Öneri Formu
Hadis Id, No:
74686, HM023850
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ دَاوُدَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَابِرٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِي الْبَخْتَرِيِّ عَنْ حُذَيْفَةَ قَالَ
كُنَّا مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي جِنَازَةٍ فَلَمَّا انْتَهَيْنَا إِلَى الْقَبْرِ قَعَدَ عَلَى شَفَتِهِ فَجَعَلَ يَرُدُّ بَصَرَهُ فِيهِ ثُمَّ قَالَ يُضْغَطُ الْمُؤْمِنُ فِيهِ ضَغْطَةً تَزُولُ مِنْهَا حَمَائِلُهُ وَيُمْلَأُ عَلَى الْكَافِرِ نَارًا ثُمَّ قَالَ أَلَا أُخْبِرُكُمْ بِشَرِّ عِبَادِ اللَّهِ الْفَظُّ الْمُسْتَكْبِرُ أَلَا أُخْبِرُكُمْ بِخَيْرِ عِبَادِ اللَّهِ الضَّعِيفُ الْمُسْتَضْعَفُ ذُو الطِّمْرَيْنِ لَوْ أَقْسَمَ عَلَى اللَّهِ لَأَبَرَّ اللَّهُ قَسَمَهُ
Tercemesi:
Bize Musa b. Davud rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Muhammed b. Câbir, Amr b. Mürre’den, o Ebu’l-Bahtrî’den, o Hüzeyfe’den (ra) rivayet ettiğine göre şöyle dedi: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte bir cenazedeydik. Kabre ulaştık. Hz. Peygamber, kabrin kenarına oturdu ve oraya bakmaya başladı ve şöyle dedi: “(Kabire girdiğinde) mümine öyle bastırılır ki göğüs ve omuz bağları kaybolur, kabir kâfir için ateş doldurulur”. Ardından ekledi: “Size Allah’ın kullarının en kötülerini haber vereyim mi? Onlar katı kalpli ve kibirli olanlardır. Size Allah’ın kullarının en iyilerini haber vereyim mi? Onlar zayıf görülen, eski elbiseler giyen kimselerdir. Allah’a yemin etseler Allah onların yeminlerini doğru çıkarır.”
Açıklama:
Hadis inkıtadan dolayı zayıftır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Huzeyfe b. Yeman 23850, 7/751
Senetler:
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Ebu Bahterî Said b. Ebu İmran et-Taî (Said b. Feyruz)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Muhammed b. Cabir es-Sühaymi el-Hanefi (Muhammed b. Cabir b. Seyyar b. Talk)
5. Ebu Abdullah Musa b. Davud ed-Dabbî (Musa b. Davud)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Hayırlı, İnsanın hayırlısı
İnsan, en şerlisi
Kabir hayatı, Müminin Kabrinin genişletileceği,
Kibir, Kibir ve gurur
Öneri Formu
Hadis Id, No:
70784, HM021682
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مَنْصُورٍ قَالَ سَمِعْتُ رِبْعِيَّ بْنَ حِرَاشٍ يُحَدِّثُ عَنْ زَيْدِ بْنِ ظَبْيَانَ رَفَعَهُ إِلَى أَبِي ذَرٍّ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ ثَلَاثَةٌ يُحِبُّهُمْ اللَّهُ وَثَلَاثَةٌ يُبْغِضُهُمْ اللَّهُ أَمَّا الثَّلَاثَةُ الَّذِينَ يُحِبُّهُمْ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فَرَجُلٌ أَتَى قَوْمًا فَسَأَلَهُمْ بِاللَّهِ وَلَمْ يَسْأَلْهُمْ بِقَرَابَةٍ بَيْنَهُمْ فَمَنَعُوهُ فَتَخَلَّفَ رَجُلٌ بِأَعْقَابِهِمْ فَأَعْطَاهُ سِرًّا لَا يَعْلَمُ بِعَطِيَّتِهِ إِلَّا اللَّهُ وَالَّذِي أَعْطَاهُ وَقَوْمٌ سَارُوا لَيْلَتَهُمْ حَتَّى إِذَا كَانَ النَّوْمُ أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِمَّا يُعْدَلُ بِهِ نَزَلُوا فَوَضَعُوا رُءُوسَهُمْ فَقَامَ يَتَمَلَّقُنِي وَيَتْلُو آيَاتِي وَرَجُلٌ كَانَ فِي سَرِيَّةٍ فَلَقَوْا الْعَدُوَّ فَهُزِمُوا فَأَقْبَلَ بِصَدْرِهِ حَتَّى يُقْتَلَ أَوْ يَفْتَحَ اللَّهُ لَهُ وَالثَّلَاثَةُ الَّذِينَ يُبْغِضُهُمْ اللَّهُ الشَّيْخُ الزَّانِي وَالْفَقِيرُ الْمُخْتَالُ وَالْغَنِيُّ الظَّلُومُ
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Cafer rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Şu’be, Mansûr’dan şöyle rivayet etti: Rib‘î b. Hirâş, Zeyd b. Zabyân’dan Ebû Zer (ra) vasıtasıyla merfu olarak rivayet ettiğine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Üç kişiyi Allah sever, üç kişiyi ise sevmez. Allah’ın sevdiği üç kişi şunlardır: Öyle bir kimsedir ki bir topluluğa gidip onlardan akrabalık sebebiyle değil de Allah için bir şey istemiştir. Ona bir şey vermemişlerdir. Sonra bir kişi onlardan geri kaldı ve ona gizlice sadaka verdi. Onun verdiğini yalnızca Allah ve verdiği kimse biliyordu. Diğeri şu kimsedir: Bir kavim gece boyunca yolculuk yapmışlardı ve çok uykuları gelmişti. Bir yerde konakladılar ve başlarını uyumak için bir yere koydular. Ama içlerinden biri bana yalvarıyor, benim ayetlerimi okuyordu. Allah’ın sevdiği üçüncü kişi ise şudur: Bir orduda bir adam vardı. Düşmanla karşılaştılar ve mağlup oldular. O kişi öne atıldı ve öldürülene kadar veya Allah onun önünde yolu açana kadar savaştı. Allah’ın sevmediği üç kişi ise şunlardır: Zina eden ihtiyar, başkasına muhtaç olduğu halde kibirlenen fakir kişi, insanlara zulmeden zengin kimse.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu zer el-Ğıfari 21682, 7/165
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Zeyd b. Zabyan el-Kufî (Zeyd b. Zabyan)
3. Ebu Meryem Rib'î b. Hiraş el-Absî (Rib'î b. Hiraş b. Cahş)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
Konular:
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Cihad, cihada teşvik
Dünya, Zenginlik
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
İnsan, ihtiyarlık, yaşlanması
Kibir, Kibir ve gurur
Sadaka, gizli vermek
Yolculuk, tavsiye edilmesi
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
Zulüm / Zalim, zulmetmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
70785, HM021683
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ رِبْعِيِّ بْنِ حِرَاشٍ عَنْ أَبِي ذَرٍّ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُحِبُّ ثَلَاثَةً وَيُبْغِضُ ثَلَاثَةً يُبْغِضُ الشَّيْخَ الزَّانِيَ وَالْفَقِيرَ الْمُخْتَالَ وَالْمُكْثِرَ الْبَخِيلَ وَيُحِبُّ ثَلَاثَةً رَجُلٌ كَانَ فِي كَتِيبَةٍ فَكَرَّ يَحْمِيهِمْ حَتَّى قُتِلَ أَوْ يَفْتَحَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَرَجُلٌ كَانَ فِي قَوْمٍ فَأَدْلَجُوا فَنَزَلُوا مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ وَكَانَ النَّوْمُ أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِمَّا يُعْدَلُ بِهِ فَنَامُوا وَقَامَ يَتْلُو آيَاتِي وَيَتَمَلَّقُنِي وَرَجُلٌ كَانَ فِي قَوْمٍ فَأَتَاهُمْ رَجُلٌ يَسْأَلُهُمْ بِقَرَابَةٍ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَهُ فَبَخِلُوا عَنْهُ وَخَلَفَ بِأَعْقَابِهِمْ فَأَعْطَاهُ حَيْثُ لَا يَرَاهُ إِلَّا اللَّهُ وَمَنْ أَعْطَاهُ
Tercemesi:
Bize Abdülmelik b. Amr, Süfyân’dan, o Mansûr’dan, o Rib‘î b. Hirâş’tan, o Ebu Zer’den (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Yüce Allah üç kişiyi sever, üç kişiyi sevmez. Zina eden ihtiyarı, kibirlenen fakiri ve mal biriktiren cimri insanı sevmez. Sevdikleri ise şunlardır: Birincisi orduya katılmış bir adam vardır ki Arkadaşlarını korumak için öldürülene veya Allah ona bir yol açana kadar savaşmaya devam etmiştir. İkincisi bir toplulukla birlikte seyahat eden adamdır. Gece yolculuk ederken uyku bastırmış ve hepsi uyumuşlardır. Ama o kalkıp ayetlerimi okumuş ve bana yalvarmıştır. Üçüncüsü ise şudur: Bir topluluğa gelip aralarında her hangi bir yakınlık olmadığı halde bir muhtaç onlardan Allah için yardım istemiştir. Cimrilik yapıp ona bir şey vermemişlerdir. Bir adam topluluktan geri kalıp kimsenin görmediği bir yerde o muhtaç kimseye yardım etmiştir”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu zer el-Ğıfari 21683, 7/166
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Meryem Rib'î b. Hiraş el-Absî (Rib'î b. Hiraş b. Cahş)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
Konular:
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Cihad, cihada teşvik
Cimrilik, zemmedilişi
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
İnsan, ihtiyarlık, yaşlanması
Kibir, Kibir ve gurur
Yolculuk, tavsiye edilmesi
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
70786, HM021684
Hadis:
حَدَّثَنَا مُؤَمَّلٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ رِبْعِيٍّ عَنْ رَجُلٍ عَنْ أَبِي ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ اللَّهَ يُبْغِضُ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ[عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُحِبُّ ثَلَاثَةً وَيُبْغِضُ ثَلَاثَةً يُبْغِضُ الشَّيْخَ الزَّانِيَ وَالْفَقِيرَ الْمُخْتَالَ وَالْمُكْثِرَ الْبَخِيلَ وَيُحِبُّ ثَلَاثَةً رَجُلٌ كَانَ فِي كَتِيبَةٍ فَكَرَّ يَحْمِيهِمْ حَتَّى قُتِلَ أَوْ يَفْتَحَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَرَجُلٌ كَانَ فِي قَوْمٍ فَأَدْلَجُوا فَنَزَلُوا مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ وَكَانَ النَّوْمُ أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِمَّا يُعْدَلُ بِهِ فَنَامُوا وَقَامَ يَتْلُو آيَاتِي وَيَتَمَلَّقُنِي وَرَجُلٌ كَانَ فِي قَوْمٍ فَأَتَاهُمْ رَجُلٌ يَسْأَلُهُمْ بِقَرَابَةٍ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَهُ فَبَخِلُوا عَنْهُ وَخَلَفَ بِأَعْقَابِهِمْ فَأَعْطَاهُ حَيْثُ لَا يَرَاهُ إِلَّا اللَّهُ وَمَنْ أَعْطَاهُ]
Tercemesi:
Bize Mü’emmil rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Süfyan, Mansur’dan, o Rib‘î’den, o bir adam vasıtasıyla Ebu Zer’den (ra) naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah şu kimseleri sevmez…” sonra hadisi zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu zer el-Ğıfari 21684, 7/166
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Racül (Racül)
3. Ebu Meryem Rib'î b. Hiraş el-Absî (Rib'î b. Hiraş b. Cahş)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Abdurrahman Müemmel b. İsmail el-Adevi (Müemmel b. İsmail)
Konular:
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Cihad, cihada teşvik
Cimrilik, zemmedilişi
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
İnsan, ihtiyarlık, yaşlanması
Kibir, Kibir ve gurur
Yolculuk, tavsiye edilmesi
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
105, M007457
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ وَابْنُ أَبِى عُمَرَ قَالاَ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ - يَعْنِيَانِ الْفَزَارِىَّ - عَنْ يَزِيدَ - وَهُوَ ابْنُ كَيْسَانَ - عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ - وَقَالَ ابْنُ عَبَّادٍ وَالَّذِى نَفْسُ أَبِى هُرَيْرَةَ بِيَدِهِ - مَا أَشْبَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَهْلَهُ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ تِبَاعًا مِنْ خُبْزِ حِنْطَةٍ حَتَّى فَارَقَ الدُّنْيَا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abbâd ve İbnû Ebî Ömer rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Mervan (yâni El-Fezârî) Yezid'den (bu zât İbnû Keysan'dır), o da Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): «Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, (ibnû Abbâd Ebû Hüreyre'nin nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, demiştir.) Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) dünyadan ayrılıncaya kadar ailesini üç gün arka arkaya buğday ekmeğiyle doyurmamıştır.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zühd (ve'r-rikâk) 7457, /1216
Senetler:
()
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
110, M007462
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ سَرْحٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى أَبُو هَانِئٍ سَمِعَ أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِىَّ يَقُولُ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ وَسَأَلَهُ رَجُلٌ فَقَالَ أَلَسْنَا مِنْ فُقَرَاءِ الْمُهَاجِرِينَ فَقَالَ لَهُ عَبْدُ اللَّهِ أَلَكَ امْرَأَةٌ تَأْوِى إِلَيْهَا قَالَ نَعَمْ . قَالَ أَلَكَ مَسْكَنٌ تَسْكُنُهُ قَالَ نَعَمْ قَالَ فَأَنْتَ مِنَ الأَغْنِيَاءِ قَالَ فَإِنَّ لِى خَادِمًا قَالَ فَأَنْتَ مِنَ الْمُلُوكِ .
Tercemesi:
Bana Ebû't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Serh rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbnû Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Ebû Hani haber verdi, o da Ebû Abdirrahman El-Hubuliy'i şöyIe derken işitmiş. Ben Abdullah b. Amr b. Âs'dan dinledim. Ondan bir adam dilendi, muhacirlerin fakirlerinden değil mî»? demiş,. Bunun üzerine Abdullah ona
— Senin kendisine sığınacak karın var mı? diye sordu. Adam:
__ Evet! cevâbım verdi. — Oturacak evin var mı? dedi. (Yine):
— Evet! cevâbım verdi. Abdullah: -Öyle ise sen zenginlerdensin, dedi. Adam: — Benim bir hizmetçim de var! dedi. Abdullah: O halde sen kırallardansın, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zühd (ve'r-rikâk) 7462, /1216
Senetler:
()
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ قَالَ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ عَنْ سِمَاكٍ ذَكَرَ أَنَّ عَلْقَمَةَ بْنَ وَائِلٍ أَخْبَرَهُ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ كَانَ قَاعِدًا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذْ جَاءَ رَجُلٌ يَقُودُ آخَرَ بِنِسْعَةٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَتَلَ هَذَا أَخِى . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَقَتَلْتَهُ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَوْ لَمْ يَعْتَرِفْ أَقَمْتُ عَلَيْهِ الْبَيِّنَةَ . قَالَ نَعَمْ قَتَلْتُهُ . قَالَ « كَيْفَ قَتَلْتَهُ » . قَالَ كُنْتُ أَنَا وَهُوَ نَحْتَطِبُ مِنْ شَجَرَةٍ فَسَبَّنِى فَأَغْضَبَنِى فَضَرَبْتُ بِالْفَأْسِ عَلَى قَرْنِهِ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « هَلْ لَكَ مِنْ مَالٍ تُؤَدِّيهِ عَنْ نَفْسِكَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَالِى إِلاَّ فَأْسِى وَكِسَائِى . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَتُرَى قَوْمَكَ يَشْتَرُونَكَ » . قَالَ أَنَا أَهْوَنُ عَلَى قَوْمِى مِنْ ذَاكَ . فَرَمَى بِالنِّسْعَةِ إِلَى الرَّجُلِ فَقَالَ « دُونَكَ صَاحِبَكَ » . فَلَمَّا وَلَّى قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنْ قَتَلَهُ فَهُوَ مِثْلُهُ » . فَأَدْرَكُوا الرَّجُلَ فَقَالُوا وَيْلَكَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنْ قَتَلَهُ فَهُوَ مِثْلُهُ » . فَرَجَعَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ حُدِّثْتُ أَنَّكَ قُلْتَ « إِنْ قَتَلَهُ فَهُوَ مِثْلُهُ » . وَهَلْ أَخَذْتُهُ إِلاَّ بِأَمْرِكَ فَقَالَ « مَا تُرِيدُ أَنْ يَبُوءَ بِإِثْمِكَ وَإِثْمِ صَاحِبِكَ » . قَالَ بَلَى . قَالَ « فَإِنْ ذَاكَ » . قَالَ ذَلِكَ كَذَلِكَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28395, N004731
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ قَالَ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ عَنْ سِمَاكٍ ذَكَرَ أَنَّ عَلْقَمَةَ بْنَ وَائِلٍ أَخْبَرَهُ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ كَانَ قَاعِدًا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذْ جَاءَ رَجُلٌ يَقُودُ آخَرَ بِنِسْعَةٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَتَلَ هَذَا أَخِى . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَقَتَلْتَهُ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَوْ لَمْ يَعْتَرِفْ أَقَمْتُ عَلَيْهِ الْبَيِّنَةَ . قَالَ نَعَمْ قَتَلْتُهُ . قَالَ « كَيْفَ قَتَلْتَهُ » . قَالَ كُنْتُ أَنَا وَهُوَ نَحْتَطِبُ مِنْ شَجَرَةٍ فَسَبَّنِى فَأَغْضَبَنِى فَضَرَبْتُ بِالْفَأْسِ عَلَى قَرْنِهِ . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « هَلْ لَكَ مِنْ مَالٍ تُؤَدِّيهِ عَنْ نَفْسِكَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَالِى إِلاَّ فَأْسِى وَكِسَائِى . فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَتُرَى قَوْمَكَ يَشْتَرُونَكَ » . قَالَ أَنَا أَهْوَنُ عَلَى قَوْمِى مِنْ ذَاكَ . فَرَمَى بِالنِّسْعَةِ إِلَى الرَّجُلِ فَقَالَ « دُونَكَ صَاحِبَكَ » . فَلَمَّا وَلَّى قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنْ قَتَلَهُ فَهُوَ مِثْلُهُ » . فَأَدْرَكُوا الرَّجُلَ فَقَالُوا وَيْلَكَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنْ قَتَلَهُ فَهُوَ مِثْلُهُ » . فَرَجَعَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ حُدِّثْتُ أَنَّكَ قُلْتَ « إِنْ قَتَلَهُ فَهُوَ مِثْلُهُ » . وَهَلْ أَخَذْتُهُ إِلاَّ بِأَمْرِكَ فَقَالَ « مَا تُرِيدُ أَنْ يَبُوءَ بِإِثْمِكَ وَإِثْمِ صَاحِبِكَ » . قَالَ بَلَى . قَالَ « فَإِنْ ذَاكَ » . قَالَ ذَلِكَ كَذَلِكَ .
Tercemesi:
Alkame b. Vail babasından haber verdiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanında oturduğum bir sırada bir adam bir adamı bağladığı bir urganla çekerek getirdi ve şöyle dedi: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bu adam kardeşimi öldürdü.” Rasûlullah (s.a.v), o adama: “Onu öldürdün mü?” buyurdu. Katil bir şey söylemeden maktulün velisi: “Ey Allah'ın Rasûlü! Eğer o itiraf etmezse delil ile ispat ederim” dedi. Katil: “Evet onu ben öldürdüm” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Onu nasıl öldürdün?” buyurdu. O da: “Onunla bir ağaçtan odun kesiyorduk bana sövdü, beni kızdırdı, ben de balta ile kafasına vurdum” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v), ona: “Kendini kurtarmak için fidye verebilecek malın var mı?” buyurdu. Adam: “Ey Allah'ın Rasûlü! Baltam ve elbisemden başka hiçbir şeyim yok” dedi. Rasûlullah (s.a.v) ona şöyle dedi: “Ne dersin? Kavmin diyetini vererek seni kurtarabilir mi?” Adam: “Kavmimin yanında ben öldürdüğüm adamdan daha değersizim” dedi. Rasûlullah (s.a.v) katilin urganını adama atarak ona: “Al adamını” dedi. Adam katili alıp giderken Rasûlullah (s.a.v): “Eğer onu öldürürsen onun gibi olursun” buyurunca ashap adamın arkasından yetişerek şöyle dediler: “Ne yapıyorsun? Yazıklar olsun sana, Rasûlullah (s.a.v) eğer onu öldürürsen onun gibi olursun” buyurdular. Adam bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v)’in yanına dönerek şöyle dedi: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bana bunu öldürürsen onun gibi olursun dediğini söylediler, ben onu Senin emrinle alıp götürüyorum. Rasûlullah (s.a.v), adama: “Senin ve ölen kardeşinin günahını götürmesini istemez misin?” dedi. Adam: “Evet isterim” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Öyleyse affet” dedi. Adam: “Öyleyse dediğin gibidir” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasâme ve'l-kaved ve'd-diyât 6-7, /2394
Senetler:
1. Ebu Hüneyde Vail b. Hucr el-Hadrami (Vail b. Hucr b. Sa'd b. Mesruk b. Vail)
2. Alkame b. Vail el-Hadrami (Alkame b. Vail b. Hucr)
3. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
4. Ebu Yunus Hatim b. Ebu Sağira el-Kuşeyri (Hatim b. Müslim)
5. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
6. İsmail b. Mesud el-Cahderi (İsmail b. Mesud)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Teşvik edilenler, insanları affetmek
Yargı, Ceza Hukuku
Yargı, diyet
Yargı, Kısas