166 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız ile Yahya b. İbrahim b. Muhammed b. Yahya, Ahmed b. el-Hasan ve Muhammed b. Abdurrahman b. Muhammed b. Mahbûr ed-Dehhân rivâyet ettiler. Onlar dediler ki: Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona da İbn Vehb rivâyet etti. (T) Yine dediler ki: Bize Ebû'l-Abbas, ona Bahr b. Nasr şöyle rivâyet etti: İbn Vehb'e (kitaptan) okundu: Sana Malik b. Enes, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi: "Cenâb-ı Hakk'ın hataları sildiği ve dereceleri yükselttiği amelin hangisi olduğunu size haber vereyim mi? Zorluklara rağmen abdest suyunu uzuvlara tam olarak ulaştırmak, Camiye giderken çok adım atmak, bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemek. İşte ribât budur! İşte ribât budur! İşte ribât budur!"
Açıklama: Ribât, sınır boylarında nöbet beklemektir. Burada Hz. Peygamber bir benzetme yaparak kılınan namazdan sonra diğer namazı beklemeye de ribât adını vermektedir.
Bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Mahreme b. Bükeyr, ona babası, ona Hz. Osman'ın azatlısı Humran şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Osman b. Affân güzelce abdest aldı ve şöyle dedi: Rasulullah bir gün güzelce abdest aldı ve ardından şunları söyledi: "Her kim böyle abdest alır ve sadece namaz kılma niyeti ile camiye giderse geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Müsedded, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hüreyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim abdestini de güzelce alır, sonra cuma namazına gelip hutbeyi dinler ve konuşmazsa, iki cuma arasındaki günahları, üç gün ilavesiyle birlikte bağışlanır. Namazda çakılları düzeltmekle meşgul olan faydasız boş bir iş yapmış olur."
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona el-Hasan b. Ali b. Affân, ona İbn Numeyr, ona el-A'meş, ona Sâlim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi: "Dosdoğru olunuz! Ama bunu tam olarak başaramazsınız! Biliniz ki sizin en hayırlı ameliniz, namazdır. Abdesti de, ancak (kâmil) mü’min muhafaza eder." [Bu rivâyete Sevbân'dan naklen Ebû Kebşe es-Selûlî de mutabaat etti. Ayrıca bu hadisi Leys Mücâhid'den, o Abdullah b. Amr'dan, o da Hz. Peygamber'den rivâyet etmiştir. Ebû Ümâme'nin de bu hadîsi ref' ettiği rivâyet edilmiştir. Şâfiî dedi ki: İlk vaktinde kılınan namaz, Âdemoğlunun yapmış olduğu amellerin en üstünlerindendir. Hadiste geçen ve Hz. Peygamber'e, "Amellerin en faziletlisi hangisidir?" diye sorulan kısmı hakkında da "İlk vaktinde kılınan namazdır" cevabını vermiştir.]
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Sufyân, ona Mansûr ve el-A'meş, onlara Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Allah Rasûlü'nün (sav) azatlısı Sevbân (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dosdoğru olunuz. Ama bunu tam olarak başaramazsınız. Biliniz ki eda ettiğiniz amellerin en hayırlısı namazdır." Diğer râvî şöyle rivayet etti: "Hiç şüphesiz namaz, sizin en hayırlı amellerinizdendir. Abdesti de ancak (kâmil) mü'min muhafaza eder."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Sufyân, ona Mansûr ve el-A'meş, onlara Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Allah Rasulü'nün (sav) azatlısı Sevbân (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dosdoğru olunuz. (Eğer dosdoğru olursanız, elde edeceğiniz sevapları) sayamazsınız. Biliniz ki yaptığınız işlerin en hayırlısı namazdır." [Diğer râvî şöyle rivayet etti: "Hiç şüphesiz namaz en hayırlı işlerinizdendir. (Her türlü zorluğa rağmen) Abdeste (şartlarına ve adabına riayet ederek) ancak mümin olan devam eder."]
Açıklama: لَنْ تُحْصُوا ifadesi üç şekilde yorumlanmıştır: 1- İstikamet üzere olursanız bununla elde edeceğiniz sevapları sayamazsınız. 2- Ne kadar çaba sarf etseniz de kendi gücünüzle tam olarak istikameti elde edemezsiniz. 3- Sizden kul olarak beklenilen ve istikamete sevk edecek davranışları bi-hakkın yerine getirmeniz (hepsini kavramanız) zordur.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Sa'd b. Tarık, ona Rib'î b. Hiraş, ona da Huzeyfe (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini haber verdi: "Benim havuzum Eyle ile Aden arasından daha büyüktür. Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, havuz sahibi bir adamın yabancı develeri havuzundan kovduğu gibi ben de bazı insanları havuzumdan kovacağım." Orada bulunan sahabeler; ey Allah'ın Rasulü! Sen bizi tanıyacak mısın? diye sordular. Hz. Peygamber (sav); "evet. Siz benim yanıma abdest izlerinizin eseri olarak yüzleriniz ve ayaklarınız bembeyaz bir şekilde geleceksiniz. Bu alâmet sizde başka kimsede bulunmayacak."
Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve iş yerinde tek başına kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha faziletlidir. Sebebine gelince; bir kimse güzelce abdest alır ve namaz kılmaktan başka bir sâik olmadan, namazdan başka bir niyet taşımadan camiye geldiği zaman, oraya kadar attığı her adımdan dolayı bir sevap yazılır veya bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman da namaz onu orada alıkoyduğu sürece namazda sayılır. Kimseye eziyet etmeden ve abdest bozmadan namaz kıldığınız yerde bulunduğunuz müddetçe Melekler de size dua ederler. Allah'ım! Ona merhamet eyle! Tövbesini de kabul buyur derler."
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona Sufyân, ona Mansûr, ona Sâlim b. Ebî'l-Câ'd, ona da Sevbân (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğu rivayet etti: "İstikamet üzere (dosdoğru) olunuz. Gerçi bunu tam anlamıyla yapamazsınız. Biliniz ki sizin amellerinizin en faziletlisi namazdır ve abdesti ancak kâmil mü'minler koruyabilir."
Bize Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona da Sevbân (ra), Rasullullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ama yine de bunu tam olarak yapamazsınız. Bilin ki amellerinizin en hayırlısı namazdır. Sürekli abdestli olma halini sadece (hakiki) mü'min korur."