Öneri Formu
Hadis Id, No:
17587, İM001784
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى عُمَرَ الْعَدَنِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَعْيَنَ وَجَامِعِ بْنِ أَبِى رَاشِدٍ سَمِعَا شَقِيقَ بْنَ سَلَمَةَ يُخْبِرُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا مِنْ أَحَدٍ لاَ يُؤَدِّى زَكَاةَ مَالِهِ إِلاَّ مُثِّلَ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ شُجَاعًا أَقْرَعَ حَتَّى يُطَوِّقَ عُنُقَهُ » . ثُمَّ قَرَأَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِصْدَاقَهُ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ تَعَالَى ( وَلاَ يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Abdülmelik b. A'yen ve Cami' b. Ebu Raşid, onlara Şakik b. Seleme, ona da Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Malının zekatını vermeyen kimseye o malı kıyamet günü boynuzlu bir yılan suretiyle gelip onun boynuna dolanacaktır. Sonra da Rasulullah (sav) Allah'ın Kitab'ından bu sözü doğrulamak için (delilini getirip) şu ayeti okudu: "Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar...(Ali İmran/2-180)"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 2, /285
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Cami b. Ebu Raşid el-Kâhili (Cami b. Ebu Raşid)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22032, N002484
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ سَهْلٍ قَالَ حَدَّثَنَا حَسَنُ بْنُ مُوسَى الأَشْيَبُ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ الْمَدَنِىُّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ آتَاهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مَالاً فَلَمْ يُؤَدِّ زَكَاتَهُ مُثِّلَ لَهُ مَالُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ شُجَاعًا أَقْرَعَ لَهُ زَبِيبَتَانِ يَأْخُذُ بِلِهْزِمَتَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيَقُولُ أَنَا مَالُكَ أَنَا كَنْزُكَ » . ثُمَّ تَلاَ هَذِهِ الآيَةَ ( وَلاَ يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Fadl b. Sehl, ona Hasan b. Musa el-Eşyeb, Abdurrahman b. Abdullah b. Dinar el-Medenî, ona babası (Abdullah b. Dinar), ona Ebu Salih (Zekvân es-Semmâm), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah bir kimseye mal verir de o kimse de malının zekatını vermezse, kıyamet günü zekatını vermediği o malları boynuzlu bir yılan şekline getirilir ve yılan o kimsenin çenesinden ısırarak: 'Ben senin malınım, ben senin hazinenim' der. Sonra da Rasulullah (sav) şu ayeti okudu: "Allah’ın lutfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar... (Ali İmran/2-180)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 20, /2248
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
4. Abdurrahman b. Abdullah el-Adevî (Abdurrahman b. Abdullah b. Dinar)
5. Ebu Ali Hasan b. Musa el-Eşyeb (Hasan b. Musa)
6. Ebu Abbas Fadl b. Sehl el-Arec (Fadl b. Sehl b. İbrahim)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21789, N002444
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَبِى عَمْرٍو الْغُدَانِىِّ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ إِبِلٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا نَجْدَتُهَا وَرِسْلُهَا قَالَ « فِى عُسْرِهَا وَيُسْرِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغَذِّ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنِهِ وَآشَرِهِ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَطَؤُهُ بِأَخْفَافِهَا إِذَا جَاءَتْ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ وَأَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ بَقَرٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَغَذَّ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ وَآشَرَهُ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَنْطَحُهُ كُلُّ ذَاتِ قَرْنٍ بِقَرْنِهَا وَتَطَؤُهُ كُلُّ ذَاتِ ظِلْفٍ بِظِلْفِهَا إِذَا جَاوَزَتْهُ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ وَأَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ غَنَمٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغَذِّ مَا كَانَتْ وَأَكْثَرِهِ وَأَسْمَنِهِ وَآشَرِهِ ثُمَّ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَطَؤُهُ كُلُّ ذَاتِ ظِلْفٍ بِظِلْفِهَا وَتَنْطَحُهُ كُلُّ ذَاتِ قَرْنٍ بِقَرْنِهَا لَيْسَ فِيهَا عَقْصَاءُ وَلاَ عَضْبَاءُ إِذَا جَاوَزَتْهُ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ » .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Mesud, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arube, ona Katade (b. Diâme), ona Ebu Amr el-Ğudânî, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kimin develeri var da darlıkta ve bollukta (necdetihâ ve rislihâ) onların zekatını vermiyorsa..." Bunun üzerine sahabe: "Darlık ve bolluk ne demektir" dediler. Rasulullah (sav) da: "Kolaylık ve zorlukta" buyurdu. (Sonra şöyle devam etti) "Kıyamet günü o develer daha hareketli ve daha semiz bir halde gelirler ve geniş bir alana konulmuş olan sahiplerini çiğnerler, develerin sonuncusu gelince diğerleri tekrar başa dönerek çiğnemeye devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene olan kıyamet gününde sürüp gider ve tüm insanların hesabı görülünceye kadar da devam eder. Daha sonra kişi gideceği yeri (Cennet veya Cehennem) mutlaka görür. Yine kimin sığırları olur da darlıkta ve bollukta onların zekatını vermezse o sığırlar kıyamet günü daha semiz daha hareketli ve daha haşin olarak getirilir ve sahiplerini ayaklarıyla çiğnerler, boynuzlarıyla toslarlar ve tırnaklarıyla onu çiğnerler sondakiler bitince baştakiler aynı şekilde yapmaya devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene süren kıyamet gününde insanların hesapları görülünceye kadar devam eder. O kimse de gideceği yeri görür. Yine kimin koyunları olur da bolluk ve darlıkta onların zekatını vermezse kıyamet günü o koyunlar daha hareketli daha semiz ve daha haşin olarak getirilir ve bu koyunlar sahiplerini toynağı ile çiğnerler, boynuzlarıyla toslarlar ve boynuzlarında da hiçbir eksiklik ve kırıklık yoktur. Son koyun çiğnemesini bitirince baştakiler tekrar başa dönüp çiğnemeye devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene süren, kıyamet günlerinde insanların hesapları görülünceye kadar devam eder. O kimse de gideceği yeri görür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 2, /2245
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ömer el-Ğadânî (Ebu Ömer)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. İsmail b. Mesud el-Cahderi (İsmail b. Mesud)
Konular:
Zekat, fazileti
Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41562, DM001719
Hadis:
أَخْبَرَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« فِى كُلِّ إِبِلٍ سَائِمَةٍ ، فِى كُلِّ أَرْبَعِينَ ابْنَةُ لَبُونٍ ، لاَ تُفَرَّقُ إِبِلٌ عَنْ حِسَابِهَا ، مَنْ أَعْطَاهَا مُؤْتَجِراً بِهَا فَلَهُ أَجْرُهَا ، وَمَنْ مَنَعَهَا فَإِنَّا آخِذُوهَا وَشَطْرَ إِبِلِهِ عَزْمَةٌ مِنْ عَزَمَاتِ اللَّهِ ، لاَ يَحِلُّ لآلِ مُحَمَّدٍ مِنْهَا شَىْءٌ ».
Tercemesi:
Bize en-Nadr b. Şumeyl, ona Behz b. Hakîm, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Otlaklarda yayılan bütün develerin her kırk devesine bir bintu lebun (iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş dişi deve) zekât düşer. Tâbi olmaları gereken hesaptan düşürülmek maksadıyla toplu olan develer ayrılmaz. Zekâtı karşılığında ecrini bekleyerek veren kimseye onun ecri de verilecektir. Bununla birlikte onu (zekâtı) vermeyen olursa biz hem onu hem de develerinin yarısını Allah’ın kesin emirlerinden bir emir olarak alırız. Muhammed hanedanına da ondan hiçbir şey helal olmaz.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 36, 2/1043
Senetler:
1. Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri (Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşayr b. Kab b. Rabi'a)
2. Hakim b. Muaviye el-Behzî (Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye)
3. Ebu Abdulmelik Behz b. Hakim el-Kuşeyrî (Behz b. Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşeyr b. Kab b. Amir)
4. Ebu Hasan Nadr b. Şümeyl el-Mazinî (Nadr b. Şümeyl b. Hareşe)
Konular:
Zekat, fazileti
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'ine haram olması
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31682, B004565
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُنِيرٍ سَمِعَ أَبَا النَّضْرِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ - هُوَ ابْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ - عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ آتَاهُ اللَّهُ مَالاً فَلَمْ يُؤَدِّ زَكَاتَهُ ، مُثِّلَ لَهُ مَالُهُ شُجَاعًا أَقْرَعَ ، لَهُ زَبِيبَتَانِ يُطَوَّقُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ، يَأْخُذُ بِلِهْزِمَتَيْهِ - يَعْنِى بِشِدْقَيْهِ - يَقُولُ أَنَا مَالُكَ أَنَا كَنْزُكَ » . ثُمَّ تَلاَ هَذِهِ الآيَةَ ( وَلاَ يَحْسِبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ ) إِلَى آخِرِ الآيَةِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Münir, ona Ebu Nadr (Haşim b. Kasım), ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dinar, ona babası (Abdullah b. Dinar), ona Ebu Salih (Zekvan es-Semmâm), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah bir kimseye mal verir de o kimse de malının zekatını vermezse, kıyamet günü zekatını vermediği o malları boynuzlu bir yılan şekline getirilir ve yılan o kimsenin boynuna dolanır çenesinden ısırarak: 'Ben senin malınım, ben senin hazinenim' der. Sonra da Rasulullah (sav) şu ayeti okudu: "Allah’ın lutfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar... (Ali İmran/2-180)."Ben senin (dünyâda çok sevdiğin) malınım, ben senin hazinenim! der. Sonra da Rasulullah (sav) şu ayeti okudu: "Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar... (Ali İmran/2-180)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 14, 2/165
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
4. Abdurrahman b. Abdullah el-Adevî (Abdurrahman b. Abdullah b. Dinar)
5. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
6. Abdullah b. Münir el-Mervezî (Abdullah b. Münir)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271912, İM001784-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى عُمَرَ الْعَدَنِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَعْيَنَ وَجَامِعِ بْنِ أَبِى رَاشِدٍ سَمِعَا شَقِيقَ بْنَ سَلَمَةَ يُخْبِرُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا مِنْ أَحَدٍ لاَ يُؤَدِّى زَكَاةَ مَالِهِ إِلاَّ مُثِّلَ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ شُجَاعًا أَقْرَعَ حَتَّى يُطَوِّقَ عُنُقَهُ » . ثُمَّ قَرَأَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِصْدَاقَهُ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ تَعَالَى ( وَلاَ يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Abdülmelik b. A'yen ve Cami' b. Ebu Raşid, onlara Şakik b. Seleme, ona da Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Malının zekatını vermeyen kimseye o malı kıyamet günü boynuzlu bir yılan suretiyle gelip onun boynuna dolanacaktır. Sonra da Rasulullah (sav) Allah'ın Kitab'ından bu sözü doğrulamak için (delilini getirip) şu ayeti okudu: "Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar...(Ali İmran/2-180)"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 2, /285
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Abdülmelik b. A'yen el-Kufi (Abdülmelik b. A'yen)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15191, T002607
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : لَمَّا تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاسْتُخْلِفَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ كَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ لأَبِى بَكْرٍ: كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا : لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ عَصَمَ مِنِّى مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ وَاللَّهِ لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الزَّكَاةِ وَالصَّلاَةِ فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عِقَالاً كَانُوا يُؤَدُّونَهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهِ فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ : فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ أَنَّ اللَّهَ قَدْ شَرَحَ صَدْرَ أَبِى بَكْرٍ لِلْقِتَالِ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ وَهَكَذَا رَوَى شُعَيْبُ بْنُ أَبِى حَمْزَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . وَرَوَى عِمْرَانُ الْقَطَّانُ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِى بَكْرٍ وَهُوَ حَدِيثٌ خَطَأٌ وَقَدْ خُولِفَ عِمْرَانُ فِى رِوَايَتِهِ عَنْ مَعْمَرٍ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona el-Leys, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abbdullah b. Utbe b. Mess’ud, Ebu Hüreyre’nin şöyle anlattığını rivayet etti: “Rasulullah (sav) vefat edip de Ebu Bekir halife seçilince Araplardan kafir olup İslam’dan çıkanlar oldu. Ömer b. Hattâb, Ebu Bekir’e şöyle dedi: “Rasulullah’ın (sav), ‘Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur) deyinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Kim lâ ilâhe illallah derse –haklı olma durumu hariç- malını ve canını benden korumuş olur. (İçinde taşıdığı gerçek inancın) hesabı Allah’a kalmıştır’ şeklindeki sözü ortada iken insanlarla nasıl savaşacaksın?” Ebu Bekir de şu karşılığı verdi: Namaz ile zekâtı birbirinden ayıranlara karşı vallahi savaşacağım. Çünkü zekât malın hakkıdır. Allah’a yemin ederim ki Rasulullah’a (sav) verdikleri bir deve yularını bana vermeseler bunun verilmemesi yüzünden kendileriyle savaşırım. Bunun üzerine Ömer b. Hattâb şöyle dedi: Vallahi Ebu Bekir’in görüşünü kabul etmemin nedeni, Allah’ın savaş konusunda onun göğsüne genişlik verdiğini görmem ve kendisinin hak üzerinde olduğunu anlamam olmuştur.”
Tirmizî: Bu hadis, hasen-sahihtir. Şuayb b. Ebu Hamza, Zührî, Ubeydullah b. Abdullah vasıtası ile Ebû Hüreyre’den bu şekilde bir rivayette bulunmuştur. İmran el Kattan, bu hadisi Ma’mer, Zührî, Enes b. Mâlik vasıtası ile Ebu Bekir’den rivayet etmiştir. Ancak bu rivayet yanlıştır. İmrân’a Ma’mer’den yaptığı rivayette muhalefet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 1, 5/3
Senetler:
()
Konular:
KTB, TEVHİD
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29292, B007284
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاسْتُخْلِفَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ ، وَكَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ عُمَرُ لأَبِى بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ ، وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . عَصَمَ مِنِّى مَالَهُ وَنَفْسَهُ ، إِلاَّ بِحَقِّهِ ، وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ » . فَقَالَ وَاللَّهِ لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ ، فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ ، وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عِقَالاً كَانُوا يُؤَدُّونَهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهِ . فَقَالَ عُمَرُ فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ اللَّهَ قَدْ شَرَحَ صَدْرَ أَبِى بَكْرٍ لِلْقِتَالِ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ . قَالَ ابْنُ بُكَيْرٍ وَعَبْدُ اللَّهِ عَنِ اللَّيْثِ عَنَاقًا . وَهْوَ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Akîl, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) vefat ettiğinde ve ondan sonra Ebu Bekir halife seçildiğinde Araplar'dan dinden dönenler dönüverdiler! Ömer, Ebu Bekir'e, "Rasulullah'ın (sav), 'Allah'tan başka ilah yoktur demelerine dek insanlarla savaşmakla emrolundum. Allah'tan başka ilah yoktur diyen malını ve canını benden korumuş olur. Allah'ın hakkı ise hariç. Onun hesabı Allah’a kalmıştır' buyurmuşken insanlarla nasıl savaşırsın?" dedi. Ebu Bekir de "Namaz ile zekâtı birbirinden ayıranlara karşı vallahi savaşacağım. Çünkü zekât malın hakkıdır. Vallahi! Rasulullah'a (sav) verdikleri bir deve yularını bana vermeseler bunun verilmemesinden dolayı onlara karşı savaşırım" dedi. (Bunun üzerine) Ömer, "Vallahi! Allah'ın, Ebu Bekir'in gönlüne savaş için ilham verdiğini görünce onun hak üzere olduğunu anladım" dedi.
İbn Bükeyr ve Abdullah, Leys'ten aktarırken "inâk" yerine "anâk" demişlerdir ki bu, daha doğrudur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İ'tisâm bi'l-Kitâb ve's-Sünneti 2, 2/725
Senetler:
()
Konular:
İrtidat, Hz. Ebu Bekir'in uygulaması
KTB, TEVHİD
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44198, DM002490
Hadis:
أَخْبَرَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ سَالِمٍ قَالَ سَمِعْتُ أَوْسَ بْنَ أَبِى أَوْسٍ الثَّقَفِىَّ قَالَ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى وَفْدِ ثَقِيفٍ - قَالَ - وَكُنْتُ فِى أَسْفَلِ الْقُبَّةِ لَيْسَ فِيهَا أَحَدٌ إِلاَّ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- نَائِمٌ إِذْ أَتَاهُ رَجُلٌ فَسَارَّهُ فَقَالَ :« اذْهَبْ فَاقْتُلْهُ ». قَالَ ثُمَّ قَالَ :« أَلَيْسَ يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ». قَالَ شُعْبَةُ وَأَشُكُّ :« مُحَمَّداً رَسُولُ اللَّهِ؟ ». قَالَ : بَلَى. قَالَ :« إِنِّى أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، فَإِذَا قَالُوهَا حَرُمَتْ عَلَىَّ دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا قَالَ : وَهُوَ الَّذِى قَتَلَ أَبَا مَسْعُودٍ - قَالَ - وَمَا مَاتَ حَتَّى قَتَلَ خَيْرَ إِنْسَانٍ بِالطَّائِفِ.
Tercemesi:
Bize Hâşim b. Kâsım, ona Şu'be, ona Numan b. Sâlim, ona da Evs b. Ebu Evs es-Sekafî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'a (sav) Sakif heyeti içinde geldim ve çadırın altında idim. Orada Nebî'den (sav) başka uyumayan kalmamıştı. Derken bir adam gelip fısıltı ile konuştu. Hz. Peygamber (sav), "Gidip onu öldür" buyurdu. Ardından, "ALlah'tan başka ilah olmadığına şahitlik etmiyor mu?" buyurdu. -Şu'be, "'Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna" ifadesinde şüphe ediyorum" demiştir- (Adam), "Elbette" dedi. Rasulullah (sav), "Ben, Allah'tan başka ilah olmadığını söylemelerine dek insanlara karşı savaşmakla emrolundum. Onu dediklerinde kanları ve malları bana dokunulmaz kılınmıştır. Allah'ın hakkı ise hariçtir" buyurdu.
(Öldürülmesi söz konusu olan adam) Ebu Mesud'u öldüren kişidir. O, Tâif'teki önde gelen bir insanı öldürmeden ölmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Siyer 10, 3/1588
Senetler:
1. Evs b. Ebu Evs es-Sekafî (Evs b. Huzeyfe)
2. Numan b. Salim et-Taifi (Numan b. Salim)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
Konular:
Cihad, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
İrtidad
KTB, TEVHİD
Müslüman, müslümana mal, ırz ve kanının haram olması
Siyer, Hz. Peygamberin müşriklere savaş ilanı
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Zekat, vermemenin cezası