166 Kayıt Bulundu.
Ali b. Zeyd, babası vasıtasıyla dedesinden, oda Hz. Ali'den (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: “Benden önce hiç kimseye verilmeyen üç şey bana verilmiştir: Yeryüzü bana mescid, temiz, temizleyici kılındı; Allah Teâlâ, 'Eğer su bulamazsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin' (en-Nisâ, 4/43) buyurmuştur. Bana harp ganimetleri helâl kılındı; halbuki benden önce kimseye helâl değildi. Cenâb-ı Hak, 'Biliniz ki ganimet olarak ele geçirdiğiniz her şeyin beşte biri Allah’a, Peygamber'e, yakınlara... aittir' (el-Enfâl, 8/41) buyurmuştur. (Üçüncü olarak) ben, bir aylık mesafede olan düşmanın yüreğine düşürülen korku ile yardıma mazhar oldum. Ayrıca ben, kıyamet gününde üç hususta diğer peygamberlerden üstün konumda olacağım: Kıyamet günü benim ümmetim, abdest azalarının parlaklığı sayesinde sakar ve sekili atlar gibi gelecek, böylece diğer ümmetlerden kolayca ayırdedilecekler. Kıyamet gününde müezzinler de insanların en uzun boylusu olarak gelecekler, boyunlarını uzatıp 'Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in de O'nun kulu ve rasûlü olduğuna' şehâdet getirecekler. Üçüncüsü de, kıyâmet günü ben hariç, işlemiş olduğu hatada hesaba çekilmeyen hiçbir peygamber yoktur. Çünkü Allah Teâlâ benim hakkımda 'Allah senin geçmiş ve gelecek bütün günahını bağışladı'(el-Feth, 48/2) buyurmuştur."
Açıklama: Önceki Peygamberlerin bir kısmına zaten cihâd izni verilmemişti, bu itibarla ganimet almaları söz konusu değildi. Cihâd izni verilen Peygamberlerin aldıkları ganimetler de bir meydanda toplanır ve gökten gelen bir ateş onları yakardı.
Bize Ebû Davud, ona Şu'be, ona el-A'meş şöyle rivâyet etti: Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğini Zekvân'dan işittim: "İnsan güzelce abdestini alır sonra da başka hiçbir amacı olmadan namaza giderse, attığı her adımdan dolayı Allah onu bir derece yükseltir yahut onun bir hatasını siler."
Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. İshak es-Sağânî, ona Ravh b. Ubâde, ona Şu'be rivâyet etti. Bize Ebû Bekir b. İshak, ona Muhammed b. Gâlib, ona Ebû'l-Velîd ile Ebû Amr Muhammed b. Kesîr rivâyet ettiler ve onlar da bize Şu'be rivâyet etti dediler. Yine bize Ahmed b. Cafer el-Katîî, ona Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-A'meş, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra) Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak bunu tam olarak yapamazsınız. Fakat bilin ki dininizin en hayırlı (ameli) namazdır. Devamlı abdestli olmaya ancak mü'min olan gayret gösterir."
Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Üseyd b. Asım, ona el-Hüseyin b. Hafs, ona da Süfyan rivâyet etti. Yine bize el-Hüseyin b. el-HJasan b. Eyyub, ona Ebû Yahya b. Ebî Meserre, ona Hallâd b. Yahya, ona Ebû'l-Fadl b. İbrahim, ona Cafer b. Muhammed b. el-Hüseyin, ona Yahya b. Yahya, ona Vekî', ona Süfyan, ona Mansur, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra), Rasûlullah'ın (sav) şpöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak bunu tam olarak başaramazsınız. Fakat bilin ki amellerinizin en hayırlısı namazdır. Devamlı abdestli olmaya da nacak (kâmil) mü'min gayret gösterir." Bu rivâyet, Buharî ve Müslim'in şartlarına göre sahih bir hadistir, ancak onlar bunu tahric etmediler. Bunun ve bunun gibi hadislerin gizli bir kusuru (illet) olduğunu da bilmiyorum. Ancak Ebû Hilâl el-Eş'arî bu rivâyet konusunda vehme düşmüştür, Ebû Muâviye üzerinde vehmetmiştir.
Bize Ebû Bekiğr b. İshak el-Fakîh, ona Bağdat'ta el-Hüseyin b. Yesâr el-Hannât, ona Ebû Bilâl el-Eş'arî, ona Muhammed b. Hâzim, ona el-A'meş, ona Ebû Süfyan, ona Cabir (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak yine de bunu tam olarak yapamazsınız. Bilin ki amellerinizin en hayırlısı namazdır. Sürekli abdestli olmaya ancak mü'min olan gayret eder."
Bize Ebû Hayseme, ona Yezîd b. Harun, ona Hammâd b. Seleme, ona Asım, ona Zirr, ona da Abdullah şöyle rivâyet etti: "Denildi ki: Ey Allah'ın rasûlü! (Dünyada iken) görmediğin ümmetini kıyamet günü nasıl tanıyacaksın?" "Onlar, abdest azalarının parlaklığı sayesinde sakar ve sekili atlar gibi olacaklar" buyurdu.
Bize Ebû Hayseme, ona Leys, ona Kâ'b, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Sizler abdest azalarınızın parlaklığı sayesinde kıyamet günü sakar ve sekili atlar gibi oloacaksınız; dolayısıyla abdest azalarının parlaklığını büyütmeye gücü yeten, bunu yapsın!"
Bize Amr b. Mansur, ona Ebû Müshir, ona Saîd b. Abdülaziz, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona İbnu'd-Deylemî, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs (ra), Rasûlullah'dan (sav) şöyle rivâyet etti: "Süleyman b. Davud Peygamber Beytülmakdis'i inşa edince Allah'tan üç şey istedi. Hükmünün, Allah'ın hükmüne uygun düşmesini istedi ve isteği kendisine verildi. Sonra kendisinden sonra kim seye verilmeyecek bir mülk ve saltanat istedi, bu da verildi. Mescidin inşasını tamamlayınca da, sadece orada namaz kılmak niyetiyle Beytülmakdis'e gelen herkesin, oradan annesinden doğduğu gün gibi hatalarından arınmış olarak çıkmasını istedi."
Bize Ali b. Harb, ona Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Sizden biri güzelce abdest alır, sonra da sadece namaz kılmak niyetiyle camiye giderse, attığı her adımdan dolayı Allah onu bir derece yükseltir ve onun (küçük) bir günahını siler."
Bana el-Abbas b. el-Velîd, ona babası, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm, ona Ma'dan b. Talha şöyle rivâyet etti: "Rasûlullah'ın (sav) azatlısı Sevbân'a (ra) dedim ki: Cenâb-ı Hakk'ın beni kendisiyle faydalandıracağı bir amel söyle! Sustu, cevap vermedi. Tekrar Allah'ın kendisiyle bana fayda vereceği bir amel söyle, dedim. Şöyle cevap verdi: Ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "Allah için secdeye varan bir kulu Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir ve onun bir hatasını siler." Ma'dân dedi ki: Sonra Ebû'd-Derdâ'ya (ra) uğradım, o da bana bu hadisin aynısını9 rivâyet etti.