785 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu’l-Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Ebû Seleme'nin, Âişe'den (r.anha) rivayetle naklettiğine göre, Allah Rasûlü (sav) : "'Ey Âişe, işte Cebrail !, sana selâm ediyor' buyurdu. O da: 'Ve aleyhi’s-selâm ve rahmetullâh (Selâm ve Allah’ın rahmeti onun da üzerine olsun)' dedi. Devamında Hz. Âişe, 'O, benim göremediğimi görüyor' diye ekledi."
Açıklama: Bu olayda Hz. Aişe Cebraîl'i görmemiştir. Nitekim hadisin farklı tariklerinde onun Allah Resûlü'ne 'Sen benim görmediğimi görüyorsun' demesi buna açık bir delildir. Bununla birlikte meşhûr Cibrîl hadisinde olduğu gibi sahabîlerin Cebrail'i, insan suretine girdiği zaman görmesi de mümkündür. Hz. Aişe'nin bu tarikte 'O, benim göremediğimi görüyor' ifadesi onun bunu, söz konusu olaydan çok sonra söylediği ihtimalini gündeme getiriyorsa da diğer tariklerde bu 'Sen benim göremediğimi görüyorsun' şeklindedir. Dolayısıyla Hz. Aişe'nin bunu selamlaşmanın hemen akabinde söylediği anlaşılmaktadır.
Bize Ebû Nuaym, ona Zekeriyyâ, ona Âmir, ona da Ebû Seleme b. Abdurrahmân, ona da Âişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) kendisine: "'Cebrail sana selâm ediyor' dediğinde, Hz. Âişe de ona 'Ve aleyhi’s-selâm ve rahmetullâh (selâm ve Allah’ın rahmeti onun da üzerine olsun)' diye karşılık vermiştir."
Açıklama: Bu olayda Hz. Aişe Cebraîl'i görmemiştir. Nitekim hadisin farklı tariklerinde onun Allah Resûlü'ne 'Sen benim görmediğimi görüyorsun' demesi buna açık bir delildir. Bununla birlikte meşhûr Cibrîl hadisinde olduğu gibi sahabîlerin Cebrail'i, insan suretine girdiği zaman görmesi de mümkündür.
Bize Zekeriyya b. Yahya, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr) şöyle rivayet etmiştir: "Âişe (kardeşi) Esma'dan geri vermek üzere borç olarak bir gerdanlık almıştı. Bu gerdanlık kayboldu. Peygamber (sav) aramak için bir adam gönderdi. Nihayet o gerdanlığı buldu. Kolyeyi aramaya gidenler için namaz vakti gelmişti. Yanlarında hiç su yoktu. (Abdestsiz oldukları hâlde) namazı kıldılar. Sonra bu yaptıkları işi Peygamber'e arz ettiler. Bunun akabinde Allah teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi. Bunun üzerine Üseyd b. Hudayr, Âişe'ye hitaben şöyle dedi: Allah seni hayırla mükâfatlandırsın. Vallahi senin başına gelen her hoşlanmadığın işte, Allah, senin için de Müslümanlar için de bir hayır bulundurmuştur."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: جَزَاكِ اللَّهُ خَيْرًا
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed), ona da Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Bir defasında Rasulullah ile birlikte yolculuğa çıkmıştık. Beydâ'ya veya Zâtü'l-Ceyş'e vardığımızda gerdanlığım koptu. Onun aranması için Rasulullah orada bekledi, insanlar da onunla beraber beklediler. Halbuki bir su başında değillerdi. İnsanlar Ebu Bekir es-Sıddîk'a geldiler ve “Aişe'nin yaptığını görüyor musun? Rasulullah'ı da, insanları da bir su başında olmadıkları halde yanlarında da su yokken yollarından alıkoydu” dediler. Bunun üzerine, Rasulullah başını dizimin üzerine koymuş uyuyorken, Ebu Bekir geldi ve “Sen Rasulullah'ı ve insanları yollarından alıkoydun. Üstelik onlar bir su başında değiller ve yanlarında su da yoktur” dedi. Aişe şöyle devam etti: Ebu Bekir beni kötüleyip azarladı, Allah'ın takdir ettiği şeyleri söyledi, eli ile de boş böğrümü dürtmeye başladı. Beni kıpırdamaktan alıkoyan tek şey, Rasulullah'ın dizimde yatıyor olmasıydı. Sabah olunca Rasulullah (sav) kalktı, hiç su yoktu. Allah teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi. Herkes teyemmüm etti. Bu olaylar üzerine Useyd b. Hudayr şöyle dedi: Ey Ebu Bekir ailesi! Bu sizin ilk bereketiniz değildir. Aişe şöyle der ki: (Gideceğimiz sırada) üzerine bindiğim deveyi kaldırdık ve gerdanlığı onun altında bulduk."
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed), ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ile beraber seferlerden birine çıkmıştık. Beyda veya Zat-ül Ceyş bölgesine geldiğimizde gerdanlığım kayboldu. Rasulullah (sav) onu aramak için orada konakladı. Diğer insanlar da O'nunla birlikte konaklamış oldular. Orası bir su başı değildi. Yanlarında da su yoktu. İnsanlar, Ebu Bekir'e gelerek “Aişe'nin yaptığını görmüyor musun? Rasulullah (sav) ve insanların bu susuz yerde konaklamalarına sebep olmuştur. Yanlarında su kalmamıştır” dediler. Bunun üzerine, babam Ebu Bekir, yanıma geldi. O sırada Rasulullah (sav), başını dizimin üzerine koymuş uyuya kalmıştı. Bana “Rasulullah (sav) ve bu insanları bu susuz yerde, burada alıkoydun, üstelik yanlarında suları da yok” dedi. Aişe der ki: Babam Ebu Bekir beni böylece azarladı, ağzına geleni söyledi ve eliyle böğrüme dürttü. Rasulullah'ın (sav) dizimde uyuması hareket etmemi engelliyordu. Rasulullah (sav) sabah kadar uyudu sonra uyandı fakat su yoktu. Bunun üzerine Allah teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi. Bu olaylar üzerine Useyd b. Hudayr şöyle dedi: Ey Ebu Bekir ailesi! Bu sizin ilk bereketiniz değildir. Aişe der ki: (Gideceğimiz sırada) üzerine bindiğim deveyi kaldırdık ve gerdanlığı onun altında bulduk."
Bize İshak b. İbrahim, ona Muaviye, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), Üseyd b. Hudayr ve beraberinde bir grup insanı, Aişe'nin konaklama yerinde kaybettiği gerdanlığı aramak için göndermişti. Namaz vakti geldi. Abdestli de değillerdi, su da bulamadılar ve abdestsiz olarak namazlarını kıldılar. Sonra bu durumu Rasulullah'a (sav) anlattılar. Bunun üzerine Allah teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi. Üseyd b. Hudayr, Âişe'ye hitaben şöyle dedi: Allah seni hayırla mükâfatlandırsın. Vallahi senin başına gelen her hoşlanmadığın işte, Allah, senin için de Müslümanlar için de bir hayır bulundurmuştur."
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kâsım, ona da babasının (Kâsım b. Muhammed) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) eşi Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Biz, Rasulullah'ın (sav) bir seferlerinde O'nunla birlikte yola çıktık. Nihayet el-Beydâ veya Zâtü'l-Ceyş'e geldiğimizde gerdanlığım kayboldu. Hz. Peygamber (sav) onu aranması için orada bekledi. İnsanlar da O'nunla beraber beklediler. Halbuki bir su başında değillerdi, yanlarında da su yoktu, insanlar Ebu Bekir es-Sıddîk'a gelip “Âişe'nin yaptığını görmüyor musun? Rasulullah'ı da, insanları da yollarından alıkoydu. Su başında değiller, yanlarında su da yok” dediler. Bunun üzerine Ebu Bekir yanıma geldi. Rasulullah da (sav) başını benim dizimin üzerine koyup uyumuştu. Ebu Bekir bana “Rasulullah'ı da (sav) insanları da yollarından alıkoydun. Su başında değiller, yanlarında de su yok” dedi. Hz. Âişe şöyle devam etti: Ebu Bekir bana kızdı ve Allah'ın takdir ettiği şeyleri söyledi. Eli ile de böğrüme vurmaya başladı. Benim hareket etmemi engelleyen tek şey ise Rasulullah'ın (sav) dizimin üstünde olmasıydı. Sabah olunca Rasulullah (sav) kalktı, hiç su yoktu. Bunun üzerine Allah Teâlâ teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi ve Ashab teyemmüm ettiler. Nakîblerden biri olan Üseyd b. Hudayr “bu sizin ilk bereketiniz değildir Ey Ebu Bekir hanedanı!” dedi. Aişe der ki: Müteakiben üzerinde bulunduğum deveyi kaldırdık gerdanlığı da altında bulduk."
Bize Kuteybe b. Said, ona Malik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte bir yolculuğa çıktık. Beydâ yahut Zatü'l-Ceyş denilen yere vardığımızda gerdanlığım kopup düştü. Onu aramak için Rasulullah (sav) o yerde bekledi, insanlar da onunla beklediler. Su başında olmadıkları gibi yanlarında su da yoktu. Bunun üzerine halk Ebubekir'e gelerek “Âişe'nin yaptığını görüyor musun? Hem Rasulullah'ı (sav) hem de yanındaki insanları yollarından alıkoydu. Bunlar su başında değiller yanlarında su da yok” dediler. Derken Ebubekir yanıma geldi Rasulullah (sav) başını dizime koymuş uyuyordu. Ebubekir (bana) “sen hem Rasulullah'ı (sav) hem de yanındaki insanları yollarından alıkoydun. Bunlar su başında değiller, yanlarında su da yok!” diyerek beni iyice azarladı ve epeyce söylendi. Eliyle de böğrüme vurmaya başladı. Rasulullah (sav) dizimde bulunduğu için hareket de etmedim. Böylece Rasulullah (sav) sabaha kadar susuz olarak uyudu. Bunun üzerine Allah Teâlâ teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi ve Ashab teyemmüm ettiler. Üseyd b. Hudayr “bu sizin ilk bereketiniz değildir Ey Ebubekir ailesi!” dedi. Hz. Aişe der ki: Müteakiben üzerinde bulunduğum deveyi kaldırdık gerdanlığı da altında bulduk."
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişâm, ona babası (Urve b. ZÜbeyir) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Aişe (kız kardeşi) Esma'dan ödünç olarak bir gerdanlık aldı ve o gerdanlık (bir sefer esnasında) kayboldu. Rasulullah (sav) sahabilerinden bir kaç kişiyi onu aramaya gönderdi. Gerdanlığı arıyorlarken namaz vakti girdi ve onlar su bulamadıkları için abdestsiz namaz kıldılar. Hz. Peygamber'e (sav) geldikleri zaman bu konudaki endişelerini ona arz ettiler. Bu olay üzerine teyemmüm [Mâide, 6] ayeti nazil oldu. Bunun üzerine Üseyd b. Hudayr Hz. Aişe'ye hitaben şöyle dedi: Allah seni hayırla mükafatlandırsın. Vallahi senin başına her ne gelirse gelsin mutlaka Allah onda senin için bir çıkış, Müslümanlar için bir bereket yaratmaktadır."
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Ebu Muaviye; (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Abde, -ikisinin de manası aynıdır-, onlara Hişam b. Urve, ona babası, ona da Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber, (sav) Üseyd b. Hudayr'la birlikte bazı kişileri Aişe'nin kaybettiği bir gerdanlığı aramaları için gönderdi. O esnada namaz vakti geldi ve onlar da namazı abdestsiz olarak kıldılar. Sonra Hz. Peygamber'e gelip durumu anlattılar. Bunun üzerine teyemmüm [Mâide, 6] ayeti nazil oldu." [İbn Nüfeyl rivayetinde şu ilavede bulundu: Üseyd b. Hudayr, Hz. Aişe'ye hitaben şöyle dedi: Allah'ın rahmeti üzerine olsun, ne zaman hoşlanmadığın bir iş başına gelse Allah sana ve Müslümanlara ondan bir kurtuluş ihsan ediyor!]