67 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Nasr, ona Vehb b. Cerir, ona Esved b. Şeyban, ona da Halid b. Sümeyr şöyle rivayet etti: Bize Medine'den, Ensar'ın fakih saydığı Abdullah b. Rebah el-Ensârî geldi ve Rasulullah'ın süvarisi Ebu Katade'nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) (Mute savaşına katılacak olan) emirler ordusunu gönderdi. -Bir önceki hadisteki kıssayı anlattı.- Bizleri ancak doğmakta olan güneş uyandırdı. Bizler namaz kılmak için hemen kalktık. Hz. Peygamber (sav) ise "Yavaş yavaş hareket edin" dedi. Nihayet güneş iyice yükseldi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizden sabah namazının sünnetini mukim iken kılmakta olan kılsın." Sünneti kılan da kılmayan da kalkıp bu iki rekâtı kıldı. Ardından Hz. Peygamber, ezan okunmasını emretti. Ezan okundu. Rasulullah (sav) de bizlere farzı kıldırdı. Namazı bitirince bizlere şöyle buyurdu: "Bakın, Allah'a hamd ederiz ki bizler, bizi namazdan alıkoyacak bir takım dünyalık işler peşinde değildik. Ancak ruhlarımız Allah Teâlâ'nın tasarrufundadır; dilediği zaman onları bize gönderir. Sizden kim yarınki sabah namazına sağlam bir şekilde erişirse önce onu, ardından da bugün kılamadığı namazı kılsın."
Açıklama: ''جَيْشَ الأُمَرَاءِ'' ifadesinin Mu'te savaşına katılan ordu olduğuna, hadisteki kıssanın ise esasında Hayber gazvesi dönüşünde meydana geldiğine ve tercümedeki ''...Sizden kim yarınki sabah namazına erişirse önce onu, ardından da bugün kılamadığı namazı kılsın...'' cümlesinin bu şekilde anlaşılabileceğine dair bk. Avnü'l-Ma'bûd, II, 78-79.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit el-Bünanî, ona Abdullah b. Rabah el-Ensari, ona da Ebu Katade şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber yolcuktaydı. (Birden), yoldan ayrılıp kenara çekildi, ben de onunla birlikle yoldan ayrıldım. Bana "(Gelen gideni) gözetle" diye buyurdu. Ben de (yolu gözetleyip) işte bir süvari, işte iki süvari, işte üç süvari geldi deyip gelenleri saydım ve nihayet yedi kişi olduk. Hz. Peygamber (sav), "Bizim için namazı gözetleyin," buyurdu. Yani sabah namazını kastediyordu. (Ne var ki) uyuyakaldılar ve onları ancak güneşin sıcaklığı uyandırabildi. Hemen kalktılar, kısa bir süre yürüdüler. Ardından konaklayıp abdest aldılar. Bilal de ezan okudu. Önce sabah namazının sünnetini, ardından da farzını kıldılar. (Sonra) yola koyuldular. Birbirlerine namazda kusurlu davrandık dediler. Hz. Peygamber ise şöyle buyurdu: "Uyku sebebiyle kusur yoktur; kusur ancak uyanıkkendir. (Bundan dolayı), sizden biri namazı unuttuğunda hatırladığı zaman kılsın. Ertesi gün ise (namazı) vaktinde kılsın."
Bize Amr b. Avn, ona Halid, ona Husayn, ona İbn Ebu Katade, ona da Ebu Katade, önceki hadisi rivayet edip Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah, ruhlarınızı dilediği zaman aldı, dilediği zaman da iade etti. Kalk; namaz için ezan oku." Onlar hemen kalkıp abdest aldılar. Nihayet güneş yükselince Hz. Peygamber (sav), oradakilere namazı kıldırdı.
Bize Hennâd, ona Abser, ona Husayn, ona Abdullah b. Ebu Katade, ona da babası (Ebu Katade), önceki hadisin manasını zikredip Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hz. Peygamber, güneş yükseldiğinde abdest aldı ve onlara (sabah) namazını kıldırdı."