467 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Ebu Ubeyde, ona Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) aramızda kalktı ve şu beş şeyi söyledi: "Şüphesiz Allah (ac) uyumaz. Uyuma ihtiyacı yoktur. Terazinin kefelerini O indirir ve kaldırır. Gündüzün amelinden önce gecenin ameli, gecenin amelinden önce gündüzün ameli ona sunulur. Onun hicabı nurdur." [-Ebu Bekir rivayetine göre ateştir-.] "Eğer o hicabını açsaydı yüzünün nuru, bakışının ulaştığı tüm mahlukatı yakıp geçerdi." [Ebu Bekir, el-A'meş'ten rivayetinde (حَدَّثَنَا) lafzını kullanmamıştır.]
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona el-A‘rec, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah’ın eli boldur, hiçbir harcama onu eksiltmez. O gece ve gündüz cömertçe infak eder." [-şöyle devam etti:-] "Gökleri ve yeri yarattığı günden bu yana infak ettiklerini bir düşünün, bu infak, elinde olanlardan bir şey eksiltmemiştir." [–devamında şöyle buyurdu:-] "Onun Arşı da su üstünde olup, diğer elinde terazi vardır, kefelerini alçaltır, yükseltir."
"Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacak." (Rahman, 55/27)
Bize Fatâr rivayet etti ve “Rasulullah (sav) şöyle buyurdu” dedi: "Sizden birisi tövbe ettiğinde, Allah kulunun bu tevbesine; sizden birisi ıssız bir çölde üzerinde yemeği ve içeceği ve her şeyi devesinin sırtında olan, sonra da devesini kaybedip onu arayan, sonunda ölümle yüz yüze kalan ve 'deveyi kaybettiğim yere döneyim de orada öleyim!' deyip eski yerine dönerek uykuya dalan, uyandığında da başında devesini ve eşyalarını bulan kimsenin sevinmesinden daha fazla sevinir." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ebu Hüreyre, Numan b. Beşîr ve Enes b. Malik'den de hadis rivayet edilmiştir.]
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu‘be, ona Amr b. Murre şöyle rivayet etmiştir: Ben (Ebu Vâil'e) “Bunu Abdullah’tan sen (bizzat) işittin mi?” dedim. (Ebu Vâil) “Evet” dedi ve hadisi merfu olarak (Rasulullah’a nisbet ederek) şöyle rivayet etti: "Allah’tan daha kıskanç kimse yoktur. Bundan dolayı Allah, gizli, aşikar bütün hayasızlıkları haram kılmıştır. Allah’tan daha çok övülmeyi seven kimse de yoktur, bundan dolayı O kendi zatını övmüştür."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Ebu Ma‘mer, ona da İbn Mesud’un şöyle dediğini rivayet etti: Kâbe’nin yanında biri Kureyşli, ikisi Sakîfli veya biri Sakîfli, ikisi Kureyşli olan üç kişi tartıştı. Bunların anlayışı kıt, karınlarının yağı çoktu. Bunlardan biri “Sizce Allah bizim söylediklerimizi işitiyor mu?” diye sordu, diğeri de “Yüksek sesle söylersek işitir, ama gizlersek işitmez” dedi. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: "Oysa siz, vaktiyle günahlara dalarken kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin bir gün aleyhinizde şâhitlik yapacağından çekinmiyordunuz." (Fussilet, 41/22) [Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.]
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb, ona Ebu'z-Zinâd, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Teala buyurdu ki: Ademoğlu beni yalanladı ama onun bunu yapmaması gerekirdi. Ademoğlu bana sövdü hâlbuki onun bunu yapmaması gerekirdi. Onun beni yalanlaması benim kendisini ilk kez yarattığım gibi bir daha asla yeniden yaratamayacağımı söylemesidir. Onu yeniden yaratmam benim için ilk yaratmaktan daha kolaydır. Onun bana sövmesi ise Allah bir evlat edindi, demesidir. Hâlbuki ben tekim, doğurmamış ve doğurulmamış Samed'im ve hiç kimse benim dengim değildir."
Bize Ahmed b. Menî, ona Ebu Sa‘d es-San’ânî, ona Ebu Cafer er-Razî, ona Rabî b. Enes, ona Ebu Âliye, ona da Ubey b. Ka‘b şöyle rivayet etmiştir: "Müşrikler Rasulullah’a (sav) 'Bize Rabbini tanıt', dediler. Bunun üzerine Allah 'De ki: O Allah’tır, bir tektir, Allah’tır, Samed’dir' (İhlâs, 112/1-2) ayetlerini indirdi. Samed doğurmamış ve doğmamış demektir. Çünkü doğan her bir şey muhakkak ölecektir. Her bir ölene mutlaka mirasçı olunur. Aziz ve celil Allah ise ne ölür ne de ona mirasçı olunur. 'Kimse de onun dengi değildir' (İhlas, 112/4) Hz. peygamber (sav) 'Onun bir benzeri, bir dengi yoktur, onun gibi hiçbir şey yoktur' buyurdu."
Bize İshak b. Mansur, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Teala buyurdu ki: Ademoğlu beni yalanladı ama onun bunu yapmaması gerekirdi. Ademoğlu bana sövdü hâlbuki onun bunu yapmaması gerekirdi. Onun beni yalanlaması benim kendisini ilk kez yarattığım gibi bir daha asla yeniden yaratamayacağımı söylemesidir. Onun bana sövmesi ise Allah bir evlat edindi, demesidir. Hâlbuki ben doğurmamış ve doğurulmamış Samed'im ve hiç kimse benim dengim değildir." 'Doğurmamıştır, doğurulmamıştır, kimse de onun dengi değildir.' (İhlas, 112/3-4). [Kufuen, kefîen ve kifâen kelimeleri (denk, benzer) aynı anlama gelir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Ebu Ubeyde, ona Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) aramızda kalktı ve şu beş şeyi söyledi: "Şüphesiz Allah (ac) uyumaz. Uyuma ihtiyacı yoktur. Terazinin kefelerini O indirir ve kaldırır. Gündüzün amelinden önce gecenin ameli, gecenin amelinden önce gündüzün ameli ona sunulur. Onun hicabı nurdur." [-Ebu Bekir rivayetine göre ateştir-.] "Eğer o hicabını açsaydı yüzünün nuru, bakışının ulaştığı tüm mahlukatı yakıp geçerdi." [Ebu Bekir, el-A'meş'ten rivayetinde (حَدَّثَنَا) lafzını kullanmamıştır.]