300 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Ebu Usame; (T) Bize Ebubekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara İbn Ebu Ubeyde, ona babası Ebu Ubeyde, her iki râvîye, A’meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Hz. Fatıma (ra) Hz. Peygamber’in (sav) yanına gelip bir hizmetçi istemişti. Hz. Peygamber de ona 'Ey yedi kat göklerin Rabbi… diye dua et' buyurdu" demiş ve Süheyl'in babasından rivayet ettiği hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama: hadisin metni için M006889 numaralı hadise bakınız.
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. el-Alâ, ona Ebu Usame; (T) Bize Ebubekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara İbn Ebu Ubeyde, ona babası Ebu Ubeyde, her iki râvîye, A’meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Hz. Fatıma (ra) Hz. Peygamber’in (sav) yanına gelip bir hizmetçi istemişti. Hz. Peygamber de ona 'Ey yedi kat göklerin Rabbi… diye dua et' buyurdu". Böylece Süheyl'in babasından rivayet ettiği hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama: hadisin metni için M006889 numaralı hadise bakınız.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İmâm 'Semiallâhu limen hamideh' dediği zaman siz 'Allâhumme Rabbena leke'l-hamd' deyiniz. Çünkü her kimin böyle demesi melâikenin böyle demesine denk düşerse geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: للَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ
Bize Ebu Kamil, ona Hammad b. Zeyd; (T) Bize Süveyd b. Said, ona Ali b. Müshir, onlara Asım el-Ahvel; (T) Bize Hamid b. Ömer el-Bekravî –hadisin lafzı ona aittir- ona Abdülvahid b. Ziyad, ona da Asım şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Sercis 'Hz. Peygamber'i (sav) gördüm, Onunla birlikte ekmek ve et-tirit yedim' dedi. Abdullah'a 'Peygamber (sav) senin için istiğfar etti mi?' diye sordum. 'Evet! Senin için de' dedi, ardından 'Kendi günahın için, erkek kadın müminler için Allah'tan af dile' (Muhammed 47/19) ayetini okudu ve şöyle dedi: Sonra Hz. Peygamber'in (sav) arkasına geçip nübüvvet mührüne baktım; iki omuzu arasında, sol omzunun alt kısmına yakın bir yerde, üzerinde siğil gibi beneklerin bulunduğu bir et parçası halindeydi."
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]