Öneri Formu
Hadis Id, No:
43752, DM002386
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَدْرَكَ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ وَهُوَ يَسِيرُ فِى رَكْبٍ وَهُوَ يَحْلِفُ بِأَبِيهِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنَّ اللَّهَ يَنْهَاكُمْ أَنْ تَحْلِفُوا بِآبَائِكُمْ ، وَمَنْ كَانَ حَالِفاً فَلْيَحْلِفْ بِاللَّهِ أَوْ لِيَصْمُتْ ».
Tercemesi:
Bize el-Hakem ibnu'l Mübarek haber verip (dedi ki), bize Mâlik b. Enes, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivayet etti ki; Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bir yolculukta) Ömer'e kavuşmuştu. O bir süvari topluluğu içinde babasının adına yemin ederek yol alıyordu. O zaman Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu: "Şüphesiz Allah sizi babalarınızın adına yemin etmekten menediyor. Bu sebeple kim yemin edecekse Allah adına yemin etsin, veya sussun."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Nuzür ve'l-eymân 6, 3/1509
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Hakem b. Mübarek el-Bahilî (Hakem b. Mübarek)
Konular:
Yemin, Allah ya da başkası adına ya da Allah'ın adı geçmeyen
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43764, DM002398
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الرَّقَاشِىُّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا بُشَيْرُ بْنُ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ قَالَ : خَرَجَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلٍ بن أبي حَثْمَة أَحَدُ بَنِى حَارِثَةَ إِلَى خَيْبَرَ مَعَ نَفَرٍ مِنْ قَوْمِهِ يُرِيدُونَ الْمِيرَةَ بِخَيْبَرَ - قَالَ - فَعُدِىَ عَلَى عَبْدِ اللَّهِ فَقُتِلَ ، فَتُلَّتْ عُنُقُهُ حَتَّى نُخِعَ ، ثُمَّ طُرِحَ فِى مَنْهَلٍ مِنْ مَنَاهِلِ خَيْبَرَ ، فَاسْتُصْرِخَ عَلَيْهِ أَصْحَابُهُ فَاسْتَخْرَجُوهُ فَغَيَّبُوهُ ، ثُمَّ قَدِمُوا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- الْمَدِينَةَ فَتَقَدَّمَ أَخُوهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ - وَكَانَ ذَا قِدَمٍ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- - وَابْنَا عَمِّهِ مَعَهُ حُوَيِّصَةُ بْنُ مَسْعُودٍ وَمُحَيِّصَةُ ، فَتَكَلَّمَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ وَكَانَ أَحْدَثَهُمْ سِنًّا وَهُوَ صَاحِبُ الدَّمِ وَذَا قَدَمٍ فِى الْقَوْمِ ، فَلَمَّا تَكَلَّمَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« الْكُبْرَ الْكُبْرَ ». قَالَ : فَاسْتَأْخَرَ فَتَكَلَّمَ حُوَيِّصَةُ وَمُحَيِّصَةُ ثُمَّ هُوَ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« تُسَمُّونَ قَاتِلَكُمْ ثُمَّ تَحْلِفُونَ عَلَيْهِ خَمْسِينَ يَمِيناً ، ثُمَّ نُسَلِّمُهُ إِلَيْكُمْ ». قَالُوا : يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا كُنَّا لِنَحْلِفَ عَلَى مَا لاَ نَعْلَمُ ، مَا نَدْرِى مَنْ قَتَلَهُ إِلاَّ أَنَّ يَهُودَ عَدُوُّنَا وَبَيْنَ أَظْهُرِهِمْ قُتِلَ. قَالَ :« فَيَحْلِفُونَ لَكُمْ بِاللَّهِ إِنَّهُمْ لَبُرَآءُ مِنْ دَمِ صَاحِبِكُمْ ثُمَّ يَبْرَءُونَ مِنْهُ؟ ». قَالُوا : مَا كُنَّا لِنَقْبَلَ أَيْمَانَ يَهُودَ مَا فِيهِمْ أَكْثَرُ مِنْ أَنْ يَحْلِفُوا عَلَى إِثْمٍ. قَالَ : فَوَدَاهُ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مِنْ عِنْدِهِ بِمِائَةِ نَاقَةٍ.
Tercemesi:
Bize Mu h amme d b. Abdillah er-Rekaşî rivayet edip (dedi ki), bize Yezîd b. Zurey' rivayet edip (dedi ki), bize Mu-hammed b. İshak rivayet edip (dedi ki), bize Buşeyr b. Yesâr, Sehl b. Ebî Hasme'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Hâriseoğullan'ndan bir kimse olan Abdullah b. Sehl b. Ebî Hasme, Hayber'den yiyecek almak maksadıyla kabilesinden bir toplulukla beraber Hayber'e çıkıp gitmişti. (Sehl) sözüne şöyle devam etti: Derken Abdullah'a zulmedilip öldürülmüştü; boynu, can damarı ke-silinceye kadar bükülmüş, sonra Hayberin su kaynaklarından bir kaynağa atılmıştı. Bunun üzerine arkadaşları onun için yardım istemişler ve onu çıkarıp defnetmişler, ardından da Medine'ye Rasûlullahin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) huzuruna gelmişlerdi. O zaman (Abdullah'ın) kardeşi Abdurrahman b. Sehl -ki, O'nun Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile eski tanışıklığı vardı- ve beraberindeki amcaoğulları Huvayyısa b. Mes'ûd ile Muhayyısa öne çıkmışlar, Abdurrahman da konuşmaya başlamıştı. O onların yaşça en küçükleri idi. Kan sahibi (yani kısas talebi hakkına sahip) ve topluluktan eski tanışıklığı olan kimse de O idi.
O konuşmaya başlayınca Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); "En büyüğü (öne geçir), en büyüğü (öne geçir!)" buyurmuştu. (Sehl) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine O geri çekilmiş ve Huveyyisa, Muhayyısa, sonra da O (olmak üzere) konuşmuşlar, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de; "Katilinizin ismini verirsiniz. Ardından aleyhine elli yemin edersiniz. Sonra biz onu size teslim ederiz!" buyurmuştu. Onlar şöyle cevap vermişlerdi: "Ya Rasûlullah, biz bilmediğimiz şey için yemin edemeyiz. Onu kimin öldürdüğünü bilmiyoruz. Şu kadar var ki, yahûdiler düş-manımızdır ve o onların arasında öldürüldü!" (Hz. Peygamber de) şöyle buyurmuştu: "O halde onlar sizin için Allah'a, kendilerinin sizin arkadaşınızın kanını (akıtmakla) ilgilerinin gerçekten olmadığına dair yemin ederler, sonra onunla ilgilerinin olmadığına hükmedilir!" Onlar da; "biz yahûdîlerin yeminlerini kabul edemeyiz. Onlarda olan (küfür), bir günâh için yemin etmelerinden daha çoktur!" demişlerdi. (Sehl) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun diyetini yanındaki (zekât develerinden) yüz deve olarak vermişti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Diyât 2, 3/1519
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Sehl b. Ebu Hasme el-Ensarî (Sehl b. Abdullah b. Sâ'ide b. Adiy)
2. Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar el-Harisî (Büşeyr b. Yesar)
3. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
4. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah er-Rakkaşi (Muhammed b. Abdullah b. Muhammed b. Abdülmelik b. Müslim)
Konular:
Hz. Peygamber, hadleri tatbiki
Kısas, gayrı müslime
Saygı, büyüklere karşı saygılı, küçüklere karşı şefkatli olmak
Yargı, adam öldürmek
Yargı, Ceza Hukuku
Yargı, delil, cezaları uygulamak için
Yargı, diyet
Yargı, Hadler-Cezalar
Yargı, Müslüman -Yahudi İlişkilerinde hukuk
Yargı, Şahit ve yemin
Yemin, Kasame
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19081, T001422
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ قَالَ يَحْيَى وَحَسِبْتُ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَّهُمَا قَالاَ خَرَجَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلِ بْنِ زَيْدٍ وَمُحَيِّصَةُ بْنُ مَسْعُودِ بْنِ زَيْدٍ حَتَّى إِذَا كَانَا بِخَيْبَرَ تَفَرَّقَا فِى بَعْضِ مَا هُنَاكَ ثُمَّ إِنَّ مُحَيِّصَةَ وَجَدَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ قَتِيلاً قَدْ قُتِلَ فَدَفَنَهُ ثُمَّ أَقْبَلَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم هُوَ وَحُوَيِّصَةُ بْنُ مَسْعُودٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ وَكَانَ أَصْغَرَ الْقَوْمِ ذَهَبَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ لِيَتَكَلَّمَ قَبْلَ صَاحِبَيْهِ قَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كَبِّرِ الْكُبْرَ » . فَصَمَتَ وَتَكَلَّمَ صَاحِبَاهُ ثُمَّ تَكَلَّمَ مَعَهُمَا فَذَكَرُوا لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَقْتَلَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَهْلٍ فَقَالَ لَهُمْ « أَتَحْلِفُونَ خَمْسِينَ يَمِينًا فَتَسْتَحِقُّونَ صَاحِبَكُمْ أَوْ قَاتِلَكُمْ » . قَالُوا وَكَيْفَ نَحْلِفُ وَلَمْ نَشْهَدْ قَالَ « فَتُبَرِّئُكُمْ يَهُودُ بِخَمْسِينَ يَمِينًا » . قَالُوا وَكَيْفَ نَقْبَلُ أَيْمَانَ قَوْمٍ كُفَّارٍ فَلَمَّا رَأَى ذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْطَى عَقْلَهُ . حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ وَرَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ نَحْوَ هَذَا الْحَدِيثِ بِمَعْنَاهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى الْقَسَامَةِ وَقَدْ رَأَى بَعْضُ فُقَهَاءِ الْمَدِينَةِ الْقَوَدَ بِالْقَسَامَةِ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَهْلِ الْكُوفَةِ وَغَيْرِهِمْ إِنَّ الْقَسَامَةَ لاَ تُوجِبُ الْقَوَدَ وَإِنَّمَا تُوجِبُ الدِّيَةَ . آخِرُ أَبْوَابِ الدِّيَاتِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ .
Tercemesi:
Rafi’ b. Hadîç (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Abdullah b. Sehl b. Zeyd ile Muhayyısa b. Mes’ûd b. Zeyd bir yolculuğa çıktılar, Hayber’e vardıklarında kendi işleri için birbirlerinden ayrıldılar. Bir süre sonra Muhayyısa, Abdullah b. Sehl’i öldürülmüş olarak buldu. Birileri onu öldürmüştü, onu defnetti. Sonra Huveyyısa b. Mes’ûd, Abdurrahman b. Sehl ve Muhayyısa Rasûlullah (s.a.v.)’e geldiler. Abdurahman bu kimselerin yaşça en küçüğü olmasına rağmen arkadaşlarından önce konuşmaya davrandı. Rasûlullah (s.a.v.): “Büyüklere karşı saygılı ol” buyurdu. Bunun üzerine Abdurrahman sustu ve o iki arkadaşı konuştu, sonra onlarla beraber gerektiği yerde o da konuştu. Rasûlullah (s.a.v.)’e Abdullah b. Sehl’in öldürüldüğü yeri anlattılar. Rasûlullah (s.a.v.): “Ölen arkadaşınıza veya katile karşı hak kazanmak üzere elli sefer yemin eder misiniz? Buyurdu. Öldüreni görmediğimiz halde nasıl yemin edebiliriz dediler. Rasûlullah (s.a.v.), o halde Yahudiler elli yeminle sizi yemin etmekten kurtarsınlar. Diğerleri ise: Kafir bir toplumun yeminlerini nasıl kabul edebiliriz dediler. Bu durumu görünce; Rasûlullah (s.a.v.), öldürülen kimsenin diyetini kendisi verdi. Hasan b. Ali el Hallâl; Yezîd b. Harun vasıtasıyla Yahya b. Saîd’den, Büşeyr b. Yesâr’dan, Sehl b. ebî Hasme’den Rafi’ b. Hadîç’den mana olarak bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih olup ilim adamlarının uygulaması Kasame konusunda bu hadise göredir. Medineli bazı fıkıhçılar kasame sebebiyle kısas uygulanabilir görüşündedirler. Küfeliler ve bazı ilim adamları ise: “Kasame kısası gerektirmez diyeti gerektirir” derler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Diyât 22, 4/30
Senetler:
()
Konular:
Saygı, büyüklere karşı saygılı, küçüklere karşı şefkatli olmak
Yargı, diyet
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19964, T001531
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ حَدَّثَنِى أَبِى وَحَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ فَقَالَ: إِنْ شَاءَ اللَّهُ فَقَدِ اسْتَثْنَى فَلاَ حِنْثَ عَلَيْهِ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ رَوَاهُ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ وَغَيْرُهُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ مَوْقُوفًا . وَهَكَذَا رُوِىَ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ رضى الله عنهما مَوْقُوفًا . وَلاَ نَعْلَمُ أَحَدًا رَفَعَهُ غَيْرَ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِىِّ وَقَالَ إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَكَانَ أَيُّوبُ أَحْيَانًا يَرْفَعُهُ وَأَحْيَانًا لاَ يَرْفَعُهُ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ أَنَّ الاِسْتِثْنَاءَ إِذَا كَانَ مَوْصُولاً بِالْيَمِينِ فَلاَ حِنْثَ عَلَيْهِ وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالأَوْزَاعِىِّ وَمَالِكِ بْنِ أَنَسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir şeye yemin ederse ve inşallah derse isterse o şeyi yapar isterse yapmaz yeminini bozmuş sayılmaz.” Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: İbn Ömer hadisi hasendir. Ubeydullah b. Ömer’den ve daha başkaları bu hadisi Nafi’ vasıtasıyla İbn Ömer’den mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. Aynı şekilde Sâlim ve İbn Ömer’den de mevkuf olarak rivâyet edilmiştir. Eyyûb es Sahtiyani’den başka bu hadisi merfu rivâyet eden kimse tanımıyoruz. İsmail b. İbrahim diyor ki: Eyyûb bu hadisi bazen merfu bazen de mevkuf olarak rivâyet ederdi. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup istisna yani inşallah sözü yaptığı yemine bitişik olursa yeminini bozmuş sayılmaz. Sûfyân es Sevrî, Evzâî, Mâlik b. Enes, Abdullah b. Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüştedirler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Eymân ve'n-Nuzûr 7, 4/108
Senetler:
()
Konular:
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43753, DM002387
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ ثُمَّ قَالَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ فَقَدِ اسْتَثْنَى ».
Tercemesi:
Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Eyyûb'dan, (O) Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim birşey için and içer, sonra da "in-şaallah!" derse, o istisna payı bırakmış demektir!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Nuzür ve'l-eymân 7, 3/1511
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43754, DM002388
Hadis:
أَخْبَرَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ ثُمَّ قَالَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ فَهُوَ بِالْخِيَارِ إِنْ شَاءَ فَعَلَ ، وَإِنْ شَاءَ لَمْ يَفْعَلْ ».
Tercemesi:
Bize Haccâc haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivayet edip (dedi ki), bize Eyyûb, Nâfî'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivayet etti ki; Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim birşey için andiçer, sonra da; "inşaallah!" derse, o muhayyerdir, (serbesttir). Dilerse (yemin ettiği şeyi) yapar, dilerse yapmaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Nuzür ve'l-eymân 7, 3/1511
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43755, DM002389
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ لأَبِى بَكْرٍ :« لاَ تُقْسِمْ ». قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الْحَدِيثُ فِيهِ طُولٌ.
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Sâlîh haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivayet edip (dedi ki), bana Yûnus, Ibn Şihâb'dan, (O) Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ebû Bekr'e, (bir rüyayı yorumladıktan sonra Hz. Peygamber'den, isabet ve hata ettiği yerleri açıklamasını yemin ederek istediğinde); "Andiçme!" buyurmuştu. Ebû Muhammed (ed-Dârimî); "Bu Hadisin (asıl rivayeti) biraz uzundur!" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Nuzür ve'l-eymân 8, 3/1512
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43756, DM002390
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرٍو - هُوَ ابْنُ مُرَّةَ - قَالَ : سَمِعْتُ رَجُلاً يُقَالُ لَهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو زَمَنَ الْجَمَاجِمِ يُحَدِّثُ قَالَ : سَأَلَ رَجُلٌ عَدِىَّ بْنَ حَاتِمٍ فَحَلَفَ أَنْ لاَ يُعْطِيَهُ شَيْئاً ثُمَّ قَالَ : لَوْلاَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ فَرَأَى غَيْرَهَا خَيْراً مِنْهَا فَلْيَأْتِ الَّذِى هُوَ خَيْرٌ وَلْيُكَفِّرْ عَنْ يَمِينِهِ ».
Tercemesi:
Bize Ebu'l Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Amr'dan -ki O, İbn Muire'dir-, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Abdullah b. Amr adlı bir adamı el-Cemâcim zamanında244 anlatırken işitmiştim, O şöyle demişti: Bir adam Adiyy b. Hâtim'den (birşey) istemiş, O da (ona verebileceği şeyleri bildirmişti. Ama adam onları kabul etmemişti. Bundan dolayı Adiyy kızmış ve (ona) hiçbir şey vermeyeceğine yemin etmişti. Sonra (adam Adiyy'in vereceği şeylere razı olmuş, bunun üzerine Adiyy de) şöyle demişti: Ben Rasûlullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); "Kim birşey için yemin eder de sonra başkasını ondan daha hayırlı görürse, o, daha hayırlı olanı yapsın ve yemininden dolayı keffâret versin!" buyururken işitmiş olmasaydım, (yeminimi bozup sana hiçbir şey vermezdim).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Nuzür ve'l-eymân 9, 3/1512
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Abdullah b. Amr el-Kuraşî (Abdullah b. Amr)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Yemin, hayırlı işler için yemini bozmak
Yemin, keffareti
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43757, DM002391
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْفَضْلِ حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَمُرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« يَا عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ سَمُرَةَ لاَ تَسْأَلِ الإِمَارَةَ ، فَإِنَّكَ إِنْ أُعْطِيتَهَا عَنْ مَسْأَلَةٍ وُكِلْتَ إِلَيْهَا ، وَإِنْ أُعْطِيتَهَا مِنْ غَيْرِ مَسْأَلَةٍ أُعِنْتَ عَلَيْهَا ، فَإِذَا حَلَفْتَ عَلَى يَمِينٍ فَرَأَيْتَ غَيْرَهَا خَيْراً مِنْهَا فَكَفِّرْ عَنْ يَمِينِكَ وَأْتِ الَّذِى هُوَ خَيْرٌ ».
Tercemesi:
Bize Muhammed ibnu'1-Fadl haber verip (dedi ki), bize Cerir b. Hâzim rivayet edip (dedi ki), bize el-Hasan rivayet edip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Semûre rivayet edip dedi ki; Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Abdurrahman b. Semûre! Başkan olmayı isteme! Çünkü o sana (senin) istemenle verilirse, sen onunla yalnız bırakılırsın, ama o sana (senin) istemen olmaksızın verilirse, sana onun (güzelce yapılması) için yardım edilir. Ayrıca birşey için yemin edip de sonra başkasını ondan daha hayırlı gördüğünde, yemininden dolayı keffâret ver ve daha hayırlı olanı yap!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Nuzür ve'l-eymân 9, 3/1513
Senetler:
1. Abdurrahman b. Semure el-Kuraşi (Abdurrahman b. Semure b. Habib b. Abduşems)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
4. Ebu Numan Muhammed b. Fadl es-Sedûsî (Muhammed b. Fadl)
Konular:
Yemin, hayırlı işler için yemini bozmak
Yemin, keffareti
Yemin, yeminle istenileni vermek
Yönetim, görev talep edilmez
Yönetim, yönetici olmada istekli olmamak