حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ سَمِعَا أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"فِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19712, D003085
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ سَمِعَا أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"فِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ."
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esedî), ona Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona (Muhammed b. Şihab ez-Zührî), ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Seleme (b. Abdurrahman ez-Zührî) onlara da Ebu Hureyre'nin aktardığına göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Eski zamanlardan kalan sahibi bilinmeyen definelerde beşte bir (zekât) vermek gerekir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 40, /720
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Define, gömü, Akarda bulunan define
Zekat, define malları
حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُسَافِرٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ حَدَّثَنَا الزَّمْعِىُّ عَنْ عَمَّتِهِ قُرَيْبَةَ بِنْتِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ أُمِّهَا كَرِيمَةَ بِنْتِ الْمِقْدَادِ عَنْ ضُبَاعَةَ بِنْتِ الزُّبَيْرِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ بْنِ هَاشِمٍ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهَا قَالَتْ ذَهَبَ الْمِقْدَادُ لِحَاجَتِهِ بِبَقِيعِ الْخَبْخَبَةِ فَإِذَا جُرَذٌ يُخْرِجُ مِنْ جُحْرٍ دِينَارًا ثُمَّ لَمْ يَزَلْ يُخْرِجُ دِينَارًا دِينَارًا حَتَّى أَخْرَجَ سَبْعَةَ عَشَرَ دِينَارًا ثُمَّ أَخْرَجَ خِرْقَةً حَمْرَاءَ - يَعْنِى فِيهَا دِينَارٌ - فَكَانَتْ ثَمَانِيَةَ عَشَرَ دِينَارًا فَذَهَبَ بِهَا إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ وَقَالَ لَهُ خُذْ صَدَقَتَهَا . فَقَالَ لَهُ صلى الله عليه وسلم
"هَلْ هَوَيْتَ إِلَى الْجُحْرِ." قَالَ لاَ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"بَارَكَ اللَّهُ لَكَ فِيهَا."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19714, D003087
Hadis:
حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُسَافِرٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ حَدَّثَنَا الزَّمْعِىُّ عَنْ عَمَّتِهِ قُرَيْبَةَ بِنْتِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ أُمِّهَا كَرِيمَةَ بِنْتِ الْمِقْدَادِ عَنْ ضُبَاعَةَ بِنْتِ الزُّبَيْرِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ بْنِ هَاشِمٍ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهَا قَالَتْ ذَهَبَ الْمِقْدَادُ لِحَاجَتِهِ بِبَقِيعِ الْخَبْخَبَةِ فَإِذَا جُرَذٌ يُخْرِجُ مِنْ جُحْرٍ دِينَارًا ثُمَّ لَمْ يَزَلْ يُخْرِجُ دِينَارًا دِينَارًا حَتَّى أَخْرَجَ سَبْعَةَ عَشَرَ دِينَارًا ثُمَّ أَخْرَجَ خِرْقَةً حَمْرَاءَ - يَعْنِى فِيهَا دِينَارٌ - فَكَانَتْ ثَمَانِيَةَ عَشَرَ دِينَارًا فَذَهَبَ بِهَا إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ وَقَالَ لَهُ خُذْ صَدَقَتَهَا . فَقَالَ لَهُ صلى الله عليه وسلم
"هَلْ هَوَيْتَ إِلَى الْجُحْرِ." قَالَ لاَ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"بَارَكَ اللَّهُ لَكَ فِيهَا."
Tercemesi:
Bize Cafer b. Müsafir, ona İbn Ebu Fudeyk, ona ez-Zem'î, ona halası Abdullah b. Vehb kızı Kureybe, ona annesi el-Mikdâd kızı Kerime, ona ez-Zübeyr b. Abdülmuttalib b. Haşim kızı Duba'a’nın şunu haber verdiğini rivayet etmiştir: el-Mikdâd, ihtiyacını görmek üzere Bakiu’l-Habhabe denilen yere gitmişti. Derken (orada) bir delikten bir dinar (altın) çıkartan iri erkek bir fare gördü, sonra durmadan birer dinar çıkartıp durdu ve sonunda on yedi dinar çıkardı. Sonra da kırmızı bir bez parçası çıkardı – yani onun içinde de bir dinar vardı- böylelikle on sekiz dinar etti. O bunları alıp Nebi'ye (sav) götürdü ve ona durumu haber vererek bunun sadakasını (zekâtını) al, dedi. Rasulullah (sav) ona "sen eğilip de deliğe uzandın mı?" buyurdu. (el-Mikdâd): Hayır dedi. Bu sefer Rasulullah (sav): "Allah bunları sana mübarek eylesin" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 40, /720
Senetler:
1. Duba'a bt. Zübeyr (Duba'a bt. Zübeyr b. Abdülmuttalib b. Hişam b. Abdümenaf)
2. Kerîme bt. Mikdâd el-Kindiyye (Kerîme bt. Mikdâd b. Esved)
3. Kureybe bt. Abdullah el-Kuraşiyye (Kureybe bt. Abdullah b. Vehb b. Zem'a)
4. Ebu Muhammed Musa b. Yakub ez-Zem'î (Musa b. Yakub b. Abdullah)
5. Ebu İsmail Muhammed b. Ebu Füdeyk ed-Dîlî (Muhammed b. İsmail b. Müslim b. Ebu Füdeyk)
6. Cafer b. Müsafir et-Tennîsî (Cafer b. Müsafir b. İbrahim b. Râşid)
Konular:
Define, gömü, Akarda bulunan define
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَعَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ فِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ. قال مالك الأمرُ الذي لا إختلافَ فيه عندنا و الذي سمعتُ أهلَ العلمِ يقولون أن الرِكازَ إنما هو دِفْنٌ يوجَدُ من دِفْنِ الجاهليةِ ما لم يُطلَبْ بِمالٍ و لم يُتَكَلف فيه نفقةٌ ولا كبيرُ عملٍ ولا مؤُنَةٍ فأما ما طُلِبَ بِمالٍ و تُكُلِفَ فيه كبيرُ عملٍ فأُصيبَ مرةً وأُخطِئَ مرةً فليسَ برِكازٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35466, MU000589
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَعَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ فِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ. قال مالك الأمرُ الذي لا إختلافَ فيه عندنا و الذي سمعتُ أهلَ العلمِ يقولون أن الرِكازَ إنما هو دِفْنٌ يوجَدُ من دِفْنِ الجاهليةِ ما لم يُطلَبْ بِمالٍ و لم يُتَكَلف فيه نفقةٌ ولا كبيرُ عملٍ ولا مؤُنَةٍ فأما ما طُلِبَ بِمالٍ و تُكُلِفَ فيه كبيرُ عملٍ فأُصيبَ مرةً وأُخطِئَ مرةً فليسَ برِكازٍ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav): “Definelerin zekâtı beşte birdir” buyurdu.
Mâlik dedi ki: Bize göre, hakkında görüş ayrılığı bulunmayan ve benim ilim ehlinin söylediklerini işittiğim hüküm şudur: Rikaz (define) bir mal harcanmadığı ve bunun için masrafa da girilmeyip çokça çalışılmadığı külfet sebebi olmayan cahiliye döneminden kalma bulunan definelerdir. Ama mal harcanarak ve çokça emek ve külfete katlanarak, kimi zaman elde edilen, kimi zaman da bulunamayan şeyler ise rikaz (define) sayılmaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 589, 1/84
Senetler:
()
Konular:
Define, gömü, Akarda bulunan define
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, zekata tabi olan mallar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27178, İM002511
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ ثَابِتٍ الْجَحْدَرِىُّ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِسْحَاقَ الْحَضْرَمِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَيَّانَ سَمِعْتُ أَبِى يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « كَانَ فِيمَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ رَجُلٌ اشْتَرَى عَقَارًا فَوَجَدَ فِيهَا جَرَّةً مِنْ ذَهَبٍ فَقَالَ اشْتَرَيْتُ مِنْكَ الأَرْضَ وَلَمْ أَشْتَرِ مِنْكَ الذَّهَبَ . فَقَالَ الرَّجُلُ إِنَّمَا بِعْتُكَ الأَرْضَ بِمَا فِيهَا . فَتَحَاكَمَا إِلَى رَجُلٍ فَقَالَ أَلَكُمَا وَلَدٌ فَقَالَ أَحَدُهُمَا لِى غُلاَمٌ . وَقَالَ الآخَرُ لِى جَارِيَةٌ . قَالَ فَأَنْكِحَا الْغُلاَمَ الْجَارِيَةَ وَلْيُنْفِقَا عَلَى أَنْفُسِهِمَا مِنْهُ وَلْيَتَصَدَّقَا » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Sabit el-Cehderî, ona Ya'kub b. İshak el-Hadramî, ona Süleyman b. Hayyan, ona da Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre: Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden önceki (ümmet) lerde bir akar (ev) alan bir adam vardı. (Satın aldığı) akarda içi altın dolu bir cürre (küp veya testi) buldu. Bunun üzerine (satıcıya): Ben senden toprak aldım, senden altın almadım, dedi. (Satıcı) adam da (alıcıya): Şüphesiz ben sana bu toprağı, içindeki ile beraber sattım, dedi. Sonra satıcı ile alıcı (üçüncü) bir adama baş vurup muhakeme oldular. Kendisine baş vurulan adam, (bunlara): Sizin oğlunuz ve kızınız var mı? diye sordu. Bunlardan birisi (alıcı): Benim bir oğlum var, dedi. Diğeri (satıcı) dâ: Benim bir kızım var, dedi. Kendisine müracaat edilen adam: Şu hâlde oğlana kızı nikâh ediniz. Oğlan ile kız bu altından kendilerine harcasınlar ve sadaka versinler, diye hükmetti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Lukata 4, /403
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Hayyan b. Bistam el-Hüzli (Hayyan b. Bistam)
3. Ebu Halid Süleyman b. Hayyan el-Caferî (Süleyman b. Hayyan)
4. Ebu Muhammed Yakub b. İshak el-Hadrami (Yakub b. İshak b. Zeyd b. Abdullah b. Ebu İshak)
5. Ebu Bekir Ahmed b. Sabit el-Cahderî (Ahmed b. Sabit)
Konular:
Define, gömü, Akarda bulunan define
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ سَمِعَا أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"فِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274688, D003085-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ سَمِعَا أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"فِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ."
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esedî), ona Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona (Muhammed b. Şihab ez-Zührî), ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Seleme (b. Abdurrahman ez-Zührî) onlara da Ebu Hureyre'nin aktardığına göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Eski zamanlardan kalan sahibi bilinmeyen definelerde beşte bir (zekât) vermek gerekir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 40, /720
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Define, gömü, Akarda bulunan define
Zekat, define malları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2161, M004497
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا مَا حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ أَحَادِيثَ مِنْهَا وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اشْتَرَى رَجُلٌ مِنْ رَجُلٍ عَقَارًا لَهُ فَوَجَدَ الرَّجُلُ الَّذِى اشْتَرَى الْعَقَارَ فِى عَقَارِهِ جَرَّةً فِيهَا ذَهَبٌ فَقَالَ لَهُ الَّذِى اشْتَرَى الْعَقَارَ خُذْ ذَهَبَكَ مِنِّى إِنَّمَا اشْتَرَيْتُ مِنْكَ الأَرْضَ وَلَمْ أَبْتَعْ مِنْكَ الذَّهَبَ . فَقَالَ الَّذِى شَرَى الأَرْضَ إِنَّمَا بِعْتُكَ الأَرْضَ وَمَا فِيهَا - قَالَ - فَتَحَاكَمَا إِلَى رَجُلٍ فَقَالَ الَّذِى تَحَاكَمَا إِلَيْهِ أَلَكُمَا وَلَدٌ فَقَالَ أَحَدُهُمَا لِى غُلاَمٌ وَقَالَ الآخَرُ لِى جَارِيَةٌ . قَالَ أَنْكِحُوا الْغُلاَمَ الْجَارِيَةَ وَأَنْفِقُوا عَلَى أَنْفُسِكُمَا مِنْهُ وَتَصَدَّقَا » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ma'mer, Hemmâm b. Müneb-bih'den rivayet etti. Hemmâm: Bize Ebû Hüreyre'nin Resûiüllah (Sallailahü Aleyhi ve Sellem)den rivayet ettiği budur; demiş ve bir takım hadîsler zikretmiş; ez cümle : Resûlüllah {Saüallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle de buyurmuşlar :
«Bir adam birinden akarını satın almış. Akarı satın atan zât onun akarında içi altın dolu bir küp bulmuş. Bunun üzerine akarı satın alan :
— Altınını benden al! Zîra ben senden yalnız yeri satın aldım; altını satın almadım! demiş. Yeri satan da :
— Ben sana yeri ve içinde olanı sattım! demiş. Müteakiben btr zatın huzuruna dâvaya çıkmışlar. Huzurunda-muhakeme oldukları zât:
— Çocuklarınız var mı? diye sormuş. Biri :
— Benim bir oğlum vardır; demiş. Dteki de :
— Benim brr kızım vardır; demiş. Hakim :
— Bu oğlana bu kızı nikahlayın! Bundan her ikiniz harcayın! Ve te-sadduk edin! demiş.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Akdiye 4497, /732
Senetler:
()
Konular:
Define, gömü, Akarda bulunan define
Yargı, davalaşma