حدثنا محمد قال حدثنا حجاج قال حدثنا حماد بن سلمة عن على بن زيد عن عبد الرحمن بن أبى بكرة عن الأسود بن سريع قال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله قد مدحت الله بمحامد ومدح وإياك فقال أما إن ربك يحب الحمد فجعلت أنشده فاستأذن رجل طوال أصلع فقال لي النبي صلى الله عليه وسلم اسكت فدخل فتكلم ساعة ثم خرج فأنشدته ثم جاء فسكتنى ثم خرج فعل ذلك مرتين أو ثلاثا فقلت من هذا الذي سكتنى له قال هذا رجل لا يحب الباطل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164345, EM000342
Hadis:
حدثنا محمد قال حدثنا حجاج قال حدثنا حماد بن سلمة عن على بن زيد عن عبد الرحمن بن أبى بكرة عن الأسود بن سريع قال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم فقلت يا رسول الله قد مدحت الله بمحامد ومدح وإياك فقال أما إن ربك يحب الحمد فجعلت أنشده فاستأذن رجل طوال أصلع فقال لي النبي صلى الله عليه وسلم اسكت فدخل فتكلم ساعة ثم خرج فأنشدته ثم جاء فسكتنى ثم خرج فعل ذلك مرتين أو ثلاثا فقلت من هذا الذي سكتنى له قال هذا رجل لا يحب الباطل
Tercemesi:
— Esved ibni Sürey'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: — Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem) 'e gittim de dedim ki, Allah'ı hamd ve senalarla çok övdüm, seni de övdüm. Hazreti Peygamber:
Elbette, senin Rabbin hamdı sever,» buyurdu. Bunun üzerine ben, ona, şiir okumaya başladım. Sonra (içeri girmek için) dazlak ve uzun boylu bir adam izin istedi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), bana: «— Sus!» dedi. Adam içeri girdi ve bir müddet konuştu, sonra çıktı gitti. Ben yine Peygamber'e şiir okudum. Sonra adam (tekrar) geldi. Peygamber beni susturdu. Adam sonra çıktı. Adam bu gelişini iki veya üç kere tekrarladı. (Ben Hazreti Peygambere sorup) dedim ki:
— Kendisinden ötürü beni susturduğun bu adam kimdir? Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
— Bu bir adamdır ki, boş şeyi sevmez.»
Esved ibni Sürey'den başka bir yoldan edilen rivayete göre Esved şöyle dedi:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selîem) 'e dedim ki: Seni övdüm, Allah (Azze ve Celle) 'yi de Övdüm.[673]
Hz. Peygamberin huzuruna birkaç defa girip çıkan şahsın Hz. Ömer olduğuna dair hadîs âlimlerinin açıklaması vardır. Peygamber Efendimiz, şür hakkında, batıl = boş şey buyurması, âhiret için bir sevab temin etmediğine bİnaendir. Överek veya yererek şiir san'atı ile kazanç temin etmenin boş şey olduğunu, şair E s v e d 'e, bir vesile ile Peygamberimiz ifade buyurmuşlardır. Her lezzet ki, âhİrette bir lezzet kazandırmaz, o lezzet hoş ve batıl sayılır. Hoşa giden ve âhiret İçin bir sevab kazandırmayan şiirler de böyledir.
Buradan anlaşılıyor ki, Esved'in gönlünü almak ve onu meyus bırakmamak ve ona ihsanda bulunmak için şiir okumasına Hz. Peygamber müsaade etmiş ve buna ihtiyacı bulunmayan Hz. Ömer Efendimize şiir dinletmemişlerdir.[674]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 342, /290
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Sosyalleşme, temel prensipler
Tahrik, insanı kışkırtmamak
حدثنا إسحاق قال حدثنا محمد بن الفضل قال حدثنا الوليد بن جميع عن أبى سلمة بن عبد الرحمن قال : لم يكن أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم متحزقين ولا متماوتين وكانوا يتناشدون الشعر في مجالسهم ويذكرون أمر جاهليتهم فإذا أريد أحد منهم على شيء من أمر الله دارت حماليق عينيه كأنه مجنون
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164796, EM000555
Hadis:
حدثنا إسحاق قال حدثنا محمد بن الفضل قال حدثنا الوليد بن جميع عن أبى سلمة بن عبد الرحمن قال : لم يكن أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم متحزقين ولا متماوتين وكانوا يتناشدون الشعر في مجالسهم ويذكرون أمر جاهليتهم فإذا أريد أحد منهم على شيء من أمر الله دارت حماليق عينيه كأنه مجنون
Tercemesi:
— (135-s.) Ebu Seleme, Abdurrahman'dan rivayet ettiğine eire, şöyle demiştir :
«— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in ashabı, çekingen değillerdi, uyuşuk değillerdi. Onlar toplantılarında birbirlerine (neş'e ile) şiir okurlardı ve İslâmdan önceki işlerini anarlardı. Fakat Allah'ın emrinden herhangi bir işte onlardan birine dokunulduğu zaman, sanki deli imiş gibi, göz kapaklarının içi (hiddetinden dışarı) dönerdi.»[1077]
imam Ahmed ve Tirmİzî'nin Ca bir i bin i Sem öre'den tahrîç ettikleri bir hadîs-i şerifte :
«— Peygamber (Sailallahu Aleyhi ve Sellemy'ın ashabı Peygamberin yanında şiir okurlar ve cahiliyyet sözlerini anlatırlardı; Hz. Peygamber de onları yasaklamazdı, bazan da onlarla tebessüm ederdi.» buyuruirnaktadır.
Hz. örn e r(RadİyaÜahıı anh), başı eğik bir adam gördü. Ona:
«— Başım kaldır, islâm hasta değildir.» dedi.
Hz. Âişe (Radiyallahiianha), uyuşukluğundan nerde ise ölecek bir adam gördü :
«— Buna ne oluyor?» diye sordu. «Bu Kurra'dan (kıraat üstodlanrîdan) biridir.» cevabı verildi. Bunun üzerine Hz. Âişe şöyle buyurdu :
«— Hz. Ömer kıraat üstadlannın başı idi, yürüdüğü zaman hszh giderdi, konuştuğu zaman duyururdu, döğdüğü zaman da acirtfdı.»
Anlaşılıyor ki, ashaba kiram bir araya geldikleri zaman tevazu .göstererek cahiliyet devrindeki işlerini anarlar ve şiirler okurlardı, öyle ki, dışardan onları gören, takva sahibi olmadıklarını sanırdı. Halbuki Allah'ın emri bahis konusu olunca, dinlerine zarar verecek bir hal olunca büsbütün değişirler ve ciddileşirlerdi, üzerlerine düşen vazifeyi hemen yerine getirirlerdi.[1078]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 555, /442
Senetler:
()
Konular:
Cahiliye
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Sahabe, Fazileti
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا الوليد بن أبي ثور عن سماك عن عكرمة قال : سألت عائشة رضي الله عنها هل سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يتمثل شعرا قط فقالت أحيانا إذا دخل بيته يقول ويأتيك بالأخبار من تزود
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165072, EM000792
Hadis:
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا الوليد بن أبي ثور عن سماك عن عكرمة قال : سألت عائشة رضي الله عنها هل سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يتمثل شعرا قط فقالت أحيانا إذا دخل بيته يقول ويأتيك بالأخبار من تزود
Tercemesi:
— îkrime'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Hazreti ya sordum:
— Hiç Resûlvllah (Sallaltahü Aleyhi ve Sellemfm şiir okuduğunu işittin mi? Hz. Aişe şöyle buyurdu:
— Bazı zamanlarda evine girdiğinde: «Zamanla gelir suna, beklemediğin haberler.» derdi. (Ibni Revaha'mn beytini okurdu).[305]
Şiir, murad edilen manayı daha güzel ifade edip, güzelleştirdİği takdirde iyidir. Fakat hak ölçülerden taşarak ömür boyu insanı meşgul eden şiir, hiç bir zaman dinde makbul değildir. İşte bir gerçeği ifade eden ve Peygamber (SalUtilahü Aleyhi ve Sellem)"m hoşuna giden Ibni Ravaha'-nın şu beytini, bizzat Hz. Peygamber'in zaman zaman okuduğunu Hz. A i ş e (Radiyallahü anha) nakletmİştir ;
Açıklar sana, bilmediğini, yakında günler; Zamcnla gelir sana, beklemediğin haberler.
Yine Abdullah ibni Revana, Peygamber (SallaHahÜ Aleyhi veSellemfin Ömre haccını kaza etmesi sırasında, Mekke'ye girdiklerinde düşmana karşı şiir okuduğu zaman, Hz. Ömer ona :
— Ey ibni Reva ha, hem Peygamber'in yanında, hem d* Horem-i Şerifte şiir okunur mu? dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selkm) şöyle buyurdu :
«— Bırak okusun, ya Ömer! Onun söyledikleri, ok atışından daha tesirlidir.»
Bu hâdiseyi, Tirmizî ve Nese'î nakletmektedirler.[306]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 792, /630
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Hz. Peygamber, Şiir okuması, yazması
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سفيان عن ليث عن طاوس عن بن عباس قال : انها كلمة نبي ويأتيك بالأخبار من لم تزود
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165073, EM000793
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سفيان عن ليث عن طاوس عن بن عباس قال : انها كلمة نبي ويأتيك بالأخبار من لم تزود
Tercemesi:
— İbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, şu söz bir Peygamber sözüdür; «Zamanla gelir sana, beklemediğin haberler.»[307]
I b n i A b b a s Hazretleri, beytin bîr mısraını teşkil eden bu sözü Abdullah ibni R~e v a h 'â fya-değh\ Hz. Peygamber e veya daha önceki peygamberlerden bir peygambere ait göstermektedir. Kime nispet edilirse edilsin, mana güzel oldukça bir mahzur teşkil etmez. Zaten şiire dair hadîsler, 869-871 sayılarda gelecektir. , Bundan önceki hadîs-İ şerife de bakılsın.[308]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 793, /630
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Hz. Peygamber, Şiir okuması, yazması
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا سفيان عن إبراهيم بن ميسرة عن عمرو بن الشريد عن أبيه قال أردفني النبي صلى الله عليه وسلم فقال : هل معك من شعر أمية بن أبي الصلت قلت نعم فأنشدته بيتا فقال هيه حتى أنشدته مائة بيت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165080, EM000799
Hadis:
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا سفيان عن إبراهيم بن ميسرة عن عمرو بن الشريد عن أبيه قال أردفني النبي صلى الله عليه وسلم فقال : هل معك من شعر أمية بن أبي الصلت قلت نعم فأنشدته بيتا فقال هيه حتى أنشدته مائة بيت
Tercemesi:
— Şerîd'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: «Peygamber (Sallaltahü Aleyhi veSeltem) beni (bindiği devesinin) terkisine aldı da (bana) şöyle buyurdu:
«— Senin ezberinde, Ümeyye ilmi Ebi's-Salt'ın şiirinden var mı?»
Ben:
— Evet, dedim ve ona bir beyt okudum. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
«— Hîhi = ona devam!» buyurdu; tâ ki ona yüz beyt okudum.[319]
Umeyye i b n i E b i' s - S a 11 cahiliyet devrinde Kureyş şairlerinden biri olmakla beraber, tevhide uygun ve gerçek sözler ifade eden şiirleri olduğu için bunları dinlemekte bir beis görülmemiştir. Hz. Peygamber'in bu hareketi gösteriyor ki, gerçek ifade eden ve edebî bir san'at numunesi olan şiirleri okumak ve dinlemekte dinî yönden bir sakınca yoktur. Öyle ki, «Hîhi — ona devam» buyurmak suretiyle Hz. Peygamber yüz beyit kadar şiir dinlemişlerdir. Kelimenin yerine göre «îhi, hîhi ve îhen» şeklinde kullanılışı vardır. Esasta hadîsin bu bölümle ilgisi yoktur; çünkü bölüm «Hentah ve Henah» tâbirlerine aitti. Her halde «Hîhi» de ayrı benzer bir tâbir olması münasebetiyle bu bölümde yer almıştır.[320]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 799, /633
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Tarihsel Şahsiyetler, Ümeyye b. Ebi's-Salt
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا أبو عامر قال حدثنا أيوب بن ثابت عن خالد هو بن كيسان قال : كنت عند بن عمر فوقف عليه إياس بن خيثمة قال ألا أنشدك من شعري يا بن الفاروق قال بلى ولكن لا تنشدني إلا حسنا فأنشده حتى إذا بلغ شيئا كرهه بن عمر قال له أمسك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165550, EM000856
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا أبو عامر قال حدثنا أيوب بن ثابت عن خالد هو بن كيسان قال : كنت عند بن عمر فوقف عليه إياس بن خيثمة قال ألا أنشدك من شعري يا بن الفاروق قال بلى ولكن لا تنشدني إلا حسنا فأنشده حتى إذا بلغ شيئا كرهه بن عمر قال له أمسك
Tercemesi:
— (195-s.) Halid ibni Keysan'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, ben (Abdullah) ibni Ömer'in yanında idim. îyas ibni Hayseme, onun karşısında durup, şöyle dedi:
— Ey Faruk'un oğlu (Abdullah), sana şiirimden okuyayım mı? (Abdullah) ibni Ömer:
— Evet, ancak bana güzel olanı oku, dedi. Bunun üzerine İyas ibni Hayseme, ona şiir okudu; nihayet ibni Ömer'in hoşlanmadığı şeye (söze) ulaştığı zaman, İbni Ömer ona:
«— Dur!» dedi.[435]
Şiir, anlamak ve bitmek, duymak mânâlarına gelen Arapça bir kelimedir. Edebiyat dilinde ise, ölçülü ve kafiyeli olan güzel sözler manzumesine denir. Burada da bu manada olan şiir kosdedilmektedir. Böyle olunca, her şiir fuzuliyat olmaz ve taşkınlık sayılmaz. Çünkü şiir şeklinde ifade edilen sözlerin bir kısmı hakkı belirtir ve ona teşvik eder. Hak ve adaleti açıklayan, güzele ve iyiye delâlet eden şiirler, kasd edilen manayı en tatlı ve en coşkun şekilde terennüm ettiklerinden ve dinleyiciyi büyü I ey ip heyecana getirdiklerinden hikmetle anılmaya hak kazanmışlardır.
Hikmet, sağlam ve kuvvetli bir görüşle gerçeği tespit etmek demektir. İşte şiirlerden bir kısmı gerçeği belirttiği ve bulduğu itibarla hikmettir, doğruyu ifade eden hükümdür. N e v e v î hikmeti şöyle tarif eder:
«Yüce Allah'ı tanımayı muhtevî hükümlerle nitelenmiş iltrn, hikmettir. Bu da, keskin görüşle gerçeği tespit etmek, nefsi terbiye etmek, hak olan şeyle amel etmek, boş şeylere gönül arzularından yüz çevirmek suretiyle otur. Bu vasıftan kendinde toplayana da Hakîm denilir.»
EbO Düreyd demiştir ki, sana Öğüt veren, yahut seni fenalıktan alıkoyan, yahut seni bir iyiliğe iletip çirkin şeyden meneden her söz hikmettir ve hükümdür.
İşte bir şiir ki, onda öğüt ve hikmet var, Allah'ın nimetlerini ve iyi kimselerin halterini anma var, o güzeldir. Kötü şeyleri İfade eden ve şunu bunu yerip hicveden şiir dizmek haramdır.
Şiirle ilgili 342, 525, 792, 793 ve 869-871 sayılı hadts-i şeriflere müracaat edilsin.[436]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 856, /669
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek