174 Kayıt Bulundu.
Bize Vekî', ona ÖMis'ar ile Süfyan, onlara Osman b. el-Muğîre es-Sekıafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Ali (ra) rivâyet etti: "Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak beni ondan dilediği kadarıyla faydalandırırdı. Biri bana Hz. Peygamber'den (sav) bir hadis rivâyet ettiği zaman ona yemin verdirirdim, yemin ederse rivâyetini tasdik ederdim. Hz. Ebû Bekir (ra) bana bir hadis rivâyet etti, Ebû Bekir Hz. Peygamber'in (sav) şöyle söylediğini işittiği konusunda doğru söyledi: "İnsan bir günah işler ve arkasından hemen güzelce abdest alır -Mis'ar ve namaz kılarsa dedi, Süfyan ise sonra iki rekât namaz kılarsa dedi- sonra da Azîz ve Celîl olan Allah'tan bağışlanmasını isterse, Allah onu mutlaka bağışlar."
Bize Ğundar, ona Şu'be, ona Amr b. Murra, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd şöyle haber verdi: Sevbân'a (ra) dedim ki: "Bize Rasûlullah'tan (sav) bir hadis rivâyet et!" "Beni yalanla mı itham ediyorsun, dedi ve sonra Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, diye ekledi: "Allah için secde yapan her müslümanı Cenâb-ı Halk mutlaka bir derece yükseltir yahut onun bir hatasını siler."
Bize Vekî', ona ÖMis'ar ile Süfyan, onlara Osman b. el-Muğîre es-Sekıafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Ali (ra) rivâyet etti: "Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak beni ondan dilediği kadarıyla faydalandırırdı. Biri bana Hz. Peygamber'den (sav) bir hadis rivâyet ettiği zaman ona yemin verdirirdim, yemin ederse rivâyetini tasdik ederdim. Hz. Ebû Bekir (ra) bana bir hadis rivâyet etti, Ebû Bekir Hz. Peygamber'in (sav) şöyle söylediğini işittiği konusunda doğru söyledi: "İnsan bir günah işler ve arkasından hemen güzelce abdest alır -Mis'ar ve namaz kılarsa dedi, Süfyan ise sonra iki rekât namaz kılarsa dedi- sonra da Azîz ve Celîl olan Allah'tan bağışlanmasını isterse, Allah onu mutlaka bağışlar."
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Amr b. Murra, ona da Salim b. Ebî'l-Ca'd rivâyet etti: "Sevbân'a 'Bize Rasûlullah'tan (sav) bir hadis rivâyet et!' denildi. Sevbân (ra), 'Herhalde benim yalan söylediğimi zannediyorsunuz' dedi ve sonra da 'Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini bizzat işittim' diye ekledi: "Allah için secde eden bir müslümanı Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir ve onun bir günahını siler."
Açıklama: Hadis inkıtadan dolayı zayıftır.Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Muâviye b. Amr, ona İbrahim b. Muhammed Ebû İshak el-Fezârî, ona el-Evzâî, ona Rabîa b. Yezîd, ona Abdullah b. ed-Deylemî şöyle rivâyet etti: "Abdullah b. Amr'ın (ra) yanına vardım, kendisi el-Veht denilen Tâif'teki bahçesinde oturuyordu. Kureyş'ten şarap içmekle itham edilen bir gencin elini tutmuştu. Ben dedim ki: "- Bana, 'Kim şarap içerse Allah onun kırk gün tövbesini kabul etmez. Bedbaht kişi, annesinin karnında iken bedbaht olandır. Her kim, sadece içinde namaz kılmak niyetiyle Beytülmakdis'e giderse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahlarından arınmış olur' şeklinde senin bir hadisin ulaştı." Yanındaki genç, benim şaraptan söz ettiğimi duyunca hemen Abdullah'ın elinden elini çekti ve kaçıp gitti. Sonra Abdullah b. Amr (ra) şöyle dedi: "Söylemediğim bir sözü bana nispet ederek söyleyene asla hakkımı helal etmiyorum. Ben, Allah Rasulü'nün (sav) şöyle dediğini işittim: "Her kim şarap içerse onun kırk gün namazı kabul edilmez. Eğer tövbe ederse, Allah tövbesini kabul eder. Tekrar içecek olursa yine kırk gün namazı kabul edilmez. Yine tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder. Adam tekrar içecek olursa -Hz. Peygamber'in (sav) üçüncü seferde mi, yoksa dördüncü seferde mi söylediğini hatırlamıyorum- kıyamet günü ona cehennemliklerin vücudundan akan irinlerin çamurundan içirmesi Allah'ın hakkıdır." Yine dedi ki: Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu da işittim: "Azîz ve Celîl olan Allah mahlûkatı bir karanlık içinde yarattı. Sonra onların üzerine kendi nûrunda döktü. O gün Allah'ın nuru kendisine isabet eden, o gün hidâyete ermiştir. Kime isabet etmemişse, o da dalâlete düşmüştür. Bundan dolayı diyorum ki, Azîz ve Celîl olan Allah'ın ilmine uygun şekilde kalem kurumuştur." Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu da işittim: "Süleyman b. Davud aleyhisselâm Allah'tan üç şey istemişti. Allah ona ikisini verdi. Biz, üçüncüsünün de ona verileceğini ümit ediyoruz. Hz. Süleyman, vereceği hükmün Allah'ın hükmüne uygun düşmesini istemiş, Allah da bunu ona vermişti. Sonra kendisinden sonra hiç kimseye verilmeyen bir mülk ve saltanat istemiş, Cenâb-ı Hak bunu da ona vermişti. Sonra sadece bu mescitte namaz kılmak niyetiyle yola çıkan kişinin, günahlarından annesinden doğduğu gündeki gibi temizlenmesini istemişti. Biz öyle ümit ediyoruz ki Azîz ve Celîl olan Allah bunu da kendisine vermişti."
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Amr b. Murra, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd rivâyet etti: "Sevbân'a (ra), 'Bize Rasûlullah'tan (sav) işittiğin bir hadis söyle!' denildi. Sevbân, 'Beni yalan söylemekle mi itham ediyorsunuz?' dedi ve 'Benj Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu bizzat duydum' diye ekledi: "Allah için secde yapan bir müslümanı Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir vfe bir hatasını siler."
Bize Abdurrezzak, ona el-Evzâî, onaHaru8n b. Riâb, ona das el-Ahnef b. Kays şöyle dedi: "Mescid-i Aksa'ya girdim, orada çok secde yapan birini gördüm. Onun bu hareketini garipsedim. Namazını bitirince kendisine; "- Namazı çift mi yoksa tek rekât mı kıldın, biliyor musun?" diye sordum. Cevaben; "- Ben bilmesem de Azîz ve Celîl olan Allah mutlaka biliyordur" dedi. Sonra "Bana sevgili dostum Ebû'l-Kasım (sav) şunu haber verdi" dedi ve ağlamaya başladı. Tekrar; "Bana sevgili dostum Ebû'l-Kasım (sav) şunu haber verdi" dedi ve yine ağlamaya başladı. Üçüncü kez; "Bana sevgili dostum Ebû'l-Kasım (sav) şunu haber verdi" dedi ve ağlamaya başladı. Tekrar;"Bana dostum Ebu'l-Kasım şunu haber verdi' dedi ve şöyle devam etti: "Kul Allah için secde yaparsa, Allah bu secde vges,ilesiyle onu bir derece yükseltir, bir günahını siler ve ona bir sevap yazar." Kendisine, "Allah sana rahmetiyle muamele etsin, sen kimsin?" diye sordum. "Ben, Rasûlullah'ın (sav) sahâbesi Ebû Zerr'im" dedi. O anda kendimden utandım.
Bize Ebû'l-Muğîre, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm, ona da Ma'dân rivâyet etti: "Hz. Peygamber'in (sav) âzatlısı Sevbân'a (ra), 'Cenâb-ı Hakk'ın bize fayda vereceği bir hadis söyle!' dedim. 'Ben Rasûlullah;'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim' dedi: "Allah için secde eden bir kulu Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir ve onun bir hatasını siler."
Bize Abdurrezzak, ona el-Evzâî, ona Harun b. Riâb, ona da el-Ahnef b. Kays şöyle rivâyet etti: “Beytülmakdis’e girdim, orada çok secde yapan bir adam gördüm. İçime bir merak düştü, namazını bitirince, ona; “- Çift rekâtta mı selâm verdin, yoksa tek rekâtta mı, biliyor musun?” diye sordum. Bana; “- Ben bilmesem de Yüce Allah biliyor” diye cevap verdi ve şöyle devam etti: “Bana sevgili dostum Ebû’l-Kasım haber verdi ki” dedi, sonra ağlamaya başladı. Sonra tekrar, “Bana sevgili dostum Ebû’l-Kasım haber verdi ki” dedi, sonra yine ağlamaya başladı. Sonra yine, “Bana sevgili dostum Ebû’l-Kasım haber verdi ki” dedi, ve yine ağlamaya başladı. Sonra tekrar, “Bana sevgili dostum Ebû’l-Kasım haber verdi ki” diyerek şunu rivâyet etti: “- Allah için secde yapan bir kulu Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir, bir hatasını siler ve onun için bir sevap yazar.” Kendisine dedim ki: “- Allah sana merhametle muamele buyursun, sen kimsin?” “- Ben, Allah rasûlünün arkadaşı Ebû Zerr’im” dedi. Bu söz üzerine kendimi küçülmüş hissettim.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî ve Ebû Saîd b. Ebî Amr rivâyet ettiler ve dediler ki: Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona el-Abbas b. el-Velîd b. Mezyed, ona babası, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm, ona Ma'dân b. Talha şöyle rivâyet etti: Rasûlullah'ın (sav) azatlısı Sevbân'a (ra) dedim ki: "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" Sustu, cevap vermedi. Sonra tekrar; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" dedim. Yi,ne sustu, cevap vermedi. Tekrar; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" dedim. Bu sefer, "Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim" dedi: "Allah için secde eden bir kulu Cenâb-ı Hak bir derece yükseltir ve onun bir hatasını siler." Ma'dân dedi ki: Sonra Ebû'd-Derdâ'ya (ra) rastladım, o da bana bu hadisin benzerini söyledi. Ma'dân b. Ebî Talha, yalnız es-Sûsî'nin rivâyetinde zikredilmektedir. Bunu Müslim Sahîh'inde, el-Velîd b. Müslim'in el-Evzâî'den rivâyeti olarak zikretmektedir, bu rivâyette şu ilave de yer almaktadır: "Allah için secdeler yapmalısın!"