Bana Malik, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona babası, ona Bilal b. el-Hâris el-Müzenî’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"İnsan nereye varacağını bilmeden Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah’ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona gazabını yazar."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39524, MU001818
Hadis:
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَلْقَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ بِلاَلِ بْنِ الْحَارِثِ الْمُزَنِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ "إِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلِمَةِ مِنْ رِضْوَانِ اللَّهِ مَا كَانَ يَظُنُّ أَنْ تَبْلُغَ مَا بَلَغَتْ يَكْتُبُ اللَّهُ لَهُ بِهَا رِضْوَانَهُ إِلَى يَوْمِ يَلْقَاهُ وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلَمِةِ مِنْ سَخَطِ اللَّهِ مَا كَانَ يَظُنُّ أَنْ تَبْلُغَ مَا بَلَغَتْ يَكْتُبُ اللَّهُ لَهُ بِهَا سَخَطَهُ إِلَى يَوْمِ يَلْقَاهُ."
Tercemesi:
Bana Malik, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona babası, ona Bilal b. el-Hâris el-Müzenî’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"İnsan nereye varacağını bilmeden Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah’ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona gazabını yazar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kelâm 1818, 1/383
Senetler:
1. Bilal b. Haris (Bilal b. Haris b. Ukeym b. Sa'd)
2. Amr b. Alkame el-Leysi (Amr b. Alkame b. Vakkas)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Söz, kötü söz söylemek
Söz, sözün sorumluluğu
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
Öneri Formu
Hadis Id, No:
202118, KK2/263
Hadis:
قَوْلٌ مَعْرُوفٌ وَمَغْفِرَةٌ خَيْرٌ مِنْ صَدَقَةٍ يَتْبَعُهَا أَذًى وَاللَّهُ غَنِيٌّ حَلِيمٌ
Tercemesi:
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Bakara 2/263, /
Senetler:
()
Konular:
Cezalandırma ve ödüllendirme
Sadaka, güzel söz söylemek, dinlemek
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Teşvik edilenler, Bağışlayıcı olmak
Açıklama: عَلِيِّ بْن زَيْدٍ zayıf olduğundan dolayı ve أَوْس بْن خَالِدٍ'in meçhûl olmasından dolayı isnad zayıftır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
45953, HM008624
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنٌ وَعَفَّانُ قَالَا حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَوْسِ بْنِ خَالِدٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَثَلُ الَّذِي يَجْلِسُ فَيَسْمَعُ الْحِكْمَةَ ثُمَّ لَا يُحَدِّثُ عَنْ صَاحِبِهِ إِلَّا بِشَرِّ مَا سَمِعَ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَتَى رَاعِيًا فَقَالَ يَا رَاعِيَ اجْزُرْ لِي شَاةً مِنْ غَنَمِكَ قَالَ اذْهَبْ فَخُذْ بِأُذُنِ خَيْرِهَا فَذَهَبَ فَأَخَذَ بِأُذُنِ كَلْبِ الْغَنَمِ
Tercemesi:
Bize Hasan ve Affan, onlara Hammad b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Evs b. Halid, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Bir yerde) oturup hikmet içeren konuşmayı dinledikten sonra (konuşmacı) arkadaşından işittiği (sözlerin) yalnız kötü (yani yanılma, unutma, dil sürçmesi sayılabilecek) olan kısımını anlatan kişinin durumu şu adamın durumuna benzer. (Bu Adam) bir çobanın yanına varır ve 'Ey çoban! Bana koyunlarından kesilmeye elverişli (semiz) bir koyun ver', der. Çoban (da), 'Git de koyunların en iyisinin kulağından tut (götür)', der. Bunun üzerine adam gidip sürünün köpeğinin kulağından tutar.
Açıklama:
عَلِيِّ بْن زَيْدٍ zayıf olduğundan dolayı ve أَوْس بْن خَالِدٍ'in meçhûl olmasından dolayı isnad zayıftır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 8624, 3/330
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Bilgi ve Ahlak
Bilgi, faydalı olanına talip olmak
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Açıklama: Hadis sahihtir. Ancak Hasan el-Basrî, Ebû Hureyre'den hadis işitmemiştir. Ancak bunu hadis Ebû Hureyre'den gelen başka bir tarik ile tashîh edilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46006, HM008643
Hadis:
قَالَ حَدَّثَنَاه أَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ قَالَ حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلِمَةِ مَا يَرَى أَنْ تَبْلُغَ حَيْثُ بَلَغَتْ يَهْوِي بِهَا فِي النَّارِ سَبْعِينَ خَرِيفًا
Tercemesi:
Bize Esved b. Amir, ona Cerir b. Hazim, ona Hasan, ona Ebu Hüreyre (ra), Rasulullahın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"İnsan nereye varacağını bilmeden öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle cehennemde yetmiş yıllık mesafeye düşer."
Açıklama:
Hadis sahihtir. Ancak Hasan el-Basrî, Ebû Hureyre'den hadis işitmemiştir. Ancak bunu hadis Ebû Hureyre'den gelen başka bir tarik ile tashîh edilmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 8643, 3/335
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
4. Şâzân Esved b. Âmir eş-Şâmî (Esved b. Âmir)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Söz, sözün sorumluluğu
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Açıklama: İsnadın zayıflığının sebebi; Alî b. Zeyd'in zayıf bir râvî olması ve Evs b. Hâlid'in meçhûl olmasıdır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
48906, HM009249
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَوْسِ بْنِ خَالِدٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَثَلُ الَّذِي يَسْمَعُ الْحِكْمَةَ وَيَتَّبِعُ شَرَّ مَا يَسْمَعُ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَتَى رَاعِيًا فَقَالَ لَهُ أَجْزِرْنِي شَاةً مِنْ غَنَمِكَ فَقَالَ اذْهَبْ فَخُذْ بِأُذُنِ خَيْرِهَا شَاةً فَذَهَبَ فَأَخَذَ بِأُذُنِ كَلْبِ الْغَنَمِ
Tercemesi:
Bize Affan, ona Hammad (b. Seleme), ona Ali b. Zeyd, ona Evs b. Halid, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Bir yerde) oturup hikmet içeren konuşmayı dinledikten sonra işittiği (sözlerin) yalnız kötü (yani yanılma, unutma, dil sürçmesi sayılabilecek) olan kısımını anlatan kişinin durumu şu adamın durumuna benzer. (Bu Adam) bir çobanın yanına varır ve 'Ey çoban! Bana koyunlarından kesilmeye elverişli (semiz) bir koyun ver', der. Çoban (da), 'Git de koyunların en iyisinin kulağından tut (götür)', der. Bunun üzerine adam gidip sürünün köpeğinin kulağından tutar.
Açıklama:
İsnadın zayıflığının sebebi; Alî b. Zeyd'in zayıf bir râvî olması ve Evs b. Hâlid'in meçhûl olmasıdır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 9249, 3/466
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Bilgi ve Ahlak
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Açıklama: İsnad, Ali b. Zeyd'in zayıf olmasından ve Evs b. Hâlid'in meçhûl olmasından dolayı zayıftır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50851, HM010614
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَوْسِ بْنِ خَالِدٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَثَلُ الَّذِي يَسْمَعُ الْحِكْمَةَ ثُمَّ لَا يُخْبِرُ عَنْ صَاحِبِهِ إِلَّا بِشَرِّ مَا سَمِعَ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَتَى رَاعِيَ غَنَمٍ فَقَالَ أَجْزِرْنِي شَاةً مِنْ غَنَمِكَ فَقَالَ اخْتَرْ فَأَخَذَ بِأُذُنِ كَلْبِ الْغَنَمِ
Tercemesi:
Bize Yezid, ona Hammad (b. Seleme), ona Ali b. Zeyd, ona Evs b. Halid, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Bir yerde oturup) hikmet içeren konuşmayı dinledikten sonra işittiği (sözlerin) yalnız kötü (yani yanılma, unutma, dil sürçmesi sayılabilecek) olan kısımını anlatan kişinin durumu şu adamın durumuna benzer. (Bu Adam) bir çobanın yanına varır ve 'Ey çoban! Bana koyunlarından kesilmeye elverişli (semiz) bir koyun ver', der. Çoban (da), 'Git de koyunların en iyisinin kulağından tut (götür)', der. Bunun üzerine adam gidip sürünün köpeğinin kulağından tutar.
Açıklama:
İsnad, Ali b. Zeyd'in zayıf olmasından ve Evs b. Hâlid'in meçhûl olmasından dolayı zayıftır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 10614, 3/737
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Bilgi ve Ahlak
Bilgi, faydalı olanına talip olmak
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Açıklama: Hadis sahihtir. İsnadda ise inkıta' vardır. Çünkü Hasen el-Basrî, Ebû Hureyre'den hadis işitmemiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51818, HM010908
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ يَعْنِي ابْنَ مَهْدِيٍّ حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ قَالَ سَمِعْتُ الْحَسَنَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلِمَةِ وَمَا يَرَى أَنَّهَا تَبْلُغُ حَيْثُ بَلَغَتْ يَهْوِي بِهَا فِي النَّارِ سَبْعِينَ خَرِيفًا
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Mehdî, ona Cerir b. Hazim, ona Hasan, ona da Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"İnsan nereye varacağını bilmeden öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle cehennemde yetmiş yıllık mesafeye düşer."
Açıklama:
Hadis sahihtir. İsnadda ise inkıta' vardır. Çünkü Hasen el-Basrî, Ebû Hureyre'den hadis işitmemiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 10908, 3/799
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
4. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Söz, sözün sorumluluğu
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Takva, eline ve diline sahip olmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50274, HM010404
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ قَالَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَبِي مَيْمُونَةَ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّهُ
أَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِذَا رَأَيْتُكَ طَابَتْ نَفْسِي وَقَرَّتْ عَيْنِي فَأَنْبِئْنِي عَنْ كُلِّ شَيْءٍ فَقَالَ كُلُّ شَيْءٍ خُلِقَ مِنْ مَاءٍ قَالَ فَأَنْبِئْنِي بِعَمَلٍ إِنْ عَمِلْتُ بِهِ دَخَلْتُ الْجَنَّةَ قَالَ أَفْشِ السَّلَامَ وَأَطِبْ الْكَلَامَ وَصِلْ الْأَرْحَامَ وَقُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّاسُ نِيَامٌ تَدْخُلْ الْجَنَّةَ بِسَلَامٍ
Tercemesi:
Bize Abdussamed, ona Hemmam, ona Katâde, ona da Ebu Meymûne, Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti.
Ebu Hüreyre (ra), Rasulullah'ın (sav) yanına gelip şöyle demiş, 'Ya Rasulallah! Seni gördüğümde içim huzurla dolar ve gönlüm ferahlar. Bana her şey hakkında bir haber verebilir misin?'. Rasulullah (sav) şöyle cevap vermiş; "Her şey sudan yaratılmıştır." Ebu Hureyre (ra), Ona (sav), 'Bana öyle bir amel söyle ki onu yaptığımda cennete gireyim', demiş. Rasulullah (sav) şöyle demiş; "Selamı yay, güzel söz söyle, sıla-i rahime devam et ve insanlar uyurken namaz kıl ki emân içerisinde cennete giresin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 10404, 3/697
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Meymune el-Fârisî (Süleym)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Sehl Abdussamed b. Abdulvâris et-Temimî (Abdussamed b. Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
KTB, SELAM
KTB, YARATILIŞ
Nafile ibadet, geceleyin
Sadaka, güzel söz söylemek, dinlemek
Selam, selamı yaymak
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Yaratma, Yaratılış
Bana Muhammed b. Hakem, ona en-Nadr, ona İsrâîl, ona Sa'd et-Tâî, ona Muhıl b. Halîfe, ona da Adiy b. Hâtim şöyle rivâyet etti:
"Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda otururken bir adam gelip fakirlikten şikâyette bulundu. Sonra başka biri gelip yolların kesilmesinden şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana; “Ya Adiyy, Hîre’yi gördün mü?” diye sordu. Ben, “Görmedim, ancak bana o şehir hakkında bazı haberler verildi” dedim. O zaman Rasûlullah (sav), “Eğer ömrün uzun olursa, deve sırtında Hîre’den (tek başına) yola çıkan bir kadının Kâbe’ye kadar gelip onu tavaf edeceğini görürsün; bu seyahat esnasında o kadın, yüreğinde Allah korkusundan başka hiçbir korku hissetmeyecektir” dedi. Bunun üzerine ben kendi kendime; “Ülkelere dehşet saçan Tayy kabilesinin yol kesici eşkıyaları nereye gidecek?” dedim. Hz. Peygamber (sav) sözüne şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, Kisrâ hazinelerinin fethedildiğini de görürsün.” Ben, “Hürmüz’ün oğlu Kisrâ mı?” diye sordum. “Evet, Hürmüz’ün oğlu Kisrâ” buyurdu ve şöyle devam etti: “Eğer ömrün uzun olursa, eli altın ve gümüşle dolu olan bir adamın, bunları kabul edecek bir insan aradığını, ama kimsenin onları kabul etmediğini de göreceksin. Hepiniz mutlaka bir gün Allah’a kavuşacaksınız; hem de aranızda hiçbir tercüman olmadan O’na varacaksınız. Allah; “Ben sana, (emirlerimi) tebliğ eden bir Peygamber göndermedim mi?” diye soracak. İnsan da; “Evet, ya Rabbi” diyecek. Allah tekrar; “Ben sana mal vermedim mi? Sana lütufta bulunmadım mı?” diye soracak. İnsan, “Evet, ya Rabbi” diyecek. Sonra sağına bakacak, cehennemden başka bir şey göremeyecek. Soluna bakacak, yine cehennemden başka bir şey göremeyecek.”
Adiyy şöyle der: “Ben, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini de işittim: “Yarım hurma ile olsa da (onu tasadduk ederek) kendinizi cehennemden koruyun! Yarım hurmayı bile bulamazsanız, bari güzel bir sözle cehennemden korunun!”
Bana Abdullah, ona Ebû Âsım, ona Sa'dân b. Bişr, ona Ebû Mücâhid, ona Muhıll b. Halîfe, ona da Adiyy rivâyet etti: "Ben Peygamber aleyhisselâmın huzurunda oturuyordum..."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280697, B003595-2
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْحَكَمِ أَخْبَرَنَا النَّضْرُ أَخْبَرَنَا إِسْرَائِيلُ أَخْبَرَنَا سَعْدٌ الطَّائِىُّ أَخْبَرَنَا مُحِلُّ بْنُ خَلِيفَةَ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ بَيْنَا أَنَا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِذْ أَتَاهُ رَجُلٌ فَشَكَا إِلَيْهِ الْفَاقَةَ ، ثُمَّ أَتَاهُ آخَرُ ، فَشَكَا قَطْعَ السَّبِيلِ . فَقَالَ « يَا عَدِىُّ هَلْ رَأَيْتَ الْحِيرَةَ » . قُلْتُ لَمْ أَرَهَا وَقَدْ أُنْبِئْتُ عَنْهَا . قَالَ « فَإِنْ طَالَتْ بِكَ حَيَاةٌ لَتَرَيَنَّ الظَّعِينَةَ تَرْتَحِلُ مِنَ الْحِيرَةِ ، حَتَّى تَطُوفَ بِالْكَعْبَةِ ، لاَ تَخَافُ أَحَدًا إِلاَّ اللَّهَ » - قُلْتُ فِيمَا بَيْنِى وَبَيْنَ نَفْسِى فَأَيْنَ دُعَّارُ طَيِّئٍ الَّذِينَ قَدْ سَعَّرُوا الْبِلاَدَ « وَلَئِنْ طَالَتْ بِكَ حَيَاةٌ لَتُفْتَحَنَّ كُنُوزُ كِسْرَى » . قُلْتُ كِسْرَى بْنِ هُرْمُزَ قَالَ « كِسْرَى بْنِ هُرْمُزَ ، وَلَئِنْ طَالَتْ بِكَ حَيَاةٌ ، لَتَرَيَنَّ الرَّجُلَ يُخْرِجُ مِلْءَ كَفِّهِ مِنْ ذَهَبٍ أَوْ فِضَّةٍ ، يَطْلُبُ مَنْ يَقْبَلُهُ مِنْهُ ، فَلاَ يَجِدُ أَحَدًا يَقْبَلُهُ مِنْهُ ، وَلَيَلْقَيَنَّ اللَّهَ أَحَدُكُمْ يَوْمَ يَلْقَاهُ ، وَلَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ تُرْجُمَانٌ يُتَرْجِمُ لَهُ . فَيَقُولَنَّ أَلَمْ أَبْعَثْ إِلَيْكَ رَسُولاً فَيُبَلِّغَكَ فَيَقُولُ بَلَى . فَيَقُولُ أَلَمْ أُعْطِكَ مَالاً وَأُفْضِلْ عَلَيْكَ فَيَقُولُ بَلَى . فَيَنْظُرُ عَنْ يَمِينِهِ فَلاَ يَرَى إِلاَّ جَهَنَّمَ ، وَيَنْظُرُ عَنْ يَسَارِهِ فَلاَ يَرَى إِلاَّ جَهَنَّمَ » . قَالَ عَدِىٌّ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « اتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقَّةِ تَمْرَةٍ ، فَمَنْ لَمْ يَجِدْ شِقَّةَ تَمْرَةٍ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ » . قَالَ عَدِىٌّ فَرَأَيْتُ الظَّعِينَةَ تَرْتَحِلُ مِنَ الْحِيرَةِ حَتَّى تَطُوفَ بِالْكَعْبَةِ ، لاَ تَخَافُ إِلاَّ اللَّهَ ، وَكُنْتُ فِيمَنِ افْتَتَحَ كُنُوزَ كِسْرَى بْنِ هُرْمُزَ ، وَلَئِنْ طَالَتْ بِكُمْ حَيَاةٌ لَتَرَوُنَّ مَا قَالَ النَّبِىُّ أَبُو الْقَاسِمِ صلى الله عليه وسلم « يُخْرِجُ مِلْءَ كَفِّهِ » . حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ أَخْبَرَنَا سَعْدَانُ بْنُ بِشْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُجَاهِدٍ حَدَّثَنَا مُحِلُّ بْنُ خَلِيفَةَ سَمِعْتُ عَدِيًّا كُنْتُ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Hakem, ona en-Nadr, ona İsrâîl, ona Sa'd et-Tâî, ona Muhıl b. Halîfe, ona da Adiy b. Hâtim şöyle rivâyet etti:
"Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda otururken bir adam gelip fakirlikten şikâyette bulundu. Sonra başka biri gelip yolların kesilmesinden şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana; “Ya Adiyy, Hîre’yi gördün mü?” diye sordu. Ben, “Görmedim, ancak bana o şehir hakkında bazı haberler verildi” dedim. O zaman Rasûlullah (sav), “Eğer ömrün uzun olursa, deve sırtında Hîre’den (tek başına) yola çıkan bir kadının Kâbe’ye kadar gelip onu tavaf edeceğini görürsün; bu seyahat esnasında o kadın, yüreğinde Allah korkusundan başka hiçbir korku hissetmeyecektir” dedi. Bunun üzerine ben kendi kendime; “Ülkelere dehşet saçan Tayy kabilesinin yol kesici eşkıyaları nereye gidecek?” dedim. Hz. Peygamber (sav) sözüne şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, Kisrâ hazinelerinin fethedildiğini de görürsün.” Ben, “Hürmüz’ün oğlu Kisrâ mı?” diye sordum. “Evet, Hürmüz’ün oğlu Kisrâ” buyurdu ve şöyle devam etti: “Eğer ömrün uzun olursa, eli altın ve gümüşle dolu olan bir adamın, bunları kabul edecek bir insan aradığını, ama kimsenin onları kabul etmediğini de göreceksin. Hepiniz mutlaka bir gün Allah’a kavuşacaksınız; hem de aranızda hiçbir tercüman olmadan O’na varacaksınız. Allah; “Ben sana, (emirlerimi) tebliğ eden bir Peygamber göndermedim mi?” diye soracak. İnsan da; “Evet, ya Rabbi” diyecek. Allah tekrar; “Ben sana mal vermedim mi? Sana lütufta bulunmadım mı?” diye soracak. İnsan, “Evet, ya Rabbi” diyecek. Sonra sağına bakacak, cehennemden başka bir şey göremeyecek. Soluna bakacak, yine cehennemden başka bir şey göremeyecek.”
Adiyy şöyle der: “Ben, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini de işittim: “Yarım hurma ile olsa da (onu tasadduk ederek) kendinizi cehennemden koruyun! Yarım hurmayı bile bulamazsanız, bari güzel bir sözle cehennemden korunun!”
Bana Abdullah, ona Ebû Âsım, ona Sa'dân b. Bişr, ona Ebû Mücâhid, ona Muhıll b. Halîfe, ona da Adiyy rivâyet etti: "Ben Peygamber aleyhisselâmın huzurunda oturuyordum..."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Menâkıb 25, 1/921
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Muhil b. Halife et-Tai (Muhil b. Halife)
3. Ebu Mücahid Sa'd et-Taî (Sa'd)
4. Sa'dan Said b. Beşir el-Cühenî (Said b. Beşir)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Sadaka, eliyle vermek
Sadaka, güzel söz söylemek, dinlemek
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
48910, HM009251
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِيِّ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا طِيَرَةَ وَخَيْرُهَا الْفَأْلُ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الْفَأْلُ قَالَ الْكَلِمَةُ الصَّالِحَةُ يَسْمَعُهَا أَحَدُكُمْ
Tercemesi:
Bize Affan, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Uğursuzluk yoktur, güzel (hayırlı) olan hayra/iyiye yormaktır." dedi. Sahabe, 'iyiye yormak nedir? Ey Allah'ın Rasulü', dediler. Peygamber de, "sizden birinin işittiği(nde sevineceği) salih (hoşa gidecek güzel) sözler söylemektir", dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 9251, 3/466
Senetler:
()
Konular:
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
Uğur-uğursuzluk