazırlık
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32239, B004715
Hadis:
حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ خَالِدٍ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى مَعْمَرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنه - فِى هَذِهِ الآيَةِ ( الَّذِينَ يَدْعُونَ يَبْتَغُونَ إِلَى رَبِّهِمِ الْوَسِيلَةَ ) قَالَ نَاسٌ مِنَ الْجِنِّ { كَانُوا } يُعْبَدُونَ فَأَسْلَمُوا .
Tercemesi:
Bize Bişr b. Hâlid, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu‘be, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Ebu Ma‘mer, o, Abdullah’tan (ra) şu: “Onların o tapındıkları da Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile (yol) ararlar” (İsra, 17/57) buyruğu hakkında: Bunlar kendilerine ibadet olunan cinlerden bir takım kimselerdi, sonradan İslam’a girdiler, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 8, 2/213
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Mamer Abdullah b. Sahbera el-Ezdî (Abdullah b. Sahbera)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
7. Bişr b. Halid el-Askeri (Bişr b. Halid)
Konular:
Cin, Cinler
KTB, CİNLER
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287305, B004714-2
Hadis:
حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا يَحْيَى حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنِى سُلَيْمَانُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى مَعْمَرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ ( إِلَى رَبِّهِمِ الْوَسِيلَةَ ) قَالَ كَانَ نَاسٌ مِنَ الإِنْسِ يَعْبُدُونَ نَاسًا مِنَ الْجِنِّ ، فَأَسْلَمَ الْجِنُّ ، وَتَمَسَّكَ هَؤُلاَءِ بِدِينِهِمْ . زَادَ الأَشْجَعِىُّ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ الأَعْمَشِ . ( قُلِ ادْعُوا الَّذِينَ زَعَمْتُمْ ) .
Tercemesi:
Bana Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Ebu Ma‘mer, ona da Abdullah’ın: “Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile (yol) ararlar” (İsra, 17/56) buyruğu hakkında dedi ki: İnsanlardan bazı kimseler cinlerden bazı kimselere ibadet ediyorlardı. Cinler İslam’a girdikleri halde, öbürleri kendi dinlerine sımsıkı bağlı kalmaya devam ettiler. El-Eşcaî’nin Süfyan’dan rivayetine göre el-A‘meş, rivayetinde: “De ki: Onu bırakıp boş yere ilah diye zannettiklerinizi çağırın” (İsra, 17/56) buyruğunu da ilave etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 7, 2/213
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Mamer Abdullah b. Sahbera el-Ezdî (Abdullah b. Sahbera)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Abdurrahman Ubeydullah b. Ubeydurrahman el-Eşcei (Ubeydullah b. Ubeydurrahman)
Konular:
Cin, Cinler
KTB, CİNLER
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Şirk, şirk koşmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33553, B004962
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْخَيْلُ لِثَلاَثَةٍ ، لِرَجُلٍ أَجْرٌ ، وَلِرَجُلٍ سِتْرٌ ، وَعَلَى رَجُلٍ وِزْرٌ ، فَأَمَّا الَّذِى لَهُ أَجْرٌ فَرَجُلٌ رَبَطَهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَأَطَالَ لَهَا فِى مَرْجٍ أَوْ رَوْضَةٍ ، فَمَا أَصَابَتْ فِى طِيَلِهَا ذَلِكَ فِى الْمَرْجِ وَالرَّوْضَةِ ، كَانَ لَهُ حَسَنَاتٍ ، وَلَوْ أَنَّهَا قَطَعَتْ طِيَلَهَا فَاسْتَنَّتْ شَرَفًا أَوْ شَرَفَيْنِ كَانَتْ آثَارُهَا وَأَرْوَاثُهَا حَسَنَاتٍ لَهُ ، وَلَوْ أَنَّهَا مَرَّتْ بِنَهَرٍ فَشَرِبَتْ مِنْهُ وَلَمْ يُرِدْ أَنْ يَسْقِىَ بِهِ كَانَ ذَلِكَ حَسَنَاتٍ لَهُ فَهْىَ لِذَلِكَ الرَّجُلِ أَجْرٌ ، وَرَجُلٌ رَبَطَهَا تَغَنِّيًا وَتَعَفُّفًا وَلَمْ يَنْسَ حَقَّ اللَّهِ فِى رِقَابِهَا وَلاَ ظُهُورِهَا فَهْىَ لَهُ سِتْرٌ ، وَرَجُلٌ رَبَطَهَا فَخْرًا وَرِئَاءً وَنِوَاءً فَهْىَ عَلَى ذَلِكَ وِزْرٌ . فَسُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْحُمُرِ . قَالَ « مَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَىَّ فِيهَا إِلاَّ هَذِهِ الآيَةَ الْفَاذَّةَ الْجَامِعَةَ ( فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ * وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ )
Tercemesi:
Bize İsmail b. Abdullah, ona Malik (b. Enes), ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih (Zekvân) es-Semmâm, ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "At, üç (sınıf insan) içindir. Kimisi için sevaptır, kimisi için örtüdür, kimisi için de günahtır. Atın kendisi için sevap olduğu kimseye gelince, o öyle bir adamdır ki atını Allah yolunda bağlamıştır (kullanmıştır). Atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede otlarken (onun yediği her ot için) sahibine sevap yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibi için sevap vesilesidir. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su sahibi için sevap vesilesidir. İşte bu at onun için sevap vesilesi olur. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için bağlayan (kullanan), sonra da Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için at (fakirliğe karşı) bir örtüdür. Atını övünmek, gösteriş yapmak ve (Müslümanlara düşmanlık) niyetiyle bağlayan (kullanan) kimse için ise bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler hakkında soruldu. O (sav) da: "Bana, her hükmü bir araya getiren şu özet olan ayetten başka bir şey indirilmedi dedi ve: 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/305
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Kur'an, Surelerin, Ayetlerin Faziletleri
Niyet, at besleme, niyete göre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34534, B003646
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْخَيْلُ لِثَلاَثَةٍ لِرَجُلٍ أَجْرٌ ، وَلِرَجُلٍ سِتْرٌ وَعَلَى رَجُلٍ وِزْرٌ . فَأَمَّا الَّذِى لَهُ أَجْرٌ ، فَرَجُلٌ رَبَطَهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، فَأَطَالَ لَهَا فِى مَرْجٍ أَوْ رَوْضَةٍ ، وَمَا أَصَابَتْ فِى طِيَلِهَا مِنَ الْمَرْجِ أَوِ الرَّوْضَةِ كَانَتْ لَهُ حَسَنَاتٍ ، وَلَوْ أَنَّهَا قَطَعَتْ طِيَلَهَا ، فَاسْتَنَّتْ شَرَفًا أَوْ شَرَفَيْنِ ، كَانَتْ أَرْوَاثُهَا حَسَنَاتٍ لَهُ ، وَلَوْ أَنَّهَا مَرَّتْ بِنَهْرٍ فَشَرِبَتْ ، وَلَمْ يُرِدْ أَنْ يَسْقِيَهَا ، كَانَ ذَلِكَ لَهُ حَسَنَاتٍ ، وَرَجُلٌ رَبَطَهَا تَغَنِّيًا وَسِتْرًا وَتَعَفُّفًا ، لَمْ يَنْسَ حَقَّ اللَّهِ فِى رِقَابِهَا وَظُهُورِهَا ، فَهِىَ لَهُ كَذَلِكَ سِتْرٌ . وَرَجُلٌ رَبَطَهَا فَخْرًا وَرِيَاءً ، وَنِوَاءً لأَهْلِ الإِسْلاَمِ فَهْىَ وِزْرٌ . وَسُئِلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْحُمُرِ فَقَالَ « مَا أُنْزِلَ عَلَىَّ فِيهَا إِلاَّ هَذِهِ الآيَةُ الْجَامِعَةُ الْفَاذَّةُ ( فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ * وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ) .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik (b. Enes), ona Zeyd b. Eslem, ona Ebu Salih (Zekvân) es-Semmâm, ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) (ra) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "At, üç (sınıf insan) içindir. Kimisi için sevaptır, kimisi için örtüdür, kimisi için de günahtır. Atın kendisi için sevap olduğu kimseye gelince, o öyle bir adamdır ki atını Allah yolunda bağlamıştır (kullanmıştır). Atın yularını da uzun tutup bir çayıra veya bahçeye bırakmıştır. At uzun yularına bağlı halde bu çayırda veya bahçede otlarken (onun yediği her ot için) sahibine sevap yazılır. Şayet at yularını koparsa şahlanarak bir veya iki yüksek yerde koşsa, (bu dolaşmasındaki) ayak izleri hatta onun tezeği bile sahibi için sevap vesilesidir. Şayet o at, bir nehre gelse ve oradan su içse, sahibi onu sulamak istememiş olsa bile, içtiği su sahibi için sevap vesilesidir. İşte bu at onun için sevap vesilesi olur. Atını insanlardan bir şey istememek ve iffetini korumak için bağlayan (kullanan), sonra da Allah'ın hayvanı üzerindeki hakkını ve hayvanına eziyet etmemesi gerektiğini unutmayan kimse için bu at (fakirliğe karşı) bir örtüdür. Şayet bir adam, atını övünmek, gösteriş yapmak ve Müslümanlara düşmanlık niyetiyle bağlarsa (kullanırsa) bu kimse için de bu at günah sebebi olur." Rasulullah'a (sav) eşekler hakkında soruldu. O (sav) da: "Bana, her hükmü bir araya getiren şu özet olan ayetten başka bir şey indirilmedi dedi ve: 'Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir (Zilzal, 7-8)' ayetini okudu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Menâkıb 28, 1/930
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Hayvanlar, At Beslemek, etinden, sütünden vs. faydalanmak
Hayvanlar, At, atların fazileti, önemi
Kulluk, Allah'a ulaştıracak vesileler armak
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Niyet, at besleme, niyete göre