166 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Usame b. Zeyd şöyle demiştir: Bizler Peygamber'in (sav) yanında iken, kızlarından birinin elçisi gelip Hz. Peygamber'i, ölmek üzere olan çocuğunun yanına gelmesi için çağırdı. Peygamber (sav) elçiye "kızıma dön ve ona 'Allah'ın aldığı da verdiği de O'na aittir. Her şeyin O'nun katında belirlenmiş bir ömrü vardır' diye haber ver ve yine ona 'sabret, bu sabrın ecir ve sevabını Allah'tan bekle' diye tavsiye de bulun" buyurdu. Elçi gidip tekrar döndü ve “kızınız yemin ederek, mutlaka ona gitmeniz konusunda ısrar etti” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav), beraberinde Sa'd b. Ubâde ve Muâz b. Cebel olduğu hâlde kalkıp gitti. Hasta çocuk Peygamber'in kucağına verildi. Çocuğun nefesi, sanki bir tulum içindeymiş gibi, inip kalkıyordu. Bunun üzerine Peygamber'in (sav) gözünden yaşlar süzüldü. Sa'd b. Ubâde “ ey Allah'ın Rasulü, (bu nedir?)” dedi. Rasulullah (sav) "bu, Allah'ın kullarının kalplerine koyduğu bir merhamettir ve Allah kullarından merhametli olanlara merhamet eyler" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Usame şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) kızlarından birisinin erkek çocuğu ölüm döşeğindeydi. Kızı, Hz. Peygamber'e haber gönderip gelmesini istedi. Hz. Peygamber (sav) "Allah'ın (cc) aldıkları da O'nundur, verdikleri de yine O'nundur. Ve her şeyin ömrü belirlenmiş bir ecele kadardır. Sabretsin ve sevabını Allah'tan (cc) umsun" diye cavap gönderdi. Ancak kızı, yemin billah gelmesini istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) de ayağa kalktı. Onunla birlikte ben, Muaz b. Cebel, Übey b. Ka'b ve Ubade b. Samit de kalkıp gittik. İçeriye girdiğimizde Hz. Peygamber'e (sav) çocuğu verdiler. O esnada çocuğun göğsü hırıltılı bir şekilde - sanki o şöyle dedi- eski kırba gibi inip kalkıyordu. Hz. Peygamber (sav) ağladı. Bunun üzerine Sa'd b. Ubade "Ağlıyor musunuz?" diye sordu. Rasulullah (sav) "Allah (cc) kullarından ancak merhamet edenlere merhamet eder" buyurdu.