439 Kayıt Bulundu.
Bize Abd b. Humeyd, ona Hâlid b. Mahled el-Becelî, ona Muhammed b. Musa, ona Abdullah b. Abdullah b. Ebî Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra), Hz. Peygamber'den (sav) bu hadîsi (daha önce geçen hadisi) rivayet etti. [(Üvey babam) Ebû Talha yemek hazırladı ve davet etmem için beni Rasûlullah’a (sav) gönderdi. Yanına gittiğimde Hz. Peygamber insanlarla beraberdi. Bana baktı. Ben utanarak; “- Ebû Talha’nın davetine buyur!” dedim. Hz. Peygamber yanındakilere; “- Haydi kalkın!” buyurdu. Eve gittiğimizde Ebû Talha, "- Ey Allah'ın Rasûlü, ben ancak senin için bir şeyler hazırlamıştım" dedi. Hz. Peygamber yapılan yemeğe eliyle dokundu ve bereket duasında bulundu. Sonra; "- Ashâbımdan on kişiyi çağır!” buyurdu. Onlar gelince de; "- Haydi yeyin!” dedi ve onlar için parmaklarının arasından bir şey çıkardı. Onlar da doyuncaya kadar yediler ve çıktılar. Hz. Peygamber tekrar; "- On kişiyi daha çağır!” dedi. Onlar da gelip doyuncaya kadar yediler. Böylece onar kişilik guruplar halinde gelip yemeklerini yemeye ve sonra da çıkmaya devam ettiler. Gelip karnını doyurmayan kimse kalmamıştı. Sonra tekrar sofra hazırlandı, herkes yediği halde yemek aynen başlangıçtaki gibi duruyordu."] Bu rivâyette Enes'in şöyle dediği de zikredilir: Sonra Hz. Peygamber (sav) de, ev halkı da o yemekten yedi. Hatta yemek arttı, kalanını da komşularına verdiler.
Bize el-Hasan b. Ali el-Hulvânî, ona Vehb b. Cerîr, ona babası, ona Cerîr b. Zeyd, ona Amr b. Abdullah b. Ebî Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "(Üvey babam) Ebû Talha, Rasûlullah'ı (sav) mescitte mescitte kıvranırken gördü; bazen sırt üstü, bazen de yüzü koyun dönüyordu. Hemen (karısı) Ümmü Süleym'e gitti ve, "- Ben Rasûlullah'ın mescitte uzanmış, kâh yüz üstü, kâh sırt üstü dönerken gördüm. Sanırım karnı aç" dedi. Râvî böyle başlayarak hadîsi rivâyet etti. [Şöyle ki; Ebû Talha yemek hazırladı ve kendisini yemeğe çağırmam için beni Rasûlullah'a (sav) gönderdi. Rasûlullah'a (sav) gittiğimde yanında başka insanlar da vardı. Bana bakınca, ben utandım ve sadece, "- Ebû Talha'nın davetine buyur" dedim. Bunun üzerine oradakilere, "- Haydi kalkın, gidelim" buyurdu. Eve gidince Ebû Talha, "- Ey Allah'ın Rasûlü! Ben ancak sana yetecek kadar yemek yapmıştım" dedi. Rasûlullah (sav) yemeğe dokundu ve bereket diledi. Ardından, "- Ashabımdan on kişiyi sofraya çağır" dedi. Geldiklerinde onlara, "- Buyurun, yeyin" dedi ve parmaklarının arasından onlar için bir şey çıkardı. Hepsi doyuncaya kadar yediler ve dışarı çıktılar. Sonra, "- On kişi daha çağır" dedi. Onlar da doyuncaya kadar yediler. Böylece onar kişilik guruplar halinde içeri girip yemeye, sonra da çıkmaya devam ettiler. Sonunda eve girip doyuncaya kadar yemek yemeyen kimse kalmadı. Sonra yine sofrayı hazırladı, baktılar ki herkes yediği halde yemek aynen duruyordu.] Enes rivâyetine şöyle devam etti: Sonra Rasûlullah (as.), Ebû Talha, Ümmü Süleym ve Enes b. Mâlik de yemeklerini yediler. Buna rağmen bir miktar yemek de artmıştı, onu da komşularımıza hediye ettik.
Bize Yezid b. Harun, ona Humeyd, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber’in (sav) hanımlarından biri, kendisine bir çanak içinde tirit yemeği (hediye) göndermişti. Ancak Rasul-i Ekrem o sırada, bir başka hanımının evindeydi. Ev sahibesi hanım, çanağa vurmuş ve (çanak) kırılmıştı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Haydi yiyin! Anneniz kıskandı!” buyurarak tiriti alıp küçük bir çanağa aktarmaya başlamıştı. Rasulullah (sav) ardından (çanağı kıran hanımı) sağlam bir çanak getirinceye kadar beklemiş ve (çanak gelince) onu alıp kırılan çanağın sahibi hanımına vermişti. Abdullah (ed-Dârimî) “Biz bu görüşü benimsiyoruz!" demiştir.
Bize Muhammed b. Seleme ve Haris b. Miskin, - hadisin lafzı Haris'e aittir.- onlara [Abdurrahman] b. Kasım, ona Malik b. Enes, ona Yahya b. Said, ona Hâriseoğullarının azatlısı Büşeyr b. Yesar, ona da Süveyd b. Nu'man'ın rivayet ettiğine göre "Süveyd Hayber fethinin gerçekleştiği yıl Rasulullah'la (sav) birlikte sefere çıkmıştı. Hayber'in aşağı kısmında bulunan Sahbâ'ya geldiklerinde Rasulullah (sav) ikindi namazını kıldırdı. Sonra yemeklerin getirilmesini istedi. Ancak kavut [kavrulmuş un] dışında bir şey getirilmedi. Rasulullah (sav) emretti, kavut ıslatılarak bulamaç yapıldı. Rasulullah (sav) bulamaçtan yedi biz de yedik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını çalkaladı, biz de çalkaladık. Ardından abdestini tazelemeden namaz kıldırdı."
Bize Muhammed b. Seleme ve Haris b. Miskin, - hadisin lafzı Haris'e aittir.- onlara [Abdurrahman] b. Kasım, ona Malik b. Enes, ona Yahya b. Said, ona Hâriseoğullarının azatlısı Büşeyr b. Yesar, ona da Süveyd b. Nu'man'ın rivayet ettiğine göre "Süveyd Hayber fethinin gerçekleştiği yıl Rasulullah'la (sav) birlikte sefere çıkmıştı. Hayber'in aşağı kısmında bulunan Sahbâ'ya geldiklerinde Rasulullah (sav) ikindi namazını kıldırdı. Sonra yemeklerin getirilmesini istedi. Ancak kavut [kavrulmuş un] dışında bir şey getirilmedi. Rasulullah (sav) emretti, kavut ıslatılarak bulamaç yapıldı. Rasulullah (sav) bulamaçtan yedi biz de yedik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını çalkaladı, biz de çalkaladık. Ardından abdestini tazelemeden namaz kıldırdı."