Giriş

Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça "iyi" ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لَن تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ

    Öneri Formu
53219 KK3/92 Âl-i İmrân, 3, 92

İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَاللَّهُ الْغَنِيُّ وَأَنتُمُ الْفُقَرَاء

    Öneri Formu
57930 KK47/38 Muhammed, 47, 38


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنْفِقْ، أُنْفِقْ عَلَيْكَ

    Öneri Formu
285857 M002308-2 Müslim, Zekat, 36


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنْفِقْ، أُنْفِقْ عَلَيْكَ

    Öneri Formu
44693 HM007296 İbn Hanbel, II, 243


    Öneri Formu
74236 HM025593 İbn Hanbel, VI, 138

O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ

    Öneri Formu
53404 KK3/134 Âl-i İmrân, 3, 134

Bize Ebû Ali er-Rûzebârî, ona Muhammed b. Bekr, ona Ebû Dâvûd, ona Müsedded, ona Bişr b. el-Mufaddal, ona Gâlib el-Kattân, ona bir adam, ona babası, ona da dedesinin rivayet ettiğine göre mensubu bulunduğu aile su kaynaklarından biri üzerinde yetkili ve sorumlu bir mevkide bulunuyorlarmış. İslam'ın mesajı onlara kadar ulaşınca, su kaynağının sahibi, müslüman olmaları durumunda kavmine yüz deve vereceğini vaadetti. Bunun üzerine onlar müslüman oldu. Suyun sahibi de develeri onlar arasında paylaştırdı. Ancak (bir süre sonra içinde) onlardan develeri geri alma isteği belirdi. Bunun için, şu şekilde tenbih ederek oğlunu Peygamber’e (s.a.v.) gönderdi: – Peygamber’e (s.a.v.) git ve ona: "Babamın size selamı var, kendisi müslüman olmaları şartıyla kavmine yüz deve vereceğini vaad etti. Onlar da müslüman oldular. Bunun üzerine develeri aralarında paylaştırdı. Ancak (bir süre sonra) onlardan develeri geri alma gereği hasıl oldu. Bu durumda develeri almakta babam mı daha haklı, yoksa onlar mı?" diye sor. Şayet o (sana) “Evet (baban daha haklı)” derse (tamam). Şayet “Hayır (onlar daha haklı) derse (o vakit) kendisine şöyle de: "Benim babam epeyce yaşlanmış bulunmakta olup hali hazırda o suyun sorumluluğunu deruhte etmektedir. Sizden, kendisinden sonra anılan suyun idare sorumluluğunu bana vermenizi istiyor" de. Bunun üzerine adamın oğlu Peygamber’e gelip: – Babam size selam söyledi, dedi. O da: – “Aleyke ve alâ ebîke’s-selâm (selam senin ve babanın üzerine de olsun)” diye karşılık verdi. Oğul: – Babam kavminin müslüman olmaları durumunda onlara yüz deve vereceğini vaad etmişti. Onlar da müslüman oldular. Müslümanlıkları da iyi oldu. Ancak (bir süre sonra) onlardan develeri geri alma lüzumu ortaya çıktı. Develeri almakta o mu daha haklı, yoksa onlar mı? dedi. Allah Rasûlu: – “Baban develeri onlara vermeyi uygun görüyorsa versin. Yok, geri almayı uygun görüyorsa develeri almakta baban onlardan daha haklıdır. Müslüman olduysalar, bu onlara yeter. Olmadıysalar, müslüman oluncaya kadar kendileriyle savaşılır” buyurdu. Oğlu devamla: – Benim babam epeyce yaşlanmış bir kimsedir. Aynı zamanda, o suyun idari sorumluluğu da üstündedir. Sizden, kendisinden sonra su idareciliği görevini bana vermenizi istiyor, deyince Rasûlullah: – Suyun idari sorumluluğu bir haktır. Çare yok birileri bu görevi yapacak. Fakat bu görevi üstlenenler, ateşin içindedirler.


    Öneri Formu
150065 BS013180 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VI, 593

Bize Bağdat’ta Ebû’l-Hüseyin b. el-Fadl el-Kattân, onaEbû Amr b. es-Semmâk, ona Muhammed b. Ubeydullah el-Münâdî, ona Abdullah b. Bekir es-Sehmî, ona Hişâm b. Hassân, ona el-Hasan, ona da Sa’saa b. Muâviye şöyle anlatmış: “Ebû Zerr’e (ra) rastlamıştım, kendisi devesini güdüyor –veya sevkediyor- idi. Boynunda da bir kırba vardı. Kendisine, “- Ya Ebâ Zer, malın nedir?” diye sordum. “- İşimdir” dedi. Tekrar, “- Ya Ebâ Zer, malın nedir?” diye sordum, yine, “- İşimdir” dedi. Bir kez daha, “- Ya Ebâ Zer, malın nedir?” diye sordum. Üçüncü kez yine, “- İşimdir” dedi. “- Rasûlullah’dan (sav) işitmiş olduğun bir hadisi bana söylesene” dedim. “- Ben Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi: “Müslümanlardan iki kişi ölür de, geride henüz bülûğa ermemiş üç evlat bırakırlarsa, Allah o çocuklara olan rahmeti ve lütfu ile ikisini de cennete sokar. Allah yolunda malından çift çift infak eden Müslümanı da cennetin bekçileri heyecanla karşılar.”


    Öneri Formu
155820 BS018604 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IX ,286


    Öneri Formu
12846 T002343 Tirmizi, Zühd, 32


    Öneri Formu
18578 T003094 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 9