89 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَرَاذِلُ مَوْتَاكُمْ Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: شِرَارُكُمْ عُزَّابُكُمْ
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur "İbrahim (as) ile Sâre hicret etti. Sâre'ye Hacer'i hediye ettiler. Sâre, geri dönüp İbrahim'in (as) yanına geldi ve ona "gördün mü, Allah kâfiri zelil etti ve bir cariyeyi de bana hizmetçi verdi" dedi. İbn Sîrîn'in, Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) "Sâre'ye Hâcer'i hizmetçi verdi" buyurmuştur.
Açıklama: Hadisin bütünü için B002217 numaralı hadise bakınız. Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Sirin arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur "İbrahim (as) ile Sâre hicret etti. Sâre'ye Hacer'i hediye ettiler. Sâre, geri dönüp İbrahim'in (as) yanına geldi ve ona "gördün mü, Allah kâfiri zelil etti ve bir cariyeyi de bana hizmetçi verdi" dedi. İbn Sîrîn'in, Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) "Sâre'ye Hâcer'i hizmetçi verdi" buyurmuştur.
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Saîd b. Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den daha çok bize müstahaktır. (İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır (inandım) ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti.)" (bakara, 260). "Allah Lût Peygamber'e de rahmet etsin, hiç şüphesiz o sağlam bir rükne (Allah'a) dayanmışken “keşke size karşı yetecek bir kuvvetim olsaydı yahut sarp bir kalaya sığınabilseydim” dedi." (Hûd, 80). "Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı gibi uzun zaman hapis kalsaydım, onu hapisten çıkarmağa gelen kişinin davetine hemen icabet ederdim."
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Saîd b. Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den (as) daha çok bize müstahaktır. İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır inandım ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti." (bakara, 260). "Allah Lût Peygamber'e de rahmet etsin, hiç şüphesiz o sağlam bir rükne (Allah'a) dayanmışken “keşke size karşı yetecek bir kuvvetim olsaydı yahut sarp bir kalaya sığınabilseydim” dedi." (Hûd, 80). "Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı gibi uzun zaman hapis kalsaydım, onu hapisten çıkarmağa gelen kişinin davetine hemen icabet ederdim."
Açıklama: Hz. Musa'nın normal şartlarda ölüm meleğine direnmesi ve ilk seferinde onunla giriştiği mücadeleyi kazanması sorunlu bir durumdur. Buna karşı şarihler ölüm meleğinin Hz. Musa'nın evine insan suretinde ve izinsiz olarak girdiğini böyle olunca da Hz. Musa'nın meleği tanımadan kendisini savunma amacıyla yüzüne vurduğu belirtirler. Allah'ın Hz. Musa'ya meleği ilk gönderişinin Hz. İbrahim'e oğlunu kurban etmesi emrindeki gibi imtihan gayesiyle olduğunu belirtirler. Hz. Musa'nın meleği tanımaması ise yine Hz. İbrahim'in ve Hz. Lut'un kendisine gelen melekleri tanımaması dikkate alındığında caizdir (İbn Hibbân, Sahîh, XIV, 112)