Öneri Formu
Hadis Id, No:
210601, İHS000450
Hadis:
450 - أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْحُبَابِ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ، عَنِ الْعَلَاءِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: أَتَى رَجُلٌ، فقَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِنَّ لِي قَرَابَةً أَصِلُهُمْ وَيَقْطَعُونِي، وَيُسِيئُونَ إِلَيَّ وَأُحْسِنُ إِلَيْهِمْ، وَيَجْهَلُونَ عَلَيَّ، وَأَحْلُمُ عَنْهُمْ، فقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «لَئِنْ كَانَ كَمَا تَقُولُ، فَكَأَنَّمَا تُسِفُّهُمُ الْمَلَّ، وَلَا يَزَالُ مَعَكَ مِنَ اللَّهِ ظُهَيْرٌ، مَا دُمْتَ عَلَى ذَلِكَ»
الْمَلُّ: رَمَادٌ يَكُونُ فِيهِ الشَّطْبَةُ.
Tercemesi:
Bize el-Fadl İbnü'l-Hubâb haber verdi: Bize el-Ka'nebî anlattı: Abdülazîz İbn Muhammed bize, el-Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den anlattı:
Bir adam gelerek şöyle dedi: Ey Allâh'ın Elçisi, benim akrabalarım var. Onlarla ilişkimi sürdürmeye çalışıyorum ama onlar kesmeye çalışıyorlar; onlar bana kötü davranıyorlar, bense onlara iyilik yapıyorum; onlar bana değer vermiyorlar ama ben hep alttan alıyorum. Bunun üzerine Allâh'ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu: Eğer senin dediğin gibiyse, sen onları kızgın külle besliyorsun demektir. Sen bu halde olduğun sürece, Allâh katından senin yanında bir yardımcı eksik olmaz.
المَلُّ : İçinde köz bulunan kül.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 450, 2/195
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
210602, İHS000451
Hadis:
451 - أَخْبَرَنَا عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْهَمْدَانِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا بُنْدَارٌ، قَالَ: حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ: حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنِ الْعَلَاءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَجُلًا، قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِنَّ لِي قَرَابَةً أَصِلُهُمْ، وَيَقْطَعُونِي، وَأُحْسِنُ إِلَيْهِمْ وَيُسِيئُونَ إِلَيَّ، وَأَحْلُمُ عَنْهُمْ وَيَجْهَلُونَ عَلَيَّ، فقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «لَئِنْ كَانَ كَمَا تَقُولُ، لَكَأَنَّمَا تُسِفُّهُمُ الْمَلَّ، وَلَا يَزَالُ مَعَكَ مِنَ اللَّهِ ظُهَيْرٌ، مَا دُمْتَ عَلَى ذَلِكَ».
Tercemesi:
Bize Ömer İbn Muhammed el-Hemdânî haber verdi: Bize Bündâr anlattı: Bize Muhammed anlattı: Şu'be bize, el-Alâ İbn Abdurrahmân'dan, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den anlattı:
Bir adam: Ey Allâh'ın Elçisi, dedi, benim akrabalarım var. Onlar benimle ilişkilerini kesmeye çalışıyorlar, bense sürdürmeye çalışıyorum; Ben onlara iyilik yapıyorum, onlarsa bana kötü davranıyorlar; ben hep alttan alıyorum, ama onlar bana değer vermiyorlar. Bunu duyan Allâh'ın Peygamberi (s.a.v.) şöyle buyurdu: Eğer senin dediğin gibiyse, sen onları kızgın külle besliyorsun demektir. Sen bu halde olduğun sürece, Allâh katından senin yanında bir yardımcı eksik olmaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 451, 2/196
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
210655, İHS000504
Hadis:
504 - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ الْأَزْدِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ: أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى، قَالَ: حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ الْمِقْدَامِ بْنِ شُرَيْحِ بْنِ هَانِئٍ، عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ هَانِئٍ، عَنِ ابْنِ هَانِئٍ: أَنَّ هَانِئًا لَمَّا وَفَدَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَعَ قَوْمِهِ فَسَمِعَهُمْ يُكَنُّونَ هَانِئًا أَبَا الْحَكَمِ، فَدَعَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فقَالَ: «إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَكَمُ وَإِلَيْهِ الْحُكْمُ، فَلِمَ تُكَنَّى أَبَا الْحَكَمِ»؟، قَالَ: قَوْمِي إِذَا اخْتَلَفُوا فِي شَيْءٍ رَضُوا بِي حَكَمًا فَأَحْكُمُ بَيْنَهُمْ، فقَالَ: «إِنَّ ذَلِكَ لَحَسَنٌ، فَمَا لَكَ مِنَ الْوَلَدِ»؟، قَالَ شُرَيْحٌ، وَعَبْدُ اللَّهِ، وَمُسْلِمٌ، قَالَ: «فَأَيُّهُمْ أَكْبَرُ»؟، قَالَ: شُرَيْحٌ، قَالَ: «فَأَنْتَ أَبُو شُرَيْحٍ» فَدَعَا لَهُ وَلِوَلَدِهِ، فَلَمَّا أَرَادَ الْقَوْمُ الرُّجُوعَ إِلَى بِلَادِهِمْ، أَعْطَى كُلَّ رَجُلٍ مِنْهُمْ أَرْضًا حَيْثُ أَحَبَّ فِي بِلَادِهِ، قَالَ أَبُو شُرَيْحٍ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، أَخْبِرْنِي بِشَيْءٍ يُوجِبُ لِيَ الْجَنَّةَ، قَالَ: «طِيبُ الْكَلَامِ، وَبَذْلُ السَّلَامِ، وَإِطْعَامُ الطَّعَامِ».
Tercemesi:
Bize Abdullâh İbn Muhammed el-Ezdî haber verdi: Bize İshâk İbn İbrâhîm anlattı: Bize Yahyâ İbn Yahyâ haber verdi: Yezîd İbnü'l-Mıkdâm İbn Şurayh İbn Hâni' bize, el-Mıkdâm İbn Şurayh İbn Hâni'den o da İbn Hâni'den anlattı;
Hani, kavminden bir grupla, Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'e gittiklerinde, Peygamber (s.a.v.) onların, Hani'i, Ebü'l-Hakem künyesiyle çağırdıklarını işitmiş; bunun üzerine Hani'i çağırarak ona şöyle demiş:
-Hakem Allâh'tır, Hüküm de onundur; niye sana Ebü'l-Hakem diyorlar?
-Kavmim, bir konuda anlaşmazlığa düştüğünde, beni hakem tayin eder; ben de onların arasında hüküm veririm.
Bunu duyan Allâh'ın Elçisi (s.a.v.):
-Bu gerçekten güzel bir şey; peki senin çocuğun var mı? diye sordu.
-Evet var: Şurayh, Abdullâh ve Müslim.
-Peki bunların en büyüğü hangisi?
-Şurayh.
-O zaman sen, Ebû Şurayh'sın.
Bunun üzerine Allâh'ın Elçisi (s.a.v.) ona ve çocuğuna dua etti. Heyetin ülkesine geri dönme zamanı gelince, Peygamber (s.a.v.), heyetteki herkese ülkelerinden sevdikleri yerleri verdi. Ebû Şureyh: Ey Allâh'ın Elçisi, bana Cennet'i gerekli kılacak bir şeyi söyle! dedi. Buyurdu ki: Güzel söz söylemek, herkese selam vermek ve yemek yedirmek.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 504, 2/257
Senetler:
1. Ebu Şureyh Hani b. Yezid el-Mezhaci (Hani b. Yezid b. Nehik b. Düreyd)
2. Ebu Mikdam Şureyh b. Hâni el-Harisi (Şureyh b. Hâni b. Yezid b. Ka'b)
3. Mikdam b. Şurayh el-Harisî (Mikdam b. Şurayh b. Hânî b. Yezid)
4. Yezid b. Mikdam el-Harisi (Yezid b. Mikdam b. Şüreyh b. Hani)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
7. Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed en-Nisaburi (Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. Şireveyh)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Adab, sohbet adabı
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
KTB, SELAM
Selam, selamı yaymak
Teşvik edilenler, Yemek yedirmek, fazileti
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا حماد بن سلمة قال أخبرنا ثابت عن أنس : أن البراء بن مالك كان يحدو بالرجال وكان أنجشة يحدو بالنساء وكان حسن الصوت فقال النبي صلى الله عليه وسلم يا أنجشة رويدك سوقك بالقوارير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166452, EM001264
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا حماد بن سلمة قال أخبرنا ثابت عن أنس : أن البراء بن مالك كان يحدو بالرجال وكان أنجشة يحدو بالنساء وكان حسن الصوت فقال النبي صلى الله عليه وسلم يا أنجشة رويدك سوقك بالقوارير
Tercemesi:
Enes (Radiycliahu anh)'den rivayet edildiğine göre, Berâ ibni Malik erkeklere yol nağmesi yapardı. Enceşe de hanımlara yoî nağmesinde buiunurdu ve güzel sesli idi. Bunun için Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Ey Enceşe! Şişeleri yürütmende yavaş ol.»[1262]
Develerin nağme ile yürütülmesine «Huda ve Hıdâ = » denilir. Develere bimtlİ olarak yol alan hanımların kervanını sürdürmekte bulunan hizmetçi Enceşe'nin güzel sesiyle nağmeleyişİnİ Hz. Peygamber (Salkliahü Aleyhi ve Sellem) yasaklamamışlardır. Üstelik hanımlara tarizen şaka etmişlerdir; Bu Hâdîs-i Şerîf «Şaka» bahsinde 264 ve 883 sayıda geç-mis' olduğundan fazla bilgi için oraya müracaat edilsin.[1263]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1264, /954
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Adab, insani ilişkilerde nezaket, kabalık
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, üslubu, edebi sanatlar,
Kadın, bayanların eğitimi / ilim öğretmesi
Kadın, değeri ve konumu
Kadın, kadınlara iyi davranmak
Kadın-Erkek, kadın-erkek ilişkileri