Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Üsâme, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) bir adamın geceleyin Kur'an okuduğunu işitmiş ve "Allah ona merhametiyle muamele eylesin! Gerçekten bana şu şu surelerde unuttu(ruldu)ğum şu şu ayetleri hatırlattı." buyurdu.


Açıklama: İnsana özgü olan hallerden unutma ve hatırlayamamanın Hz. Peygamber (sav) için de geçerli olduğu bilinse de bu hadisteki “Bana şu sûreden unuttu(ruldu)ğum şu âyeti hatırlattı” ifadesini mutlak manada unutmak ve hiç hatırlamamak şeklinde anlamak doğru değildir. Zira vahiy ve risâleti ilgilendiren bir durum hakkında Hz. Peygamber’in (sav) unut(turul)ması, nübüvvet müessesine ve risâlet görevine zarar verecektir. Bu sebeple İslam alimleri, söz konusu hadisteki “unutturulma”yı, “nesh” diye yorumlayan alimler, neshin bir çeşit unut(turul)ma olduğunu ve bununla kastedilenin ya ilgili ayetin tilavetinin neshi ya da hükmünün neshi olduğunu ifade etmişlerdir

    Öneri Formu
6661 M001837 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 224

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Üsâme, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) bir adamın geceleyin Kur'an okuduğunu işitmiş ve "Allah ona merhametiyle muamele eylesin! Gerçekten bana şu şu surelerde unuttu(ruldu)ğum şu şu ayetleri hatırlattı." buyurdu.


Açıklama: İnsana özgü olan hallerden unutma ve hatırlayamamanın Hz. Peygamber (sav) için de geçerli olduğu bilinse de bu hadisteki “Bana şu sûreden unuttu(ruldu)ğum şu âyeti hatırlattı” ifadesini mutlak manada unutmak ve hiç hatırlamamak şeklinde anlamak doğru değildir. Zira vahiy ve risâleti ilgilendiren bir durum hakkında Hz. Peygamber’in (sav) unut(turul)ması, nübüvvet müessesine ve risâlet görevine zarar verecektir. Bu sebeple İslam alimleri, söz konusu hadisteki “unutturulma”yı, “nesh” diye yorumlayan alimler, neshin bir çeşit unut(turul)ma olduğunu ve bununla kastedilenin ya ilgili ayetin tilavetinin neshi ya da hükmünün neshi olduğunu ifade etmişlerdir.

    Öneri Formu
287358 M001837-2 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 224

Bize Ahmed b. Muhammed el-Mervezî, ona Ali b. el-Hüseyin b. Vâkid, ona babası, ona Yezid en-Nahvî, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "İçinizden biri ölür de geride kadınlar bırakırsa, evden çıkarılmadan eşlerinin bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler!" (Bakara, 240) mealindeki ayeti, Cenâb-ı Hakk'ın miras ayetinde kadınlar için tayin etmiş olduğu dörtte bir ve sekizde bir hisse hükmü ile neshetmiştir. Bir sene beklemesi hükmünü de dört ay on gün ayetiyle (Nisâ, 12) neshetmiştir.


    Öneri Formu
13617 D002298 Ebu Davud, Talak, 40, 42

Bize Ahmed b. Muhammed el-Mervezî, ona Musa b. Mesud, ona Şibl, ona İbn Ebu Necih, ona Ata, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: ...Evden çıkarılmaksızın, kadınlar kendi arzularıyla çıkarlarsa, sizin için bir günah yoktur..." (Bakara, 240) mealindeki ayet, kocası ölen bir kadının, iddetini kocasının ailesi yanında geçirmesini emreden ayeti neshetmiştir. Dolayısıyla kocası vefat eden bir kadın istediği yerde iddetini bekler. Hükmü neshedilen ayet de "evden çıkarılmaksızın" mealindeki ayettir. [Ata şunları söyledi: Kadın isterse kocasının vasiyetine dayanarak onun ailesi yanında iddet bekler. İsterse, "kendi arzularıyla çıkarlarsa, sizin için bir günah yoktur" âyeti gereğince kocasının evinden ayrılır, istediği yerde iddetini bekler.] [Yine Atâ devamla dedi ki: Daha sonra miras ayeti indi de süknâ hükmü neshedildi. Artık kadın dilediği yerde iddetini bekler.]


    Öneri Formu
13676 D002301 Ebu Davud, Talak, 43, 45


    Öneri Formu
6662 M001838 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 225


    Öneri Formu
13804 D002315 Ebu Davud, Sıyam, 2


    Öneri Formu
13806 D002316 Ebu Davud, Sıyam, 2


    Öneri Formu
13807 D002317 Ebu Davud, Sıyam, 3


    Öneri Formu
17234 D002771 Ebu Davud, Cihad, 159


    Öneri Formu
25601 D003672 Ebu Davud, Eşribe, 1