Öneri Formu
Hadis Id, No:
35624, DM000019
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ فَرْقَدٍ السَّبَخِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ : أَنَّ امْرَأَةً جَاءَتْ بِابْنٍ لَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَتْ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنِى بِهِ جُنُونٌ ، وَإِنَّهُ يَأْخُذُهُ عِنْدَ غَدَائِنَا وَعَشَائِنَا ، فَيُخَبَّثُ عَلَيْنَا. فَمَسَحَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- صَدْرَهُ وَدَعَا ، فَثَعَّ ثَعَّةً ، وَخَرَجَ مِنْ جَوْفِهِ مِثْلُ الْجِرْوِ الأَسْوَدِ فَسَعَى.
Tercemesi:
Bize el-Haccac b. Minhâl haber verip (dedi ki) bize Hammâd b. Seleme, Ferkad es-Sebehî'den, (o) Said b. Cübeyr'den, (o da) İbn Abbâs'dan (naklen) rivayet etti ki bir kadın bir çocuğuyla Resûlullah'a -sallallahu aleyhi ve sellem, geldi ve şöylededi: "Ya Resûlallah! Oğlumda bir delilik (sara) var. O, sabah ve akşam yemeklerimiz esnasında onu yakalıyor. Bu sebeple o bize sıkıntı vermektedir, (bir dua buyursanız!)". Bunun üzerine Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- dua ederek onun göğsünü sıvazladı. Bunun sonucu (çocuk) adamakıllı kustu ve içinden, siyah köpek eniğine benzer (bir şey) çıktı. Ardından (çocuk şifa bulup) yürüdü gitti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 4, 1/170
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Yakub Ferkad b. Yakub es-Sebehî (Ferkad b. Yakub)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, mucizeleri
Tedavi, Hz. Peygamber döneminde Tedavi şekilleri,
Tedavi, tedavi maksadıyla sıvazlamak, masaj yapmak
حدثنا المكى قال حدثنا الجعيد بن عبد الرحمن عن عائشة بنت سعد أن أباها قال : اشتكيت بمكة شكوى شديدة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى فقلت يا رسول الله انى أترك مالا وانى لم اترك إلا ابنة واحدة أفأوصى بثلثى مالي وأترك الثلث قال لا قال أوصى بالنصف وأترك لها النصف قال لا قلت فأوصى بالثلث وأترك لها الثلثين قال الثلث والثلث كثير ثم وضع يده على جبهتى ثم مسح وجهي وبطنى ثم قال اللهم اشف سعدا وأتم له هجرته فما زلت أجد برد يده على كبدى فيما يخال إلى حتى الساعة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164700, EM000499
Hadis:
حدثنا المكى قال حدثنا الجعيد بن عبد الرحمن عن عائشة بنت سعد أن أباها قال : اشتكيت بمكة شكوى شديدة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى فقلت يا رسول الله انى أترك مالا وانى لم اترك إلا ابنة واحدة أفأوصى بثلثى مالي وأترك الثلث قال لا قال أوصى بالنصف وأترك لها النصف قال لا قلت فأوصى بالثلث وأترك لها الثلثين قال الثلث والثلث كثير ثم وضع يده على جبهتى ثم مسح وجهي وبطنى ثم قال اللهم اشف سعدا وأتم له هجرته فما زلت أجد برد يده على كبدى فيما يخال إلى حتى الساعة
Tercemesi:
— Sa'd'ın kızı Âişe, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir:
— Mekke'de şiddetli bir hastalığa tutuldum. Peygamber (SallallahÜ Aleyhi ve Sellem) beni ziyarete geldi. Ben dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Ben geriye mal bırakıyorum; bir kızdan başka da geriye (varis) bırakmıyorum. Malımın üçte ikisini (bir hayır yoluna) vasıyyet edeyim de üçte birini (varise) bırakayım mı?
Hazreti Peygamber:
«— Hayır!» buyurdu.
— Yarısını vasiyyet edeyim ve yansını kızıma bırakayım?
Hazreti Peygamber:
«— Hayır!» buyurdu. Ben :
— Üçte bir vasiyyet edeyim ve ona üçte ikiyi bırakayım, dedim. Hazreti Peygamber:
«— Üçte biri vasiyyet et; üçte bir çoktur.» buyurdu. Sonra elini alnıma koydu; sonra yüzümü ve karnımı sıvadı, sonra şöyle buyurdu:
«— Allah'ım! Sa'd'a şifa ver ve onun hicretini tamamla, (hicret sevabını noksan etme).»
Ben, Peygamberin elinin soğukluğunu, bu ana kadar ciğerimde duyuyorum zannındayım.[972]
Bu hadîs-i şerif hasta ziyareti ile ilgili olmakla beraber, İslâm hukukunda vasiyyet miktarını da tayin etmektedir. Bir kimse, malının üçte birinden fazlasını hayır yollarına vasiyyet edemez, üçte bir veya daha az yapılan vasiyyetler muteberdir, varisler bu miktar üzerinde hiç bir hak iddia edemezler. Vasiyyet üçte birden fazla olduğu zaman, üçte birden fazlası varislerin müsaadesine bağlıdır. Muvafakat ederlerse, üçte birden fazla vasiyyet yerine getirilir; muvafakat etmezlerse, üçte birini öderler ve geri kalan mal varisler arasında bölünür. Vasiyyetlerde malın tamamı şöyle hesap edilir: ölünün teçhiz ve tekfin masrafları İle varsa ölünün borçlan çıktıktan sonra geri kalan malın bütünü vasiyyet İçin esastır. Cenaze masrafları İle ölünün borçlan çıktıktan sonra geriye kalan mafın tümünden üçte bire kadar olan vasiyyetler yerine getirilir. Bir de hisse sahibi olan varislere mal verilmesine dair yapılacak vasiyyetler geçerli olmazlar. Varisler ancak kendi meşru haklarını alabilirler.
Hastalığı ölüm derecesine varan Sa'd ibni Ebi Vakkas, daha önce hicret etmiş olduğu Mekke'de vefat etmeyi sevmemiş ve Hz. Peygamberin arkadaşları ile Medine'ye dönmelerine katılamayandan müteessir olmuştu. Bu teessürlerini gidermek için Hz. Peygamber ona dua etmişler ve İslâm'a daha çok yararlı hizmetlerde bulunacağını ve müşriklerin kendinden zarar göreceğini müjdelemişlerdi.
Sa'd İbni Ebi Vakkas'in hal tercemesi hakkında bilgi edinmek için 24 sayılı hadîsin açıklamasına müracaat edilsin.[973]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 499, /398
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, mucizeleri
Vasiyet, malın ne kadarı?
عن بشير بن عقربة قال لما قتل أبى عقربة يوم أحد : أتيت النبى - صلى الله عليه وسلم - وأنا أبكى فقال : يا حبيب ما يبكيك أما ترضى أن أكون أنا أباك وعائشة أمك قلت : بلى يا رسول الله بأبى أنت وأمى فمسح على رأسى فكان أثر يده من رأسى أسود وسائره أبيض ، وكانت لى رتة فتفل فيها فانحلت ، وقال لى : ما اسمك قلت : بحير ، قال : بل أنت بشير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
203708, KU36862
Hadis:
عن بشير بن عقربة قال لما قتل أبى عقربة يوم أحد : أتيت النبى - صلى الله عليه وسلم - وأنا أبكى فقال : يا حبيب ما يبكيك أما ترضى أن أكون أنا أباك وعائشة أمك قلت : بلى يا رسول الله بأبى أنت وأمى فمسح على رأسى فكان أثر يده من رأسى أسود وسائره أبيض ، وكانت لى رتة فتفل فيها فانحلت ، وقال لى : ما اسمك قلت : بحير ، قال : بل أنت بشير
Tercemesi:
Beşîr b. Akraba'dan onun şöyle dediği rivayet edilmiştir: Babam Akraba Uhud'da şehit edildiği vakit ben ağlayarak Peygamber (s.a.v.)'e geldim. O bana:
– “Ey sevgili (çocuk), seni ağlatan nedir? Ben baban, Aişe de anne olsun istemez misin?” dedi. Ben:
– Evet (isterim), yâ Rasûlallah. Anam babam sana feda olsun, dedim. Bunun üzerine o başımı okşadı. (İhtiyarladığımda) başım(daki saçlar) beyazladı ama onun elini koyduğu yerdekiler siyah kaldı. Dilimde de tutukluk vardı, Rasûlullah ona üfleyince çözüldü. Ve bana:
– “Adın nedir?” diye sordu. Ben:
– Bahîr, diye cevap verince o:
– “Hayır, sen Beşir’sin” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, çocuklara hitap tarzı
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, mucizeleri
Hz. Peygamber, ümmetine şefkat göstermesi
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
İsim, Hz. Peygamber, değiştirdiği isimler
Yetim, yetimlik / yetimler
أخبرنا أبو القاسم الحسين بن الحسن الأسدي أخبرنا أبو الفرج ح وأخبرتنا أمة العزيز شكر بنت سهل الإسفرايني قالت أخبرنا أبي أبو الفرج الإسفرايني أخبرنا أبو الحسن علي بن منير بن أحمد بن الحسن الخلال أخبرنا القاضي أبو الطاهر محمد بن أحمد بن عبد الله بن نصر الذهلي حدثني أبي حدثنا حميد بن (ص. 299)
داود وحدثني عبد الله بن محمد بن عثمان بن عطاء حدثنا حجر بن الحارث الرملي عن عوف بن عبد الله القاري عن بشير بن عقربة قال لما قتل أبي يوم أحد أتيت رسول الله ( صلى الله عليه وسلم ) وأنا أبكي فقال يا حبيب ما يبكيك أما ترضى أن أكون أنا أبوك وعائشة أمك فمسح على رأسي فكان أثر يده من رأسي أسود وسائره أبيض وكانت بي رتة فتفل فيها وقال لي ما اسمك قلت بحير قال بل أنت بشير (ص. 300)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
204434, Dİ10/300
Hadis:
أخبرنا أبو القاسم الحسين بن الحسن الأسدي أخبرنا أبو الفرج ح وأخبرتنا أمة العزيز شكر بنت سهل الإسفرايني قالت أخبرنا أبي أبو الفرج الإسفرايني أخبرنا أبو الحسن علي بن منير بن أحمد بن الحسن الخلال أخبرنا القاضي أبو الطاهر محمد بن أحمد بن عبد الله بن نصر الذهلي حدثني أبي حدثنا حميد بن (ص. 299)
داود وحدثني عبد الله بن محمد بن عثمان بن عطاء حدثنا حجر بن الحارث الرملي عن عوف بن عبد الله القاري عن بشير بن عقربة قال لما قتل أبي يوم أحد أتيت رسول الله ( صلى الله عليه وسلم ) وأنا أبكي فقال يا حبيب ما يبكيك أما ترضى أن أكون أنا أبوك وعائشة أمك فمسح على رأسي فكان أثر يده من رأسي أسود وسائره أبيض وكانت بي رتة فتفل فيها وقال لي ما اسمك قلت بحير قال بل أنت بشير (ص. 300)
Tercemesi:
Bize Ebu’l-Kasım el-Huseyn b. el-Hasen el-Esedî, ona Ebü’l-Ferec… (T); Bize Emetülazîz Şükr b. Sehl el-İsferâyînî, ona babası Ebü’l-Ferec el-İsferâyînî, ona Ebü’l-Huseyn Ali b. Münîr b. Ahmed b. el-Hasen el-Hallâl, ona Ebu’t-Tâhir Muhammed b. Ahmed b. Abdullah b. Nasr ez-Zühlî, ona babası, ona Humeyd b. Davud rivayet etti. Yine bana Abdullah b. Muhammed b. Osman b. Atâ, ona Hucr b. el-Hâris er-Ramlî, ona da Avf b. Abdullah el-Kârî, Beşîr b. Akrabe’nin şöyle dediğini rivayet etti: Babam Uhud’da şehid edildiği vakit ağlayarak Rasûlullah (s.a.v.)’a geldim. O bana:
– “Ey sevgili (çocuk), seni ağlatan nedir? Ben baban, Aişe de anne olsun istemez misin?” dedi ve başımı okşadı. (İhtiyarlayınca) başım(daki saçlar) beyazladı ama onun elini koyduğu yerdekiler siyah kaldı. Dilimde de tutukluk vardı, Rasûlullah ona üfledi. Ve bana:
– “Adın nedir?” diye sordu. Ben:
– Bahîr, diye cevap verince o:
– “Hayır, sen Beşir’sin” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, çocuklara hitap tarzı
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, mucizeleri
İsim, Hz. Peygamber, değiştirdiği isimler
Yetim, yetimlik / yetimler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35403, DM000016
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ طَرِيفٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ حَدَّثَنَا أَبُو حَيَّانَ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى سَفَرٍ فَأَقْبَلَ أَعْرَابِىٌّ ، فَلَمَّا دَنَا مِنْهُ قَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« أَيْنَ تُرِيدُ؟ ». قَالَ : إِلَى أَهْلِى. قَالَ :« هَلْ لَكَ فِى خَيْرٍ؟ ». قَالَ : وَمَا هُوَ؟ قَالَ :« تَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ ، وَأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ ». فَقَالَ : وَمَنْ يَشْهَدُ عَلَى مَا تَقُولُ ؟ قَالَ :« هَذِهِ السَّلَمَةُ ». فَدَعَاهَا رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَهِىَ بِشَاطِئِ الْوَادِى ، فَأَقْبَلَتْ تُخُدُّ الأَرْضَ خَدًّا حَتَّى قَامَتْ بَيْنَ يَدَيْهِ ، فَاسْتَشْهَدَهَا ثَلاَثاً فَشَهِدَتْ ثَلاَثاً أَنَّهُ كَمَا قَالَ ، ثُمَّ رَجَعَتْ إِلَى مَنْبَتِهَا ، وَرَجَعَ الأَعْرَابِىُّ إِلَى قَوْمِهِ ، وَقَالَ : إِنِ اتَّبَعُونِى أَتَيْتُكَ بِهِمْ ، وَإِلاَّ رَجَعْتُ فَكُنْتُ مَعَكَ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Tarif haber verip (dedi ki) bize Muhammed b. Fudayl rivayet edip (dedi ki) bize Ebu Hayyân, Atâ'dan, (o da) ibn Ömer'den (naklen) rivayet etti (ki İbn Ömer) şöyle dedi: Bir yolculukda biz Resûlullah (sav) ile beraber idik. Derken bir bedevi geldi. Kendisine yaklaşınca Resûlullah (sav) ona; "Nereye gidiyorsun?" buyurdu. "Aileme!" dedi. Buyurdu ki: "Bir hayır (elde etmek) ister misin?". "Nedir o?" dedi. Buyurdu ki; "Tek olan, hiçbir ortağı olmayan Allah'dan başka hiçbir tanrı olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet edeceksin!" (Adam) "Dediğine kim şehâdet eder?" dedi. "Şu dikenli ağaç (şehâdet eder!)" buyurdu. Sonra Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- o (ağacı) çağırdı. O, vadinin kenarında bulunuyordu. Hemen yeri yara yara geldi. Nihayet onun (yani Hz. Peygamber'in huzuruna dikildi. O da ondan üç defa şehâdet getirmesini istedi. Bunun üzerine o, onun buyurduğu gibi olduğuna üç defa şehâdet getirdi. Sonra biteğine (bulunduğu yere) döndü. (O zaman) bedevi; "Eğer bana uyarlarsa onları sana getiririm. Aksi takdirde ben döner, seninle kalırım." diyerek kabilesinin yanına döndü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 4, 1/166
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Tarif b. Halife (Muhammed b. Tarif b. Halife)
Konular:
Hz. Peygamber, mucizeleri
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35623, DM000018
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا الأَجْلَحُ عَنِ الذَّيَّالِ بْنِ حَرْمَلَةَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : أَقْبَلْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- حَتَّى دَفَعْنَا إِلَى حَائِطٍ فِى بَنِى النَّجَّارِ ، فَإِذَا فِيهِ جَمَلٌ لاَ يَدْخُلُ الْحَائِطَ أَحَدٌ إِلاَّ شَدَّ عَلَيْهِ ، فَذَكَرُوا ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فَأَتَاهُ فَدَعَاهُ ، فَجَاءَ وَاضِعاً مِشْفَرَهُ فِى الأَرْضِ حَتَّى بَرَكَ بَيْنَ يَدَيْهِ ، فَقَالَ :« هَاتُوا خِطَاماً ». فَخَطَمَهُ وَدَفَعَهُ إِلَى صَاحِبِهِ ، ثُمَّ الْتَفَتَ فَقَالَ :« مَا بَيْنَ السَّمَاءِ إِلَى الأَرْضِ أَحَدٌ إِلاَّ يَعْلَمُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ إِلاَّ عَاصِىَ الْجِنِّ وَالإِنْسِ ».
Tercemesi:
Bize Yala rivayet edip (dedi ki) bize Eclah, ez-Zeyyâl b. Harmele'den, (o da) Câbir b. Abdillah'dan (naklen) rivayet etti (ki Câbir) şöyle dedi: Biz Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber geldik ve, Neccâroğulları (Yurdu'ndaki) bir bahçeye vardık. Bir de ne görelim! Bir deve, bahçeye giren herkese hücum ediyor. Bunu Hz. Peygamber'e -sallallahu aleyhi ve sellem- bildirdiler. Bunun üzerine o, yanına gelip onu çağırdı. O da, dudağım yere koyarak gelip onun önünde çöktü. (Hz. Peygamber); "Bir yular getirin!" buyurdu. (Yuları getirdiler). O da onu yularlayıp sahibine verdi. Sonra döndü ve şöyle buyurdu: 'Yerle gök arasında, cinlerin ve insanların âsîleri hariç, hiç bir şey yoktur ki benim, Allah'ın elçisi olduğumu bilip tasdik etmiş olmasın!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 4, 1/169
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Zeyyal b. Harmele el-Bekrî (Zeyyal b. Harmele)
3. Ebu Huceyye Eclah b. Abdullah el-Kindi (Eclah b. Abdullah b. Huceyye)
4. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
Konular:
Hz. Peygamber, evrenselliği ve risaleti
Hz. Peygamber, mucizeleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35626, DM000020
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدٍ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى بُكَيْرٍ الْعَبْدِىُّ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ طَهْمَانَ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنِّى لأَعْرِفُ حَجَراً بِمَكَّةَ كَانَ يُسَلِّمُ عَلَىَّ قَبْلَ أَنْ أُبْعَثَ ، إِنِّى لأَعْرِفُهُ الآنَ ».
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Saîd rivayet edip (dedi ki) bize Yahya b. Ebi Bukeyr el Abdi, İbrahim b. Tahmân'dan, (o) Simâk'dan, (o da) Câbir b. Semure'den (naklen) haber verdi (ki Câbir) şöyle dedi: Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: Şüphe yok ki ben Mekke'de bir taş tanırım, o, peygamber olarak gönderilmemden önce bana selâm verirdi. Muhakkak ki ben onu şimdi (de) tanıyorum!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 4, 1/170
Senetler:
1. Ebu Halid Cabir b. Semure el-Amirî (Cabir b. Semure b. Cünâde)
2. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
3. Ebu Said İbrahim b. Tahman el-Herevî (İbrahim b. Tahman b. Şube)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Ebu Bükeyr el-Kaysî (Yahya b. Ebu Bükeyr)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Said el-Esbehani (Muhammed b. Said b. Süleyman b. Abdullah)
Konular:
Hz. Peygamber, mucizeleri
Mucize,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35627, DM000021
Hadis:
حَدَّثَنَا فَرْوَةُ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ أَبِى ثَوْرٍ الْهَمْدَانِىُّ عَنْ إِسْمَاعِيلَ السُّدِّىِّ عَنْ عَبَّادِ بْنِ أَبِى يَزِيدَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ قَالَ : كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- بِمَكَّةَ ، فَخَرَجْنَا مَعَهُ فِى بَعْضِ نَوَاحِيهَا ، فَمَرَرْنَا بَيْنَ الْجِبَالِ وَالشَّجَرِ ، فَلَمْ نَمُرَّ بِشَجَرَةٍ وَلاَ جَبَلٍ إِلاَّ قَالَ : السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ.
Tercemesi:
Bize Ferve rivayet edip (dedi ki) bize el-Velîd b. Ebî Sevr el-Hemdâni, İsmail es-Süddi'den, (o) Abbâd Ebû Yezîd'-den, (o da) Ali b. Ebi Tâlib'den (naklen) rivayet etti (ki Ali) şöyle dedi: Mekke'de Hz. Peygamber'le -sallallahu aleyhi ve sellem-beraber idik. (Bir gün) onunla birlikte (Mekke'nin) bazı taraflarına çıktık. Dağlarla ağaçların arasından geçtik. (Bu gezimizde) ne bir ağaca, ne de bir dağa rastlamadık ki: "es-Selâmu Aleyke ya Rashulel-lah: Selâm üzerine olsun ey Allah'ın Elçisi!" demiş olmasın.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 4, 1/171
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İbn Ebu Yezid Abbad b. Ebu Yezid el-Kufî (Abbad b. Ebu Yezid)
3. Ebu Muhammed es-Süddî el-Kebîr (İsmail b. Abdurrahman b. Ebu Kerime)
4. ibn Ebu Sevr Velid b. Ebu Sevr el-Hemdani (Velid b. Abdullah b. Ebu Sevr)
5. Ferve b. Ebu Meğrâ el-Kindi (Ferve b. Ma'di Kerib)
Konular:
Hz. Peygamber, mucizeleri