Bize Abdurrahman b. Bişr b. el-Hakem en-Nisâbûrî, ona Musa b. Abdülaziz, ona el-Hakem b. Eban, ona İkrime, ona da İbn Abbas'ın (ra) haber verdiğine göre Rasulullah (sav) Abbas b. Abdülmuttalib'e şöyle buyurmuştur:
"Ya Abbas! Amcacığım! Sana bir iyilik yapayım mı? Sana bir bağışta bulunayım mı? Sana bir hediye vereyim mi? Sana, söylediğimi yaptığın takdirde Cenâb-ı Hakk'ın senin evvel-âhir, eski-yeni, hatâen-kasten, küçük-büyük, gizli-açık günahlarını bağışlayacağı on hasleti haber vereyim mi? Dört rekât namaz kılar ve her rekâtta Fâtiha ile bir sure okursun; ilk rekâtta kıraati bitirince, ayakta iken on beş defa Sübhânellâh ve’l-hamdu lillâh ve lâ ilâhe illallâhu vellâhu ekber dersin. Sonra rükûa gidersin ve rükûda da aynı şeyi on defa tekrar edersin. Sonra rükûdan başını kaldırır ve aynı sözleri yine on defa tekrar edersin. Sonra secdeye gidersin ve secdede de aynı sözleri on defa söylersin. Sonra secdeden başını kaldırır ve yine on defa aynı cümleyi tekrar edersin. Sonra tekrar secdeye gider ve yine on defa aynı cümleyi söylersin. Sonra başını kaldırır ve yine on defa aynı sözleri tekrar edersin. Böylece bu sözler, bir rekâtta toplam yetmiş beş defa söylenmiş olur. Bunların aynısını dört rekâtta da yaparsın. Eğer gücün yeterse, günde bir defa bu namazı kıl! Yapamazsan haftada bir, onu da yapamazsan ayda bir, onu da yapamazsan yılda bir, onu da yapamazsan ömründe bir defa olsun kıl!"
Açıklama: Burada zikredilen namaz, tesbih namazı diye bilinen namazdır. Tesbih namazı bazı fukaha tarafından müstahap görülmüştür.
Hadiste sözü edilen "on haslet"ten maksadın, rivayette belirtildiği üzere on günahtır; yani evvel ve âhir, eski ve yeni, hatâen ve kasten, büyük ve küçük, gizli ve açık işlenen günahlar olduğu söylenmiştir. Ancak bu hususun eleştiriye açık bir değerlendirme olduğu inkâr edilemez. Bu yüzden bazı ulemaya göre bununla, ilk olarak onbeş defa tekrar edileni hariç olmak üzere "tesbih" cümlesinin onar defa tekrarlanması kastedilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9430, D001297
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ بِشْرِ بْنِ الْحَكَمِ النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ أَبَانَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِلْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ
"يَا عَبَّاسُ يَا عَمَّاهُ أَلاَ أُعْطِيكَ أَلاَ أَمْنَحُكَ أَلاَ أَحْبُوكَ أَلاَ أَفْعَلُ بِكَ عَشْرَ خِصَالٍ إِذَا أَنْتَ فَعَلْتَ ذَلِكَ غَفَرَ اللَّهُ لَكَ ذَنْبَكَ أَوَّلَهُ وَآخِرَهُ قَدِيمَهُ وَحَدِيثَهُ خَطَأَهُ وَعَمْدَهُ صَغِيرَهُ وَكَبِيرَهُ سِرَّهُ وَعَلاَنِيَتَهُ عَشْرَ خِصَالٍ أَنْ تُصَلِّىَ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ تَقْرَأُ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ فَاتِحَةَ الْكِتَابِ وَسُورَةً فَإِذَا فَرَغْتَ مِنَ الْقِرَاءَةِ فِى أَوَّلِ رَكْعَةٍ وَأَنْتَ قَائِمٌ قُلْتَ سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ خَمْسَ عَشْرَةَ مَرَّةً ثُمَّ تَرْكَعُ فَتَقُولُهَا وَأَنْتَ رَاكِعٌ عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ مِنَ الرُّكُوعِ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَهْوِى سَاجِدًا فَتَقُولُهَا وَأَنْتَ سَاجِدٌ عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ مِنَ السُّجُودِ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَسْجُدُ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ فَتَقُولُهَا عَشْرًا فَذَلِكَ خَمْسٌ وَسَبْعُونَ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ تَفْعَلُ ذَلِكَ فِى أَرْبَعِ رَكَعَاتٍ إِنِ اسْتَطَعْتَ أَنْ تُصَلِّيَهَا فِى كُلِّ يَوْمٍ مَرَّةً فَافْعَلْ فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِى كُلِّ جُمُعَةٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِى كُلِّ شَهْرٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِى كُلِّ سَنَةٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِى عُمُرِكَ مَرَّةً."
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Bişr b. el-Hakem en-Nisâbûrî, ona Musa b. Abdülaziz, ona el-Hakem b. Eban, ona İkrime, ona da İbn Abbas'ın (ra) haber verdiğine göre Rasulullah (sav) Abbas b. Abdülmuttalib'e şöyle buyurmuştur:
"Ya Abbas! Amcacığım! Sana bir iyilik yapayım mı? Sana bir bağışta bulunayım mı? Sana bir hediye vereyim mi? Sana, söylediğimi yaptığın takdirde Cenâb-ı Hakk'ın senin evvel-âhir, eski-yeni, hatâen-kasten, küçük-büyük, gizli-açık günahlarını bağışlayacağı on hasleti haber vereyim mi? Dört rekât namaz kılar ve her rekâtta Fâtiha ile bir sure okursun; ilk rekâtta kıraati bitirince, ayakta iken on beş defa Sübhânellâh ve’l-hamdu lillâh ve lâ ilâhe illallâhu vellâhu ekber dersin. Sonra rükûa gidersin ve rükûda da aynı şeyi on defa tekrar edersin. Sonra rükûdan başını kaldırır ve aynı sözleri yine on defa tekrar edersin. Sonra secdeye gidersin ve secdede de aynı sözleri on defa söylersin. Sonra secdeden başını kaldırır ve yine on defa aynı cümleyi tekrar edersin. Sonra tekrar secdeye gider ve yine on defa aynı cümleyi söylersin. Sonra başını kaldırır ve yine on defa aynı sözleri tekrar edersin. Böylece bu sözler, bir rekâtta toplam yetmiş beş defa söylenmiş olur. Bunların aynısını dört rekâtta da yaparsın. Eğer gücün yeterse, günde bir defa bu namazı kıl! Yapamazsan haftada bir, onu da yapamazsan ayda bir, onu da yapamazsan yılda bir, onu da yapamazsan ömründe bir defa olsun kıl!"
Açıklama:
Burada zikredilen namaz, tesbih namazı diye bilinen namazdır. Tesbih namazı bazı fukaha tarafından müstahap görülmüştür.
Hadiste sözü edilen "on haslet"ten maksadın, rivayette belirtildiği üzere on günahtır; yani evvel ve âhir, eski ve yeni, hatâen ve kasten, büyük ve küçük, gizli ve açık işlenen günahlar olduğu söylenmiştir. Ancak bu hususun eleştiriye açık bir değerlendirme olduğu inkâr edilemez. Bu yüzden bazı ulemaya göre bununla, ilk olarak onbeş defa tekrar edileni hariç olmak üzere "tesbih" cümlesinin onar defa tekrarlanması kastedilmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tatavvu' 304, /304
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu İsa Hakem b. Eban el-Adeni (Hakem b. Eban)
4. Ebu Şuayb Musa b. Abdülaziz el-Yemânî (Musa b. Abdülaziz)
5. Abdurrahman b. Bişr el-Abdî (Abdurrahman b. Bişr b. Hakem)
Konular:
Namaz, Sünnet namazlar
Namaz, Tesbih namazı
Bize Muhammed b. Süfyan el-Ubullî, ona Habban b. Hilal Ebu Habib, ona Mehdi b. Meymun, ona Amr b. Malik, ona Ebu Cevzâ şöyle demiştir: Bana sahabeden biri -onun Abdullah b. Amr olduğu rivayet edilir- tahdis etti ve dedi ki: Hz. Peygamber (sav);
"Yarın gel de sana ikramda, ihsanda ve bağışta bulunayım," buyurdu. Ben, gerçekten bana bir bağışta bulunacak sandım. (Ertesi gün gidince);
"Güneş zevâl vaktini geçince, kalk ve dört rekât namaz kıl..." dedi, diyerek önceki hadiste geçen sözleri rivayet etti. Sonra Hz. Peygamber şunları söyledi:
"...Sonra başını ikinci secdeden kaldırıp oturursun ve on defa tesbîh, on defa tehlîl, on defa tahmîd, on defa da tekbîr getirmeden ayağa kalkmazsın. Sonra bunları dört rekâtta da tekrar edersin. Sen, dünyanın en büyük günahını işlesen dahi, bu sayede affedilirsin." O saatte bunu kılamazsam ne olur? diye sordum.
"Gece veya gündüzün bir vaktinde kıl!" buyurdu.
[Ebû Davud dedi ki: Habban b. Hilal, Hilal er-Râî'nin dayısıdır.]
[Yine Ebû Davud şöyle dedi: Bunu el-Müstemir b. er-Reyyân, Ebu'l-Cevzâ'dan, o da Abdullah b. Amr'dan mevkûf olarak rivayet etti. Onu, Ravh b. el-Müseyyeb ile Cafer b. Süleyman da Amr b. Mâlik en-Nükrî'den, o Ebu'l-Cevzâ'dan, o da İbn Abbas'tan kendi sözü olarak rivâyet ettiler. Ravh'ın rivâyetinde de İbn Abbas, ben bunu Hz. Peygamber'den (sav) naklediyorum, dedi.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9431, D001298
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُفْيَانَ الأُبُلِّىُّ حَدَّثَنَا حَبَّانُ بْنُ هِلاَلٍ أَبُو حَبِيبٍ حَدَّثَنَا مَهْدِىُّ بْنُ مَيْمُونٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الْجَوْزَاءِ قَالَ حَدَّثَنِى رَجُلٌ كَانَتْ لَهُ صُحْبَةٌ يُرَوْنَ أَنَّهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"ائْتِنِى غَدًا أَحْبُوكَ وَأُثِيبُكَ وَأُعْطِيكَ." حَتَّى ظَنَنْتُ أَنَّهُ يُعْطِينِى عَطِيَّةً قَالَ
"إِذَا زَالَ النَّهَارُ فَقُمْ فَصَلِّ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ." فَذَكَرَ نَحْوَهُ قَالَ
"تَرْفَعُ رَأْسَكَ - يَعْنِى مِنَ السَّجْدَةِ الثَّانِيَةِ - فَاسْتَوِ جَالِسًا وَلاَ تَقُمْ حَتَّى تُسَبِّحَ عَشْرًا وَتَحْمَدَ عَشْرًا وَتُكَبِّرَ عَشْرًا وَتُهَلِّلَ عَشْرًا ثُمَّ تَصْنَعُ ذَلِكَ فِى الأَرْبَعِ رَكَعَاتٍ." قَالَ
"فَإِنَّكَ لَوْ كُنْتَ أَعْظَمَ أَهْلِ الأَرْضِ ذَنْبًا غُفِرَ لَكَ بِذَلِكَ." قُلْتُ فَإِنْ لَمْ أَسْتَطِعْ أَنْ أُصَلِّيَهَا تِلْكَ السَّاعَةَ قَالَ
"صَلِّهَا مِنَ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ حَبَّانُ بْنُ هِلاَلٍ خَالُ هِلاَلٍ الرَّائِىِّ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ الْمُسْتَمِرُّ بْنُ الرَّيَّانِ عَنْ أَبِى الْجَوْزَاءِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو مَوْقُوفًا وَرَوَاهُ رَوْحُ بْنُ الْمُسَيَّبِ وَجَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَالِكٍ النُّكْرِىِّ عَنْ أَبِى الْجَوْزَاءِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَوْلُهُ وَقَالَ فِى حَدِيثِ رَوْحٍ فَقَالَ حَدِيثُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Süfyan el-Ubullî, ona Habban b. Hilal Ebu Habib, ona Mehdi b. Meymun, ona Amr b. Malik, ona Ebu Cevzâ şöyle demiştir: Bana sahabeden biri -onun Abdullah b. Amr olduğu rivayet edilir- tahdis etti ve dedi ki: Hz. Peygamber (sav);
"Yarın gel de sana ikramda, ihsanda ve bağışta bulunayım," buyurdu. Ben, gerçekten bana bir bağışta bulunacak sandım. (Ertesi gün gidince);
"Güneş zevâl vaktini geçince, kalk ve dört rekât namaz kıl..." dedi, diyerek önceki hadiste geçen sözleri rivayet etti. Sonra Hz. Peygamber şunları söyledi:
"...Sonra başını ikinci secdeden kaldırıp oturursun ve on defa tesbîh, on defa tehlîl, on defa tahmîd, on defa da tekbîr getirmeden ayağa kalkmazsın. Sonra bunları dört rekâtta da tekrar edersin. Sen, dünyanın en büyük günahını işlesen dahi, bu sayede affedilirsin." O saatte bunu kılamazsam ne olur? diye sordum.
"Gece veya gündüzün bir vaktinde kıl!" buyurdu.
[Ebû Davud dedi ki: Habban b. Hilal, Hilal er-Râî'nin dayısıdır.]
[Yine Ebû Davud şöyle dedi: Bunu el-Müstemir b. er-Reyyân, Ebu'l-Cevzâ'dan, o da Abdullah b. Amr'dan mevkûf olarak rivayet etti. Onu, Ravh b. el-Müseyyeb ile Cafer b. Süleyman da Amr b. Mâlik en-Nükrî'den, o Ebu'l-Cevzâ'dan, o da İbn Abbas'tan kendi sözü olarak rivâyet ettiler. Ravh'ın rivâyetinde de İbn Abbas, ben bunu Hz. Peygamber'den (sav) naklediyorum, dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tatavvu' 304, /304
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Cevzâ Evs b. Abdullah er-Rib'î (Evs b. Abdullah b. Halid)
3. Ebu Yahya Amr b. Malik en-Nekri (Amr b. Malik)
4. Ebu Yahya Mehdi b. Meymun el-Ezdî (Mehdi b. Meymun)
5. Ebu Habib Habban b. Hilal el-Bahilî (Habban b. Hilal b. Habib)
6. İbn Ebu Zerd Muhammed b. Süfyan el-Übüllî (Muhammed b. Süfyan)
Konular:
Namaz, Sünnet namazlar
Namaz, Tesbih namazı
Açıklama: Cabir b. Abdullah ile Urve b. Ruveym arasında inkita' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9433, D001299
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ الرَّبِيعُ بْنُ نَافِعٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُهَاجِرٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ رُوَيْمٍ حَدَّثَنِى الأَنْصَارِىُّ
"أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِجَعْفَرٍ بِهَذَا الْحَدِيثِ فَذَكَرَ نَحْوَهُمْ قَالَ فِى السَّجْدَةِ الثَّانِيَةِ مِنَ الرَّكْعَةِ الأُولَى كَمَا قَالَ فِى حَدِيثِ مَهْدِىِّ بْنِ مَيْمُونٍ".
Tercemesi:
Bize Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi', ona Muhammed b. Muhacir, ona Urve b. Ruveym, ona Ensari, şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber, Cafer'e bir önceki hadiste yer alan ifadelerin manasında bir şeyler söyledi. Birinci rekattaki birinci secde ile ilgili de Mehdi b. Meymun hadisinde yer alan ifadelerin aynısını nakletti."
Açıklama:
Cabir b. Abdullah ile Urve b. Ruveym arasında inkita' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tatavvu' 304, /305
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Urve b. Ruveym el-Lahmî (Urve b. Ruveym)
3. Muhammed b. Muhacir el-Eşhelî (Muhammed b. Muhacir b. Dinar)
4. Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi' el-Halebî (Rabî' b. Nâfi')
Konular:
Namaz, Tesbih namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12371, T000481
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُوسَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ أُمَّ سُلَيْمٍ غَدَتْ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ عَلِّمْنِى كَلِمَاتٍ أَقُولُهُنَّ فِى صَلاَتِى . فَقَالَ « كَبِّرِى اللَّهَ عَشْرًا وَسَبِّحِى اللَّهَ عَشْرًا وَاحْمَدِيهِ عَشْرًا ثُمَّ سَلِى مَا شِئْتِ يَقُولُ نَعَمْ نَعَمْ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَالْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ وَأَبِى رَافِعٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَنَسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم غَيْرُ حَدِيثٍ فِى صَلاَةِ التَّسْبِيحِ وَلاَ يَصِحُّ مِنْهُ كَبِيرُ شَىْءٍ . وَقَدْ رَأَى ابْنُ الْمُبَارَكِ وَغَيْرُ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ صَلاَةَ التَّسْبِيحِ وَذَكَرُوا الْفَضْلَ فِيهِ . حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ حَدَّثَنَا أَبُو وَهْبٍ قَالَ سَأَلْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ الْمُبَارَكِ عَنِ الصَّلاَةِ الَّتِى يُسَبَّحُ فِيهَا فَقَالَ يُكَبِّرُ ثُمَّ يَقُولُ سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ وَتَبَارَكَ اسْمُكَ وَتَعَالَى جَدُّكَ وَلاَ إِلَهَ غَيْرُكَ ثُمَّ يَقُولُ خَمْسَ عَشْرَةَ مَرَّةً سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ ثُمَّ يَتَعَوَّذُ وَيَقْرَأُ ( بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ ) وَفَاتِحَةَ الْكِتَابِ وَسُورَةً. ثُمَّ يَقُولُ عَشْرَ مَرَّاتٍ سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ ثُمَّ يَرْكَعُ فَيَقُولُهَا عَشْرًا . ثُمَّ يَرْفَعُ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ فَيَقُولُهَا عَشْرًا. ثُمَّ يَسْجُدُ فَيَقُولُهَا عَشْرًا. ثُمَّ يَرْفَعُ رَأْسَهُ فَيَقُولُهَا عَشْرًا . ثُمَّ يَسْجُدُ الثَّانِيَةَ فَيَقُولُهَا عَشْرًا. يُصَلِّى أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ عَلَى هَذَا فَذَلِكَ خَمْسٌ وَسَبْعُونَ تَسْبِيحَةً فِى كُلِّ رَكْعَةٍ يَبْدَأُ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ بِخَمْسَ عَشْرَةَ تَسْبِيحَةً ثُمَّ يَقْرَأُ ثُمَّ يُسَبِّحُ عَشْرًا. فَإِنْ صَلَّى لَيْلاً فَأَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يُسَلِّمَ فِى الرَّكْعَتَيْنِ وَإِنْ صَلَّى نَهَارًا فَإِنْ شَاءَ سَلَّمَ وَإِنْ شَاءَ لَمْ يُسَلِّمْ . قَالَ أَبُو وَهْبٍ وَأَخْبَرَنِى عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى رِزْمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ قَالَ يَبْدَأُ فِى الرُّكُوعِ بِسُبْحَانَ رَبِّىَ الْعَظِيمِ وَفِى السُّجُودِ بِسُبْحَانَ رَبِّىَ الأَعْلَى ثَلاَثًا ثُمَّ يُسَبِّحُ التَّسْبِيحَاتِ . قَالَ أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ زَمْعَةَ قَالَ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الْعَزِيزِ وَهُوَ ابْنُ أَبِى رِزْمَةَ قَالَ قُلْتُ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ إِنْ سَهَا فِيهَا يُسَبِّحُ فِى سَجْدَتَىِ السَّهْوِ عَشْرًا عَشْرًا قَالَ لاَ إِنَّمَا هِىَ ثَلاَثُمِائَةِ تَسْبِيحَةٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Abdullah b. Mübârek, ona İkrime b. Ammâr, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir:
Ümmü Süleym Nebî'ye (sav) gidip ''bana, namazımda söyleyeceğim duaları öğret'' dedi. Hz. Peygamber (sav), ''10 kere tekbir getir, 10 kere 'Subhânallâh' de, 10 kere (Allah'a) hamd et, ardında da dilediğini iste. (Allah), 'evet, evet! (İsteğin verilecek)' buyurur'' dedi.
Bu konuda İbn Abbas, Abdullah b. Amr, Fadl b. Abbas ve Ebu Râfi'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Enes hadisi, hasen-garîb bir hadistir. Nebî'den (sav) tesbih namazı ile alakalı pek çok hadis nakledilmişse de bunların büyük çoğunluğu sahih değildir.
İbn Mübârek ve ilim ehlinden pek çok kimse, tesbih namazını benimseyip onunla alakalı fazileti zikretmişlerdir.
Bize Ahmed b. Abde, ona da Ebu Vehb şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah b. Mübârek'e, tesbih namazı hakkında sordum. O ise, ''(kişi), tekbir alır, ardından 'Subhânekellâhümme vebihamdik, vetebârekesmük, vete'âlâ ceddük, velâ ilâhe ğayruk' der, akabinde 15 kere 'Subhânallâhi ve'l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber' der, daha sonra Allah'a sığınıp 'bismillâhirrahmânirrahîm'' der, Fatiha suresi ile birlikte bir sure daha okur. Ardından, 10 kere 'Subhânallâhi ve'l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber' der, sonra rükûya gidip bunları 10 kere daha söyler. Akabinde, başını secdeden kaldırıp bunları 10 defa daha der. Daha sonra secde eder ve onları 10 kez daha söyler. Ardından başını kaldırıp onları 10 defa daha söyler. Sonra ikinci secdeye varır ve 10 kere tesbihatta bulunur. (Kişi, bu namazı) gece kılarsa, iki rekatta bir selam vermesi benim hoşuma gider. Şayet gündüz kılarsa, dilerse selam verir, dilerse vermez'' dedi.
Ebu Vehb, Abdülaziz b. Ebu Rimze'den, o da Abdullah'tan şöyle rivayet etmiştir:
(Kişi), rükûda üç kere ''subhâne rabbiye'l-azîm'', secdelerde de üç kere ''subhâne rabbiye'l-a'lâ'' demekle başlar, sonra da (yukarıdaki) tesbihatta bulunur.
Bize Ahmed b. Abde, ona Vehb b. Zem'a, ona da Abdülaziz b. Ebu Rimze şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah b. Mübârek'e, ''(kişi) eğer yanılırsa, sehiv secdelerinde 10'ar defa mı tesbihatta bulunur'' dedim. O, ''hayır! O, ancak 300 tesbihattır'' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 19, 2/347
Senetler:
1. Ümmü Süleym bt. Milhan el-Ensariyye (Ümmü Süleym bt. Milhân b. Halid b. Zeyd b. Harâm)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
4. İkrime b. Ammar el-Îclî (İkrime b. Ammar b. Ukbe)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Abbas Ahmed b. Muhammed el-Mervezî (Ahmed b. Muhammed b. Musa)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Tesbih namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12372, T000482
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ حُبَابٍ الْعُكْلِىُّ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ أَبِى سَعِيدٍ مَوْلَى أَبِى بَكْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ عَنْ أَبِى رَافِعٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِلْعَبَّاسِ « يَا عَمِّ أَلاَ أَصِلُكَ أَلاَ أَحْبُوكَ أَلاَ أَنْفَعُكَ » . قَالَ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « يَا عَمِّ صَلِّ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ تَقْرَأُ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَسُورَةٍ فَإِذَا انْقَضَتِ الْقِرَاءَةُ فَقُلِ اللَّهُ أَكْبَرُ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ خَمْسَ عَشْرَةَ مَرَّةً قَبْلَ أَنْ تَرْكَعَ ثُمَّ ارْكَعْ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ اسْجُدْ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ اسْجُدِ الثَّانِيَةَ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا قَبْلَ أَنْ تَقُومَ. فَتِلْكَ خَمْسٌ وَسَبْعُونَ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ وَهِىَ ثَلاَثُمِائَةٍ فِى أَرْبَعِ رَكَعَاتٍ. فَلَوْ كَانَتْ ذُنُوبُكَ مِثْلَ رَمْلِ عَالِجٍ لَغَفَرَهَا اللَّهُ لَكَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَنْ يَسْتَطِيعُ أَنْ يَقُولَهَا فِى كُلِّ يَوْمٍ قَالَ « فَإِنْ لَمْ تَسْتَطِعْ أَنْ تَقُولَهَا فِى كُلِّ يَوْمٍ فَقُلْهَا فِى جُمُعَةٍ فَإِنْ لَمْ تَسْتَطِعْ أَنْ تَقُولَهَا فِى جُمُعَةٍ فَقُلْهَا فِى شَهْرٍ » . فَلَمْ يَزَلْ يَقُولُ لَهُ حَتَّى قَالَ « فَقُلْهَا فِى سَنَةٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ أَبِى رَافِعٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Zeyd b. Hubâb el-'Uklî, ona Musa b. Ubeyde, ona Said b. Ebu Said Mevlâ Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm, ona da Ebu Râfi' şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), Abbas'a, ''ey amca! Akrablık bağı hürmetine sana bir ihsanda bulunayım da sen de faydalan, olur mu?'' buyurdu. Abbas, ''elbette, yâ Rasulullah!'' dedi. Hz. Peygamber (sav) de, ''ey amca! Her rekatında Fatiha suresiyle başka bir sure okuyacağın dört rekat namaz kıl. Kıraat bitip rükûya varmadan önce 15 defa 'Allahâu ekber, ve'l-hamdü lillâh, Sunhânallâh, velâ ilâhe illâllâh' de. Ardından rükûya gidip onları 10 kez söyle. Ardından başını kaldırıp onları 10 defa söyle. Akabinde secdeye gidip onları 10 kere de. Daha sonra başını kaldırıp onları 10 defa söyle. Sonra ikinci secdeye varıp onları 10 kez söyle. Ardından başını kaldırıp kıyama durmadan önce onları 10 kez de. Bu, her rekatta 75; dört rekatta da 300 (tesbihat yapar). Şayet günahların kum taneleri kadar dahi olsa Allah, seni bağışlar'' buyurdu. Abbas, ''yâ Rasulullah! Bunları her gün söylemeye kim güç yetirebilir?'' dedi. Nebî (sav), ''Bunları her gün söyleyemezsen cuma (günü) söyle. Şayet (her) cuma söyleyemezsen ayda bir söyle'' buyurdu. Hz. Peygamber (sav), Abbas'a, ''sene de bir kez de olsa söyle'' buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, Ebu Râfi'nin rivayeti olarak garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 19, 2/350
Senetler:
1. Ebu Râfi' el-Kıbtî (Eslem)
2. Said b. Ebu Said el-Ensarî (Said b. Ebu Said)
3. Ebu Abdulaziz Musa b. Ubeyde er-Rebezî (Musa b. Ubeyde b. Neşît b. Amr b. el- Haris)
4. Ebu Huseyin Zeyd b. Hubab et-Temimi (Zeyd b. Hubab b. Reyyan)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Nafile ibadet, Namaz
Namaz, Tesbih namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14136, İM001386
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَبُو عِيسَى الْمَسْرُوقِىُّ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ أَبِى سَعِيدٍ مَوْلَى أَبِى بَكْرِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ عَنْ أَبِى رَافِعٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِلْعَبَّاسِ « يَا عَمِّ أَلاَ أَحْبُوكَ أَلاَ أَنْفَعُكَ أَلاَ أَصِلُكَ » قَالَ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « تُصَلِّى أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ تَقْرَأُ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَسُورَةٍ فَإِذَا انْقَضَتِ الْقِرَاءَةُ فَقُلْ سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ خَمْسَ عَشْرَةَ مَرَّةً قَبْلَ أَنْ تَرْكَعَ ثُمَّ ارْكَعْ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ اسْجُدْ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ اسْجُدْ فَقُلْهَا عَشْرًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ فَقُلْهَا عَشْرًا قَبْلَ أَنْ تَقُومَ فَتِلْكَ خَمْسٌ وَسَبْعُونَ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ وَهِىَ ثَلاَثُمِائَةٍ فِى أَرْبَعِ رَكَعَاتٍ فَلَوْ كَانَتْ ذُنُوبُكَ مِثْلَ رَمْلِ عَالِجٍ غَفَرَهَا اللَّهُ لَكَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ يَقُولُهَا فِى يَوْمٍ قَالَ « قُلْهَا فِى جُمُعَةٍ فَإِنْ لَمْ تَسْتَطِعْ فَقُلْهَا فِى شَهْرٍ » . حَتَّى قَالَ « فَقُلْهَا فِى سَنَةٍ » .
Tercemesi:
Bize Musa b. Abdurrahman Ebu İsa el-Mesrûkî, ona Zeyd b. el-Hubâb, ona Musa b. Ubeyde, ona Ebu Bekr b. Amr b. Hazm’ın azatlısı Said b. Ebu Said, ona da Ebu Râfi‘in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Abbas’a dedi ki: “Amcacığım, sana bir armağan vereyim mi? Sana faydalı olayım mı? Senin akrabalık bağını gözeteyim mi?” Abbas: Elbette ey Allah’ın Rasulü dedi. Allah Rasulü şöyle buyurdu: “Her bir rekâtında Fatihatü’l-Kitab ile bir zamm-ı sure okuyarak dört rekât namaz kıl. Kıraati tamamladığın zaman rükûa varmadan önce on beş defa: Subhanallahi ve’l-hamdülillahi ve lâ ilâhe illallah vellahu ekber, de, sonra rükûa git, bu tesbihi on defa söyledikten sonra rükûdan başını kaldır, (bu halde) bunu on defa söyledikten sonra secdeye git ve bunu on defa söyle, sonra başını kaldırarak bunu on defa söyle, sonra ikinci secdeni yap, burada da bunu on defa söyleyip secdeden başını kaldır ve ayağa kalkmadan bunu on defa söyle. Böylelikle her bir rekâtta yetmiş beş defa bu tesbihâtı yapmış olacaksın. Dört rekâtta bunlar üç yüz eder. Senin günahların Âliç bölgesi kumları gibi dahi olsa, Allah o günahlarını sana bağışlar.” Abbas: Ey Allah’ın Rasulü, bir kişi bütün bunları bir günde söyleyemezse (ne olur) deyince, Allah Rasulü: “O zaman Cuma’da (haftada) bir bunları söyle. Gücün yetmezse bunları ay da bir söyle” buyurdu. Hatta sonunda: “Bunları yılda bir söyle” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 190, /224
Senetler:
1. Ebu Râfi' el-Kıbtî (Eslem)
2. Said b. Ebu Said el-Ensarî (Said b. Ebu Said)
3. Ebu Abdulaziz Musa b. Ubeyde er-Rebezî (Musa b. Ubeyde b. Neşît b. Amr b. el- Haris)
4. Ebu Huseyin Zeyd b. Hubab et-Temimi (Zeyd b. Hubab b. Reyyan)
5. Ebu İsa Musa b. Abdurrahman el-Kindî (Musa b. Abdurrahman b. Said b. Mesruk b. Ma'dan)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Tesbih namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14138, İM001387
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ بِشْرِ بْنِ الْحَكَمِ النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ أَبَانَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِلْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ « يَا عَبَّاسُ يَا عَمَّاهُ أَلاَ أُعْطِيكَ أَلاَ أَمْنَحُكَ أَلاَ أَحْبُوكَ أَلاَ أَفْعَلُ لَكَ عَشْرَ خِصَالٍ إِذَا أَنْتَ فَعَلْتَ ذَلِكَ غَفَرَ اللَّهُ لَكَ ذَنْبَكَ أَوَّلَهُ وَآخِرَهُ وَقَدِيمَهُ وَحَدِيثَهُ وَخَطَأَهُ وَعَمْدَهُ وَصَغِيرَهُ وَكَبِيرَهُ وَسِرَّهُ وَعَلاَنِيَتَهُ عَشْرُ خِصَالٍ أَنْ تُصَلِّىَ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ تَقْرَأُ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَسُورَةٍ فَإِذَا فَرَغْتَ مِنَ الْقِرَاءَةِ فِى أَوَّلِ رَكْعَةٍ قُلْتَ وَأَنْتَ قَائِمٌ سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ خَمْسَ عَشْرَةَ مَرَّةً ثُمَّ تَرْكَعُ فَتَقُولُ وَأَنْتَ رَاكِعٌ عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ مِنَ الرُّكُوعِ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَهْوِى سَاجِدًا فَتَقُولُهَا وَأَنْتَ سَاجِدٌ عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ مِنَ السُّجُودِ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَسْجُدُ فَتَقُولُهَا عَشْرًا ثُمَّ تَرْفَعُ رَأْسَكَ مِنَ السُّجُودِ فَتَقُولُهَا عَشْرًا فَذَلِكَ خَمْسَةٌ وَسَبْعُونَ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ تَفْعَلُ فِى أَرْبَعِ رَكَعَاتٍ إِنِ اسْتَطَعْتَ أَنْ تُصَلِّيَهَا فِى كُلِّ يَوْمٍ مَرَّةً فَافْعَلْ فَإِنْ لَمْ تَسْتَطِعْ فَفِى كُلِّ جُمُعَةٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِى كُلِّ شَهْرٍ مَرَّةً فَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَفِى عُمُرِكَ مَرَّةً » .
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Bişr b. el-Hakem en-Neysaburî, ona Musa b. Abdülaziz, ona el-Hakem b. Ebân, ona İkrime, ona da İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) el-Abbas b. Abdülmuttalib’e: “Ey Abbas, ey amcam, sana bir (armağan) vermeyeyim mi, sana bir bağışta bulunmayayım mı, sana bir ikramda bulunmayayım mı, sana bunları yapman halinde ilkiyle sonuncusuyla, eskisiyle yenisiyle, hata yoluyla yapılanıyla, kasten yapılanıyla, küçüğüyle büyüğüyle, gizlisiyle açığı ile günahlarının bağışlanacağı on hususu senin lehine yapmayayım mı? Bu on husus şunlardır: Dört rekat namaz kılıp dört rekâtta Fatihatü’l-Kitab ile bir (zamm-ı) sure oku. Birinci rekâtta kıraati bitirdikten sonra ayakta iken on beş defa Subhanallahi ve’l-hamdülillahi ve lâ ilahe illallah vellahu ekber, dedikten sonra rükûa var, sen rükûda iken on defa (bunları) söyle, sonra başını rükûdan kaldırınca yine bu tesbihatı on defa söyle, sonra secdeye var, secdede iken bu tesbihatı on defa yap, sonra başını secdeden kaldır ve bu tesbihatı on defa yap, sonra bir daha secde yap ve bunları on defa söyle. Sonra secdeden başını kaldır ve bu tesbihatı on defa söyle. Böylelikle butesbhâtı her bir rekâtta yetmiş beş defa yapmış olacaksın. Aynısını dört rekâtın tamamında yap. Eğer günde bir defa bu namazı kılabilirsen kıl. Kılamazsan her bir Cumada (haftada) bir defa, bunu da yapmayacak olursan her ayda bir defa, onu da yapmayacak olursan ömründe bir defa olsun kıl” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 190, /224
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu İsa Hakem b. Eban el-Adeni (Hakem b. Eban)
4. Ebu Şuayb Musa b. Abdülaziz el-Yemânî (Musa b. Abdülaziz)
5. Abdurrahman b. Bişr el-Abdî (Abdurrahman b. Bişr b. Hakem)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, günahların affına vesile olması
Namaz, Tesbih namazı