Açıklama: İsnad inkıta'dan dolayı zayıftır. Ebû Seleme b. Abdirrahmân'ın Ekra' b. Hâbis'den hadis işittiği sabit olmamıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
62549, HM016087
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ قَالَ حَدَّثَنِي مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنِ الْأَقْرَعِ بْنِ حَابِسٍ
أَنَّهُ نَادَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ وَرَاءِ الْحُجُرَاتِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَلَمْ يُجِبْهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلَا إِنَّ حَمْدِي زَيْنٌ وَإِنَّ ذَمِّي شَيْنٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَمَا حَدَّثَ أَبُو سَلَمَةَ "ذَاكَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ"
Tercemesi:
Bize Affân rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Vüheyb rivayet etti ve şöyle dedi: Bana Musa b. Ukbe rivayet etti ve şöyle dedi: Bana Ebu Seleme b. Abdurrahman b. el-Akra‘ b. Hâbis'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber’e (sav) hanesinin arkasından seslenmiş, Hz. Peygamber (sav) ona cevap vermemişti. Bunun üzerine (böbürlenerek) şöyle dedi: “Ey Allah’ın resulü! Benim övgün süs, kınamam ise lekedir”. Bunun üzerine Ebu Seleme’nin Hz. Peygamber (sav) rivayetine göre şöyle buyurdu: “Böyle olan Yüce Allah’tır”.
Açıklama:
İsnad inkıta'dan dolayı zayıftır. Ebû Seleme b. Abdirrahmân'ın Ekra' b. Hâbis'den hadis işittiği sabit olmamıştır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ekra' b. Hâbis 16087, 5/489
Senetler:
1. Ekra' b. Hâbis et-Temimi (Firas b. Hâbis b. İkâl b. Muhammed b. Süfyan)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Kibir, Kibir ve gurur
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى حَازِمٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ مِقْسَمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّهُ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ عَلَى الْمِنْبَرِ يَقُولُ « يَأْخُذُ الْجَبَّارُ سَمَوَاتِهِ وَأَرْضَهُ بِيَدِهِ - وَقَبَضَ بِيَدِهِ فَجَعَلَ يَقْبِضُهَا وَيَبْسُطُهَا - ثُمَّ يَقُولُ أَنَا الْجَبَّارُ أَيْنَ الْجَبَّارُونَ أَيْنَ الْمُتَكَبِّرُونَ » . قَالَ وَيَتَمَيَّلُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ يَسَارِهِ حَتَّى نَظَرْتُ إِلَى الْمِنْبَرِ يَتَحَرَّكُ مِنْ أَسْفَلِ شَىْءٍ مِنْهُ حَتَّى إِنِّى أَقُولُ أَسَاقِطٌ هُوَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8448, İM000198
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى حَازِمٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ مِقْسَمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّهُ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ عَلَى الْمِنْبَرِ يَقُولُ « يَأْخُذُ الْجَبَّارُ سَمَوَاتِهِ وَأَرْضَهُ بِيَدِهِ - وَقَبَضَ بِيَدِهِ فَجَعَلَ يَقْبِضُهَا وَيَبْسُطُهَا - ثُمَّ يَقُولُ أَنَا الْجَبَّارُ أَيْنَ الْجَبَّارُونَ أَيْنَ الْمُتَكَبِّرُونَ » . قَالَ وَيَتَمَيَّلُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ يَسَارِهِ حَتَّى نَظَرْتُ إِلَى الْمِنْبَرِ يَتَحَرَّكُ مِنْ أَسْفَلِ شَىْءٍ مِنْهُ حَتَّى إِنِّى أَقُولُ أَسَاقِطٌ هُوَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
Tercemesi:
Bize Hişâm b. Ammâr ve Muhammed b. es-Sabbâh, onlara Abdülaziz b. Ebu Hâzim, ona babası, ona Ubeydullah b. Miksem, ona Abdullah b. Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: Minber üzerinde iken Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu dinledim: Cebbâr (her şeye hâkim olan Allah) göklerini ve yerini eline alır -bu arada elini kapattı ve kapatıp açmaya devam etti.- Sonra da: Ben el-Cebbâr’ım (mutlak egemen ve emrini karşı konulamayacak şekilde yerine getirenim), nerede cebbârlar, nerede mütekebbirler, buyurur.” (Abdullah b. Ömer) dedi ki: Bu arada Rasulullah (sav) sağına ve soluna eğiliyordu, öyle ki, minberin alt tarafından kıpırdadığını gördüm ve hatta ben (kendi kendime) Rasulullah (sav) ile birlikte düşecek mi, demeye başladım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /45
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18939, T003109
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ عَنْ وَكِيعِ بْنِ حُدُسٍ عَنْ عَمِّهِ أَبِى رَزِينٍ قَالَ: قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيْنَ كَانَ رَبُّنَا قَبْلَ أَنْ يَخْلُقَ خَلْقَهُ؟ قَالَ « كَانَ فِى عَمَاءٍ مَا تَحْتَهُ هَوَاءٌ وَمَا فَوْقَهُ هَوَاءٌ وَخَلَقَ عَرْشَهُ عَلَى الْمَاءِ » . قَالَ أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ قَالَ يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ : الْعَمَاءُ أَىْ لَيْسَ مَعَهُ شَىْءٌ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَكَذَا رَوَى حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ وَكِيعُ بْنُ حُدُسٍ وَيَقُولُ شُعْبَةُ وَأَبُو عَوَانَةَ وَهُشَيْمٌ وَكِيعُ بْنُ عُدُسٍ وَهُوَ أَصَحُّ وَأَبُو رَزِينٍ اسْمُهُ لَقِيطُ بْنُ عَامِرٍ قَالَ وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’, ona Yezid b. Hârun, ona Hammâd b. Seleme, ona Ya‘lâ b. Atâ, ona Vekî’ b. Hudus, ona amcası Ebu Rezîn’in şöyle dediğini rivayet etti: Ben: Ey Allah’ın Rasulü, Rabbimiz bu mahlûkatını yaratmadan önce nerede idi, dedim. O: “Onunla beraber hiçbir şey yoktu, ne altında hava, ne üstünde hava vardı. Arşını da su üzerinde yarattı.”
Ahmed b. Menî’ dedi ki: Yezid b. Hârun dedi ki: (Hadiste geçen) el-Amâ lafzı onunla beraber hiçbir şey yoktur, demektir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Hammâd b. Seleme bu şekilde “Vekî’ b. Hudus” diye rivayet etmiştir. Şu‘be, Ebu Âvane ve Huşeym ise “Vekî’ b. Udus” derler, bu daha sahihtir. Ebu Rezîn’in adı ise Lakît b. Âmir’dir.
(Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 11, 5/288
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Tevhid, İslam inancı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19226, T003248
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ أَبِى مَعْمَرٍ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ قَالَ :اخْتَصَمَ عِنْدَ الْبَيْتِ ثَلاَثَةُ نَفَرٍ قُرَشِيَّانِ وَثَقَفِىٌّ أَوْ ثَقَفِيَّانِ وَقُرَشِىٌّ قَلِيلاً فِقْهُ قُلُوبِهِمْ كَثِيرًا شَحْمُ بُطُونِهِمْ فَقَالَ أَحَدُهُمْ :أَتَرَوْنَ أَنَّ اللَّهَ يَسْمَعُ مَا نَقُولُ فَقَالَ الآخَرُ: يَسْمَعُ إِذَا جَهَرْنَا وَلاَ يَسْمَعُ إِذَا أَخْفَيْنَا . فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلاَ أَبْصَارُكُمْ وَلاَ جُلُودُكُمْ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Ebu Ma‘mer, ona da İbn Mesud’un şöyle dediğini rivayet etti: Kalplerinin ince anlayışı pek az, karınlarının yağı pek çok ve ikisi Kureyşli biri Sakifli ya da ikisi Sakifli bir Kureyşli, üç kişi Beyt’in yanında tartışıyorlardı. Onların biri: Ne dersiniz! ne söylediğimizi Allah işitir mi, dedi. Diğeri: Yüksek sesle konuşursak işitir, gizlice konuşursak işitmez, dedi. Bunun üzerine yüce Allah: “Siz kulaklarınız, gözleriniz, derileriniz, aleyhinizde şahitlik eder diye gizlenmiyordunuz” (Fussilet, 41/22) buyruğunu indirdi.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 41, 5/375
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Mamer Abdullah b. Sahbera el-Ezdî (Abdullah b. Sahbera)
3. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Cahiliye
KTB, ALLAH TASAVVURU
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19272, T003267
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عَمَّارٍ الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى عَنِ الْحُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ فِى قَوْلِهِ: ( إِنَّ الَّذِينَ يُنَادُونَكَ مِنْ وَرَاءِ الْحُجُرَاتِ أَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ ) قَالَ: فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ :يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ حَمْدِى زَيْنٌ وَإِنَّ ذَمِّى شَيْنٌ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم: « ذَاكَ اللَّهُ تَعَالَى » . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Ebu Ammâr el-Huseyin b. Hurays, ona el-Fadl b. Musa, ona el-Hasan b. Vâkid, ona Ebu İshak, ona da el-Berâ b. Âzib yüce Allah’ın: “Muhakkak ki hücrelerin arkasından sana seslenenlerin çoğunun akılları ermez” (Hucurât, 49/4) buyruğu hakkında dedi ki: Bir adam ayağa kalkarak: Ey Allah’ın Rasulü, benim övgüm bir güzellik, yergim bir çirkinliktir, dedi. Nebi (sav): “Senin o dediğin yüce Allah içindir” buyurdu.
(Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen garib bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 49, 5/387
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20112, T003364
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا أَبُو سَعْدٍ هُوَ الصَّنعانِىُّ عَنْ أَبِى جَعْفَرٍ الرَّازِىِّ عَنِ الرَّبِيعِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَبِى الْعَالِيَةِ عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ أَنَّ الْمُشْرِكِينَ قَالُوا لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم انْسُبْ لَنَا رَبَّكَ . فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ * اللَّهُ الصَّمَدُ ) فَالصَّمَدُ الَّذِى لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ لأَنَّهُ لَيْسَ شَىْءٌ يُولَدُ إِلاَّ سَيَمُوتُ وَلَيْسَ شَىْءٌ يَمُوتُ إِلاَّ سَيُورَثُ وَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لاَ يَمُوتُ وَلاَ يُورَثُ ( وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ ) قَالَ « لَمْ يَكُنْ لَهُ شَبِيهٌ وَلاَ عِدْلٌ وَلَيْسَ كَمِثْلِهِ شَىْءٌ » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’, ona Ebu Sa‘d –ki o es-San’ânî’dir-, ona Ebu Cafer er-Razî, ona er-Rabî’ b. Enes, ona Ebu’l-Âliye, ona Ubey b. Ka‘b’ın rivayet ettiğine göre müşrikler Rasulullah’a (sav): Bize Rabbinin niteliklerini söyle, dediler. Bunun üzerine Allah da: “De ki: O Allah’tır, bir tektir, Allah’tır, Samed’dir” (İhlâs, 112/1-2) buyruklarını indirdi. Çünkü Samed doğurmamış ve doğmamış demektir. Çünkü doğan her bir şey muhakkak ölecektir. Her bir ölene mutlaka mirasçı olunur. Aziz ve celil Allah ise ne ölür ne de ona mirasçı olunur. “Kimse de onun dengi değildir” (İhlas, 112/4) dedi ki: “Onun bir benzeri, bir dengi yoktur, onun gibi hiçbir şey yoktur.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 112, 5/451
Senetler:
1. Ebu Münzir Übey b. Ka'b el-Ensarî (Übey b. Ka'b b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd)
2. Ebu Âliye er-Riyâhî (Rüfey' b. Mihrân)
3. Rabi' b. Enes el-Bekri (Rabî' b. Enes)
4. Ebu Cafer İsa b. Mahan er-Razî (İsa b. Mâhân b. İsmail)
5. Ebu Sa'd Muhammed b. Müyesser es-Sâğânî (Muhammed b. Müyesser)
6. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
KTB, ALLAH TASAVVURU
Kur'an, nuzül sebebi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20115, T003365
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ أَبِى جَعْفَرٍ الرَّازِىِّ عَنِ الرَّبِيعِ عَنْ أَبِى الْعَالِيَةِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم ذَكَرَ آلِهَتَهُمْ فَقَالُوا انْسُبْ لَنَا رَبَّكَ . قَالَ فَأَتَاهُ جِبْرِيلُ بِهَذِهِ السُّورَةِ ( قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ ) . فَذَكَرَ نَحْوَهُ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ وَهَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ أَبِى سَعْدٍ وَأَبُو سَعْدٍ اسْمُهُ مُحَمَّدُ بْنُ مُيَسَّرٍ وَأَبُو جَعْفَرٍ الرَّازِىُّ اسْمُهُ عِيسَى وَأَبُو الْعَالِيَةِ اسْمُهُ رُفَيْعٌ وَكَانَ عَبْدًا أَعْتَقَتْهُ امْرَأَةٌ صَابِئَةٌ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Ubeydullah b. Musa, ona Ebu Cafer er-Razî, ona er-Rabî’, ona Ebu’l-Âliye’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) onların ilahlarını söz konusu edince, onlar da: Bize Rabbini tanıt, dediler. (Ebu’l-Âliye) dedi ki: Bunun üzerine Cebrail bu: “De ki: O Allah’tır, bir tektir” (İhlas, 112/1) suresini getirdi ve hadisi bir öncekine yakın olarak zikretti. Rvayetinde ise Ubey b. Ka‘b’ın rivayetini zikretmedi. Bu hadis Ebu Sa‘d’ın rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Ebu Sa‘d’ın adı da Muhammed b. Müyessir’dir. Ebu Cafer er-Razî’nin adı İsa’dır. Ebu’l-Âliye’nin adı Rufey’dir, kendisi bir köle iken sâbiî dininden bir kadın onu azat etmişti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 112, 5/452
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Kur'an, nuzül sebebi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29705, B007411
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَدُ اللَّهِ مَلأَى لاَ يَغِيضُهَا نَفَقَةٌ ، سَحَّاءُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ - وَقَالَ - أَرَأَيْتُمْ مَا أَنْفَقَ مُنْذُ خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ ، فَإِنَّهُ لَمْ يَغِضْ مَا فِى يَدِهِ - وَقَالَ - عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ وَبِيَدِهِ الأُخْرَى الْمِيزَانُ يَخْفِضُ وَيَرْفَعُ » .
Tercemesi:
Bize Ebu’l-Yemân, ona Şuayb, ona Ebu’z-Zinâd, ona el-A‘rec, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah’ın eli dopdoludur, hiçbir harcama onu eksiltmez, o gece ve gündüz cömertçe infak eder. –Ayrıca devamla dedi ki:- Gökleri ve yeri yarattığı günden bu yana infak ettiklerini bir düşünün, bu, elinde olanlardan bir şey eksiltmemiştir. –Yine buyurdu ki- Onun Arşı da su üstünde olup, diğer elinde mizan vardır, (kimini) alçaltır, (kimini) yükseltir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tevhid 19, 2/749
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Allah İnancı, Cemil, Tayyib, Kerim
Allah İnancı, varlığı ve birliği
KTB, ALLAH TASAVVURU
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31901, B004637
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنه - قَالَ قُلْتُ أَنْتَ سَمِعْتَ هَذَا مِنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ نَعَمْ ، وَرَفَعَهُ . قَالَ « لاَ أَحَدَ أَغْيَرُ مِنَ اللَّهِ ، فَلِذَلِكَ حَرَّمَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ ، وَلاَ أَحَدَ أَحَبُّ إِلَيْهِ الْمِدْحَةُ مِنَ اللَّهِ ، فَلِذَلِكَ مَدَحَ نَفْسَهُ » .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu‘be, ona Amr b. Murre, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah’ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Ben (Amr b. Murre): Bunu Abdullah’tan sen (bizzat) mı dinledin? dedim. O: Evet dedi ve hadisi (Rasulullah’a nisbet ederek) merfu olarak rivayet etti. (Rasulullah –sav-) şöyle buyurdu: “Allah’tan daha kıskanç kimse yoktur, bundan dolayı gizlisiyle, açığıyla bütün hayâsızlıkları haram kılmıştır. Allah’tan daha çok övülmeyi seven kimse de yoktur, bundan dolayı O kendi zatını övmüştür.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/186
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, varlığı ve birliği
KTB, ALLAH TASAVVURU
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
76457, HM027745
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ قَالَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ قَالَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ الْأَقْرَعِ بْنِ حَابِسٍ
أَنَّهُ نَادَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ وَرَاءِ الْحُجُرَاتِ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ إِنَّ حَمْدِي زَيْنٌ وَإِنَّ ذَمِّي شَيْنٌ فَقَالَ ذَاكُمْ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ
كَمَا حَدَّثَ أَبُو سَلَمَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Tercemesi:
Bize Affân rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Vüheyb rivayet etti ve şöyle dedi: Bize Musa b Ukbe, Ebu Seleme b. Abdurrahman’dan, o el-Akra‘ b. Hâbis’ten rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber’e hanesinin dışından seslenmiş ve “Ey Muhammed! Benim övgüm övgü, kınamam ise lekedir” demişti. Hz. Peygamber de Ebu Seleme’nin rivayetine göre “Bu Allah’ın vasfıdır” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ekra' b. Hâbis 27745, 8/790
Senetler:
1. Ekra' b. Hâbis et-Temimi (Firas b. Hâbis b. İkâl b. Muhammed b. Süfyan)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Kibir, Kibir ve gurur
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB