7 Kayıt Bulundu.
Bize Mahammed b. Mütevekkil el-Askalanî, ona Abdurrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Kim Allah’a ve Ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikramda bulunsun, kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna eziyet etmesin, kim Allah'a ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun."
Açıklama: Misafire ikram ifadesiyle, ev sahibinin misafirine karşı güler yüzlü olması ve kıymetli olduğunu kendisine ima eden ikramda bulunması kastedilmektedir. Hayır söylemek, kişiye doğru ve yararına olan şeylerin söylenmesidir. Ayrıca eylemle imanın ilişkilendirilmesinden, imanın bu fiillere bağlı olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Vurgulu beyan teşvik olarak anlaşılmalı, ya da kamil imanın gerekleri olarak değerlendirilmelidir.
Bize Muhammed b. el-Mütevekkil el-Askalanî, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin ya da sussun."
Bize Bündâr, Ahmed b. Menî ve Mahmûd b. Ğaylân, onlara Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyân, ona Ebu İshâk, ona da Ebu'l-Ahves, babasının (Mâlik b. Nadle el-Cüşemî) şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah’a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Bir kimseye uğrarım, fakat beni misafir edip ağırlamaz. O da bana uğradığında ben de ona onun yaptığının aynısını yapayım mı?' diye sordum. Rasulullah (sav) "Hayır! Sen onu misafir et ve ağırla" buyurdular. Efendimiz (sav), beni eskimiş elbiseler içerisinde gördü ve "Senin malın var mıdır?" diye sordu. Ben de 'Her türlü maldan, deve ve koyundan Allah bana bolca vermiştir' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Öyleyse bu nimetin izi üzerinde görünsün." [Tirmizî: Bu konuda Âişe, Câbir ve Ebu Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis, hasen-sahihtir. Ebu Ahves’in ismi, Avf b. Malik b. Nadle el Cüşemî’dir. “Akrihî” kelimesi, onu misafir et, ağırla anlamına gelir. “el-Kırâ” kelimesi de misafiri ağırlamak anlamına gelir.]
Bize Bündâr, Ahmed b. Menî' ve Mahmud b. Ğaylân, onlara Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyân, ona Ebu İshak, ona da Ebu'l-Ahves, babasının (Mâlik b. Nadle el-Cüşemî) şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah'a (sav) "Ey Allah'ın Rasulü! Bir kimseye uğrarım, fakat beni misafir edip ağırlamaz. O da bana uğradığında ben de ona onun yaptığının aynısını yapayım mı?" diye sordum. Rasulullah (sav) "Hayır! Sen onu misafir et ve ağırla" buyurdular. Efendimiz (sav) beni eskimiş elbiseler içerisinde gördü ve "Senin malın var mıdır?" diye sordu. Ben de "Her türlü maldan, deve ve koyundan Allah bana bolca vermiştir" dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Öyleyse bu nimetin izi [varlığı] üzerinde görünsün" buyurdular. Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu konuda Âişe, Câbir ve Ebu Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen-sahihtir. Ebu'l-Ahves'in ismi, Avf b. Mâlik b. Nadle el Cüşemî'dir. "Akrihî" kelimesi onu misafir et, ağırla demektir. "el-Kırâ" misafiri ağırlamak anlamına gelir.
Bize Bündâr, Ahmed b. Menî' ve Mahmud b. Ğaylân, onlara Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyân, ona Ebu İshak, ona da Ebu'l-Ahves, babasının (Mâlik b. Nadle el-Cüşemî) şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah'a (sav) "Ey Allah'ın Rasulü! Bir kimseye uğrarım, fakat beni misafir edip ağırlamaz. O da bana uğradığında ben de ona onun yaptığının aynısını yapayım mı?" diye sordum. Rasulullah (sav) "Hayır! Sen onu misafir et ve ağırla” buyurdular. Efendimiz (sav) beni eskimiş elbiseler içerisinde gördü ve “Senin malın var mıdır?" diye sordu. Ben de "Her türlü maldan, deve ve koyundan Allah bana bolca vermiştir" dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Öyleyse bu nimetin izi [varlığı] üzerinde görünsün" buyurdular. Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu konuda Âişe, Câbir ve Ebu Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen-sahihtir. Ebu'l-Ahves’in ismi, Avf b. Malik b. Nadle el Cüşemî'dir. "Akrihî" kelimesi onu misafir et, ağırla demektir. "el-Kırâ" misafiri ağırlamak anlamına gelir.