Öneri Formu
Hadis Id, No:
17613, İM001810
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ سَوَّادٍ الْمِصْرِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ أَنَّ مُوسَى بْنَ جُبَيْرٍ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحُبَابِ الأَنْصَارِىَّ حَدَّثَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُنَيْسٍ حَدَّثَهُ أَنَّهُ تَذَاكَرَ هُوَ وَعُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَوْمًا الصَّدَقَةَ فَقَالَ عُمَرُ أَلَمْ تَسْمَعْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ يَذْكُرُ غُلُولَ الصَّدَقَةِ « أَنَّهُ مَنْ غَلَّ مِنْهَا بَعِيرًا أَوْ شَاةً أُتِىَ بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَحْمِلُهُ » . قَالَ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُنَيْسٍ بَلَى .
Tercemesi:
Bize Amr b. Sevvâd el-Mısrî, ona İbn Vehb, ona Amr b. el-Hâris, ona Musa b. Cübeyr, ona Abdullah b. Abdurrahman b. el-Hubab el-Ensarî’nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. Uneys de kendisine şu rivayeti zikretmiştir: Ömer b. el-Hattab ile bir gün, sadaka hakkında birbirleriyle konuşurlarken, Ömer dedi ki: Sen Rasulullah’ı (sav) sadakadan çalmayı söz konusu ederken: “Kim ondan bir deve yahut bir koyun çalacak olursa, mutlaka kıyamet gününde o kişi onu taşıyarak getirilecektir” buyurduğunu işitmedin mi, dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Uneys: Evet, işittim, diye cevap verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 14, /290
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Abdullah b. Üneys el-Ensari (Abdullah b. Üneys)
3. Abdullah b. Abdurrahman el-Ensari (Abdullah b. Abdurrahman b. Hubab b. Amr b. Abbad)
4. Musa b. Fervan el-İcli (Musa b. Servan)
5. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
6. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
7. Amr b. Sevvad el-Kuraşî (Amr b. Sevvad b. Esved)
Konular:
Hainlik, hiyanet, ihanet
Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12768, T000617
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ التَّمِيمِىُّ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمَعْرُورِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ جِئْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى ظِلِّ الْكَعْبَةِ . قَالَ فَرَآنِى مُقْبِلاً فَقَالَ « هُمُ الأَخْسَرُونَ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قَالَ فَقُلْتُ مَا لِى! لَعَلَّهُ أُنْزِلَ فِىَّ شَىْءٌ . قَالَ قُلْتُ مَنْ هُمْ فِدَاكَ أَبِى وَأُمِّى . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « هُمُ الأَكْثَرُونَ إِلاَّ مَنْ قَالَ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا » . فَحَثَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَعَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ . ثُمَّ قَالَ « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لاَ يَمُوتُ رَجُلٌ فَيَدَعُ إِبِلاً أَوْ بَقَرًا لَمْ يُؤَدِّ زَكَاتَهَا إِلاَّ جَاءَتْهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْظَمَ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ تَطَؤُهُ بِأَخْفَافِهَا وَتَنْطَحُهُ بِقُرُونِهَا كُلَّمَا نَفِدَتْ أُخْرَاهَا عَادَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ مِثْلُهُ . وَعَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ رضى الله عنه قَالَ لُعِنَ مَانِعُ الصَّدَقَةِ . وَعَنْ قَبِيصَةَ بْنِ هُلْبٍ عَنْ أَبِيهِ وَجَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى ذَرٍّ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَاسْمُ أَبِى ذَرٍّ جُنْدُبُ بْنُ السَّكَنِ وَيُقَالُ ابْنُ جُنَادَةَ . حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُنِيرٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ حَكِيمِ بْنِ الدَّيْلَمِ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ مُزَاحِمٍ قَالَ الأَكْثَرُونَ أَصْحَابُ عَشَرَةِ آلاَفٍ . قَالَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُنِيرٍ مَرْوَزِىٌّ رَجُلٌ صَالِحٌ .
Tercemesi:
Bize Hennâd es-Serrî et-Temimî el-Kûfî, ona Ebu Muâviye, ona el-A’meş, ona el-Ma’rûr b. Suveyd, ona da Ebu Zerr’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) Kâbe’nin gölgesinde iken yanına vardım. Benim gelmekte olduğumu görünce: “Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki onlar kıyamet gününde en çok zarar edecek olanlardır” buyurdu. Ben: Bana ne oluyor? Muhtemelen herhangi bir şey hakkında vahiy nazil oldu, dedim ve: Babam, anam sana feda olsun, bu bahsettiklerin kimlerdir, dedim. Rasulullah (sav) -ön tarafına, sağına ve soluna avuçla dağıtır gibi hareket yaprak-: “Şöyle, şöyle ve şöyle yapanlar dışında, malı mülkü pek çok olanlardır” buyurdu. Sonra da şunları ekledi: “Nefsim elinde olana yemin olsun ki, bir adam ölür de, geriye zekâtını vermediği deve yahut sığır bırakırsa, mutlaka bunlar, kıyamet gününde ona olabildikleri en iri ve en semiz bir şekilde gelirler, ayaklarıyla onu çiğner, boynuzlarıyla ona tos vururlar, sonuncuları geçip gittikten sonra, ilkleri tekrar onun üzerine geçer ve bu durum, insanlar arasında hüküm verilinceye kadar öylece devam eder.”
Bu hususta Ebu Hureyre de aynısını rivayet etmiştir. Ayrıca Ali b. Ebu Talib’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Zekât vermeyene lanet edilmiştir.”
Kabisa b. Hulb’e babasından, Câbir b. Abdullah ve Abdullah b. Mesud’dan da gelen rivayetler vardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Ebu Zerr’in rivayet ettiği hadis, hasen sahih bir hadistir. Ebu Zerr’in adı ise Cündüb b. es-Seken’dir. İbn Cünâde olduğu da söylenmiştir.
Bize Abdullah b. Munir, ona Ubeydullah b. Musa, ona Süfyan es-Sevrî, ona Hakim b. ed-Deylem, ona ed-Dahhak b. Muzahim’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Malı çok olanlar, on bine sahip olan kimselerdir.
(Tirmizi) dedi ki: Abdullah b. Munir ise Mervezî (Mervli) olup iyi bir insandır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 1, 3/12
Senetler:
()
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22001, N002458
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ قَالَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ قَالَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنِ الْمَعْرُورِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْ صَاحِبِ إِبِلٍ وَلاَ بَقَرٍ وَلاَ غَنَمٍ لاَ يُؤَدِّى زَكَاتَهَا إِلاَّ جَاءَتْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْظَمَ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ تَنْطَحُهُ بِقُرُونِهَا وَتَطَؤُهُ بِأَخْفَافِهَا كُلَّمَا نَفَذَتْ أُخْرَاهَا أَعَادَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. el-Mübârek, ona Vekî’, ona el-A’meş, ona el-Ma’rûr b. Süveyd, ona da Ebu Zerr’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Deve, sığır ve koyun sahibi olup da onların zekâtını ödemeyen her bir kimsenin bu davarları, olabildiği kadar en iri ve en semiz halleriyle getirilir ve bunlar sahiplerini boynuzlarıyla toslarlar, ayaklarıyla çiğnerler. Sonuncuları geçtikten sonra birincileri tekrar yeniden aynı şekilde geri döner. Allah, insanlar arasında hüküm verinceye kadar (bu böyle devam eder).”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 11, /2246
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Ümeyye Ma'rur b. Süveyd el-Esedî (Ma'rur b. Süveyd)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Abdullah el-Mahrami (Muhammed b. Abdullah b. Mübarek)
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ حُسَيْنٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ امْرَأَةً مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ أَتَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَبِنْتٌ لَهَا فِى يَدِ ابْنَتِهَا مَسَكَتَانِ غَلِيِظَتَانِ مِنْ ذَهَبٍ فَقَالَ « أَتُؤَدِّينَ زَكَاةَ هَذَا » . قَالَتْ لاَ . قَالَ « أَيَسُرُّكِ أَنْ يُسَوِّرَكِ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ بِهِمَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ سِوَارَيْنِ مِنْ نَارٍ » . قَالَ فَخَلَعَتْهُمَا فَأَلْقَتْهُمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ هُمَا لِلَّهِ وَلِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22028, N002481
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ حُسَيْنٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ امْرَأَةً مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ أَتَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَبِنْتٌ لَهَا فِى يَدِ ابْنَتِهَا مَسَكَتَانِ غَلِيِظَتَانِ مِنْ ذَهَبٍ فَقَالَ « أَتُؤَدِّينَ زَكَاةَ هَذَا » . قَالَتْ لاَ . قَالَ « أَيَسُرُّكِ أَنْ يُسَوِّرَكِ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ بِهِمَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ سِوَارَيْنِ مِنْ نَارٍ » . قَالَ فَخَلَعَتْهُمَا فَأَلْقَتْهُمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ هُمَا لِلَّهِ وَلِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Mesud, ona Hâlid, ona Huseyin, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona da dedesinin rivayet ettiğine göre, Yemen halkından bir kadın Rasulullah’a (sav) geldi, yanında da kızı vardı. Kızının elinde de altından kalın iki bilezik vardı. Allah Rasulü: “Bunların zekâtını ödüyor musun?” buyurdu. Kadın: Hayır cevabını verince, Allah Rasulü: “Aziz ve celil Allah’ın kıyamet gününde bunların yerine sana ateşten iki bilezik giydirmesi, seni memnun eder mi?” buyurdu. Bunun üzerine kadın, derhal o iki bileziği çıkardı, onları Rasulullah’a (sav) uzatıp: Bunlar, Allah’a ve Rasulü’ne (sav) aittir, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 19, /2248
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
5. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
6. İsmail b. Mesud el-Cahderi (İsmail b. Mesud)
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Zekat, zinet eşyalarından
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22029, N002482
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالَ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ سَمِعْتُ حُسَيْنًا قَالَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ شُعَيْبٍ قَالَ جَاءَتِ امْرَأَةٌ وَمَعَهَا بِنْتٌ لَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَفِى يَدِ ابْنَتِهَا مَسَكَتَانِ نَحْوَهُ مُرْسَلٌ . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ خَالِدٌ أَثْبَتُ مِنَ الْمُعْتَمِرِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdüla’lâ, ona el-Mu’temir b. Süleyman, ona Huseyin, ona Amr b. Şuayb’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bir kadın beraberindeki bir kızı ile birlikte Rasulullah’ın (sav) huzuruna geldi. Kızının elinde iki iri bilezik vardı, diye hadisi bir öncekine benzer bir şekilde rivayet etti.
(Bu mürseldir.) Ebu Abdurrahman (en-Nesai) dedi ki: Hâlid rivayet bakımından el-Mu’temir’den daha sağlamdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 19, /2248
Senetler:
1. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
2. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
3. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
4. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22030, N002483
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ سَهْلٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الَّذِى لاَ يُؤَدِّى زَكَاةَ مَالِهِ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مَالُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ شُجَاعًا أَقْرَعَ لَهُ زَبِيبَتَانِ - قَالَ - فَيَلْتَزِمُهُ أَوْ يُطَوِّقُهُ - قَالَ - يَقُولُ أَنَا كَنْزُكَ أَنَا كَنْزُكَ » .
Tercemesi:
Bize el-Fadl b. Sehl, ona Ebu’n-Nadr Hâşim b. el-Kâsım, ona Abdülaziz b. Abdullah b. Ebu Seleme, ona Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Malının zekâtını vermeyen kimseye, kıyamet gününde malı mutlaka (aşırı zehirli olduğu için) başı tüysüz, ağızlarının yan tarafında iki nokta (iki azı dişi) bulunan erkek bir ejderha şeklinde canlandırılır, onu yakalar yahut boynuna halka gibi dolanır ve: Ben senin biriktirdiğin hazinenim, ben senin biriktirdiğin hazinenim, der.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 20, /2248
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Abdülaziz b. Ebu Seleme el-Macişun (Abdülaziz b. Abdullah b. Meymun)
4. Ebu Nadr Hişam b. Kasım el-Kinanî (Hişam b. Kasım b. Müslim)
5. Ebu Abbas Fadl b. Sehl el-Arec (Fadl b. Sehl b. İbrahim)
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35479, MU000601
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ مَنْ كَانَ عِنْدَهُ مَالٌ لَمْ يُؤَدِّ زَكَاتَهُ مُثِّلَ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ شُجَاعًا أَقْرَعَ لَهُ زَبِيبَتَانِ يَطْلُبُهُ حَتَّى يُمْكِنَهُ يَقُولُ أَنَا كَنْزُكَ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebu Salih es-Semmân, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre, o şöyle derdi: Kimin yanında zekâtını ödemediği bir malı varsa, Kıyamet gününde o mal, kendisine, aşırı zehrinden başlarının tüyü dökülmüş ve iki siyah beneği bulunan bir ejderha haline getirilir ve bu ejderha onu yakalayıncaya kadar arkasından gider ve: Ben senin biriktirdiğin hazinenim, der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 601, 1/87
Senetler:
()
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29297, B007285
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاسْتُخْلِفَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ ، وَكَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ عُمَرُ لأَبِى بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ ، وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . عَصَمَ مِنِّى مَالَهُ وَنَفْسَهُ ، إِلاَّ بِحَقِّهِ ، وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ » . فَقَالَ وَاللَّهِ لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ ، فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ ، وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عِقَالاً كَانُوا يُؤَدُّونَهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهِ . فَقَالَ عُمَرُ فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ اللَّهَ قَدْ شَرَحَ صَدْرَ أَبِى بَكْرٍ لِلْقِتَالِ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ . قَالَ ابْنُ بُكَيْرٍ وَعَبْدُ اللَّهِ عَنِ اللَّيْثِ عَنَاقًا . وَهْوَ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Akîl, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) vefat ettiğinde ve kendisinden sonra Ebu Bekir hilafete geldğinde Araplar'dan dinden dönenler oldu! Ömer, Ebu Bekir'e, "Rasulullah'ın (sav), 'Allah'tan başka ilah yoktur demelerine kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Allah'tan başka ilah yoktur diyen malını ve canını benden korumuş olur. Allah'ın hakkı ise hariç. Onun hesabı Allah’a kalmıştır' buyurmuşken nasıl olur da insanlarla savaşırsın?" dedi. Ebu Bekir de "Namaz ile zekâtı birbirinden ayıranlara karşı vallahi savaşacağım. Çünkü zekât malın hakkıdır. Vallahi! Rasulullah'a (sav) verdikleri bir deve yularını bana vermeseler bunun verilmemesinden dolayı onlara karşı savaşırım" dedi. (Bunun üzerine) Ömer, "Vallahi! Allah'ın, Ebu Bekir'in gönlüne savaş için ilham verdiğini görünce onun hak üzere olduğunu anladım" dedi.
İbn Bükeyr ve Abdullah, Leys'ten kanalıyla rivayette bulunurken "عِقَالاً" yerine "عَنَاقًا" demişlerdir ki bu, daha doğrudur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İ'tisâm bi'l-Kitâb ve's-Sünneti 2, 2/725
Senetler:
()
Konular:
İrtidat, Hz. Ebu Bekir'in uygulaması
KTB, TEVHİD
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
150134, BS13248
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحُسَيْنِ بْنُ بِشْرَانَ أَخْبَرَنَا أَبُو جَعْفَرٍ : مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو الرَّزَّازُ ح وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ قَالاَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُكْرَمٍ حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ حَدَّثَنَا أَبُو جَعْفَرٍ الرَّزَّازُ عَنْ يُونُسَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَيُقِيمُوا الصَّلاَةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ فَإِذَا فَعَلُوا ذَلِكَ عَصَمُوا مِنِّى دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ ». لَفْظُ حَدِيثِهِمَا سَوَاءٌ.
Tercemesi:
Bize Ebu'l-Hüseyin b. Bişrân, ona Ebu Cafer Muhammed b. Amr er-Rezzâz (T) Bize Ebu Abdullah Hafız (Hâkim en-Nîsâbûrî), ona Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yakub, o ikisine Hasan b. Mükrim, ona Ebu'n-Nadr, ona Ebu Cafer er-Rezzâz, ona Yunus (b. Ubeyd), ona Hasan (el-Basrî), ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: İnsanlarla onlar Allah'tan başka ilah yoktur deyinceye, namazı kılıncaya ve zekatı verinceye kadar savaşmakla emrolundum. Bunları yerine getirirlerse kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Ancak (kısas) gibi Allah'ın hakları müstesna. Hesapları da Allah'a aittir. İkisinin hadisinin lafızları da aynıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Sadakât 13248, 13/369
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Abdullah Yunus b. Ubeyd el-Abdî (Yunus b. Ubeyd b. Dinar)
4. Ebu Cafer İsa b. Mahan er-Razî (İsa b. Mâhân b. İsmail)
5. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
6. Ebu Ali Hasan b. Mükrem el-Bezzar (Hasan b. Mükrem b. Hassan)
7. Ebu Cafer Muhammed b. Amr er-Rezzaz (Muhammed b. Amr b. Bahteri b. Müdrik)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
8. Ali b. Muhammed el-Ümevi (Ali b. Muhammed b. Abdullah b. Bişran)
Konular:
Namaz, Farziyeti
Savaş, ilan etme ve savaş hukuku
Zekat, farziyeti
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
حدثنا أبو اليمان الحكم بن نافع، أخبرنا شعيب بن أبي حمزة، عن الزهري، حدثنا عبيد الله بن عبد الله بن عتبة بن مسعود، أن أبا هريرة رضي الله عنه، قال: لما توفي رسول الله صلى الله عليه وسلم وكان أبو بكر رضي الله عنه، وكفر من كفر من العرب، فقال عمر رضي الله عنه: كيف تقاتل الناس؟ وقد قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: " أمرت أن أقاتل الناس حتى يقولوا: لا إله إلا الله، فمن قالها فقد عصم مني ماله ونفسه إلا بحقه، وحسابه على الله "
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7545, B001399
Hadis:
حدثنا أبو اليمان الحكم بن نافع، أخبرنا شعيب بن أبي حمزة، عن الزهري، حدثنا عبيد الله بن عبد الله بن عتبة بن مسعود، أن أبا هريرة رضي الله عنه، قال: لما توفي رسول الله صلى الله عليه وسلم وكان أبو بكر رضي الله عنه، وكفر من كفر من العرب، فقال عمر رضي الله عنه: كيف تقاتل الناس؟ وقد قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: " أمرت أن أقاتل الناس حتى يقولوا: لا إله إلا الله، فمن قالها فقد عصم مني ماله ونفسه إلا بحقه، وحسابه على الله "
Tercemesi:
Bize Ebu Yemân Hakem b. Nâfi', ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) vefat ettiğinde Ebu Bekir (ra) halife oldu ve Araplar'dan küfre dönenler dönüverdi! Ömer, "Rasulullah (sav), 'Allah'tan başka ilah olmadığını söylemelerine dek insanlarla savaşmakla emrolundum. Onu diyen benden malını ve canını korur. Allah'ın hakkı ise müstesna. Onun hesabı Allah'a kalmıştır' buyurmuşken nasıl olur da insanlarla savaşırsın?" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 1, 1/464
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
3. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
6. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
İrtidad
KTB, TEVHİD
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Zekat, vermemenin cezası