67 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr, ona Küreyb, ona da İbn Abbas (ra) şöyle rivâyet etti: Hz. Peygamber (sav) bir gece uyudu, hatta horladı. Sonra namaz kıldı. -Bu sözü İbn Abbas'ın, "Uzanıp horladı, sonra kalkıp namaz kıldı" tarzında söylediği de rivayet edilir-. (Ali b. el-Medînî şöyle dedi:) Sonra Süfyan bu hadisi bize Amr'dan, o Küreyb'den, o da İbn Abbas'tan olmak üzere birçok defalar tahdîs etti. İbn Abbas şöyle demiştir: "Bir gece teyzem Meymûne'nin (ra) yanında kaldım. Geceleyin Hz. Peygamber (sav) kalktı. Gecenin ilerleyen bölümünde asılı duran küçük bir tulumdan hafif bir abdest aldı. -Râvî Amr, abdesti hafif alıyor, yani suyu az döküyordu, dedi-. Arkasından namaza durdu. Ben de kalkıp onun aldığı gibi abdest aldım, sonra gidip sol tarafında namaza durdum. -Râvî Süfyân bazen 'sol' anlamına gelen 'yesâr' kelimesi yerine, yine aynı manaya gelen 'şimâl' kelimesini kullanıyordu-. Hz. Peygamber (sav) benim yerimi değiştirdi, beni sağ tarafına geçirdi. Sonra Allah'ın dilediği kadar namaz kıldı. Sonra uzanıp uyudu, hatta horladı. Sonra müezzin gelip namaz vaktinin girdiğini haber verdi. Birlikte namaza çıktılar, Hz. Peygamber (tekrar) abdest almadan namazı kıldırdı." [(Süfyan dedi ki:) Amr'a, “İnsanlar, 'Rasûlullah’ın (as.) gözleri uyur, ama kalbi uyumaz' diye söylüyorlar, ne dersin? diye sordum. Amr, şöyle dedi: "Ben, Ubeyd b. Umeyr’in; ‘Peygamberlerin rüyaları da vahiydir’ dediğini, sonra da; ‘Ben, rüyada kendimi, seni boğazlarken gördüm’ (es-Saffât, 37/102) meâlindeki âyeti okuduğunu işittim.]
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah (b. Mübarek), ona Misar (b. Kidam), ona Sabit b. Ubeyd, ona (Abdurrahman) b. Ebu Leyla, ona da Havvat b. Cübeyr şöyle haber vermiştir: Gündüzün ilk vaktinde uyumak hantallık, ortasında uyumak yaratılışa ve ahlaka uygun, sonunda uyumak ise ahmaklıktır.
Bize Abbas el-Anberi, ona Süleyman b. Davud et-Tayâlîsî, ona Süleyman b. Muğîra, ona Sabit, ona Abdullah b. Rabah, ona da Ebu Katade, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Uykudayken kusur yoktur. Kusur, uyanıkken, diğer namazın vakti girene kadar bir namazın geciktirilmesidir."
Bize Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona Hammad b. Zeyd (el-Ezdî), ona Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona da Abdullah b. Rebah (el-Ensarî), Ebu Katade’nin şöyle anlattığını nakletti: Bazıları, Rasuli- Ekrem’e (sav) uyuduklarından dolayı namazlarını kaçırdıklarını (ve ne yapacaklarını) sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Uyuyup kalmakta (uyuyan kişi açısından) taksir ve kusur yoktur. Esas kusur ve taksir, namazı uyanıkken geçirip kılmamaktır. Her hangi biriniz bir namazı unutur veya uyuya kalıp kılamazsa uyandığında ve hatırladığında kılsın."
Bize Süveyd b. Nasr (el-Mervezî), ona Abdullah b. Mübarek (el-Hanzalî), ona Süleyman b. Muğira (el-Kaysî), ona Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona Abdullah b. Rebah (el-Ensarî), ona da Ebu Katade Rasul-i Ekrem’in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Uykuda (uyuyan kişi açısından) taksir ve kusur yoktur. Asıl taksir ve kusur, namazı diğer vakit girinceye kadar ihmal edip kılmamaktır. (Her kim bunu yaparsa) hatırladığında kılsın!"
Bize Harun b. Abdullah, ona Hüseyin b. Ali, ona Zaide, ona Süleyman, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Abde b. Ebu Lübabe, ona Süveyd b. Ğafele, ona da Ebu Derdâ, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Gece namazını kılmak üzere niyetlenip yatan kimse uykusu ağır olur da sabaha kadar uyanamaz ise yapmaya niyetlendiği ibadet kendisine yazılır. Bu uykusu Rabbinden ona verilmiş bir sadakadır.” Süfyan es-Sevrî, Habîb b. Ebu Sâbit'e muhalefette bulunmak suretiyle hadisi mevkuf olarak nakletmiştir.