Giriş

Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmam b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Yüce Allah buyurur ki:) Adak adamak, insanoğluna, kaderinde olmayan bir şeyi getirmez. Onu adak adamaya götüren şey, kendisi için takdir ettiğim kaderdir. Bu adak sebebiyle de cimri kimseden mal çıkarırım."


    Öneri Formu
24355 B006609 Buhari, Kader, 6

Bize İshak b. Musa el-Hatmî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Ömer Cahiliye dönemindeyken bir geceliğine itikâfa girmeyi adamıştı. Bu durumu Rasulullah'a (sav) sordu. Rasulullah (sav) ona itikafa girmesini emretti."


    Öneri Formu
17356 İM001772 İbn Mâce, Sıyâm, 60

Bize Ebu Ma'mer İsmail b. İbrahim, ona Abdullah b. Mübarek, ona Yunus, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Günah olan bir şey adak olarak adanamaz. (Eğer adanmışsa, bozulur ve) bunun kefareti yemin kefareti (gibi verilir)."


    Öneri Formu
21170 D003290 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 19, +

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Nafi, ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Ömer 'Ey Allah'ın Rasulü! Ben cahiliye devrinde Mescid-i Haram'da bir gece itikafa gireceğime dair adakta bulundum' dedi. Hz. Peygamber de (sav) kendisine 'adağını yerine getir' buyurdu."


    Öneri Formu
21345 D003325 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 23, +

Bize İbn Serh, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona da İbn Şihab bir önceki hadisi aynı mana ve isnadla rivayet etmiştir. Ebu Davud der ki: Ahmed b. Şebbuye'yi şöyle derken duydum: İbn Mübarek bu hadisin rivayetinde “حَدَّثَ أَبُو سَلَمَةَ, bana Ebu Selem rivayet etti” demiştir. Bu ifade Zührî'nin, bu hadisi Ebu Seleme'den duymadığına işaret eder. Ahmed b. Muhammed de “Eyyüb b. Süleyman'dan bize gelen rivayet, bu sözün doğru olduğu anlamına gelir” demiştir. Yine Ebu Davud der ki: Ahmed b. Hanbel'in şöyle dediğini duydum: Bu hadisin (isnadını) bozarak bize aktardılar. Kendisine “Sence bu hadisin bozulduğu doğru mu ve onu İbn Ebu Üveys'ten başkası rivayet etti mi?” denildi. O da “Eyyüb b. Süleyman b. Bilal, ondan (İbn Ebu Üveys'ten) daha iyidir. O hadisi Eyyüb de rivayet etmiştir” karşılığını verdi.


    Öneri Formu
21172 D003291 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 19, +

Bize Ahmed b. Yusuf, ona Ubeydullah, ona Süfyan, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Adak adamak, insanoğluna, kaderinde var olandan başka bir şey getirmez. Kendisine takdir edilen kader ona galip gelir. Ancak adak sayesinde cimri kimseden bir mal çıkarılır. Daha önceden kendisine kolay olmayan (infak etmek), adak sebebiyle kolay hale gelir. Halbuki Allah 'İnfak et ki, Ben de sana infak edeyim' buyurmuştur."


    Öneri Formu
22690 İM002123 İbn Mâce, Kefaret, 15

Bize Ahmed b. Menî, ona Hüşeym, ona Amir b. Ahvel, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed, ona da dedesi (Abdullah b. Amr) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ademoğlu sahibi olmadığı bir şeyi adak olarak adayamaz, sahibi olmadığı bir köleyi azad edemez ve nikahında bulunmayan bir kadını boşayamaz." [(Tirmizî) der ki: Bu konuda Ali, Muaz b. Cebel, Cabir, İbn Abbas ve Aişe’den de hadis rivayet edilmiştir.] [Ebu İsa (et-Tirmizî) der ki: Abdullah b. Amr’ın rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadis olup bu konuda rivayet edilen hadislerin en iyisidir. Sahabeden ve sahabe dışında olan ehli ilmin çoğunluğunun görüşü budur. Diğer yandan bu görüş, Ali b. Ebu Talib, İbn Abbas, Cabir b. Abdullah, Said b. Müseyyeb, Hasan, Said b. Cübeyr, Ali b. Hüseyin, Şüreyh, Cabir b. Zeyd ve tabiin fukahasından pek çok kimse tarafından rivayet edilmiştir. Şafii de bu görüşü benimsemiştir. İbn Mesud’dan gelen bir görüşe göre, henüz evli olmadığı, ancak kim olduğu bilinen bir kadını boşayan kimsenin bu boşaması, o kadınla evlendiğinde geçerli olur. İbrahim en-Nehaî, eş-Şa’bî ve başka alimlerden aktarıldığına göre, bir erkek (bu gün veya yarın evlenirsem karım boş olsun gibi bir) zaman tayin eder ve tayin edilen bu zaman dilimi içerisinde evlenirse karısı boş olur. Süfyan es-Sevrî ve Malik b. Enes de aynı görüşü benimsemişlerdir. Onlara göre bir erkek, (şu kadınla evlenirsem) diye isim belirterek, (şu zaman diliminde evlenirsem) diye zaman tayin ederek ya da şu bölgeden evlenirsem diyerek boşama beyanında bulunursa, sonra da belirlediği isimle veya belirlediği zaman diliminde ya da belirlediği mekanda evlenirse boşaması geçerli olur. İbn Mübarek ise bu konuda ihtiyatlı davranmış ve “Erkek (yukarıda dile getirilen) şartlardan her hangi birisini taşıyan bir evlilik yapması durumunda karısının ona haram olacağını söyleyemem” demiştir. Ahmed b. Hanbel de bahse konu adamın evlenmesi durumunda karısından ayrılmasını ona emredemeyeceğini ifade etmiştir. İshak ise İbn Mesud’dan rivayet edilen hadisi gerekçe göstererek, evlenmesi durumunda, boş olacağı kadının kim olduğunu açıkça belirten erkeğin o kadınla evlenmesinin caiz olduğunu ifade etmiş ve kadının o erkeğe haram olduğunu söyleyemeyeceğini kaydetmiştir. İshak, kim olduğu açıkça belirtilmeyen kadınla evlilik hususunda daha esnek davranmıştır. Belirtildiğine göre Abdullah b. Müberek’e “Evlenmeyeceğine ve evlenirse karısının boş olacağına dair yemin eden ancak daha sonra evlenen bir kimse, alimlerin bu konuda vermiş olduğu ruhsatlardan yararlanabilir mi?” şeklinde bir soru sorulmuş, Abdullah b. Mübarek bu soruya “Eğer başına bu iş gelmeden önce bu konuda ruhsat tanıyan görüşün doğru olduğuna inanıyor idiyse onunla amel edebilir. Ancak daha önce bu görüşten hoşlanmadığı halde başına bu iş geldiğinde ruhsat veren görüşle amel etmeyi arzu ediyorsa bunu o kimse için doğru bulmam.” diyerek cevap vermiştir.]


    Öneri Formu
16661 T001181 Tirmizi, Talak ve Lian, 6

Bize Ahmed b. Muhammed el-Mervezî, ona Eyyüb b. Süleyman, ona Ebu Bekir b. Ebu Üveys, ona Süleyman b. Bilal, ona İbn Ebu Atik ve Musa b. Ukbe, onlara İbn Şihab, ona Süleyman b. Erkam, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Günah olan bir şey adak olarak adanamaz. (Eğer adanmışsa, bozulur ve) bunun kefareti yemin kefareti (gibi verilir)." [Ahmed b. Muhammed el-Mervezî “Bu hadis, aslında Ali b. Mübarek'in, Yahya b. Ebu Kesir'den, onun Muhammed b. Zübeyir'den, onun babasından (Zübeyir et-Temîmî), onun da İmran b. Husayn vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) naklettiği hadistir” diyerek Süleyman b. Erkam'ın rivayetinde vehim (hata) olduğunu ifade etmek istemiştir. Zira Süleyman b. Erkân hata ederek rivayetinde İmrân b. Husayn'i düşürüp hadisi mürsel olarak Ebu Seleme'nin Hz. Aişe'den (r.anha) rivayeti olarak vermiş, Zührî de bu hatayı ondan alarak devam ettirmiştir.] [Ebu Davud der ki: Bu hadisin bir benzerini Bakiyye, el-Evzâî'den, o Yahya'dan, o da Muhammed b. Zübeyir'den Ali b. Mübarek'in isnadıyla rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
21175 D003292 Ebu Davud, Eyman ve Nüzur, 19, +

Bize Hüseyin b. Hureys, ona Ali b. Hüseyin b. Vâkıd, ona babası (Hüseyin b. Vâkıd), ona Abdullah b. Büreyde, ona da Büreyde (b. Husayn) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir savaşa çıkmıştı. Savaştan dönünce siyah bir cariye geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah seni sağ salim bu savaştan döndürürse senin huzurunda def çalıp şarkı söylemeye dair adakta bulunmuştum' dedi. Hz. Peygamber de (sav) 'Eğer gerçekten adak adadıysan çal, aksi takdirde gerek yok' buyurdu. Cariye defi çalmaya başladı. Derken içeriye Ebu Bekir girdi. Cariye çalmaya devam etti. Sonra içeriye Ali girdi. Cariye yine çalmaya devam etti. Sonra içeri Osman girdi. Cariye yine çalmaya devam etti. Sonra içeriye Ömer girince cariye (korkusundan) defi altına alıp üstüne oturdu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Ey Ömer! Şeytan bile senden korkuyor. Cariye, ben oturuyorken çalıyordu. İçeriye Ebu Bekir girdi. Cariye çalmaya devam etti. Sonra içeriye Ali girdi. Cariye yine çalmaya devam etti. Sonra içeri Osman girdi. Cariye yine çalmaya devam etti. Sen içeri gelince cariye defi elinden attı." [Ebu İsa (et-Tirmizî) der ki: Bu hadis Büreyde rivayeti olan bu hadis hasen sahih garib'tir. Bu konuda Ömer, Sa'd b. Ebu Vakkas ve Aişe'den de hadis rivayet edilmiştir.]


    Öneri Formu
21850 T003690 Tirmizi, Menâkıb, 17

Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a isyan konusunda adak adanmaz. (Eğer adanmışsa) bunun kefareti yemin kefareti (gibidir)."


    Öneri Formu
22692 İM002125 İbn Mâce, Kefaret, 16