حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ فُضَيْلُ بْنُ حُسَيْنٍ الْجَحْدَرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ هِلاَلٍ الْعَبْسِىُّ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ جَاءَ نَاسٌ مِنَ الأَعْرَابِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا إِنَّ نَاسًا مِنَ الْمُصَدِّقِينَ يَأْتُونَنَا فَيَظْلِمُونَنَا. قَالَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"ارْضُوا مُصَدِّقِيكُمْ."
[قَالَ جَرِيرٌ مَا صَدَرَ عَنِّى مُصَدِّقٌ مُنْذُ سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلاَّ وَهُوَ عَنِّى رَاضٍ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3812, M002298
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ فُضَيْلُ بْنُ حُسَيْنٍ الْجَحْدَرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ هِلاَلٍ الْعَبْسِىُّ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ جَاءَ نَاسٌ مِنَ الأَعْرَابِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا إِنَّ نَاسًا مِنَ الْمُصَدِّقِينَ يَأْتُونَنَا فَيَظْلِمُونَنَا. قَالَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"ارْضُوا مُصَدِّقِيكُمْ."
[قَالَ جَرِيرٌ مَا صَدَرَ عَنِّى مُصَدِّقٌ مُنْذُ سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلاَّ وَهُوَ عَنِّى رَاضٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil Fudayl b. el-Husayn el-Cahderî, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Muhammed b. Ebu İsmail, ona Abdurrahman b. Hilal el-Absî, ona da Cerir b. Abdullah el-Becelî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Bedevi bazı kimseler Rasulullah’ın (sav) huzuruna gelerek, zekât toplayıcılardan bazı kimseler yanımıza geliyor ve bize haksızlık ediyorlar, dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "zekât toplayıcılarınızı hoşnut edin" buyurdu.
[Cerir; ben bunu Rasulullah'tan (sav) işittiğimden beri, benden hoşnut olmaksızın hiçbir zekât memuru (yanımdan) ayrılmamıştır dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2298, /385
Senetler:
()
Konular:
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10831, D001586
Hadis:
حَدَّثَنَا مَهْدِىُّ بْنُ حَفْصٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ رَجُلٍ يُقَالُ لَهُ دَيْسَمٌ - وَقَالَ ابْنُ عُبَيْدٍ مِنْ بَنِى سَدُوسٍ - عَنْ بَشِيرِ بْنِ الْخَصَاصِيَةِ - قَالَ ابْنُ عُبَيْدٍ فِى حَدِيثِهِ وَمَا كَانَ اسْمُهُ بَشِيرًا - وَلَكِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمَّاهُ بَشِيرًا قَالَ قُلْنَا إِنَّ أَهْلَ الصَّدَقَةِ يَعْتَدُونَ عَلَيْنَا أَفَنَكْتُمْ مِنْ أَمْوَالِنَا بِقَدْرِ مَا يَعْتَدُونَ عَلَيْنَا فَقَالَ
"لاَ."
Tercemesi:
Bize (Ebu Muhammed) Mehdi b. Hafs (el-Bağdadi), Muhammed b. Ubeyd -manen rivayet yoluyla-, onlara (Ebu İsmail) Hammad (b. Zeyd el-Ezdî), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Deysem (es-Sedusî) denilen bir adam -ki İbn Ubeyd, bu adamın Benî Sedûs kabilesinden olduğunu söylemiştir-, ona da (İbn Hasâsiyye) Beşir b. Hasâsiyye (es-Sedûsî'nin) -ki İbn Ubeyd, rivayet ettiği hadiste bu kişinin gerçek isminin Beşir olmadığını ancak Rasulullah 'ın (sav) ona Beşir adını verdiğini söylemiştir- şöyle dediğini rivayet etmiştir: Zekât toplamakla görevli olan kişiler bize karşı haksızlık yapıyorlar. (Bu durumda) bize yaptıkları haksızlık oranında mallarımızın bir kısmın gizleyebilir miyiz? diye (Rasulullah'a (sav)) sorduk. Bunun üzerine (Rasulullah (sav)): "hayır" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /371
Senetler:
1. İbn Hasâsiyye Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî (Beşîr b. Zeyd b. Ma'bed b. Dabbâb)
2. Deysem es-Sedusî (Deysem)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10832, D001587
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ وَيَحْيَى بْنُ مُوسَى قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ أَيُّوبَ بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ
"قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أَصْحَابَ الصَّدَقَةِ يَعْتَدُونَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَفَعَهُ عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali (el-Hüzelî) ve Yahya b. Musa (el-Huddânî), onlara Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid el-Ezdî), ona da Eyyüb (es-Sahtiyânî) aynı isnadla manen rivayet etmiş; ancak buradaki rivayete göre ravi (Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî'nin) şöyle demiştir;
"Rasulullah'a (sav); Ya Rasulallah! Zekât toplamakla görevli olan kişiler haksızlık yapıyorlar dedik."
[Ebû Davud şöyle demiştir: (Burada) Abdürrezzak (b. Hemmam), Mamer (b. Raşid el-Ezdî) yoluyla hadisi, Hz. Peygamber'e dayandırmıştır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /371
Senetler:
1. İbn Hasâsiyye Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî (Beşîr b. Zeyd b. Ma'bed b. Dabbâb)
2. Deysem es-Sedusî (Deysem)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10833, D001588
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ عَنْ أَبِى الْغُصْنِ عَنْ صَخْرِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جَابِرِ بْنِ عَتِيكٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"سَيَأْتِيكُمْ رَكْبٌ مُبَغَّضُونَ فَإِذَا جَاءُوكُمْ فَرَحِّبُوا بِهِمْ وَخَلُّوا بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ مَا يَبْتَغُونَ فَإِنْ عَدَلُوا فَلأَنْفُسِهِمْ وَإِنْ ظَلَمُوا فَعَلَيْهَا وَأَرْضُوهُمْ فَإِنَّ تَمَامَ زَكَاتِكُمْ رِضَاهُمْ وَلْيَدْعُوا لَكُمْ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ أَبُو الْغُصْنِ هُوَ ثَابِتُ بْنُ قَيْسِ بْنِ غُصْنٍ.]
Tercemesi:
Bize Abbas b. Abdulazim (el-Anberî) ve Muhammed b. el-Müsenna, onlara Ebu Muhammed Bişr b. Ömer (ez-Zehraî), ona Ebu Ğusn (Sabit b. Kays), ona Sahr b. İshak, ona Abdurrahman b. Cabir b. Atîk (el-Ensarî), ona da babası (Cabir b. Atîk el-Ensarî), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Yakında yanınıza istenmeyen bir kafile gelecek. Yanınıza geldiklerinde onları hoş karşılayın ve (zekât konusundaki) istekleriyle baş başa bırakın. Eğer adil hareket ederlerse kendi lehlerine olur. Zulmederlerse de aleyhlerine olur. Onların gönlünü hoş edin. Şüphesiz zekatınızın (sevabının) kemali, onların rızasına bağlıdır. (Böyle yapın ki) onlar da sizin için (hayır) dua etsinler."
[Ebû Davut dedi ki: (Senette yer alan) Ebu Ğusn, Sabit b. Kays b. Ğusn'dur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /372
Senetler:
0. Abdurrahman b. Cabir el-Ensarî (Abdurrahman b. Cabir b. Atik)
1. Cebr b. Atîk el-Ensarî (Cabir b. Atik b. Kays b. Mürrî b. Ka'b b. Seleme)
2. Sahr b. İshak el-Gifarî (Sahr b. İshak)
3. Ebu Ğusn Sabit b. Kays el-Gifari (Sabit b. Kays)
4. Ebu Muhammed Bişr b. Ömer ez-Zehraî (Bişr b. Ömer b. Hakem b. Ukbe)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10834, D001589
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ يَعْنِى ابْنَ زِيَادٍ ح
وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ - وَهَذَا حَدِيثُ أَبِى كَامِلٍ - عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِى إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ هِلاَلٍ الْعَبْسِىُّ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ جَاءَ نَاسٌ - يَعْنِى مِنَ الأَعْرَابِ - إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا إِنَّ نَاسًا مِنَ الْمُصَدِّقِينَ يَأْتُونَا فَيَظْلِمُونَا. قَالَ فَقَالَ
"أَرْضُوا مُصَدِّقِيكُمْ." قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ ظَلَمُونَا قَالَ
"أَرْضُوا مُصَدِّقِيكُمْ."
[زَادَ عُثْمَانُ "وَإِنْ ظُلِمْتُمْ."]
[قَالَ أَبُو كَامِلٍ فِى حَدِيثِهِ قَالَ جَرِيرٌ مَا صَدَرَ عَنِّى مُصَدِّقٌ بَعْدَ مَا سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلاَّ وَهُوَ عَنِّى رَاضٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil (Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî), ona Abdülvahid b. Ziyad (el-Abdî); (T)
Bize Osman b. Ebu Şeybe (el-Absî), ona Abdurrahim b. Süleyman (el-Kinânî er-Razî) -ki bu rivayet, Ebu Kamil'in naklettiği hadistir-, ona Muhammed b. Ebu İsmail (es-Sülemî), ona Abdurrahman b. Ebu Hilal el-Absî, ona da Cerir b. Abdullah (el-Becelî) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) bazı insanlar; yani çöl halkından bazı kişiler geldi ve zekât görevlilerinden bazı kişiler bize gelip zulmediyorlar, dediler. Rasulullah(sav); "zekât görevlilerinizi razı edin," diye karşılık verdi. Onlar; Ya Rasulallah! Bize zulmetseler de mi? dediler. Rasulullah (sav) tekrar; "zekât görevlilerinizi razı edin," dedi.
[Ravi Osman (b. Ebu Şeybe el-Absî) şu ilaveyi de nakletmiştir: "Rasulullah (sav); "size zulmetseler de!" dedi.]
[Ravi Ebu Kamil (Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî), rivayet ettiği hadiste, Cerir'in (b. Abdullah el-Becelî); Rasulullah'ın (sav) böyle buyurduğunu duyduktan sonra, yanımdan ayrılan her zekât memuru mutlaka benden razı bir şekilde ayrılmışlardır, dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /372
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Abdurrahman b. Ebu Hilal el-Absî (Abdurrahman b. Hilal)
3. Muhammed b. Ebu İsmail es-Sülemi (Muhammed b. Raşid)
4. Ebu Ali Abdurrahim b. Süleyman el-Kinânî er-Razi (Abdurrahim b. Süleyman)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275167, D001586-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مَهْدِىُّ بْنُ حَفْصٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ رَجُلٍ يُقَالُ لَهُ دَيْسَمٌ - وَقَالَ ابْنُ عُبَيْدٍ مِنْ بَنِى سَدُوسٍ - عَنْ بَشِيرِ بْنِ الْخَصَاصِيَةِ - قَالَ ابْنُ عُبَيْدٍ فِى حَدِيثِهِ وَمَا كَانَ اسْمُهُ بَشِيرًا - وَلَكِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمَّاهُ بَشِيرًا قَالَ قُلْنَا إِنَّ أَهْلَ الصَّدَقَةِ يَعْتَدُونَ عَلَيْنَا أَفَنَكْتُمْ مِنْ أَمْوَالِنَا بِقَدْرِ مَا يَعْتَدُونَ عَلَيْنَا فَقَالَ
"لاَ."
Tercemesi:
Bize (Ebu Muhammed) Mehdi b. Hafs (el-Bağdadi), Muhammed b. Ubeyd -manen rivayet yoluyla-, onlara (Ebu İsmail) Hammad (b. Zeyd el-Ezdî), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Deysem (es-Sedusî) denilen bir adam -ki İbn Ubeyd, bu adamın Benî Sedûs kabilesinden olduğunu söylemiştir-, ona da (İbn Hasâsiyye) Beşir b. Hasâsiyye (es-Sedûsî'nin) -ki İbn Ubeyd, rivayet ettiği hadiste bu kişinin gerçek isminin Beşir olmadığını ancak Rasulullah 'ın (sav) ona Beşir adını verdiğini söylemiştir- şöyle dediğini rivayet etmiştir: Zekât toplamakla görevli olan kişiler bize karşı haksızlık yapıyorlar. (Bu durumda) bize yaptıkları haksızlık oranında mallarımızın bir kısmın gizleyebilir miyiz? diye (Rasulullah'a (sav)) sorduk. Bunun üzerine (Rasulullah (sav)): "hayır" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /371
Senetler:
1. İbn Hasâsiyye Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî (Beşîr b. Zeyd b. Ma'bed b. Dabbâb)
2. Deysem es-Sedusî (Deysem)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Muhammed Mehdi b. Hafs el-Bağdadi (Mehdi b. Hafs)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275159, D001581-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَكَرِيَّا بْنِ إِسْحَاقَ الْمَكِّىِّ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى سُفْيَانَ الْجُمَحِىِّ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ ثَفِنَةَ الْيَشْكُرِىِّ - قَالَ الْحَسَنُ رَوْحٌ يَقُولُ مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ - قَالَ
"اسْتَعْمَلَ نَافِعُ بْنُ عَلْقَمَةَ أَبِى عَلَى عِرَافَةِ قَوْمِهِ فَأَمَرَهُ أَنْ يُصَدِّقَهُمْ قَالَ فَبَعَثَنِى أَبِى فِى طَائِفَةٍ مِنْهُمْ فَأَتَيْتُ شَيْخًا كَبِيرًا يُقَالُ لَهُ سَعْرُ بْنُ دَيْسَمٍ فَقُلْتُ إِنَّ أَبِى بَعَثَنِى إِلَيْكَ - يَعْنِى لأُصَدِّقَكَ - قَالَ ابْنَ أَخِى وَأَىَّ نَحْوٍ تَأْخُذُونَ قُلْتُ نَخْتَارُ حَتَّى إِنَّا نَتَبَيَّنُ ضُرُوعَ الْغَنَمِ. قَالَ ابْنَ أَخِى فَإِنِّى أُحَدِّثُكَ أَنِّى كُنْتُ فِى شِعْبٍ مِنْ هَذِهِ الشِّعَابِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَنَمٍ لِى فَجَاءَنِى رَجُلاَنِ عَلَى بَعِيرٍ فَقَالاَ لِى إِنَّا رَسُولاَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْكَ لِتُؤَدِّىَ صَدَقَةَ غَنَمِكَ. فَقُلْتُ مَا عَلَىَّ فِيهَا فَقَالاَ شَاةٌ. فَأَعْمِدُ إِلَى شَاةٍ قَدْ عَرَفْتُ مَكَانَهَا مُمْتَلِئَةً مَحْضًا وَشَحْمًا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا . فَقَالاَ هَذِهِ شَاةُ الشَّافِعِ وَقَدْ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَأْخُذَ شَافِعًا. قُلْتُ فَأَىَّ شَىْءٍ تَأْخُذَانِ قَالاَ عَنَاقًا جَذَعَةً أَوْ ثَنِيَّةً. قَالَ فَأَعْمِدُ إِلَى عَنَاقٍ مُعْتَاطٍ. وَالْمُعْتَاطُ الَّتِى لَمْ تَلِدْ وَلَدًا وَقَدْ حَانَ وِلاَدُهَا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا فَقَالاَ نَاوِلْنَاهَا. فَجَعَلاَهَا مَعَهُمَا عَلَى بَعِيرِهِمَا ثُمَّ انْطَلَقَا."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ أَبُو عَاصِمٍ عَنْ زَكَرِيَّاءَ قَالَ أَيْضًا مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ. كَمَا قَالَ رَوْحٌ.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali, ona Veki', ona Zekeriyya b. İshak el-Mekki, ona Amr b. Ebu Süfyan el-Cumahî, ona da Müslim b. Sefine el-Yeşkurî, -Hasan (b. Ali), Ravh'ın (b. Ubade), Müslim b. Sefine'nin adının Müslim b. Şu'be olduğunu söylediğini nakletmiştir- şöyle demiştir.
"Nafi' b. Alkame, babamı kabilesinin zekatlarını toplamak için zekât memuru olarak atadı. Babam da beni kabileden bir topluluğa gönderdi. Ben de Sa'r b. Desîm olarak anılan ihtiyara gittim ve babam beni zekatını almam için sana gönderdi, dedim. İhtiyar bana kardeşimin oğlu nasıl alıyorsunuz? dedi. Ben de koyunun memelerinin nasıl olduğuna bakıp iyisini seçeriz, dedim. İhtiyar, kardeşimin oğlu, sana anlatayım, benin Hz. Peygamber (sav) zamanında şu vadilerden bir vadide koyunlarım vardı. Deve üzerinde iki adam geldi ve biz koyunlarının zekatını ödemen için Rasulullah'ın (sav) sana gönderdiği elçileriz, dediler. Koyunlardan ne (ödemem) gerekir deyince, bir koyun, dediler. Onlara iyi olduğunu bildiğim, süt ve yağ dolu bir koyunu çıkartmak için niyetlendim. Onlar, o karnında kuzusu olan bir koyundur. Hz. Peygamber (sav) kuzusu olan koyunu almamızı yasakladı, dediler. Neyi alacaksınız deyince, bir yaşında yavru dişi keçi (çebiç), iki yaşında oğlak, dediler. Ben de doğum vakti geldiği halde doğurmamış olan kısır bir keçiye yöneldim ve onlara vermek için çıkardım. Onu bize ver dediler ve bineklerinin üzerine koyup gittiler."
[Ebû Davud şöyle demiştir. Bu rivayeti Ebu Asım, Zekeriya'dan nakletmiş ve Ravh'ın dediği gibi ravi Müslim'in, Müslim b. Şu'be olduğunu belirtmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /369
Senetler:
1. Racül (Racül)
2. Ebu Cabir Si'r b. Süvade el-Amirî (Si'r b. Süvade)
3. Müslim b. Sefine el-Bekri (Müslim b. Sefine)
4. ibn Ebu Süfyan Amr b. Ebu Süfyan el-Kuraşî (Amr b. Ebu Süfyan b. Abdurrahman b. Safvan b. Ümeyye)
5. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
6. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
7. Muhammed b. Yunus en-Nesai (Muhammed b. Yunus)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275168, D001587-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ وَيَحْيَى بْنُ مُوسَى قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ أَيُّوبَ بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ
"قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أَصْحَابَ الصَّدَقَةِ يَعْتَدُونَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَفَعَهُ عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali (el-Hüzelî) ve Yahya b. Musa (el-Huddânî), onlara Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid el-Ezdî), ona da Eyyüb (es-Sahtiyânî) aynı isnadla manen rivayet etmiş; ancak buradaki rivayete göre ravi (Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî'nin) şöyle demiştir;
"Rasulullah'a (sav); Ya Rasulallah! Zekât toplamakla görevli olan kişiler haksızlık yapıyorlar dedik."
[Ebû Davud şöyle demiştir: (Burada) Abdürrezzak (b. Hemmam), Mamer (b. Raşid el-Ezdî) yoluyla hadisi, Hz. Peygamber'e dayandırmıştır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /371
Senetler:
1. İbn Hasâsiyye Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî (Beşîr b. Zeyd b. Ma'bed b. Dabbâb)
2. Deysem es-Sedusî (Deysem)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Musa el-Huddanî (Yahya b. Musa b. Abdirabbihi b. Salim)
Konular:
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275169, D001588-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ عَنْ أَبِى الْغُصْنِ عَنْ صَخْرِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جَابِرِ بْنِ عَتِيكٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"سَيَأْتِيكُمْ رَكْبٌ مُبَغَّضُونَ فَإِذَا جَاءُوكُمْ فَرَحِّبُوا بِهِمْ وَخَلُّوا بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ مَا يَبْتَغُونَ فَإِنْ عَدَلُوا فَلأَنْفُسِهِمْ وَإِنْ ظَلَمُوا فَعَلَيْهَا وَأَرْضُوهُمْ فَإِنَّ تَمَامَ زَكَاتِكُمْ رِضَاهُمْ وَلْيَدْعُوا لَكُمْ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ أَبُو الْغُصْنِ هُوَ ثَابِتُ بْنُ قَيْسِ بْنِ غُصْنٍ.]
Tercemesi:
Bize Abbas b. Abdulazim (el-Anberî) ve Muhammed b. el-Müsenna, onlara Ebu Muhammed Bişr b. Ömer (ez-Zehraî), ona Ebu Ğusn (Sabit b. Kays), ona Sahr b. İshak, ona Abdurrahman b. Cabir b. Atîk (el-Ensarî), ona da babası (Cabir b. Atîk el-Ensarî), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Yakında yanınıza istenmeyen bir kafile gelecek. Yanınıza geldiklerinde onları hoş karşılayın ve (zekât konusundaki) istekleriyle baş başa bırakın. Eğer adil hareket ederlerse kendi lehlerine olur. Zulmederlerse de aleyhlerine olur. Onların gönlünü hoş edin. Şüphesiz zekatınızın (sevabının) kemali, onların rızasına bağlıdır. (Böyle yapın ki) onlar da sizin için (hayır) dua etsinler."
[Ebû Davut dedi ki: (Senette yer alan) Ebu Ğusn, Sabit b. Kays b. Ğusn'dur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /372
Senetler:
1. Cebr b. Atîk el-Ensarî (Cabir b. Atik b. Kays b. Mürrî b. Ka'b b. Seleme)
2. Abdurrahman b. Cabir el-Ensarî (Abdurrahman b. Cabir b. Atik)
3. Sahr b. İshak el-Gifarî (Sahr b. İshak)
4. Ebu Ğusn Sabit b. Kays el-Gifari (Sabit b. Kays)
5. Ebu Muhammed Bişr b. Ömer ez-Zehraî (Bişr b. Ömer b. Hakem b. Ukbe)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275170, D001589-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ يَعْنِى ابْنَ زِيَادٍ ح
وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ - وَهَذَا حَدِيثُ أَبِى كَامِلٍ - عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِى إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ هِلاَلٍ الْعَبْسِىُّ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ جَاءَ نَاسٌ - يَعْنِى مِنَ الأَعْرَابِ - إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا إِنَّ نَاسًا مِنَ الْمُصَدِّقِينَ يَأْتُونَا فَيَظْلِمُونَا. قَالَ فَقَالَ
"أَرْضُوا مُصَدِّقِيكُمْ." قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ ظَلَمُونَا قَالَ
"أَرْضُوا مُصَدِّقِيكُمْ."
[زَادَ عُثْمَانُ "وَإِنْ ظُلِمْتُمْ."]
[قَالَ أَبُو كَامِلٍ فِى حَدِيثِهِ قَالَ جَرِيرٌ مَا صَدَرَ عَنِّى مُصَدِّقٌ بَعْدَ مَا سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلاَّ وَهُوَ عَنِّى رَاضٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil (Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî), ona Abdülvahid b. Ziyad (el-Abdî); (T)
Bize Osman b. Ebu Şeybe (el-Absî), ona Abdurrahim b. Süleyman (el-Kinânî er-Razî) -ki bu rivayet, Ebu Kamil'in naklettiği hadistir-, ona Muhammed b. Ebu İsmail (es-Sülemî), ona Abdurrahman b. Ebu Hilal el-Absî, ona da Cerir b. Abdullah (el-Becelî) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) bazı insanlar; yani çöl halkından bazı kişiler geldi ve zekât görevlilerinden bazı kişiler bize gelip zulmediyorlar, dediler. Rasulullah(sav); "zekât görevlilerinizi razı edin," diye karşılık verdi. Onlar; Ya Rasulallah! Bize zulmetseler de mi? dediler. Rasulullah (sav) tekrar; "zekât görevlilerinizi razı edin," dedi.
[Ravi Osman (b. Ebu Şeybe el-Absî) şu ilaveyi de nakletmiştir: "Rasulullah (sav); "size zulmetseler de!" dedi.]
[Ravi Ebu Kamil (Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî), rivayet ettiği hadiste, Cerir'in (b. Abdullah el-Becelî); Rasulullah'ın (sav) böyle buyurduğunu duyduktan sonra, yanımdan ayrılan her zekât memuru mutlaka benden razı bir şekilde ayrılmışlardır, dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /372
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Abdurrahman b. Ebu Hilal el-Absî (Abdurrahman b. Hilal)
3. Muhammed b. Ebu İsmail es-Sülemi (Muhammed b. Raşid)
4. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı