Öneri Formu
Hadis Id, No:
29430, N003630
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرٌ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ ح قَالَ وَأَخْبَرَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرٌ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ أَصَابَ عُمَرُ أَرْضًا بِخَيْبَرَ فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَاسْتَأْمَرَهُ فِيهَا فَقَالَ إِنِّى أَصَبْتُ أَرْضًا كَثِيرًا لَمْ أُصِبْ مَالاً قَطُّ أَنْفَسَ عِنْدِى مِنْهُ فَمَا تَأْمُرُ فِيهَا قَالَ « إِنْ شِئْتَ حَبَّسْتَ أَصْلَهَا وَتَصَدَّقْتَ بِهَا » . فَتَصَدَّقَ بِهَا - عَلَى أَنَّهُ لاَ تُبَاعُ وَلاَ تُوهَبُ - فَتَصَدَّقَ بِهَا فِى الْفُقَرَاءِ وَالْقُرْبَى وَفِى الرِّقَابِ وَفِى سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَالضَّيْفِ لاَ جُنَاحَ - يَعْنِى - عَلَى مَنْ وَلِيَهَا أَنْ يَأْكُلَ أَوْ يُطْعِمَ صَدِيقًا غَيْرَ مُتَمَوِّلٍ اللَّفْظُ لإِسْمَاعِيلَ .
Tercemesi:
İbn Ömer (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam Ömer, Hayber’den bir araziye sahip olmuştu. Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek bu araziyle alakalı ne yapması gerektiğini sormuş ve şöyle demişti: “Çok büyük arazilere sahib oldum, bu güne kadar böyle güzel bir mala sahip olamamıştım. Bu konuda ne yapmamı emredersiniz?” Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İstersen aslını vakfedersin mahsulünü de tasadduk edersin.” O da aynı şekilde aslını vakfetti ve alınıp satılmaması, hibe edilmemesini şart koştu. Oradan çıkacak ürünü de fakirlere, yakın akrabalara, kölelikten kurtarılmak istenenlere ve Allah yolunda olanlara, yolda kalmışlara, misafirlere tasaduk edilmesini şart koştu. O malın idaresini üzerine alan kimseye de ihtiyacını karşılayacak kadar yemesinde ve yedirmesinde bir sakınca olmadığını da bildirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 2, /2325
Senetler:
()
Konular:
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29455, N003637
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ قَالَ سَمِعْتُ حُصَيْنَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يُحَدِّثُ عَنْ عَمْرِو بْنِ جَاوَانَ عَنِ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ قَالَ خَرَجْنَا حُجَّاجًا فَقَدِمْنَا الْمَدِينَةَ وَنَحْنُ نُرِيدُ الْحَجَّ فَبَيْنَا نَحْنُ فِى مَنَازِلِنَا نَضَعُ رِحَالَنَا إِذْ أَتَانَا آتٍ فَقَالَ إِنَّ النَّاسَ قَدِ اجْتَمَعُوا فِى الْمَسْجِدِ وَفَزِعُوا . فَانْطَلَقْنَا فَإِذَا النَّاسُ مُجْتَمِعُونَ عَلَى نَفَرٍ فِى وَسَطِ الْمَسْجِدِ وَإِذَا عَلِىٌّ وَالزُّبَيْرُ وَطَلْحَةُ وَسَعْدُ بْنُ أَبِى وَقَّاصٍ فَإِنَّا لَكَذَلِكَ إِذْ جَاءَ عُثْمَانُ بْنُ عَفَّانَ عَلَيْهِ مُلاَءَةٌ صَفْرَاءُ قَدْ قَنَّعَ بِهَا رَأْسَهُ فَقَالَ أَهَا هُنَا عَلِىٌّ أَهَا هُنَا طَلْحَةُ أَهَا هُنَا الزُّبَيْرُ أَهَا هُنَا سَعْدٌ قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَإِنِّى أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ مِرْبَدَ بَنِى فُلاَنٍ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِعِشْرِينَ أَلْفًا أَوْ بِخَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ أَلْفًا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ « اجْعَلْهَا فِى مَسْجِدِنَا وَأَجْرُهُ لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ بِئْرَ رُومَةَ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِكَذَا وَكَذَا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ قَدِ ابْتَعْتُهَا بِكَذَا وَكَذَا . قَالَ « اجْعَلْهَا سِقَايَةً لِلْمُسْلِمِينَ وَأَجْرُهَا لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَظَرَ فِى وُجُوهِ الْقَوْمِ فَقَالَ « مَنْ جَهَّزَ هَؤُلاَءِ اللَّهُ غَفَرَ لَهُ » . يَعْنِى جَيْشَ الْعُسْرَةِ فَجَهَّزْتُهُمْ حَتَّى مَا يَفْقِدُونَ عِقَالاً وَلاَ خِطَامًا . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ اللَّهُمَّ اشْهَدِ اللَّهُمَّ اشْهَدْ .
Tercemesi:
Ahnef b. Kays (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Hac maksadıyla çıkmış ve Medine’ye kadar gelmiştik, yüklerimizi konakladığımız yerde indirirken birisi bizim yanımıza geldi ve: “Halk mescidde toplanmış ve korku içindeler” dedi. Biz de hemen mescide gittik bir de baktık ki insanlar mescidin ortasında oturan bir grup insanın etrafında toplanmışlar. Bir de ne görelim oturanlar Ali, Zübeyr, Talha ve Sa’d b. ebi Vakkas idi. Biz bu halde iken Osman b. Affan sarı bir örtü içerisinde geldi, başını da sarmıştı.Ve dedi ki: “Ali burada mı? Talha burada mı? Zübeyr burada mı? Sa’d burada mı?” Onlarda: “Evet” dediler. O zaman Osman b. Affan: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim filan oğullarının hurma kurutma yerini satın alırsa Allah onu bağışlar” buyurdu. Ben de orayı yirmi bin veya yirmi beş bin dirheme satın aldım sonra Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek haber verdim. Rasûlullah (s.a.v): “Onu bizim mescidimize vakfet karşılığını Allah’tan alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Allah için doğru söylüyorsun. Bu dediklerin aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: “Yine kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah hakkı için soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim Rume kuyusunu satın alırsa Allah onu bağışlar” demişti de ben de o kuyuyu şu kadar paraya satın alıp, Rasûlullah (s.a.v)’e geldim ve o kuyuyu şu kadara satın aldım dedim. Bunun üzerine: “Onu Müslümanların içmesine ve kullanmasına vakfet karşılığını alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Evet bu söylediklerin de aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Rasûlullah (s.a.v) Müslümanlara bakarak şöyle demişti: “Kim bu zorluk günlerinin ordusu olan Tebük ordusunu teçhiz edip donatırsa, Allah onu bağışlar” buyurmuştu. Ben de o orduyu yularına yay ve kirişine varıncaya kadar donatmıştım dedi. Oradakiler: “Evet biliyoruz ki bu da aynen böyle olmuştur” dediler. O zaman Osman: “Allah’ım şahit ol! Allah’ım şahit ol!” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2326
Senetler:
1. Ebu Abdullah Zübeyr b. Avvâm el-Esedî (Zübeyr b. Avvâm b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Amr b. Câvân et-Temimi (Amr b. Câvân)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276952, N003636-5
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا الْمُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى يُحَدِّثُ عَنْ حُصَيْنِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَمْرِو بْنِ جَاوَانَ - رَجُلٌ مِنْ بَنِى تَمِيمٍ - وَذَاكَ أَنِّى قُلْتُ لَهُ أَرَأَيْتَ اعْتِزَالَ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ مَا كَانَ قَالَ سَمِعْتُ الأَحْنَفَ يَقُولُ أَتَيْتُ الْمَدِينَةَ وَأَنَا حَاجٌّ فَبَيْنَا نَحْنُ فِى مَنَازِلِنَا نَضَعُ رِحَالَنَا إِذْ أَتَى آتٍ فَقَالَ قَدِ اجْتَمَعَ النَّاسُ فِى الْمَسْجِدِ فَاطَّلَعْتُ فَإِذَا يَعْنِى النَّاسَ مُجْتَمِعُونَ وَإِذَا بَيْنَ أَظْهُرِهِمْ نَفَرٌ قُعُودٌ فَإِذَا هُوَ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ وَالزُّبَيْرُ وَطَلْحَةُ وَسَعْدُ بْنُ أَبِى وَقَّاصٍ رَحْمَةُ اللَّهِ عَلَيْهِمْ فَلَمَّا قُمْتُ عَلَيْهِمْ قِيلَ هَذَا عُثْمَانُ بْنُ عَفَّانَ قَدْ جَاءَ - قَالَ - فَجَاءَ وَعَلَيْهِ مُلَيَّةٌ صَفْرَاءُ فَقُلْتُ لِصَاحِبِى كَمَا أَنْتَ حَتَّى أَنْظُرَ مَا جَاءَ بِهِ . فَقَالَ عُثْمَانُ أَهَا هُنَا عَلِىٌّ أَهَا هُنَا الزُّبَيْرُ أَهَا هُنَا طَلْحَةُ أَهَا هُنَا سَعْدٌ قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ مِرْبَدَ بَنِى فُلاَنٍ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ إِنِّى ابْتَعْتُ مِرْبَدَ بَنِى فُلاَنٍ . قَالَ « فَاجْعَلْهُ فِى مَسْجِدِنَا وَأَجْرُهُ لَكَ » . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ هَلْ تَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ بِئْرَ رُومَةَ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ قَدِ ابْتَعْتُ بِئْرَ رُومَةَ . قَالَ « فَاجْعَلْهَا سِقَايَةً لِلْمُسْلِمِينَ وَأَجْرُهَا لَكَ » . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ هَلْ تَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يُجَهِّزْ جَيْشَ الْعُسْرَةِ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَجَهَّزْتُهُمْ حَتَّى مَا يَفْقِدُونَ عِقَالاً وَلاَ خِطَامًا . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ اللَّهُمَّ اشْهَدِ اللَّهُمَّ اشْهَدِ اللَّهُمَّ اشْهَدْ .
Tercemesi:
Husayn b. Abdurrahman (r.a)’dan rivâyete göre, Temim oğullarından bir adam olan Ömer b. Cavan adlı birine: “Ahnef b. Kays, o hâdisede neden ayrılmıştı?” diye sordum. O da şöyle dedi: “Ahnef’in şunları anlattığını duydum: “Hac vazifemi yapmak üzere bir seferinde Medine’ye gelmiştim. Biz konakladığımız yerde yüklerimizi indirirken birisi geldi ve şöyle dedi: İnsanlar mescidde toplandılar. Ben de gittim gerçekten insanlar orada toplanmışlardı. Bir de baktım ki ortada bir gurup toplu olarak oturuyordu. Bunlar Ali b. Ebi Talib, Zübeyr, Talha ve Sa’d b. Ebi Vakkas (r.anhüma) idiler. Tam onların yanına durmuştum ki işte Osman b. Affan geldi dediler. Geldi ve üzerinde sarı bir elbisesi vardı. Ben arkadaşıma: “Olduğun yerde kal Osman’ın ne haberle geldiğini bir öğreneyim” dedim. Osman (r.a) Ali burada mı? Zübeyr burada mı? Talha burada mı? Sa’d burada mı? diye sordu. “Evet burada” dediler. Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına söylüyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim falan oğullarının hurma kurutma yerini satın alırsa Allah onu bağışlar” dediğini…” Ben de orayı satın aldım ve Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek: “Falan oğullarının hurma kurutma yerini satın aldım” dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Onu bizim mescidimize vakfet ecrini alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Evet bunun böyle olduğunu biliyoruz” dediler. Bu sefer Osman b. Affan: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah aşkına söylüyorum, biliyor musunuz?” Rasûlullah (s.a.v): “Kim Rume kuyusunu satın alırsa Allah onu bağışlar” buyurdu. Ben de Rasûlullah (s.a.v)’e geldim. Rume kuyusunu satın aldım dedim. Rasûlullah (s.a.v)’de “Onu Müslümanların kullanması için vakfet karşılığını bulursun” buyurdu. Oradakiler: “Evet bunu da böyle olduğunu biliyoruz” dediler. Bu sefer Osman b. Affan: “Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına söylüyorum, biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim zorluk gününün ordusu olan Tebük ordusunu techiz edip donatırsa Allah onu bağışlar” buyurmuştu da ben de yularından yay ve kirişine kadar her şeyiyle donatmıştım” dedi. Oradakiler “Evet bu söylediklerini de aynen yapmıştın” dediler. Bunun üzerine Osman: “Allah’ım şahit ol! Allah’ım şahit ol! Allah’ım şahit ol!” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2326
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Amr b. Câvân et-Temimi (Amr b. Câvân)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
6. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
7. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29461, N003638
Hadis:
أَخْبَرَنِى زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى الْحَجَّاجِ عَنْ سَعِيدٍ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ ثُمَامَةَ بْنِ حَزْنٍ الْقُشَيْرِىِّ قَالَ شَهِدْتُ الدَّارَ حِينَ أَشْرَفَ عَلَيْهِمْ عُثْمَانُ فَقَالَ أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ وَبِالإِسْلاَمِ هَلْ تَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدِمَ الْمَدِينَةَ وَلَيْسَ بِهَا مَاءٌ يُسْتَعْذَبُ غَيْرَ بِئْرِ رُومَةَ فَقَالَ « مَنْ يَشْتَرِى بِئْرَ رُومَةَ فَيَجْعَلُ فِيهَا دَلْوَهُ مَعَ دِلاَءِ الْمُسْلِمِينَ بِخَيْرٍ لَهُ مِنْهَا فِى الْجَنَّةِ » . فَاشْتَرَيْتُهَا مِنْ صُلْبِ مَالِى فَجَعَلْتُ دَلْوِى فِيهَا مَعَ دِلاَءِ الْمُسْلِمِينَ وَأَنْتُمُ الْيَوْمَ تَمْنَعُونِى مِنَ الشُّرْبِ مِنْهَا حَتَّى أَشْرَبَ مِنْ مَاءِ الْبَحْرِ قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ وَالإِسْلاَمِ هَلْ تَعْلَمُونَ أَنِّى جَهَّزْتُ جَيْشَ الْعُسْرَةِ مِنْ مَالِى قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ وَالإِسْلاَمِ هَلْ تَعْلَمُونَ أَنَّ الْمَسْجِدَ ضَاقَ بِأَهْلِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَشْتَرِى بُقْعَةَ آلِ فُلاَنٍ فَيَزِيدُهَا فِى الْمَسْجِدِ بِخَيْرٍ لَهُ مِنْهَا فِى الْجَنَّةِ » . فَاشْتَرَيْتُهَا مِنْ صُلْبِ مَالِى فَزِدْتُهَا فِى الْمَسْجِدِ وَأَنْتُمْ تَمْنَعُونِى أَنْ أُصَلِّىَ فِيهِ رَكْعَتَيْنِ قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ وَالإِسْلاَمِ هَلْ تَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ عَلَى ثَبِيرٍ ثَبِيرِ مَكَّةَ وَمَعَهُ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَأَنَا فَتَحَرَّكَ الْجَبَلُ فَرَكَضَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِرِجْلِهِ وَقَالَ « اسْكُنْ ثَبِيرُ فَإِنَّمَا عَلَيْكَ نَبِىٌّ وَصِدِّيقٌ وَشَهِيدَانِ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ اللَّهُ أَكْبَرُ شَهِدُوا لِى وَرَبِّ الْكَعْبَةِ . يَعْنِى أَنِّى شَهِيدٌ .
Tercemesi:
Nesâî'nin, Ziyâd b. Eyyûb-Saîd b. Âmir-Yahya b. Ebü'l-Haccâc-Saîd el-Cüreyrî-Sümâme b. Hazn el-Kuşeyrî isnadıyla aktardığına göre, Sümâme b. Hazn el Kuşeyri anlatıyor: (O gün)Evde olanlara tanık oldum. Hazreti Osman onların karşısına çıktı ve toplanan kalabalığa şöyle seslendi: “Allah ve İslâm aşkına soruyorum, siz bilir misiniz ki? Allah'ın Resulü, Medine’ye geldiğinde burada Rume kuyusundan başka tatlı su kuyusu yoktu. Allah'ın Resulü “Cennette daha iyisini almak karşılığında kim Rume kuyusunu satın alır ve kendi kovasını Müslümanların kovasıyla birlikte (kendine ayrıcalık tanımadan) bu kuyuya sarkıtır?” diye söylemişti. Ben hemen kendi servetimden kuyuyu satın alıp kovamı Müslümanların kovasıyla birlikte kuyuya sarkıtıp (kendime ayrıcalık gözetmeden su çekmiştim.) Bugün sizler o kuyunun suyundan içmekten beni mahrum bırakıyorsunuz ha! Oradakiler: “Evet doğrudur” dediler. Bunun üzerine Osman: “Allah ve İslâm aşkına soruyorum, siz bilir misiniz ki? Tebük ordusunu kendi malımla teçhiz etmiştim.” Oradakiler: “Evet doğru söylüyorsun, bu şekilde olmuştu” dediler. Osman: “Allah ve İslâm aşkına soruyorum, bilir misiniz ki?, Mescit, cemaati almaz olmuştu da Allah'ın Resulü, “Cennette daha iyisi karşılığında, kim filan oğullarının yerini satın alıp mescide ilave eder?” diye söylemişti. Ben de kendi servetimden orayı satın alıp mescide ilave etmiştim. Şimdi siz beni o mescitte iki rekat namaz kılmaktan mahrum ediyorsunuz ha! Oradakiler: “Evet Allah şahittir ki, söylediklerin doğrudur” dediler. Allah ve İslâm aşkına soruyorum, bilir misiniz ki? Allah'ın Resulü, Sebir Dağında idi, yanında Ebu Bekir, Ömer ve ben vardım. Dağ sallanmaya başlayınca Rasûlullah ayağıyla dağa vurdu ve: “Ey dağ! Sakin ol, senin üzerinde bir Peygamber, bir Sıddık ve iki şehit vardır” demişti. Oradakiler: “Allah adına doğru söylüyorsun, böyle olmuştu” dediler. O zaman Osman: “Allahu ekber! Kâbe'nin Rabbine yemin olsun, benim lehimde şahitlik yaptılar” yani ben (Peygamberin sözünde olduğu gibi) şehit olacağım' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2326
Senetler:
1. Ebu Amr Osman b. Affân (Osman b. Affân b. Ebu Âs b. Ümeyye b. Abdüşems)
2. Sümame b. Hazn el-Kuşeyrî (Sümame b. Hazn b. Abdullah b. Seleme)
3. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
4. Ebu Eyyub Yahya b. Ebu Haccac el-Ahtemî (Yahya b. Abdullah b. Ahtem)
5. Ebu Muhammed Said b. Amir ed-Dube'î (Said b. Amir)
6. Ebu Haşim Ziyad b. Eyyüb et-Tusî (Ziyad b. Eyyüb b. Ziyad)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29463, N003639
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ بَكَّارِ بْنِ رَاشِدٍ قَالَ حَدَّثَنَا خَطَّابُ بْنُ عُثْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ عُثْمَانَ أَشْرَفَ عَلَيْهِمْ حِينَ حَصَرُوهُ فَقَالَ أَنْشُدُ بِاللَّهِ رَجُلاً سَمِعَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ يَوْمَ الْجَبَلِ حِينَ اهْتَزَّ فَرَكَلَهُ بِرِجْلِهِ وَقَالَ « اسْكُنْ فَإِنَّهُ لَيْسَ عَلَيْكَ إِلاَّ نَبِىٌّ أَوْ صِدِّيقٌ أَوْ شَهِيدَانِ » . وَأَنَا مَعَهُ فَانْتَشَدَ لَهُ رِجَالٌ ثُمَّ قَالَ أَنْشُدُ بِاللَّهِ رَجُلاً شَهِدَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ بَيْعَةِ الرِّضْوَانِ يَقُولُ « هَذِهِ يَدُ اللَّهِ وَهَذِهِ يَدُ عُثْمَانَ » . فَانْتَشَدَ لَهُ رِجَالٌ ثُمَّ قَالَ أَنْشُدُ بِاللَّهِ رَجُلاً سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ جَيْشِ الْعُسْرَةِ يَقُولُ « مَنْ يُنْفِقُ نَفَقَةً مُتَقَبَّلَةً » . فَجَهَّزْتُ نِصْفَ الْجَيْشِ مِنْ مَالِى فَانْتَشَدَ لَهُ رِجَالٌ ثُمَّ قَالَ أَنْشُدُ بِاللَّهِ رَجُلاً سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ يَزِيدُ فِى هَذَا الْمَسْجِدِ بِبَيْتٍ فِى الْجَنَّةِ » . فَاشْتَرَيْتُهُ مِنْ مَالِى فَانْتَشَدَ لَهُ رِجَالٌ ثُمَّ قَالَ أَنْشُدُ بِاللَّهِ رَجُلاً شَهِدَ رُومَةَ تُبَاعُ فَاشْتَرَيْتُهَا مِنْ مَالِى فَأَبَحْتُهَا لاِبْنِ السَّبِيلِ فَانْتَشَدَ لَهُ رِجَالٌ .
Tercemesi:
Ebu Seleme b. Abdurrahman (r.a)’dan rivâyete göre, Halk, Osman’ın evini kuşattıklarında Osman onlara geldi ve şöyle dedi: “Allah adına soruyorum doğru söyleyin, Rasûlullah (s.a.v) dağa çıktığında dağ sallanmaya başladığında ayağıyla dağa vurarak: “Sakin ol ey dağ zira senin üzerinde bir Peygamber (s.a.v) bir sıddık iki de şehid var” dediğini duymadınız mı? ben de orada değil miydim?” Pek çok insan: “Evet doğru söylüyorsun” dediler. Sonra Osman şöyle dedi: “Allah aşkına doğru söyleyin Rıdvan beyatında bu Allah’ın eli bu da Osman’ın eli dediğini duymadınız mı?” Pek çok kimse de bunun da böylece doğru olduğunu kabul edip şahitlik ettiler. Sonra Osman: Allah adına soruyorum Rasûlullah (s.a.v), Tebük ordusunu hazırladığında: “Kim kabul görecek bir infak yapmak ister” buyurduğunda ben ordunun yarısını kendi malımla techiz etmiştim. Pek çok kimse: “Evet doğru söylüyorsun” dediler. Osman: “Allah aşkına doğru söyleyin, kim Cennette bir ev karşılığında şu mescidin toprağını genişletmek ister buyurduğunda o araziyi kendi malımla almamış mıydım?” Oradakiler yine: “Evet öylece olmuştur” dediler. Daha sonra Osman: “Allah adına soruyorum satılan Rume kuyusunu kendi malımla satın alıp Allah yolunda Müslümanlara vakfettiğimi bilen yok mu” dedi. Oradakiler: “Evet aynen böyle olmuştur” dediler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2326
Senetler:
1. Ebu Amr Osman b. Affân (Osman b. Affân b. Ebu Âs b. Ümeyye b. Abdüşems)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu İsrail Yunus b. Ebu İshak es-Sebî'î (Yunus b. Amr b. Abdullah)
5. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
6. Ebu Amr Hattab b. Osman el-Fezzî (Hattab b. Osman b. Süleym b. Muhacir)
7. İmran b. Bekkar el-Kela'i (İmran b. Bekkar b. Raşid)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276953, N003637-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ قَالَ سَمِعْتُ حُصَيْنَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يُحَدِّثُ عَنْ عَمْرِو بْنِ جَاوَانَ عَنِ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ قَالَ خَرَجْنَا حُجَّاجًا فَقَدِمْنَا الْمَدِينَةَ وَنَحْنُ نُرِيدُ الْحَجَّ فَبَيْنَا نَحْنُ فِى مَنَازِلِنَا نَضَعُ رِحَالَنَا إِذْ أَتَانَا آتٍ فَقَالَ إِنَّ النَّاسَ قَدِ اجْتَمَعُوا فِى الْمَسْجِدِ وَفَزِعُوا . فَانْطَلَقْنَا فَإِذَا النَّاسُ مُجْتَمِعُونَ عَلَى نَفَرٍ فِى وَسَطِ الْمَسْجِدِ وَإِذَا عَلِىٌّ وَالزُّبَيْرُ وَطَلْحَةُ وَسَعْدُ بْنُ أَبِى وَقَّاصٍ فَإِنَّا لَكَذَلِكَ إِذْ جَاءَ عُثْمَانُ بْنُ عَفَّانَ عَلَيْهِ مُلاَءَةٌ صَفْرَاءُ قَدْ قَنَّعَ بِهَا رَأْسَهُ فَقَالَ أَهَا هُنَا عَلِىٌّ أَهَا هُنَا طَلْحَةُ أَهَا هُنَا الزُّبَيْرُ أَهَا هُنَا سَعْدٌ قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَإِنِّى أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ مِرْبَدَ بَنِى فُلاَنٍ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِعِشْرِينَ أَلْفًا أَوْ بِخَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ أَلْفًا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ « اجْعَلْهَا فِى مَسْجِدِنَا وَأَجْرُهُ لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ بِئْرَ رُومَةَ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِكَذَا وَكَذَا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ قَدِ ابْتَعْتُهَا بِكَذَا وَكَذَا . قَالَ « اجْعَلْهَا سِقَايَةً لِلْمُسْلِمِينَ وَأَجْرُهَا لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَظَرَ فِى وُجُوهِ الْقَوْمِ فَقَالَ « مَنْ جَهَّزَ هَؤُلاَءِ اللَّهُ غَفَرَ لَهُ » . يَعْنِى جَيْشَ الْعُسْرَةِ فَجَهَّزْتُهُمْ حَتَّى مَا يَفْقِدُونَ عِقَالاً وَلاَ خِطَامًا . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ اللَّهُمَّ اشْهَدِ اللَّهُمَّ اشْهَدْ .
Tercemesi:
Ahnef b. Kays (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Hac maksadıyla çıkmış ve Medine’ye kadar gelmiştik, yüklerimizi konakladığımız yerde indirirken birisi bizim yanımıza geldi ve: “Halk mescidde toplanmış ve korku içindeler” dedi. Biz de hemen mescide gittik bir de baktık ki insanlar mescidin ortasında oturan bir grup insanın etrafında toplanmışlar. Bir de ne görelim oturanlar Ali, Zübeyr, Talha ve Sa’d b. ebi Vakkas idi. Biz bu halde iken Osman b. Affan sarı bir örtü içerisinde geldi, başını da sarmıştı.Ve dedi ki: “Ali burada mı? Talha burada mı? Zübeyr burada mı? Sa’d burada mı?” Onlarda: “Evet” dediler. O zaman Osman b. Affan: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim filan oğullarının hurma kurutma yerini satın alırsa Allah onu bağışlar” buyurdu. Ben de orayı yirmi bin veya yirmi beş bin dirheme satın aldım sonra Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek haber verdim. Rasûlullah (s.a.v): “Onu bizim mescidimize vakfet karşılığını Allah’tan alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Allah için doğru söylüyorsun. Bu dediklerin aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: “Yine kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah hakkı için soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim Rume kuyusunu satın alırsa Allah onu bağışlar” demişti de ben de o kuyuyu şu kadar paraya satın alıp, Rasûlullah (s.a.v)’e geldim ve o kuyuyu şu kadara satın aldım dedim. Bunun üzerine: “Onu Müslümanların içmesine ve kullanmasına vakfet karşılığını alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Evet bu söylediklerin de aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Rasûlullah (s.a.v) Müslümanlara bakarak şöyle demişti: “Kim bu zorluk günlerinin ordusu olan Tebük ordusunu teçhiz edip donatırsa, Allah onu bağışlar” buyurmuştu. Ben de o orduyu yularına yay ve kirişine varıncaya kadar donatmıştım dedi. Oradakiler: “Evet biliyoruz ki bu da aynen böyle olmuştur” dediler. O zaman Osman: “Allah’ım şahit ol! Allah’ım şahit ol!” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2326
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Amr b. Câvân et-Temimi (Amr b. Câvân)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276954, N003637-3
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ قَالَ سَمِعْتُ حُصَيْنَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يُحَدِّثُ عَنْ عَمْرِو بْنِ جَاوَانَ عَنِ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ قَالَ خَرَجْنَا حُجَّاجًا فَقَدِمْنَا الْمَدِينَةَ وَنَحْنُ نُرِيدُ الْحَجَّ فَبَيْنَا نَحْنُ فِى مَنَازِلِنَا نَضَعُ رِحَالَنَا إِذْ أَتَانَا آتٍ فَقَالَ إِنَّ النَّاسَ قَدِ اجْتَمَعُوا فِى الْمَسْجِدِ وَفَزِعُوا . فَانْطَلَقْنَا فَإِذَا النَّاسُ مُجْتَمِعُونَ عَلَى نَفَرٍ فِى وَسَطِ الْمَسْجِدِ وَإِذَا عَلِىٌّ وَالزُّبَيْرُ وَطَلْحَةُ وَسَعْدُ بْنُ أَبِى وَقَّاصٍ فَإِنَّا لَكَذَلِكَ إِذْ جَاءَ عُثْمَانُ بْنُ عَفَّانَ عَلَيْهِ مُلاَءَةٌ صَفْرَاءُ قَدْ قَنَّعَ بِهَا رَأْسَهُ فَقَالَ أَهَا هُنَا عَلِىٌّ أَهَا هُنَا طَلْحَةُ أَهَا هُنَا الزُّبَيْرُ أَهَا هُنَا سَعْدٌ قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَإِنِّى أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ مِرْبَدَ بَنِى فُلاَنٍ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِعِشْرِينَ أَلْفًا أَوْ بِخَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ أَلْفًا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ « اجْعَلْهَا فِى مَسْجِدِنَا وَأَجْرُهُ لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ بِئْرَ رُومَةَ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِكَذَا وَكَذَا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ قَدِ ابْتَعْتُهَا بِكَذَا وَكَذَا . قَالَ « اجْعَلْهَا سِقَايَةً لِلْمُسْلِمِينَ وَأَجْرُهَا لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَظَرَ فِى وُجُوهِ الْقَوْمِ فَقَالَ « مَنْ جَهَّزَ هَؤُلاَءِ اللَّهُ غَفَرَ لَهُ » . يَعْنِى جَيْشَ الْعُسْرَةِ فَجَهَّزْتُهُمْ حَتَّى مَا يَفْقِدُونَ عِقَالاً وَلاَ خِطَامًا . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ اللَّهُمَّ اشْهَدِ اللَّهُمَّ اشْهَدْ .
Tercemesi:
Ahnef b. Kays (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Hac maksadıyla çıkmış ve Medine’ye kadar gelmiştik, yüklerimizi konakladığımız yerde indirirken birisi bizim yanımıza geldi ve: “Halk mescidde toplanmış ve korku içindeler” dedi. Biz de hemen mescide gittik bir de baktık ki insanlar mescidin ortasında oturan bir grup insanın etrafında toplanmışlar. Bir de ne görelim oturanlar Ali, Zübeyr, Talha ve Sa’d b. ebi Vakkas idi. Biz bu halde iken Osman b. Affan sarı bir örtü içerisinde geldi, başını da sarmıştı.Ve dedi ki: “Ali burada mı? Talha burada mı? Zübeyr burada mı? Sa’d burada mı?” Onlarda: “Evet” dediler. O zaman Osman b. Affan: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim filan oğullarının hurma kurutma yerini satın alırsa Allah onu bağışlar” buyurdu. Ben de orayı yirmi bin veya yirmi beş bin dirheme satın aldım sonra Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek haber verdim. Rasûlullah (s.a.v): “Onu bizim mescidimize vakfet karşılığını Allah’tan alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Allah için doğru söylüyorsun. Bu dediklerin aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: “Yine kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah hakkı için soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim Rume kuyusunu satın alırsa Allah onu bağışlar” demişti de ben de o kuyuyu şu kadar paraya satın alıp, Rasûlullah (s.a.v)’e geldim ve o kuyuyu şu kadara satın aldım dedim. Bunun üzerine: “Onu Müslümanların içmesine ve kullanmasına vakfet karşılığını alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Evet bu söylediklerin de aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Rasûlullah (s.a.v) Müslümanlara bakarak şöyle demişti: “Kim bu zorluk günlerinin ordusu olan Tebük ordusunu teçhiz edip donatırsa, Allah onu bağışlar” buyurmuştu. Ben de o orduyu yularına yay ve kirişine varıncaya kadar donatmıştım dedi. Oradakiler: “Evet biliyoruz ki bu da aynen böyle olmuştur” dediler. O zaman Osman: “Allah’ım şahit ol! Allah’ım şahit ol!” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2326
Senetler:
1. Ebu Muhammed Talha b. Ubeydullah el-Kuraşî (Talha b. Ubeydullah b. Osman b. Amr b. Ka'b)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Amr b. Câvân et-Temimi (Amr b. Câvân)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276955, N003637-4
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ قَالَ سَمِعْتُ حُصَيْنَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يُحَدِّثُ عَنْ عَمْرِو بْنِ جَاوَانَ عَنِ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ قَالَ خَرَجْنَا حُجَّاجًا فَقَدِمْنَا الْمَدِينَةَ وَنَحْنُ نُرِيدُ الْحَجَّ فَبَيْنَا نَحْنُ فِى مَنَازِلِنَا نَضَعُ رِحَالَنَا إِذْ أَتَانَا آتٍ فَقَالَ إِنَّ النَّاسَ قَدِ اجْتَمَعُوا فِى الْمَسْجِدِ وَفَزِعُوا . فَانْطَلَقْنَا فَإِذَا النَّاسُ مُجْتَمِعُونَ عَلَى نَفَرٍ فِى وَسَطِ الْمَسْجِدِ وَإِذَا عَلِىٌّ وَالزُّبَيْرُ وَطَلْحَةُ وَسَعْدُ بْنُ أَبِى وَقَّاصٍ فَإِنَّا لَكَذَلِكَ إِذْ جَاءَ عُثْمَانُ بْنُ عَفَّانَ عَلَيْهِ مُلاَءَةٌ صَفْرَاءُ قَدْ قَنَّعَ بِهَا رَأْسَهُ فَقَالَ أَهَا هُنَا عَلِىٌّ أَهَا هُنَا طَلْحَةُ أَهَا هُنَا الزُّبَيْرُ أَهَا هُنَا سَعْدٌ قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَإِنِّى أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ مِرْبَدَ بَنِى فُلاَنٍ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِعِشْرِينَ أَلْفًا أَوْ بِخَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ أَلْفًا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ « اجْعَلْهَا فِى مَسْجِدِنَا وَأَجْرُهُ لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ بِئْرَ رُومَةَ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِكَذَا وَكَذَا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ قَدِ ابْتَعْتُهَا بِكَذَا وَكَذَا . قَالَ « اجْعَلْهَا سِقَايَةً لِلْمُسْلِمِينَ وَأَجْرُهَا لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَظَرَ فِى وُجُوهِ الْقَوْمِ فَقَالَ « مَنْ جَهَّزَ هَؤُلاَءِ اللَّهُ غَفَرَ لَهُ » . يَعْنِى جَيْشَ الْعُسْرَةِ فَجَهَّزْتُهُمْ حَتَّى مَا يَفْقِدُونَ عِقَالاً وَلاَ خِطَامًا . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ اللَّهُمَّ اشْهَدِ اللَّهُمَّ اشْهَدْ .
Tercemesi:
Ahnef b. Kays (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Hac maksadıyla çıkmış ve Medine’ye kadar gelmiştik, yüklerimizi konakladığımız yerde indirirken birisi bizim yanımıza geldi ve: “Halk mescidde toplanmış ve korku içindeler” dedi. Biz de hemen mescide gittik bir de baktık ki insanlar mescidin ortasında oturan bir grup insanın etrafında toplanmışlar. Bir de ne görelim oturanlar Ali, Zübeyr, Talha ve Sa’d b. ebi Vakkas idi. Biz bu halde iken Osman b. Affan sarı bir örtü içerisinde geldi, başını da sarmıştı.Ve dedi ki: “Ali burada mı? Talha burada mı? Zübeyr burada mı? Sa’d burada mı?” Onlarda: “Evet” dediler. O zaman Osman b. Affan: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim filan oğullarının hurma kurutma yerini satın alırsa Allah onu bağışlar” buyurdu. Ben de orayı yirmi bin veya yirmi beş bin dirheme satın aldım sonra Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek haber verdim. Rasûlullah (s.a.v): “Onu bizim mescidimize vakfet karşılığını Allah’tan alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Allah için doğru söylüyorsun. Bu dediklerin aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: “Yine kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah hakkı için soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim Rume kuyusunu satın alırsa Allah onu bağışlar” demişti de ben de o kuyuyu şu kadar paraya satın alıp, Rasûlullah (s.a.v)’e geldim ve o kuyuyu şu kadara satın aldım dedim. Bunun üzerine: “Onu Müslümanların içmesine ve kullanmasına vakfet karşılığını alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Evet bu söylediklerin de aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Rasûlullah (s.a.v) Müslümanlara bakarak şöyle demişti: “Kim bu zorluk günlerinin ordusu olan Tebük ordusunu teçhiz edip donatırsa, Allah onu bağışlar” buyurmuştu. Ben de o orduyu yularına yay ve kirişine varıncaya kadar donatmıştım dedi. Oradakiler: “Evet biliyoruz ki bu da aynen böyle olmuştur” dediler. O zaman Osman: “Allah’ım şahit ol! Allah’ım şahit ol!” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2326
Senetler:
1. Ebu Amr Osman b. Affân (Osman b. Affân b. Ebu Âs b. Ümeyye b. Abdüşems)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Amr b. Câvân et-Temimi (Amr b. Câvân)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276956, N003637-5
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ قَالَ سَمِعْتُ حُصَيْنَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يُحَدِّثُ عَنْ عَمْرِو بْنِ جَاوَانَ عَنِ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ قَالَ خَرَجْنَا حُجَّاجًا فَقَدِمْنَا الْمَدِينَةَ وَنَحْنُ نُرِيدُ الْحَجَّ فَبَيْنَا نَحْنُ فِى مَنَازِلِنَا نَضَعُ رِحَالَنَا إِذْ أَتَانَا آتٍ فَقَالَ إِنَّ النَّاسَ قَدِ اجْتَمَعُوا فِى الْمَسْجِدِ وَفَزِعُوا . فَانْطَلَقْنَا فَإِذَا النَّاسُ مُجْتَمِعُونَ عَلَى نَفَرٍ فِى وَسَطِ الْمَسْجِدِ وَإِذَا عَلِىٌّ وَالزُّبَيْرُ وَطَلْحَةُ وَسَعْدُ بْنُ أَبِى وَقَّاصٍ فَإِنَّا لَكَذَلِكَ إِذْ جَاءَ عُثْمَانُ بْنُ عَفَّانَ عَلَيْهِ مُلاَءَةٌ صَفْرَاءُ قَدْ قَنَّعَ بِهَا رَأْسَهُ فَقَالَ أَهَا هُنَا عَلِىٌّ أَهَا هُنَا طَلْحَةُ أَهَا هُنَا الزُّبَيْرُ أَهَا هُنَا سَعْدٌ قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَإِنِّى أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ مِرْبَدَ بَنِى فُلاَنٍ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِعِشْرِينَ أَلْفًا أَوْ بِخَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ أَلْفًا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ « اجْعَلْهَا فِى مَسْجِدِنَا وَأَجْرُهُ لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ يَبْتَاعُ بِئْرَ رُومَةَ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . فَابْتَعْتُهُ بِكَذَا وَكَذَا فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ قَدِ ابْتَعْتُهَا بِكَذَا وَكَذَا . قَالَ « اجْعَلْهَا سِقَايَةً لِلْمُسْلِمِينَ وَأَجْرُهَا لَكَ » . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ فَأَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَظَرَ فِى وُجُوهِ الْقَوْمِ فَقَالَ « مَنْ جَهَّزَ هَؤُلاَءِ اللَّهُ غَفَرَ لَهُ » . يَعْنِى جَيْشَ الْعُسْرَةِ فَجَهَّزْتُهُمْ حَتَّى مَا يَفْقِدُونَ عِقَالاً وَلاَ خِطَامًا . قَالُوا اللَّهُمَّ نَعَمْ . قَالَ اللَّهُمَّ اشْهَدِ اللَّهُمَّ اشْهَدْ .
Tercemesi:
Ahnef b. Kays (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Hac maksadıyla çıkmış ve Medine’ye kadar gelmiştik, yüklerimizi konakladığımız yerde indirirken birisi bizim yanımıza geldi ve: “Halk mescidde toplanmış ve korku içindeler” dedi. Biz de hemen mescide gittik bir de baktık ki insanlar mescidin ortasında oturan bir grup insanın etrafında toplanmışlar. Bir de ne görelim oturanlar Ali, Zübeyr, Talha ve Sa’d b. ebi Vakkas idi. Biz bu halde iken Osman b. Affan sarı bir örtü içerisinde geldi, başını da sarmıştı.Ve dedi ki: “Ali burada mı? Talha burada mı? Zübeyr burada mı? Sa’d burada mı?” Onlarda: “Evet” dediler. O zaman Osman b. Affan: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim filan oğullarının hurma kurutma yerini satın alırsa Allah onu bağışlar” buyurdu. Ben de orayı yirmi bin veya yirmi beş bin dirheme satın aldım sonra Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek haber verdim. Rasûlullah (s.a.v): “Onu bizim mescidimize vakfet karşılığını Allah’tan alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Allah için doğru söylüyorsun. Bu dediklerin aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: “Yine kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah hakkı için soruyorum. Biliyor musunuz? Rasûlullah (s.a.v): “Kim Rume kuyusunu satın alırsa Allah onu bağışlar” demişti de ben de o kuyuyu şu kadar paraya satın alıp, Rasûlullah (s.a.v)’e geldim ve o kuyuyu şu kadara satın aldım dedim. Bunun üzerine: “Onu Müslümanların içmesine ve kullanmasına vakfet karşılığını alırsın” buyurdu. Oradakiler: “Evet bu söylediklerin de aynen olmuştur” dediler. Bu sefer Osman: Kendisinden başka gerçek ilâh olmayan Allah adına sizlere soruyorum. Rasûlullah (s.a.v) Müslümanlara bakarak şöyle demişti: “Kim bu zorluk günlerinin ordusu olan Tebük ordusunu teçhiz edip donatırsa, Allah onu bağışlar” buyurmuştu. Ben de o orduyu yularına yay ve kirişine varıncaya kadar donatmıştım dedi. Oradakiler: “Evet biliyoruz ki bu da aynen böyle olmuştur” dediler. O zaman Osman: “Allah’ım şahit ol! Allah’ım şahit ol!” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2326
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Amr b. Câvân et-Temimi (Amr b. Câvân)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29466, N003640
Hadis:
أَخْبَرَنِى مُحَمَّدُ بْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو عَبْدِ الرَّحِيمِ قَالَ حَدَّثَنِى زَيْدُ بْنُ أَبِى أُنَيْسَةَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىِّ قَالَ لَمَّا حُصِرَ عُثْمَانُ فِى دَارِهِ اجْتَمَعَ النَّاسُ حَوْلَ دَارِهِ - قَالَ - فَأَشْرَفَ عَلَيْهِمْ . وَسَاقَ الْحَدِيثَ .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İhbâs 4, /2327
Senetler:
1. Ebu Amr Osman b. Affân (Osman b. Affân b. Ebu Âs b. Ümeyye b. Abdüşems)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Habib es-Sülemî (Abdullah b. Habib b. Rabî'a)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Zeyd b. Ebu Üneyse el-Cezeri (Zeyd b. Zeyd)
5. Ebu Abdurrahim Halid b. Ebu Yezid el-Kuraşi (Halid b. Yezid b. Simak b. Rüstem b.)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Seleme el-Bahili (Muhammed b. Seleme b. Abdullah)
7. Ebu Meâlî Muhammed b. Vehb el-Harranî (Muhammed b. Vehb b. Ömer b. Ebu Kerime)
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı