439 Kayıt Bulundu.
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail -b. Uleyye-, ona el-Müsennâ b. Saîd, ona Talha b. Nâfi, ona Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Rasulullah (sav) elimi tutup beni evine götürdü. Yemek olarak ekmek parçaları çıkarıldı. "Katık olarak bir şey yok mu?" diye sordu. "Sirkeden başka bir şey yok" dediler. "Sirke ne güzel katıktır!" buyurdu. Câbir: "Bu sözü Hz. Peygamber'den (sav) duyduğumdan beri sirkeyi severim" demiştir. Talha şöyle demiştir: "Câbir'den bu sözü duyduğumdan beri sirkeyi severim."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezîd b. Hârun, ona Haccâc b. Ebu Zeyneb, ona Ebu Süfyân Talha b. Nâfi, ona Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Evimde otururken Rasulullah (sav) bana uğradı ve işaret etti. Hemen ayağa kalkıp yanına gittim. Elimden tutup beni eşlerinden birinin evine götürdü ve eve girdi. Bana da eve girmem için izin verdi ve içeri girdim. "Evde yemek var mı?" diye sordu. "Evet" dediler. Üç tane ekmek getirip bir sofraya koydular. Rasulullah (sav) ekmeklerden birini kendi önüne, birini benim önüme koydu. Üçüncüsünü alıp ikiye böldü. Birini kendi önüne birini benim önüme koydu. "Katık var mı?" diye sordu. "Yok. Ancak biraz sirke var" dediler. "Getirin! Sirke ne güzel azıktır!" buyurdular.
Bana Haccâc b. Şâir ile Ahmed b. Saîd b. Sahr –Her iki ravinin lafızları birbirine yakındır- onlara Ebu Numân, ona Sâbit, -Haccâc b. Yezîd’in rivayetinde Ebu Zeyd el-Ahvel- ona Âsım, ona Abdullah b. el-Hâris, ona da Ebu Eyyûb’un azatlısı Eflah, Ebu Eyyûb’un şöyle anlattığını nakletti: Peygamber (sav) ona misafir olmuş ve Efendimiz (sav) alt kata Ebu Eyyûb da üst kata yerleşmişler. Derken Ebu Eyyûb, bir gece kendine kendine düşünüp şöyle demiş “Biz Rasulullah’ın (sav) başının üzerinde yürüyoruz!” Bunun üzerine bir kenara çekilerek gecelemişler. Sonra Ebu Eyyûb (bu durumu) Hz. Peygamber’e (sav) söylemiş. Rasulullah (sav) “Alt kat daha uygun” buyurmuştur. Ebu Eyyûb “Sen altta bulundukça ben bir çatının üstüne çıkamam” demiş. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) üst kata, Ebu Eyyûb da alt kata geçmiş. Ebu Eyyûb Hz. Peygamber’e (sav) yemek yaparmış. Sofra (kaldırılıp geri) getirildiği vakit onun parmaklarının (yemek kabında değdiği) yeri sorar, (onun yediği yerden yemek amacıyla) parmaklarının yerini araştırırmış. Bir gün ona sarımsaklı bir yemek yapmış. Sofra geri getirildiği vakit Hz. Peygamber’in (sav) parmak yerlerini sormuş. Kendisine “O (sav) yemedi” demişler. Bu duruma şaşırmış ve hemen Rasulullah’ın (sav) yanına çıkarak “Sarımsak haram mıdır?” diye sormuş. Hz. Peygamber (sav) “Değildir! Lâkin ben ondan hoşlanmıyorum” buyurmuş. Ebu Eyyûb “Öyle ise senin hoşlanmadığından (=mâ tekrehu) yahut senin kerih gördüğünden (=mâ kerihte) ben de hoşlanmam” demiş. Ebu Eyyûb "Hz. Peygamber’e (sav) (vahiy sebebiyle) gelinirdi (yani melek gelirdi, bundan dolayı sarımsağı yemezdi)" demiştir.
Bana Muhammed b. Râfi, ona İshâk b. İsa, ona Mâlik b. Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası [Ebu Salih es-Semmân], ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) kafirlerden bir misafir gelmişti. Rasulullah (sav), onun için koyun sağılmasını emretmişti. Koyun sağılmış, misafir de onu içmiş; ardından tekrar sağılmış onu da içmiş; sonra tekrar sağılmış ve böylece [o misafir] yedi sağım sütten içmişti. Sonra o adam Müslüman olmuştu. Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber (sav) onun için süt sağılıp getirilmesini emretmiş; ama adam ancak bir sağım içmiş ve başka içememişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Mümin bir mideyi, kafir ise yedi mideyi [doyurmak için] içer." buyurmuştur.
Bize Abdüla'lâ b. Hammâd, ona Hammâd b. Seleme, ona Sabit el-Bünânî, ona Enes b. Mâlik şöyle demiştir: Abdullah b. Ebu Talha'yı dünyaya geldiği zaman, Hz. Peygamber'e (sav) götürdüm. Hz. Peygamber (sav) aba adı verilen bir elbise içerinde devesini katranlıyordu. Bana, "Yanında kuru hurma var mı?" diye sordu. 'Evet' dedim. Kendisine bir miktar hurma verdim. Onları ağzına atarak çiğnedi. Sonra çocuğun ağzını açtı ve hurmayı ağzının ortasına yerleştirdi. Çocuk, (hoşlandığından) dilini dolandırmaya başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Ensarın en sevdiği şey, hurmadır." buyurdu ve çocuğun adını Abdullah koydu.
Bize Ebu'r-Rabî ve Kuteybe, onlara Hammâd; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona İsmail, her ikisine (yani ilk seneddeki Hammâd ile ikinci seneddeki İsmail'e) Eyyûb; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası, ona Malik b. Miğvel; (T) Bana Hârun b. Abdullah, ona Muhammed b. Bekr, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Hârun b. Abdullah, ona Şücâ b. Velid, ona Musa b. Ukbe; (T) Bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Üsâme; Onlara Nafi, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (sav), keler hakkında Leys'in Nâfi'den aynı hadisi rivayet etti. [Hadis: Bir adam Rasulullah'a (sav) keler yemenin caiz olup olmadığını sorduğunda Rasulullah (sav) "Ben onu ne yerim ne de haram ederim" buyurdu.] Ancak Eyyub'un rivayet ettiği hadiste "Rasulullah'a (sav) bir keler getirildi, onu ne yedi, ne de haram etti"; Üsâme'nin rivayet ettiği hadiste ise "Rasulullah (sav) minberdeyken mescitteki bir adam ayağa kalktı…" ifadelerine yer verilmektedir.
Ve bu hadisi bize Ebu'r-Rabî ve Kuteybe, onlara Hammâd; (T) ve bana Züheyr b. Harb, ona İsmail, her ikisine (yani ilk seneddeki Hammâd ile ikinci seneddeki İsmail'e) Eyyûb; (T) Ve bize İbn Nümeyr, ona babası, ona Malik b. Miğvel; (T) Ve bana Hârun b. Abdullah, ona Muhammed b. Bekr, ona İbn Cüreyc; (T) Ve bize Hârun b. Abdullah, ona Şücâ b. Velid, ona Musa b. Ukbe; (T) Ve bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Üsâme; onların tamamına Nafi, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (sav), keler hakkında Leys'in Nâfi'den rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etti. [İlgili hadis: Bir adam Rasulullah'a (sav) keler yemenin caiz olup olmadığını sordu. Rasulullah (sav) “Ben onu ne yerim ne de haram ederim” buyurdu.] Şu kadar var ki Eyyub'un rivayet ettiği hadiste "Rasulullah'a (sav) bir keler getirildi, onu ne yedi, ne de haram etti"; Üsâme'nin rivayet ettiği hadiste "Rasulullah (sav) minberdeyken mescitteki bir adam ayağa kalktı…" denilmektedir.
Ve bu hadisi bize Ebu'r-Rabî ve Kuteybe, onlara Hammâd; (T) ve bana Züheyr b. Harb, ona İsmail, her ikisine (yani ilk seneddeki Hammâd ile ikinci seneddeki İsmail'e) Eyyûb; (T) Ve bize İbn Nümeyr, ona babası, ona Malik b. Miğvel; (T) Ve bana Hârun b. Abdullah, ona Muhammed b. Bekr, ona İbn Cüreyc; (T) Ve bize Hârun b. Abdullah, ona Şücâ b. Velid, ona Musa b. Ukbe; (T) Ve bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Üsâme; onların tamamına Nafi, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (sav), keler hakkında Leys'in Nâfi'den rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etti. [İlgili hadis: Bir adam Rasulullah'a (sav) keler yemenin caiz olup olmadığını sordu. Rasulullah (sav) “Ben onu ne yerim ne de haram ederim” buyurdu.] Şu kadar var ki Eyyub'un rivayet ettiği hadiste "Rasulullah'a (sav) bir keler getirildi, onu ne yedi, ne de haram etti"; Üsâme'nin rivayet ettiği hadiste "Rasulullah (sav) minberdeyken mescitteki bir adam ayağa kalktı…" denilmektedir.
Ve bu hadisi bize Ebu'r-Rabî ve Kuteybe, onlara Hammâd rivayet etti; (T) ve bana Züheyr b. Harb, ona İsmail, her ikisine (yani ilk seneddeki Hammâd ile ikinci seneddeki İsmail'e) Eyyûb; (T) Ve bize İbn Nümeyr, ona babası, ona Malik b. Miğvel; (T) Ve bana Hârun b. Abdullah, ona Muhammed b. Bekr, ona İbn Cüreyc; (T) Ve bize Hârun b. Abdullah, ona Şücâ b. Velid, ona Musa b. Ukbe; (T) Ve bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Üsâme; onların tamamına Nafi, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (sav), keler hakkında Leys'in Nâfi'den rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etti. [İlgili hadis: Bir adam Rasulullah'a (sav) keler yemenin caiz olup olmadığını sordu. Rasulullah (sav) “Ben onu ne yerim ne de haram ederim” buyurdu.] Şu kadar var ki Eyyub'un rivayet ettiği hadiste "Rasulullah'a (sav) bir keler getirildi, onu ne yedi, ne de haram etti"; Üsâme'nin rivayet ettiği hadiste "Rasulullah (sav) minberdeyken mescitteki bir adam ayağa kalktı…" denilmektedir.
Ve bu hadisi bize Ebu'r-Rabî ve Kuteybe, onlara Hammâd rivayet etti; (T) ve bana Züheyr b. Harb, ona İsmail, her ikisine (yani ilk seneddeki Hammâd ile ikinci seneddeki İsmail'e) Eyyûb; (T) Ve bize İbn Nümeyr, ona babası, ona Malik b. Miğvel; (T) Ve bana Hârun b. Abdullah, ona Muhammed b. Bekr, ona İbn Cüreyc; (T) Ve bize Hârun b. Abdullah, ona Şücâ b. Velid, ona Musa b. Ukbe; (T) Ve bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Üsâme; onların tamamına Nafi, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (sav), keler hakkında Leys'in Nâfi'den rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etti. İlgili hadis: Bir adam Rasulullah'a (sav) keler yemenin caiz olup olmadığını sordu. Rasulullah (sav) “Ben onu ne yerim ne de haram ederim” buyurdu. Şu kadar var ki Eyyub'un rivayet ettiği hadiste "Rasulullah'a (sav) bir keler getirildi, onu ne yedi, ne de haram etti"; Üsâme'nin rivayet ettiği hadiste "Rasulullah (sav) minberdeyken mescitteki bir adam ayağa kalktı…" denilmektedir.