Giriş


    Öneri Formu
32738 B004772 Buhari, Tefsir, (Kasas) 1

Bize İshak b. İbrahim, ona Cerir, ona Mansûr, ona Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah'ın yanında oturuyorduk. Kendisi de aramız­da yaslanmıştı. Derken ona bir adam gelerek “ey Ebu Abdurrahman, Kinde kapıları yanında bir hi­kayeci kıssa anlatıyor ve 'duman mucizesi gelecek, kâfirlerin canlarını ala­cak, müminler de ondan nezle şeklinde etkilenecek' diyor” dedi. Bunun üzerine Abdullah kızarak oturdu ve şunları söyledi: “Ey insanlar! Allah'tan korkun! Sizden kim, bir şey biliyorsa bildiğini söylesin. Bilmeyen de, 'Allah bilir' desin. Çünkü birinizin bilmediği bir şey için, 'Allah bilir' demesi en büyük ilimdir. Hiç Şüphesiz Allah (Azze ve Celle), Peygamber'ine "De ki: Tebliğim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik de taslamıyorum" (Sâd, 86) buyurmuştur. (Duman meselesine gelince) Hz. Peygamber (sav) insanların İslâm Dinini kabulde ağır davra­ndıklarını görünce "Allah'ım Yusuf Peygamber'in kavmine verdiğin gibi bunlara da ye­di yıllık kıtlık ver" diye dua etti. Hemen ardından onları öyle şiddetli bir kıtlık yakaladı ki, birçokları açlıktan ölü eti ve deriler yediler. Öyle ki kişi yerle gök arasındaki hava tabakasını duman şekli gibi gö­rüyordu. Bunun üzerine Ebu Sufyân, Hz. Peygamber'e geldi ve “ey Muhammed, sen bize gelmiş, Allah'a itaati ve hısımlarla ilgilenmeyi em­rediyorsun, ama kavmin ise helak oldu. Artık onlar için Allah'a dua et” dedi. Yüce Allah şöyle buyurdu: "Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azaptır. O gün insanlar 'Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz' derler. Onlar nerede, öğüt almak nerede? Halbuki onlara her şeyi açıkça bildiren bir peygamber gelmişti. Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine inkâra döneceksiniz." (Duhân, 10-15).” Abdullah şöyle dedi: “(Bu azab Kindeli'nin dediği gibi ahiret azabı olsaydı) Ahiret azabı bir kere geldikten sonra tekrar kaldırılır mı? (Ku­reyş müşrikleri sonra yine şirk­lerine döndüler. Bu dönekliğin cezasını) Allah "Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız." (Duhân, 16) ayetinde bildirmiştir. Bu intikam günü, Bedir günüdür. Duman mucizesi, "Lizâm" ve Rumların tekrar galip geleceğini bildiren mucize, olmuş bitmiştir.”


Açıklama: "Duhân Mucizesi": Kureyşlilerin kıtlıkla cezalandırılmasıdır. (Duhân, 10-15 ayetlerinin tefsirine bakınız). "Lizâm": Bedir'de yenilip esir düşmeleridir. (Furkân, 77. ayetin tefsirine bakınız). "Rumların galip gelmesi" de Mekke döneminde ehl-i kitap olan Bizans'ın ateşperest olan İranlılara mağlup olmasından sonra bir kaç sene içinde tekrar galip geleceklerinin Kur'an tarafından önceden bildirilmesi, bildirildiği üzere de Bizans'ın İranlıları mağlup etmesidir. (Rûm, 1-4 ayetlerinin tefsirine bakınız)

    Öneri Formu
13494 M007066 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 39

Bana Abdülaziz b. Abdullah el-Âmirî el-Üveysî, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Urve şöyle rivayet etmiştir: Urve, Âişe'ye "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan (diğer) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâh edin..." (Nisâ, 3) ayetinin tefsirini sordu. Âişe (ra) şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, ayetteki "Yetimler" ile velisinin velayet ve vasiliği altında bulunup, mal hissesinde veliye ortak olan yetim kız kast edilmektedir. Bu yetimin malı ve güzelliği velisinin hoşuna gider. Bu sebeple velisi ona, mihrinde adaleti gözetmeden ve başkasının ve­receği kadar mehir vermeden onunla evlenmek ister. İşte bu velilerin, kendi himayeleri altındaki yetime kızlarla, haklarında adalet gözetmeden ve onların mehirlerini en yüksek miktara yüksel­tmeden evlenmeleri yasaklanmış, yerine kendilerine he­lâl olan başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Urve der ki: Âişe şöyle devam etti: Bu ayet indikten sonra in­sanlar Rasulullah'tan (sav) fetva istediler. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127). Allah'ın bu ayette "Kitap'ta size karşı okunup duruyor" diye zikrettiği, surenin evvelinde geçen ve içinde "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getire­meyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan diğer kadınlardan... nikâh ediniz" buyruğunun yer aldığı ayettir. Âişe der ki: Diğer ayette yer alan, Allah'ın "nikahlamayı istemediğiniz" buyruğu da herhan­gi birinizin himâyesi altında bulunan yetim kıza malı ve güzelliği az olduğu zaman rağbet göstermemesidir. Bu mal ve güzelliği az olan Öksüz kızlara rağbet etmediklerinden dolayı, malına ve güzelliğine rağbet ettikleri yetim kızları -adalete riayet etmedikçe- nikâhlamaları yetim velilerine yasaklandı.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280246 B002494-2 Buhari, Şirket, 7

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona da Urve b. Zubeyir şöyle rivayet etmiştir: Urve, Âişe'ye "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceği­nizden korkarsanız, sizin için helâl olan diğer kadınlardan... nikâh edin" (Nisâ, 2-3) ayetinin tefsirini sordu. Âişe (ra) şöyle cevap verdi: Ayette kast edilen, velisinin velayeti altında olan yetim kızlardır. Velisi o kızla, dengi olan kadınlara verilmesi teamül olan mehirden daha az bir mehir vererek evlenmek ister. İşte bu velilere, mehirlerini en üst derecede verme konusunda adaleti gözetmedikçe, velayeti altındaki yetim kızlarla nikâhlanmaları yasaklanmış ve onların dışında başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Âi­şe, devamla der ki: Sonra insanlar, Rasulullah'tan fetva istediler. Bunun üzerine "Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor" (Nisâ, 127) ayetini indirdi. Râvî devamında hadisin tamamını aktardı.


Açıklama: hadisin tam metni için B002763 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
27506 B006965 Buhari, Hıyel, 8

Bana Abdülaziz b. Abdullah el-Âmirî el-Üveysî, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Urve şöyle rivayet etmiştir: Urve, Âişe'ye "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan (diğer) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâh edin..." (Nisâ, 3) ayetinin tefsirini sordu. Âişe (ra) şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, ayetteki "Yetimler" ile velisinin velayet ve vasiliği altında bulunup, mal hissesinde veliye ortak olan yetim kız kast edilmektedir. Bu yetimin malı ve güzelliği velisinin hoşuna gider. Bu sebeple velisi ona, mihrinde adaleti gözetmeden ve başkasının ve­receği kadar mehir vermeden onunla evlenmek ister. İşte bu velilerin, kendi himayeleri altındaki yetime kızlarla, haklarında adalet gözetmeden ve onların mehirlerini en yüksek miktara yüksel­tmeden evlenmeleri yasaklanmış, yerine kendilerine he­lâl olan başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Urve der ki: Âişe şöyle devam etti: Bu ayet indikten sonra in­sanlar Rasulullah'tan (sav) fetva istediler. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127). Allah'ın bu ayette "Kitap'ta size karşı okunup duruyor" diye zikrettiği, surenin evvelinde geçen ve içinde "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getire­meyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan diğer kadınlardan... nikâh ediniz" buyruğunun yer aldığı ayettir. Âişe der ki: Diğer ayette yer alan, Allah'ın "nikahlamayı istemediğiniz" buyruğu da herhan­gi birinizin himâyesi altında bulunan yetim kıza malı ve güzelliği az olduğu zaman rağbet göstermemesidir. Bu mal ve güzelliği az olan Öksüz kızlara rağbet etmediklerinden dolayı, malına ve güzelliğine rağbet ettikleri yetim kızları -adalete riayet etmedikçe- nikâhlamaları yetim velilerine yasaklandı.


    Öneri Formu
18495 B002494 Buhari, Şirket, 7

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona da Urve b. Zubeyir şöyle rivayet etmiştir: Urve, Âişe'ye "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceği­nizden korkarsanız, sizin için helâl olan diğer kadınlardan... nikâh edin" (Nisâ, 2-3) ayetinin tefsirini sordu. Âişe (ra) şöyle cevap verdi: Ayette kast edilen, velisinin velayeti altında olan yetim kızlardır. Velisi o kızla, dengi olan kadınlara verilmesi teamül olan mehirden daha az bir mehir vererek evlenmek ister. İşte bu velilere, mehirlerini en üst derecede verme konusunda adaleti gözetmedikçe, velayeti altındaki yetim kızlarla nikâhlanmaları yasaklanmış ve onların dışında başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Âi­şe, devamla der ki: Sonra insanlar bu ayetin in­mesinin ardından, Rasulullah'tan fetva istediler. Bunun üzerine Azîz ve Celîl olan Allah "Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor" (Nisâ, 127) ayetini indirdi. Âişe der ki: Allah bu ayetin içinde şunu da beyan etti: Yetim kız güzellik ve mal sahibi olduğu zaman, velileri onunla nikâhlanmayı arzu ediyor, ama ona, akranlarının mehrine denk, üst seviyede bir mehir vermiyor. Öte yandan yetim kızın malı ve güzelliği az olduğunda da onunla evlenmekten vazgeçip başka kadınları arıyorlar. Râvî der ki: Nasıl ki onlar malı ve güzelliği az olduğunda, onlarla evlenmekten vazgeçiyorlarsa, o zaman malından ve güzelliğinden dolayı nikâhlanmayı arzu ettikleriyle de, yeterli mehir vererek adaleti sağlayıp onlara hakkını tam verdikten sonra evlenebilirler.


    Öneri Formu
26462 B002763 Buhari, Vesâyâ, 21

Bana Yakub b. İbrahim, ona Hüşeym, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: İbn Abbâs "Kurân'ı parça parça ayıranlar" (Hicr, 91) hakkında “onlar ehl-i kitaptır. Kitâb'ı parça parça kısımlara ayırarak, bir kısmına iman edip bir kısmını inkar ettiler” demiştir.


    Öneri Formu
32225 B004705 Buhari, Tefsir, (Hicr) 4

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona İkrime, ona d İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’an’da lânetlenmiş bulunan o ağacı da sırf insanları sınamak için vesile yaptık" ayetindeki rüya, Rasulullah'ın (sav) İsra gecesinde, kendisine uyanıkken gösterilendir. Lanetlenen ağaç zakkum ağa­cıdır.


    Öneri Formu
32240 B004716 Buhari, Tefsir, (Benî İsraîl) 9


    Öneri Formu
18279 B002450 Buhari, Mezalim, 11


    Öneri Formu
32932 B004819 Buhari, Tefsir, (Zuhruf) 1