Giriş

Bize Musa b. İsmail, ona Abdulvahid, ona Asım, ona da Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa el-Eş'arî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Hayber’e savaşmak için gittiğinde -veya (rivayeti nakleden ravi) şöyle demiştir: Rasulullah Hayber'e yöneldiğinde- insanlar bir vâdîyi geçip yüksekçe bir yere çıktıklarında yüksek sesle: — Allâhu Ekber, Allâhu Ekber, Lâ ilahe illallah... diye tekbîr aldılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onlara: — "Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne bir sağıra ne de uzakta olan birine dua ediyorsunuz! Muhakkak sizinle beraber olan; sizi işiten yakın bir zâta (Allah’a (cc)) dua ediyorsunuz" buyurdu. (Ebu Musa el-Eş’arî): Bu sırada ben, Rasûlullah'ın bineğinin arkasında idim. Ben de: —Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur! (Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh) demeğe başladım. Rasûlullah benim sözlerimi işitti ve: — "Ey Abdullah b. Kays!" diye seslendi. Ben: — ‘Buyurun Ey Allah’ın Resûlü!’ dedim. Resûlullah: — "Sana cennet hazinelerinden biri mesabesinde olan bir söz öğreteyim mi?" buyurdu. Ben de: — ‘Evet! Ey Allah'ın Resulü (sav), babam-anam sana feda olsun!’ dedim. Resulullah (sav): — (O söz şudur:)"Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur! (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh)" buyurdular.


Açıklama: Anlatım üslubundan bu olayın Hz. Peygamber’in Hayber savaşına gittiği esnada gerçekleştiği şeklinde yanlış bir algı oluşmaktadır. Oysa Ebu Musa el-Eş’ari Hayber’in fethinden sonra Medine’ye gelmiştir (Bedreddin el-Aynî, Umdetu'l-Kârî, XVII, 241). Bu itibarla rivayeti “Hayber’e giderken” değil, “Hayber’den dönüşte” şeklinde anlamak doğru olacaktır.

    Öneri Formu
32156 B004202 Buhari, Megâzî, 38

Bize Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe, ona Affân, ona Ebu Seleme, ona Said el-Cüreyrî, Ebu Ne'âme'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Abdullah bin Muğaffel oğlunun ‘Allah'ım! Ben cennete girdiğimde, senden cennetin sağ tarafındaki beyaz köşkü istiyorum’ diye duâ ettiğini işitti. Bunun üzerine !Ey oğulcuğum Allah'tan cenneti iste ve cehennemden O'na sığın (da aşırı gitme). Çünkü ben, Rasulullah'ı (sav) "Öyle bir topluluk gelecek ki dua ederken haddi aşacaklar" buyururken işittim’.


    Öneri Formu
31902 İM003864 İbn Mâce, Duâ, 12

Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Âiz b. Habib, ona Salih b. Hassan, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona da İbn Abbâs Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah’a dua ettiğinde avuçlarının içini havaya kaldırarak dua et! Avuçlarının dışlarını havaya kaldırarak dua etme! Duayı bitirdiğinde ellerini yüzüne sür!".


    Öneri Formu
31908 İM003866 İbn Mâce, Duâ, 13

Bize (Ebu Seleme) Musa b. İsmail (et-Tebûzeki), ona (Ebu Seleme) Hammad (b. Seleme el-Basrî), ona (Ebu Muhammed) Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona Ali b. Zeyd ve (Ebu Mesud) Said b. İyâs el-Cüreyrî, onlara Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa (Abdullah b. Kays) el-Eş'arî'nin, şöyle dediğini rivayet etti: Bir seferde Rasulullah'la (sav) beraberdim. Medine'ye yaklaşınca insanlar yüksek sesle tekbir getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Siz sağıra ve gâib olan birine dua etmiyorsunuz. Şüphesiz, dua ettiğiniz Allah, sizinle develerinizin boyunları arasındadır (o kadar yakındır)" buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) bana: "Ey Ebu Musa, sana Cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. O nedir? "O hazine Lâ havle velâ kuvvet illâ billâh'dır," buyurdu.


    Öneri Formu
275085 D001526-2 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 26

Bize (Ebu Seleme) Musa b. İsmail (et-Tebûzeki), ona (Ebu Seleme) Hammad (b. Seleme el-Basrî), ona (Ebu Muhammed) Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona Ali b. Zeyd ve (Ebu Mesud) Said b. İyâs el-Cüreyrî, onlara Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa (Abdullah b. Kays) el-Eş'arî'nin, şöyle dediğini rivayet etti: Bir seferde Rasulullah'la (sav) beraberdim. Medine'ye yaklaşınca insanlar yüksek sesle tekbir getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Siz sağıra ve gâib olan birine dua etmiyorsunuz. Şüphesiz, dua ettiğiniz Allah, sizinle develerinizin boyunları arasındadır (o kadar yakındır)" buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) bana: "Ey Ebu Musa, sana Cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. O nedir? "O hazine Lâ havle velâ kuvvet illâ billâh'dır," buyurdu.


    Öneri Formu
275086 D001526-2 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 26

Bize Yahya, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biriniz bir kadınla evlenir veya bir cariye satın alırsa, perçeminden (kakülünden) tutsun. Uğurlu ve bereketli olması için dua etsin. Deve satın alınca da elini hörgücüne koysun, şeytanın şerrinden Allah'a sığınsın."


Açıklama: Rivayet Mürseldir. Çünkü Zeyd b. Eslem Hz Peygamber ile görüşmemiştir(İbn Abdilberr, el-İstizkâr, V, 538).

    Öneri Formu
36842 MU001147 Muvatta, Nikâh, 22

Bize (Ebu Amr) Ubeydullah b. Muaz (el-Anberî), ona babası (Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî), ona Şube (b. Haccac el-Atekî), ona Abdullah b. Ebu Sefer (el-Hemdanî), ona (Ebu Amr Amir) eş-Şa'bî, ona da Harice b. Salt (el-Bürcümî), amcasının (İlaka b. Suhar et-Temimi) şöyle dediğini rivayet etmiştir: O (Harice'nin amcası) bir kavme uğradı. Kavimdekiler onun, yanına gelip şüphesiz sen o zatın (Peygamber'in (sav) yanından hayırlı bir şey getirmişsindir, bizim için şu adama rukye yap dediler ve kendisine iplerle bağlı deli bir adam getirdiler. Harice'nin amcası sabahlı akşamlı üç gün adama Fatiha suresini okudu (Fatiha süresiyle rukye yaptı). Sureyi her bitirişinde tükrüğünü biriktiriyor sonra da tükürüyordu. Adam sanki kösteğinden kurtulmuş gibi oldu, (iyileşti). (Delinin arkadaşları) rukye yapan zata (ücret olarak) bir şey verdiler. Adam, Nebi'ye (sav) gelip durumu haber verdi. Nebi (sav); "ye, ömrüme yemin ederim ki, kimileri bâtıl bir rukye ile yerler, sen ise hak bir rukye ile yersin" buyurdu.


Açıklama: Bâtıl rukye; yıldızları anmak, yıldızlardan ve cinlerden yar­dım dilemek şeklinde anlaşılmıştır. (Azimabadî, Avnü'l-ma'bud, III, 278)

    Öneri Formu
275025 D003420-2 Ebu Davud, Büyu' (icare), 37

Bize Ebu Bekir, ona Abdullah b. İdris, ona İbn Aclân, ona Ebu’z-Zinâd, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Sizden biri sakın 'Allah'ım dilersen beni bağışla, Allah'ım dilersen bana merhamet et' demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü kimse (istekleriyle) Allah’ı zora sokamaz”.


    Öneri Formu
31857 İM003854 İbn Mâce, Duâ, 8

Bana Malik, ona Ebu'z-Zinâd, ona el-A’rec, ona da Ebu Hureyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Sizden biri sakın 'Allah'ım dilersen beni bağışla, Allah'ım dilersen bana merhamet et' demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü kimse (istekleriyle) Allah’ı zora sokamaz”.


    Öneri Formu
35364 MU000500 Muvatta, Kur'ân, 8

Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere ve Muhammed b. Kudame, onlara Assam, onlara el-A'meş, ona Ata b. Saib, ona da babası (Ebu Yahya Sâib b. Malik es-Sekafî), ona da Abdullah b. Amr'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah'ı (sav) parmak boğumlarıyla sayarak tesbih çekerken gördüm." [Kudame: sağ eliyle dedi.]


    Öneri Formu
275068 D001502-2 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 24