Öneri Formu
Hadis Id, No:
3810, M002297
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَا مِنْ صَاحِبِ إِبِلٍ وَلاَ بَقَرٍ وَلاَ غَنَمٍ لاَ يُؤَدِّى حَقَّهَا إِلاَّ أُقْعِدَ لَهَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِقَاعٍ قَرْقَرٍ تَطَؤُهُ ذَاتُ الظِّلْفِ بِظِلْفِهَا وَتَنْطِحُهُ ذَاتُ الْقَرْنِ بِقَرْنِهَا لَيْسَ فِيهَا يَوْمَئِذٍ جَمَّاءُ وَلاَ مَكْسُورَةُ الْقَرْنِ." قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا حَقُّهَا قَالَ
"إِطْرَاقُ فَحْلِهَا وَإِعَارَةُ دَلْوِهَا وَمَنِيحَتُهَا وَحَلَبُهَا عَلَى الْمَاءِ وَحَمْلٌ عَلَيْهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَلاَ مِنْ صَاحِبِ مَالٍ لاَ يُؤَدِّى زَكَاتَهُ إِلاَّ تَحَوَّلَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ شُجَاعًا أَقْرَعَ يَتْبَعُ صَاحِبَهُ حَيْثُمَا ذَهَبَ وَهُوَ يَفِرُّ مِنْهُ وَيُقَالُ هَذَا مَالُكَ الَّذِى كُنْتَ تَبْخَلُ بِهِ فَإِذَا رَأَى أَنَّهُ لاَ بُدَّ مِنْهُ أَدْخَلَ يَدَهُ فِى فِيهِ فَجَعَلَ يَقْضَمُهَا كَمَا يَقْضَمُ الْفَحْلُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Abdülmelik, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Deve, koyun, sığır sahibi olup da onların hakkını ödemeyen her bir kişi, mutlaka kıyamet gününde geniş bir düzlükte onların önüne oturtulur. Çift tırnaklılar onu tırnaklarıyla çiğner, boynuzlu olanlar boynuzlarıyla onu toslar, o gün, onlar arasında, boynuzsuz da boynuzu kırık da bir hayvan bulunmayacak." Bizler; ey Allah'ın Rasulü! Onların hakkı nedir? dedik. O; "aygırını emanet vermek, kovasını emanet vermek, onları (sütlerinden) yararlanılsın diye vermek, onları subaşlarında sağmak, Allah yolunda onlar üzerinde yük taşımaktır. Mal sahibi olup da zekâtını ödemeyen her bir kimse için de o malı kıyamet gününde, mutlaka korkunç bir yılana dönüşür ve nereye giderse sahibini takip eder, kendisi de ondan kaçıp durur. İşte bu senin (dünyada iken) cimrilik ettiğin malındır, denilir. Artık o yılandan kurtuluşunun olmadığını göreceği vakit, elini onun ağzına sokar, o da aygırın yemi ağzında ufaladığı gibi onu çiğnemeye başlar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2297, /385
Senetler:
()
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3817, M002301
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمَعْرُورِ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ انْتَهَيْتُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى ظِلِّ الْكَعْبَةِ. فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ وَكِيعٍ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا عَلَى الأَرْضِ رَجُلٌ يَمُوتُ فَيَدَعُ إِبِلاً أَوْ بَقَرًا أَوْ غَنَمًا لَمْ يُؤَدِّ زَكَاتَهَا."
Tercemesi:
Biize Ebu Küreyb Muhammed b. el-Alâ, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona el-Marur, ona da Ebu Zer'in şöyle dediğini rivayet etti: Kâbe'nin gölgesinde oturmakta iken Nebi'nin (sav) yanına gittim sonra Veki'in hadisine yakın olarak hadisi zikretmekle birlikte şunları da söyledi:
"Nefsim elinde olana yemin olsun ki, yeryüzünde bir adam ölür de geriye zekâtını ödemediği deve sığır ya da koyun bırakırsa…"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2301, /385
Senetler:
()
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3815, M002300
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنِ الْمَعْرُورِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ انْتَهَيْتُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى ظِلِّ الْكَعْبَةِ. فَلَمَّا رَآنِى قَالَ
"هُمُ الأَخْسَرُونَ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ." قَالَ فَجِئْتُ حَتَّى جَلَسْتُ فَلَمْ أَتَقَارَّ أَنْ قُمْتُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فِدَاكَ أَبِى وَأُمِّى مَنْ هُمْ قَالَ
"هُمُ الأَكْثَرُونَ أَمْوَالاً إِلاَّ مَنْ قَالَ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا - مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ وَعَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ - وَقَلِيلٌ مَا هُمْ مَا مِنْ صَاحِبِ إِبِلٍ وَلاَ بَقَرٍ وَلاَ غَنَمٍ لاَ يُؤَدِّى زَكَاتَهَا إِلاَّ جَاءَتْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْظَمَ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ تَنْطِحُهُ بِقُرُونِهَا وَتَطَؤُهُ بِأَظْلاَفِهَا كُلَّمَا نَفِدَتْ أُخْرَاهَا عَادَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona el-A'meş, ona el-Marur b. Süveyd, ona da Ebu Zer'in şöyle dediğini rivayet etti: Kâbe'nin gölgesinde oturmaktayken Nebi'nin (sav) yanına gittim. Beni görünce; "Kâbe'nin Rabbine yemin ederim ki, onlar en büyük zarara uğrayanlardır" buyurdu. Ben gidip onun yanında oturdum ama tam oturmadan derhal kalkıverdim ve ey Allah'ın Rasulü! Babam anam sana feda olsun. O dediklerin kimlerdir? dedim. O; "onlar, malları en çok kimseler olanlardır. Önünü, arkasını, sağını ve solunu göstererek- şöyle, şöyle ve şöyle yapanlar müstesna. Onlar ise pek azdır. Deve, sığır ve koyun sahibi olup da zekâtlarını ödemeyen her bir kimsenin, o sahip olduğu hayvanları, kıyamet gününde, olabildiklerinin en iri ve en semiz halleriyle gelir, boynuzlarıyla onu boynuzlar, ayaklarıyla onu çiğnerler, sonuncuları geçtikten sonra, ilkleri tekrar onun üzerinden (yeniden) geçmeye koyulur ve bu durum, Allah, insanlar arasında hükmünü verinceye kadar devam eder" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2300, /385
Senetler:
()
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali