174 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Abdülmelik b. Amr, ona Hişam b. Sa'd, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yasar, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim güzelce abdest alır, yanılmadan iki rekât namaz kılarsa onun geçmiş günahları bağışlanır."
Açıklama: Hadiste vurgulanan güzelce abdest almak ve yanılmaksızın iki rekât namaz kılmak, bütün dikkatini toplayarak bu ibadeti yapmayı gerektirmektedir. Bu da yapılan işin önemsenmesi anlamına gelmektedir. Bu şekilde yapılan ibadet, her gün işlenen küçük günahların bağışlanmasını sağlayacak salih bir amel olarak görülmektedir. Diğer bir anlamda ise abdesti güzelce almaya ve namazı da düzgün kılmaya teşvik olarak değerlendirilebilir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. el-Hubab, ona Muaviye b. Salih, ona Rabi'a b. Yezid, ona Ebu İdris el-Havlanî, ona Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim güzelce abdest alır, kalbini ve yüzünü kıbleye çevirip iki rekât namaz kılarsa, cennet ona vacip olur."
Açıklama: Bu hadîsi, tevhid inancına sahip olan herkesin eninde sonunda cennete gireceği ilkesi çerçevesinde anlamak gerekir.
Bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Mahreme b. Bükeyr, ona babası, ona Hz. Osman'ın azatlısı Humran şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Osman b. Affân güzelce abdest aldı ve şöyle dedi: Rasulullah bir gün güzelce abdest aldı ve ardından şunları söyledi: "Her kim böyle abdest alır ve sadece namaz kılma niyeti ile camiye giderse geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Hüseyin b. İsa, ona Abdullah b. Yezid el-Mukrî, ona Hayve b. Şurayh, ona amcasının oğlu, ona Ukbe b. Amir el-Cühenî, Hz. Peygamber'den benzer rivayeti nakletmiştir. Ancak bu rivayette Ebu Akîl'in deve güdüşünü zikretmemiştir. "Abdesti güzelce alır sözlerinin yanına "sonra gözlerini semaya kaldırır ve şöyle derse" ifadesini ekleyerek Muaviye hadisinin manasında bir hadis rivayet etmiştir.
Bize Haccâc, ona İbn Ebî Zi'b, onaSaîd el-Makburî,, ona Benû Salim'den bir adam, ona babası vasıtasıyla dedesi, ona da Kâ'b b. Ucre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Bir insan evinde abdest alıp temizlenir, sonra sadece namaz kılmak niyetiyle evinden çıkarsa, o andan itibaren namazını bitirinceye kadar kesinlikle namazda sayılır. Biriniz namazdayken ellerinin parmaklarını birbirine kenetlemesin!"
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Sa'd b. Tarık, ona Rib'î b. Hiraş, ona da Huzeyfe (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini haber verdi: "Benim havuzum Eyle ile Aden arasından daha büyüktür. Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, havuz sahibi bir adamın yabancı develeri havuzundan kovduğu gibi ben de bazı insanları havuzumdan kovacağım." Orada bulunan sahabeler; ey Allah'ın Rasulü! Sen bizi tanıyacak mısın? diye sordular. Hz. Peygamber (sav); "evet. Siz benim yanıma abdest izlerinizin eseri olarak yüzleriniz ve ayaklarınız bembeyaz bir şekilde geleceksiniz. Bu alâmet sizde başka kimsede bulunmayacak."
Bize Ebû'l-Yemân, ona İsmail b. Ayyâş, ona Yahya b. el-Hâris ez-Zimârî, ona el-Kasım b. Ebî Abdurrahman, ona da Ebû Ümâme'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her kim, temiz (abdestli) olarak farz namaz kılmak için yola çıkarsa, ona ihramlı olarak hac yapana verilen mükâfat gibi sevap verilir. Kim kuşluk namazını kılmak için yola çıkarsa, ona da umre yapana verilen mükâfat gibi sevap verilir. Aralarında gereksiz söz ve davranış olmaksızın bir namazdan diğer namaz vaktine kadar bekleyen de yüce makamlarda (illiyyûnda) yazılır." [Ebû Ümâme de, "Şu camilere yapılan geliş ve gidişler, Allah yolunda cihad etmekten sayılır" dedi.]
Bize Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî, ona Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. Avf, ona Ebû'l-Muğîre, ona el-Evzâî, ona Harun b. Riâb şöyle haber verdi: "el-Ahnef b. Kays Dımaşk Mescidine girdi. Bir adam çok fazla rukû ve secde yaptığını gördü. Vallahi bu adamın onları tek mi yoksa çift mi yaptığını görmeden buradan çıkmayacağım, dedi. Adam namazını bitirince kendisine dedi ki: "- Ey Allah'ın kulu! Rukû ve secdelerini tek mi yoksa çift mi yaptığını biliyor musun?" Adam; "- Ben bilmesem de hiç şüphesiz Allah biliyor. Ben, Allah'ın salât ve selamları üzerine olsun dostum Ebû'l-Kasım'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim" dedi, sonra ağladı. Ağlaması bitince, "Ben dostum Ebû'l-Kasım'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "Allah için secde yapan bir kulu Allah mutlaka bir derece yükseltir ve onun bir günahını siler." Bunun üzerine el-Ahnef b. Kays şöyle dedi: "- Allah sana rahmetiyle muâmele etsin! Sen kimsin?" "- Ben Ebû Zer'im." Bunun üzerine içimde öyle duygular uyandı ki, kendimi küçük görmeye başladım.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî ve Ebû Saîd b. Ebî Amr rivâyet ettiler ve dediler ki: Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona el-Abbas b. el-Velîd b. Mezyed, ona babası, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm, ona Ma'dân b. Talha şöyle rivâyet etti: Rasûlullah'ın (sav) azatlısı Sevbân'a (ra) dedim ki: "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" Sustu, cevap vermedi. Sonra tekrar; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" dedim. Yi,ne sustu, cevap vermedi. Tekrar; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" dedim. Bu sefer, "Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim" dedi: "Allah için secde eden bir kulu Cenâb-ı Hak bir derece yükseltir ve onun bir hatasını siler." Ma'dân dedi ki: Sonra Ebû'd-Derdâ'ya (ra) rastladım, o da bana bu hadisin benzerini söyledi. Ma'dân b. Ebî Talha, yalnız es-Sûsî'nin rivâyetinde zikredilmektedir. Bunu Müslim Sahîh'inde, el-Velîd b. Müslim'in el-Evzâî'den rivâyeti olarak zikretmektedir, bu rivâyette şu ilave de yer almaktadır: "Allah için secdeler yapmalısın!"
Bize Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Abdullah İshak b. Muhammed b. Yusuf es-Sûsî ve Ebû Saîd b. Ebî Amr rivâyet ettiler ve dediler ki: Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona el-Abbas b. el-Velîd b. Mezyed, ona babası, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm, ona Ma'dân b. Talha şöyle rivâyet etti: Rasûlullah'ın (sav) azatlısı Sevbân'a (ra) dedim ki: "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" Sustu, cevap vermedi. Sonra tekrar; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" dedim. Yi,ne sustu, cevap vermedi. Tekrar; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni yararlandıracağı bir amel söyle!" dedim. Bu sefer, "Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim" dedi: "Allah için secde eden bir kulu Cenâb-ı Hak bir derece yükseltir ve onun bir hatasını siler." Ma'dân dedi ki: Sonra Ebû'd-Derdâ'ya (ra) rastladım, o da bana bu hadisin benzerini söyledi. Ma'dân b. Ebî Talha, yalnız es-Sûsî'nin rivâyetinde zikredilmektedir. Bunu Müslim Sahîh'inde, el-Velîd b. Müslim'in el-Evzâî'den rivâyeti olarak zikretmektedir, bu rivâyette şu ilave de yer almaktadır: "Allah için secdeler yapmalısın!"