Öneri Formu
Hadis Id, No:
17594, İM001791
Hadis:
حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى قَالاَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى أَنْبَأَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَاقِدٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَعَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَأْخُذُ مِنْ كُلِّ عِشْرِينَ دِينَارًا فَصَاعِدًا نِصْفَ دِينَارٍ وَمِنَ الأَرْبَعِينَ دِينَارًا دِينَارًا .
Tercemesi:
Bize Bekr b. Halef ve Muhammed b. Yahyâ, onlara Ubeyydullah b. Musa, ona İbrahim b. İsmail, ona Abdullah b. Vâkid, ona da İbn Ömer ve Âişe’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) yirmi dinar ve fazlasından yarım dinar, kırk dinardan da bir dinar alırdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 4, /286
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Vâkid (Abdullah b. Vâkid b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. İbrahim b. İsmail el-Ensari (İbrahim b. İsmail b. Mücemmi' b. Yezid)
4. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
5. Ebu Bişr Bekir b. Halef el-Basri (Bekir b. Halef)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17596, İM001793
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنِى الْوَلِيدُ بْنُ كَثِيرٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى صَعْصَعَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ عُمَارَةَ وَعَبَّادِ بْنِ تَمِيمٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ صَدَقَةَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْسَاقٍ مِنَ التَّمْرِ وَلاَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ أَوَاقٍ وَلاَ فِيمَا دُونَ خَمْسٍ مِنَ الإِبِلِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsâme, ona el-Velid b. Kesir, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Ebu Sa’saa ona Yahyâ b. Umâre ve Abbâd b. Temim, onlara da Ebu Saîd el-Hudrî’nin rivayetine göre o, Nebi’yi (sav) şöyle buyururken dinlemiştir: “Beş vesk hurma aşağısında sadaka (zekât) yoktur, beş ukiye (gümüş)den az ve beş deveden aşağısında da zekât yoktur.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 6, /286
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Abbad b. Temim el-Mâzini (Abbad b. Temim b. Ğaziyye b. Atiyye b. Hasnâ)
3. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Abdullah el-Ensarî (Muhamed b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sa'sa'a)
4. Ebu Muhammed Velid b. Kesir el-Kuraşi (Velid b. Kesir)
5. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17597, İM001794
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ ذَوْدٍ صَدَقَةٌ وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ أَوَاقٍ صَدَقَةٌ وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْسَاقٍ صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî’, ona Muhammed b. Müslim, ona Amr b. Dinar, ona da Câbir b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Beş deveden aşağısında sadaka (zekât) yoktur, beş ukiye (gümüşten) aşağısında da, (hurma ve benzere mahsullerden) beş veskden aşağısında da zekât yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 6, /287
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Muhammed b. Müslim b. Ses (Muhammed b. Müslim b. Şûnîz)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Veki' er-Ruâsî (Süfyan b. Veki' b. Cerrâh b. Melîc b. Adî)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17601, İM001798
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بِشْرٍ بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا ابْنُ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَقْرَأَنِى سَالِمٌ كِتَابًا كَتَبَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الصَّدَقَاتِ قَبْلَ أَنْ يَتَوَفَّاهُ اللَّهُ فَوَجَدْتُ فِيهِ « فِى خَمْسٍ مِنَ الإِبِلِ شَاةٌ وَفِى عَشْرٍ شَاتَانِ وَفِى خَمْسَ عَشْرَةَ ثَلاَثُ شِيَاهٍ وَفِى عِشْرِينَ أَرْبَعُ شِيَاهٍ وَفِى خَمْسٍ وَعِشْرِينَ بِنْتُ مَخَاضٍ إِلَى خَمْسٍ وَثَلاَثِينَ فَإِنْ لَمْ تُوجَدْ بِنْتُ مَخَاضٍ فَابْنُ لَبُونٍ ذَكَرٌ فَإِنْ زَادَتْ عَلَى خَمْسٍ وَثَلاَثِينَ وَاحِدَةً فَفِيهَا بِنْتُ لَبُونٍ إِلَى خَمْسَةٍ وَأَرْبَعِينَ فَإِنْ زَادَتْ عَلَى خَمْسٍ وَأَرْبَعِينَ وَاحِدَةً فَفِيهَا حِقَّةٌ إِلَى سِتِّينَ فَإِنْ زَادَتْ عَلَى سِتِّينَ وَاحِدَةً فَفِيهَا جَذَعَةٌ إِلَى خَمْسٍ وَسَبْعِينَ فَإِنْ زَادَتْ عَلَى خَمْسٍ وَسَبْعِينَ وَاحِدَةً فَفِيهَا ابْنَتَا لَبُونٍ إِلَى تِسْعِينَ فَإِنْ زَادَتْ عَلَى تِسْعِينَ وَاحِدَةً فَفِيهَا حِقَّتَانِ إِلَى عِشْرِينَ وَمِائَةٍ فَإِذَا كَثُرَتْ فَفِى كُلِّ خَمْسِينَ حِقَّةٌ وَفِى كُلِّ أَرْبَعِينَ بِنْتُ لَبُونٍ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bişr Bekr b. Halef, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süleyman b. Kesir, ona İbn Şihâb, ona Sâlim b. Abdullah, ona da babasının rivayetine göre o, Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: (İbn Şihâb) dedi ki: Sâlim bana Rasulullah’ın (sav) Allah ruhunu kabzetmeden önce sadakalar (zekâtlar) hakkında yazdırmış olduğu bir mektubu okuttu. O mektupta şunlar yazılı idi:
“Beş deveye bir koyun, on deveye iki koyun, on beş deveye üç koyun, yirmi deveye dört koyun, yirmi beşten otuz beşe kadar deveye bir bintu mehâd (iki yaşına basmış dişi deve) zekât düşer. Eğer bintu mehâd bulunmazsa erkek ibn lebûn (iki yaşını bitirmiş üç yaşına girmiş erkek deve) düşer. Otuz beşten itibaren bir fazlasından kırk beşe kadar bir bintu lebûn (iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş dişi deve) zekât düşer. Kırk beşten bir fazlasından altmışa kadar bir hıkka (üç yaşını tamamlayıp dört yaşına girmiş dişi deve) zekât düşer. Altmıştan bir fazlasından yetmiş beşe kadar bir cezea (dört yaşını tamamlayıp beş yaşına girmiş dişi deve) zekât düşer. Yetmiş beşten bir fazlasından itibaren doksana kadar iki bintu lebûn (iki yaşını tamamlayıp üçe basmış dişi deve) zekât düşer. Şayet doksandan bir fazla olursa yüz yirmiye kadar iki hıkka (üç yaşını tamamlayıp dört yaşına basmış dişi deve) zekât düşer. Bundan fazla olursa, o vakit her bir elli deve için bir hıkka (dört yaşına girmiş dişi deve) düşer. Her bir kırk devede de bir bintu lebûn (üç yaşına basmış dişi deve) düşer.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 9, /287
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Davud Süleyman b. Kesir el-Abdî (Süleyman b. Kesir)
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Ebu Bişr Bekir b. Halef el-Basri (Bekir b. Halef)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ وَكِيعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ بْنُ حَرْبٍ عَنْ خُصَيْفٍ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فِى ثَلاَثِينَ مِنَ الْبَقَرِ تَبِيعٌ أَوْ تَبِيعَةٌ وَفِى أَرْبَعِينَ مُسِنَّةٌ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17607, İM001804
Hadis:
حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ وَكِيعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ بْنُ حَرْبٍ عَنْ خُصَيْفٍ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فِى ثَلاَثِينَ مِنَ الْبَقَرِ تَبِيعٌ أَوْ تَبِيعَةٌ وَفِى أَرْبَعِينَ مُسِنَّةٌ » .
Tercemesi:
Bize Süfyan b. Vekî’, ona Abdüsselam b. Harb, ona Husayf, ona Ebu Ubeyde, ona da Abdullah’ın rivayetine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Otuz sığıra bir tebî’ ya da tebîa (bir yaşını tamamlayıp iki yaşına basmış erkek ya da dişi buzağı) kırk sığıra da bir musinne (iki yaşını tamamlayıp üç yaşına girmiş bir sığır) zekât düşer.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 12, /289
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ubeyde b. Abdullah el-Hüzeli (Amir b. Abdullah b. Mes'ud)
3. Ebu Avn Husayf b. Abdurrahman el-Cezerî (Husayf b. Abdurrahman)
4. Ebu Bekir Abdüsselam b. Harb el-Mülai (Abdüsselam b. Harb b. Selm)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Veki' er-Ruâsî (Süfyan b. Veki' b. Cerrâh b. Melîc b. Adî)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17608, İM001805
Hadis:
حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا ابْنُ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَقْرَأَنِى سَالِمٌ كِتَابًا كَتَبَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الصَّدَقَاتِ قَبْلَ أَنْ يَتَوَفَّاهُ اللَّهُ فَوَجَدْتُ فِيهِ « فِى أَرْبَعِينَ شَاةً شَاةٌ إِلَى عِشْرِينَ وَمِائَةٍ فَإِذَا زَادَتْ وَاحِدَةً فَفِيهَا شَاتَانِ إِلَى مِائَتَيْنِ فَإِذَا زَادَتْ وَاحِدَةً فَفِيهَا ثَلاَثُ شِيَاهٍ إِلَى ثَلاَثِمِائَةٍ فَإِذَا كَثُرَتْ فَفِى كُلِّ مِائَةٍ شَاةٌ » . وَوَجَدْتُ فِيهِ « لاَ يُجْمَعُ بَيْنَ مَتَفَرِّقٍ وَلاَ يُفَرَّقُ بَيْنَ مُجْتَمِعٍ » . وَوَجَدْتُ فِيهِ « لاَ يُؤْخَذُ فِى الصَّدَقَةِ تَيْسٌ وَلاَ هَرِمَةٌ وَلاَ ذَاتُ عَوَارٍ » .
Tercemesi:
Bize Bekr b. Halef, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süleyman b. Kesir, ona İbn Şihâb, ona Sâlim b. Abdullah, ona da babasının rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “(İbn Şihâb) dedi ki: Sâlim bana, Rasulullah’ın (sav) yüce Allah ruhunu kabzetmeden önce sadakalara (zekâta) dair yazdırmış olduğu bir mektubu okuttu, o mektupta şunların yazılı olduğunu gördüm: “Kırk koyundan yüz yirmi koyuna kadar bir koyun zekât düşer. Bundan bir fazlasından iki yüze kadar iki koyun, iki yüz birden üç yüze kadar üç koyun daha çok olursa her bir yüz koyun için bir koyun zekât verilir.”
Yine o mektupta şunları gördüm: “Dağınıklar bir araya getirilmez, bir arada olanlar da dağıtılmaz” yine o mektupta şunları buldum: “Sadaka olarak bir teke oldukça yaşlı ve bir güzü kör davar alınmaz.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 13, /289
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Davud Süleyman b. Kesir el-Abdî (Süleyman b. Kesir)
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Ebu Bişr Bekir b. Halef el-Basri (Bekir b. Halef)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17617, İM001814
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ سَوَّادٍ الْمِصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ عَنْ شَرِيكِ بْنِ أَبِى نَمِرٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعَثَهُ إِلَى الْيَمَنِ وَقَالَ لَهُ « خُذِ الْحَبَّ مِنَ الْحَبِّ وَالشَّاةَ مِنَ الْغَنَمِ وَالْبَعِيرَ مِنَ الإِبِلِ وَالْبَقَرَةَ مِنَ الْبَقَرِ » .
Tercemesi:
Bize Amr b. Sevvâd el-Mısrî, ona Abdullah b. Vehb, ona Süleyman b. Bilâl, ona Şerik b. Ebu Nemir, ona Atâ b. Yesâr, ona da Muaz b. Cebel’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) kendisini Yemen’e gönderdi ve ona: “(Zekât olarak) hububattan hububat, koyunlardan koyun, develerden deve ve sığırlardan sığır al” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 16, /290
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Leysi (Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Amr b. Sevvad el-Kuraşî (Amr b. Sevvad b. Esved)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُثَنَّى قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ حَدَّثَنِى ثُمَامَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَنَسٍ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُ أَنَّ أَبَا بَكْرٍ - رضى الله عنه - كَتَبَ لَهُ فَرِيضَةَ الصَّدَقَةِ الَّتِى فَرَضَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « وَمَا كَانَ مِنْ خَلِيطَيْنِ فَإِنَّهُمَا يَتَرَاجَعَانِ بَيْنَهُمَا بِالسَّوِيَّةِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18466, B002487
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُثَنَّى قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ حَدَّثَنِى ثُمَامَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَنَسٍ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُ أَنَّ أَبَا بَكْرٍ - رضى الله عنه - كَتَبَ لَهُ فَرِيضَةَ الصَّدَقَةِ الَّتِى فَرَضَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « وَمَا كَانَ مِنْ خَلِيطَيْنِ فَإِنَّهُمَا يَتَرَاجَعَانِ بَيْنَهُمَا بِالسَّوِيَّةِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. el-Müsennâ, ona babası, ona Sumame b. Abdullah b. Enes’in rivayet ettiğine göre Enes de kendisine şunu rivayet etmiştir: Ebu Bekir (ra) Rasulullah’ın (sav) miktarını tespit etmiş olduğu zekât farizası ile ilgili hükümleri yazdı ve: “İki ortağın sürüleri bir arada olursa, bunlar sonradan kendi aralarında adaletli bir şekilde hesaplaşırlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Şerike 2, 1/685
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Sümame b. Abdullah el-Ensarî (Sümame b. Abdullah b. Enes b. Malik)
4. Ebu Müsenna Abdullah b. Müsenna el-Ensarî (Abdullah b. Müsenna b. Abdullah b. Enes b. Malik)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Ensari (Muhammed b. Abdullah b. Müsenna b. Abdullah b. Enes b. Malik)
Konular:
Mühür, resmi evrakta
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22052, N002491
Hadis:
أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ سَوَّادِ بْنِ الأَسْوَدِ بْنِ عَمْرٍو وَأَحْمَدُ بْنُ عَمْرٍو وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ عَنِ ابْنِ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ أَنَّ أَبَا الزُّبَيْرِ حَدَّثَهُ أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فِيمَا سَقَتِ السَّمَاءُ وَالأَنْهَارُ وَالْعُيُونُ الْعُشْرُ وَفِيمَا سُقِىَ بِالسَّانِيَةِ نِصْفُ الْعُشْرِ » .
Tercemesi:
Bana Amr b. Sevvâd b. el-Esved b. Amr, Ahmed b. Amr ve el-Hâris b. Miskin’e kıraat yolu ile – ben de dinlemekte iken-, İbn Vehb’in rivayetini haber verdi, dedi ki: Bize Amr b. el-Hâris’in rivayet ettiğine göre Ebu’z-Zübeyr de kendisine, Câbir b. Abdullah’ı şöyle derken dinlediğini haber vermiştir: Rasulullah (sav): “Yağmurla, ırmaklarla ve pınarlarla sulanan arazinin mahsulünde (zekât) onda birdir. Taşıma ya da kuyudan çekerek sulanan arazinin mahsulünün zekâtı ise öşrün yarısı (yirmide biri) dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 25, /2248
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Haris b. Miskin el-Ümevî (Haris b. Miskin b. Muhammed)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, sulanan-sulanmayan mahsullerde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18602, T001377
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْعَجْمَاءُ جُرْحُهَا جُبَارٌ وَالْبِئْرُ جُبَارٌ وَالْمَعْدِنُ جُبَارٌ وَفِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ » . حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ. {قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْعَجْمَاءُ جُرْحُهَا جُبَارٌ وَالْبِئْرُ جُبَارٌ وَالْمَعْدِنُ جُبَارٌ وَفِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ »} قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ وَعَمْرِو بْنِ عَوْفٍ الْمُزَنِىِّ وَعُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ قَالَ أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ وَتَفْسِيرُ حَدِيثِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « الْعَجْمَاءُ جُرْحُهَا جُبَارٌ » . يَقُولُ هَدَرٌ لاَ دِيَةَ فِيهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَمَعْنَى قَوْلِهِ « الْعَجْمَاءُ جُرْحُهَا جُبَارٌ » . فَسَّرَ ذَلِكَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ قَالُوا الْعَجْمَاءُ الدَّابَّةُ الْمُنْفَلِتَةُ مِنْ صَاحِبِهَا فَمَا أَصَابَتْ فِى انْفِلاَتِهَا فَلاَ غُرْمَ عَلَى صَاحِبِهَا . « وَالْمَعْدِنُ جُبَارٌ » . يَقُولُ إِذَا احْتَفَرَ الرَّجُلُ مَعْدِنًا فَوَقَعَ فِيهَا إِنْسَانٌ فَلاَ غُرْمَ عَلَيْهِ . وَكَذَلِكَ الْبِئْرُ إِذَا احْتَفَرَهَا الرَّجُلُ لِلسَّبِيلِ فَوَقَعَ فِيهَا إِنْسَانٌ فَلاَ غُرْمَ عَلَى صَاحِبِهَا . « وَفِى الرِّكَازِ الْخُمُسُ » . وَالرِّكَازُ مَا وُجِدَ فِى دَفْنِ أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ . فَمَنْ وَجَدَ رِكَازًا أَدَّى مِنْهُ الْخُمُسَ إِلَى السُّلْطَانِ . وَمَا بَقِىَ فَهُوَ لَهُ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Meni‘, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Hayvanın yaralaması hederdir (cezası yoktur), kuyuya düşmekten dolayı da bir ceza gerekmez, maden ocaklarından dolayı da bir ceza gerekmez, rikâzda (definelerde) beşte bir (zekât) vardır.”
Bize Kuteybe, ona el-Leys b. Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir. [Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Hayvanın yaralaması hederdir (bundan dolayı ceza söz konusu olmaz), kuyuya düşmekten dolayı da ceza gerekmez, madene düşmekten dolayı da ceza gerekmez, rikâz (definede de) beşte bir (zekât) vardır.”]
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Câbir, Amr b. Avf el-Müzenî ve Ubade b. es-Sâmit’ten de gelmiş rivayetler vardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. Bize el-Ensari, ona Ma‘n dedi ki: Bize Mâlik b. Enes rivayet etti: Nebi’nin hadisinin tefsiri (açıklaması) şudur: “Hayvanın yaralaması hederdir (karşılığında ceza verilmez)” yani bundan dolayı bir diyet yoktur, hederdir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: “Hayvanın yaralaması hederdir” buyruğunun manasına gelince bunu, kimi ilim adamı açıklayarak şöyle demiştir: Acmâ (hayvan)dan kasıt sahibinden bir şekilde kurtulup kaçmış hayvandır. Bu kaçışı esnasında bir şeylere zarar verecek olursa onun sahibinin herhangi bir tazminat ödemesi söz konusu olmaz.
“Maden de hederdir.” Bununla da şunu söylemektedir: Bir kimse bir maden ocağı kazsa ve oraya bir insan düşse bundan dolayı ona tazminat düşmez. Aynı şekilde bir kimse giden gelen herkesin yararlanması için bir kuyu kazsa ve oraya bir insan düşse, o kuyu sahibine bir tazminat yükümlülüğü olmaz.
“Rikâzda (definede) da beşte bir vardır. Buradaki rikâz’dan kasıt cahiliye dönemi gömüleri arasında bulunan değerli şeylerdir. Her kim bir rikâz bulacak olursa onun beşte birini sultana (İslam devletine) öder, geri kalanı da ona aittir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 37, 3/661
Senetler:
()
Konular:
Zaruret, sorumluluğu, düşüren mazeretler
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, yeraltından çıkarılan şeylerde