166 Kayıt Bulundu.
Bize Hâşim b. el-Kasım, ona Leys, ona Saîd el-Makburî, ona Ebû Ubeyde, ona Saîd b. Yesâr, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir mü'min güzelce abdestini alır, suyu uzuvlara iyice ulaştırır, sonra da sadece namaz kılmak niyetiyle camiye giderse, gurbetten gelen (evladını) ailesinin güler yüzle karşıladığı gibi Allah da onu güler yüzle karşılar."
Açıklama: سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ'dan rivâyette bulunan أَبِي عُبَيْدَةَ 'nin meçhul olmasından dolayı hadis zayıftır.
Bize Ebû Âmnir, ona Fuleyh b. Süleyman, ona Nuaym b. Abdullah el-Mücemmir'in anlattığına göre; kendisi, mescidin üstünde bulunan Ebû Hureyre'nin (ra) çıkmıştı. O sırada Ebû Hureyre abdest alıyordu, kollarını kaldırıp bana doğru döndü ve dedi ki: Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Kıyamet günü benim ümmetim, abdest izlerinin parlaklığı ile sakar ve sekili atlar gibi olacaklar. Dolayısıyla abdest uzuvlarının parlaklığını büyütmeye gücü yeten, bunu yapsın!" Râvî Nuaym dedi ki: Buradaki "Abdest uzuvlarının parlaklığını büyütmeye gücü yeten, bunu yapsın!" cümlesi Rasûlullah'ın (sav) sözü müdür, yoksa Ebû Hureyre'ye mi aittir bilemiyorum."
Açıklama: Hadis sahihtir. فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ Füleyh b. Süleym hakkında söylenen kelam mevcuttur. Diğer raviler sikadır.
Bize Ebû'l-Hüseyin b. el-Fadl el-Kattân, ona Abdullah b. Cafer, ona Yakub b. Süfyan, ona Abdullah b. Salih el-Cühenî, ona Endülüs kadısı Muâviye b. Salih el-Hımsî, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr ile Rabîa b. Yezîd, onlara Ebû İdris el-Havlânî ile Abdülvehhâb b. Buht, onlara el-Leys b. Süleym el-Cühenî, bunların hepsi de Ukbe b. Âmir'den rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Bâleveyh ile Ebû Bekir b. Cafer, onlara Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muâviye b. Salih, onja Rabîa b. Yezîed, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle dedi: "Bizler deve çobanlığı yapıyorduk. Çobanlık sırası bana gelince, sürüyü akşamdan sürerek Rasûlullah'ın (sav) yanına vardım. O sırada Hz. Peygamber (sav) ayakta insanlara bir şeyler söylüyordu. Ben O'nun şu sözlerine yetiştim: "Bir müslüman abdestini güzelce alır, sonra kalkıp iki rekât namaz kılar, her iki rekâtta da yüzü ve kalbi ile Allah'a yönelirse, kendisine cennet vacip olur." Bunu duyunca ben, "Bu ne güzel!" dedim. O sırada önümde duran biri, "Bundan önceki daha güzeldi" dedi. Adama baktım, Ömer b. el-Hattâb (ra) imiş. Bana "Ben senin az önce geldiğini gördüm" dedi ve (Hz. Peygamber'in sözünü) zikretti: "Sizden biri abdest alır ve sonra 'Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve rasûlüdür' derse, ona istediği kapıdan girmesi için cennetin sekiz kapısı birden açılır." İbn Mehdî'nin rivâyet ettiği hadisin lafzını Müslim Sahîh'inde Muhammed b. Hâtim'in Abdurrahman b. Mehdî'den rivâyeti şeklinde tahric etti ve dedi ki: Bu hadîsin senedinde Ebû İdris el-Havlânî'nin Ukbe b. Âmir'den rivâyeti de yer almaktadır, o dedi ki: Bana Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir rivâyet etti.
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Bâleveyh ile Ebû Bekir b. Cafer, onlara Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muâviye b. Salih, ona Rabîa b. Yezîd, ona da Ebû İdris el-Havlânî rivâyet etti. Yine onu bana Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivâyet etti: Bizler deve çobanları idik. Çobanlık sırası bana geldiğinde, akşama doğru sürüyü sevk ettim, Rasûlullah'ın (sav) yanına vardım. Baktım ki Hz. Peygamber (sav) insanlara ayakta bir şeyler söylüyor. Ben O'nun şu sözlerine yetiştim: "Güzelce abdest alan, sonra gidip iki rekât namaz kılan, namazında da yüzüyle ve kalbiyle Allah'a yönelen müslümana cennet mutlaka vacip olur." Ben, "Bu ne güzel!" diye mırıldandım. Önümde duran biri, "Bundan önceki söylediği daha güzeldi" dedi. Adama baktım, Ömer b. el-Hattâb (ra) imiş. Hz. Ömer, "Ben senin az önce geldiğini gördüm" dedi ve Rasûlullah (sav) şöyle söyledi dedi: "Sizden biri abdestini güzelce alır ve sonra 'Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve rasûlüdür' derse, hangi kapıdan isterse oradan cennete girmesi için cennetin sekiz kapısı birden açılır." Bu rivâyeti Müslim Sahîh'inde Muhammed b. Hâtim vfasıtasıyla Abdurrahman'dan tahric etti, Abdurrahman'ın da Ebû İdris'ten, onun da Ukbe b. Âmir'den rivâyet bettiğiniğ söyledi. Ayrıca dedi ki: Onu bana Ebû Osman da rivâyet etti, ancak o hadisi Muâviye b. Salih'ten aldığını söyledi. Kitabu't-tahâre bölümünde Osman b. Affân'ın (ra), Hz. Peygamber (sav) abdest aldığı zaman şöyle söylerdi dediği de zikredilmektedir: "Kim, şu benim aldığım gibi abdest alır, sonra iki rekât namaz kılar ve bu namazda nefsiyle bir şey konuşmaz ise geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Ebû Kâmil, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Atâ b. Yezîd, ona da Humrân şöyle rivâyet etti: "Hz. Osman (ra) bir yerde otururken su istedi. Suyu sağ eline döküp elini yıkadı. Sonra sağ elini kaba daldırıp su aldı ve onunla ellerini üç kere yıkadı. Sonra üç kere yüzünü yıkadı, ağzını ve burnunu su ile temizledi. Sonra üç kere kollarını dirseklerine kadar yıkadı. Sonra başını mesh etti. Sonra üç kere ayaklarını topuklarına kadar yıkadı. Sonra Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Her kim şu benim aldığım abdest gibi abdest alır, sonra içinden farklı bir şey geçirmeksizin iki rekât namaz kılarsa geçmiş günahları bağışlanır."
Bize İshak b. Yusuf, ona Avf el-A'râbî, ona Ma'bed el-Cühenî, ona da Humrân b. Ebân şöyle rivâyet etti: "Osman b. Affan'ın (ra) yanındaydık, su istedi ve abdest aldı. Abdestini bitirince gülümsed ve dedi ki: "- Neden gülümsedim, biliyor musunuz?" Sonra sözüne şöyle devam etti: "Rasûlullah'ın (sav), şimdi benim abdest aldığım gibi abdest aldığını, sonra gülümsediğini görmüştüm. Sonra da; "- Neden gülümsedim, biliyor musunuz?" diye sordu. Biz de; "- En iyisini Allah ve Rasûlü bilir" dedik. Buyurdu ki: "Bir kul abdestin tam olarak alır, sonra namaza başlar ve onu da güzelce tamamlarsa namazını bitirdiğinde annesinden yeni doğmuş gibi günahsız hale gelir."
Bize Muhammed b. Bişr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) bir sabah namazı esnasında Bilâl'e şöyle dedi: "- Ya Bilâl! İslâm'da fayda göreceğini en çok ümit ettiğin amelini söyle bana, çünkü ben cennette bu gece önümde senin ayak seslerini işittim." Bilâl; "- Ey Allah'ın rasûlü! İslâm'da fayda göreceğimi en çok ümit ettiğim amelim şudur: Ben gecde ve gündüz her saatte tam olarak temizlendikten (abdest aldıktan) sonra, mutlaka bu abdestle rabbimin bana takdir buyurduğu kadar namaz kılarım" dedi.
Kitabımda Yakub b. İbrahim'den şöyle nakledildiğini gördüm: Bize İsmail b. Uleyye, ona Ravh b. el-Kasım, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Rasûlullah (sav) mezarlığa gitti ve "Mü'minler kavminin yurduma selâm olsun!" diyerek mezardakilere selâm verdi, sonra şöyle dedi: "İnşallâh bizler de sizlere kavuşacağız. Kardeşlerimi görmeyi çok arzu ederdim." Yanındakiler; "- Biz senin kardeşlerin değ*il miyiz?" dediler. "- Siz benim ashâbımsınız. Benim kardeşlerim ise ümmetim içerisinde benden sonra dünyaya gelecek olan kişilerdir. Ben onları havuz başında hasretle bekleyeceğim" buyurdu. "- Ümmetinden, senden sonra dünyaya gelecek olanları nasıl tanıyacaksın?" diye sorduklarında; "- Sakar ve sekili atları olan bir adam, duru ve siyah at sürüsü içerisinden kendi atlarını tanımaz mı?" diye sordu. "- Evet, ey Allah'ın rasûlü" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "- Onlar, abdest azalarının parlaklığından sakar ve sekili atlar gibi mahşere gelecekler, ben de onları havuz başında bekleyeceğim.Ben bazı insanları havuzumdan kovacağım, tıpkı sürünün arasından yabancı develerin kovulduğu gibi. Ben onlara, 'Hey, bu tarafa gelin' diye sesleneceğim. Ama bana, 'Onlar senden sonra pek çok şey ihdas ettiler' denecek. Bunun üzerine ben de, 'Öyleyse defolsunlar, defolsunlar!' diyeceğim. -
Bize Yahya b. Saîd, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Humrân şöyle rivâyet etti: Hz. Osman (ra) bir taşa oturup abdest aldı, sonra dedi ki: "Size Rasûlullah'tan (sav) duyduğum bir hadisi nakledeceğim. Allah'ın Kitab'ındaki bir âyet olmasaydı onu size nakletmezdim. Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "Her kim güzelce abdest alır sonra gider ve namaz kılarsa, diğer kılacağı namaza kadarki (küçük) günahları bağışlanır."
Süfyan es-Sevrî'nin Asım'dan, onun da İbn Sîrîn'den rivâyet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: "Hz. Âişe'ye (ra), Rasûlullah'ın (sav) Kur'ân secdeleri hakkında soruldu. Şu cevabı verdi: "Onlar ya Allah'ın hakkıdır eda edersin yahut nâfiledir nâfilesini yaparsın. Allah için secde yapan bir müslümanı Allah mutlaka bir derece yükseltir yahut onun bir günahını siler. Veyahut da onun için her ikisini de cem eder." Bunu bize Ebû Bekir b. İbrahim, ona Ebû Nasr el-Irakî, ona Süfyan el-Cevherî, ona Ali b. el-Hüseyin, ona Abdullah b. el-Velîd, ona da Süfyan rivâyet etti.