Giriş

Bize İshak b. İbrahim b. Habîb, ona Mu'temir b. Süleyman, ona Leys, ona Mücahid, ona Abdullah b. Amr'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Dosdoğru olunuz, ancak bunu tam olarak başaramazsınız. Biliniz ki amellerinizin en faziletlilerinden birisi namazdır, abdesti de ancak (kâmil) mü'min koruyabilir."


    Öneri Formu
8703 İM000278 İbn Mâce, Tahâret, 4

Bize Ebû'l-Hüseyin b. Bişrân, ona Ebû Cafer Muhammed b. Amr er-Rezzâz, ona Muhammed b. Ubeydullah, ona Muhammed b. Ubeyd et-Tanâfisî ve Ebû Bedr Şucâ' b. el-Velîd, onlara Süleyman b. Mihrân el-A'meş, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra) Rasûlullah'tan (sav) rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak bunu tam olarak başaramazsınız! Biliniz ki sizin en faziletli -Ebû Bedr, en hayırlı dedi- ameliniz namazdır. Abdesti de, ancak (kâmil) mü’min muhafaza eder."


    Öneri Formu
137108 BS000385 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 132

Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona el-Hasan b. Ali b. Affân, ona İbn Numeyr, ona el-A'meş, ona Sâlim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi: "Dosdoğru olunuz! Ama bunu tam olarak başaramazsınız! Biliniz ki sizin en hayırlı ameliniz, namazdır. Abdesti de, ancak (kâmil) mü’min muhafaza eder." [Bu rivâyete Sevbân'dan naklen Ebû Kebşe es-Selûlî de mutabaat etti. Ayrıca bu hadisi Leys Mücâhid'den, o Abdullah b. Amr'dan, o da Hz. Peygamber'den rivâyet etmiştir. Ebû Ümâme'nin de bu hadîsi ref' ettiği rivâyet edilmiştir. Şâfiî dedi ki: İlk vaktinde kılınan namaz, Âdemoğlunun yapmış olduğu amellerin en üstünlerindendir. Hadiste geçen ve Hz. Peygamber'e, "Amellerin en faziletlisi hangisidir?" diye sorulan kısmı hakkında da "İlk vaktinde kılınan namazdır" cevabını vermiştir.]


    Öneri Formu
138905 BS002179 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 603

Bize Ebu'l-Hasen b. Abdan, ona Ahmed b. Ubeyd, ona Muhammed b. Abbas, ona Hakem b. Musa, ona Sadaka, ona Yahya b. Haris, ona Kasım b. Abdurrahman, ona da Ebu Umaman Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Kim abdest alarak farz bir namaz için yola çıkarsa, ona hac yapanların sevabı verilir. Kim sadece kuşluk namazı için yola çıkarsa ona umre yapanların sevabı verilir. Arasında boş söz ve davranışla meşgul olmaksızın ard arda iki namazı kılan kimse Illiyyine kaydedilir."


    Öneri Formu
141744 BS004973 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 71

Bize Muhammed b. Yusuf, ona Sufyân, ona Mansûr ve el-A'meş, onlara Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Allah Rasûlü'nün (sav) azatlısı Sevbân (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dosdoğru olunuz. Ama bunu tam olarak başaramazsınız. Biliniz ki eda ettiğiniz amellerin en hayırlısı namazdır." Diğer râvî şöyle rivayet etti: "Hiç şüphesiz namaz, sizin en hayırlı amellerinizdendir. Abdesti de ancak (kâmil) mü'min muhafaza eder."


    Öneri Formu
273725 DM000681-2 Darimi, Taharet, 2


    Öneri Formu
135069 TM001089 Tayâlisî, Müsned, I, 561


    Öneri Formu
167835 MK007734 Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, VIII, 176

Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Sufyân, ona Mansûr, ona Sâlim b. Ebî'l-Câ'd, ona da Sevbân (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğu rivayet etti: "İstikamet üzere (dosdoğru) olunuz. Gerçi bunu tam anlamıyla yapamazsınız. Biliniz ki sizin amellerinizin en faziletlisi namazdır ve abdesti ancak kâmil mü'minler koruyabilir."


    Öneri Formu
8701 İM000277 İbn Mâce, Tahâret, 4

Bize Ebû'l-Yemân, ona İsmail b. Ayyâş, ona Yahya b. el-Hâris ez-Zimârî, ona el-Kasım b. Ebî Abdurrahman, ona da Ebû Ümâme'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her kim, temiz (abdestli) olarak farz namaz kılmak için yola çıkarsa, ona ihramlı olarak hac yapana verilen mükâfat gibi sevap verilir. Kim kuşluk namazını kılmak için yola çıkarsa, ona da umre yapana verilen mükâfat gibi sevap verilir. Aralarında gereksiz söz ve davranış olmaksızın bir namazdan diğer namaz vaktine kadar bekleyen de yüce makamlarda (illiyyûnda) yazılır." [Ebû Ümâme de, "Şu camilere yapılan geliş ve gidişler, Allah yolunda cihad etmekten sayılır" dedi.]


    Öneri Formu
71393 HM022660 İbn Hanbel, V, 267