Giriş

Bize Ebû Tahir el-Fakîh, ona Ebû Bekir el-Fahhâm, ona Muhammed b. Yahya, ona Affân b. Müslim, ona Basralıların krâat imamı Sellâm b. Süleyman rivayet etmiştir. (T) Yine bize Ebû Tahir, ona Ebû Tahir el-Muhammedâbâzî, ona el-Abbas ed-Dûrî, ona Yezîd b. Ömer b. Cenze el-Medâinî, ona Sellâm Ebû’l-Münzir el-Mukriî el-Basrî, ona Muhammed b. Vâsi’, ona Abdullah b. es-Sâmit, ona da Ebû Zer el-Ğifârî (ra) şöyle demiştir: “Dostum Rasûlullah (sav) bana yedi şeyi emretti: Benden yukarıda olana bakmayıp benden aşağıda olana bakmayı, yoksulları sevmeyi ve onlara yakın olmayı, kimseden bir şey istememeyi, yakınlarım benden yüz çevirseler bile onlara sıla-i rahim yapmayı, acı da olsa daima hakkı söylemeyi Allah konusunda kınayanların kınamasına aldırmamayı ve bir de ‘Lâ hale ve lâ kuvvete illâ billâh’ sözünü çok söylemeyi emretti. Bu sözün, cennetin hazinesi olduğunu söyledi.” Ebû Zer hadisin lafzı, el-Muhammedâbâzî’den rivayet edilmiştir.


    Öneri Formu
157512 BS020211 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,152

Bize Muhammed b. Ebân el-Isbahânî, ona Ali b. Hassân el-Attâr el-Basrî, ona Yahya b. Saîd el-Kattân, ona Kurra b. Halid, ona İsmail b. Kesîr, onaAsım b. Lakîut b. Sabra, ona da Müntefik oğullarının elçisi olan babasının anlattığına göre; kendisi ve bir arkadaşı Rasûlullah'ı (sav) görmek üzere Hzx. Âişe'nin evine gitmişler, ama Hz. Peygamber'i bulamamışlardı. Hz. Âişe onlara asîde aşı (un, yağ, süt ve baldan yapılan bir tatlı) ikram etti. Çok geçmeden Hz. Peygamber nefes nefese geldi, "- Misafirlere ikramda bulundun mu?" diye sordu. Biz cevaben "- Evet" dedik. Sonra ben, "- Ey Allah'ın Rasûlü, namaz..." dedim. Hz. Peygamber, "- Abdest alırken suyu uzuvlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle, burnuna su çektiğinde eğer oruçlu değilsen suyu genzine kadar ulaştır" buyurdu. Sonra, "- Ey Allah'ın Rasûlü, benim bir karım var..." diyerek onun verdiği sıkıntılardan söz ettim. Hz. Peygamber, "- Öyleyse boşa onu!" buyurdu. Bu sefer ben, "- Ama onun sohbeti iyidir, ayrıca çocukları da var" deyince, "- Öyleyse ona nasihat et, eğer kendisinde bir hayır görürsen devam edersin. Ama sakın câriyeni döver gibi karını dövme!" buyurdu. Biz böyle konuşmaya devam ederken çoban koyunları ağıla sokmak üzere getirmişti, elinde de yeni doğmuş bir kuzu vardı. Hz. Peygamber, "- Koyun kuzuladı mı?" diye sordu. Çoban, "- Evet" deyince, Rasûlullah (sav), "- Öyleyse o kuzu yerine bir koyun kes!" dedi. Sonra bana döndü ve, "- Koyunu senin için kestiğimizi zannetme -burada Hz. Peygamber aynı manaya gelen kelimeyi 'lâ tehsebunne' diye değil, 'lâ tehsebenne' diye telaffuz etti-. Bizim yüz tane koyunumuz var, sürünün daha da çoğalmasını istemiyoruz, bu yüzden her doğum yapan hayvanın yerine bir koyun kesiyoruz" dedi.


    Öneri Formu
177232 MK16585 Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, XIX, 216


    Öneri Formu
27588 N003321 Nesai, Nikâh, 53


    Öneri Formu
27599 N003322 Nesai, Nikâh, 53


    Öneri Formu
62266 HM014361 İbn Hanbel, III, 308


    Öneri Formu
69827 HM019992 İbn Hanbel, IV, 419


    Öneri Formu
71697 HM014801 İbn Hanbel, III, 348


    Öneri Formu
27649 N001678 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 28


    Öneri Formu
277407 N001678-2 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 28


    Öneri Formu
157513 BS020212 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,152