Öneri Formu
Hadis Id, No:
10293, B001566
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ . وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ حَفْصَةَ - رضى الله عنهم - زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهَا قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، مَا شَأْنُ النَّاسِ حَلُّوا بِعُمْرَةٍ وَلَمْ تَحْلِلْ أَنْتَ مِنْ عُمْرَتِكَ قَالَ « إِنِّى لَبَّدْتُ رَأْسِى ، وَقَلَّدْتُ هَدْيِى فَلاَ أَحِلُّ حَتَّى أَنْحَرَ » .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Mâlik rivâyet etti; (T) Yine Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Nâfi‘, ona İbn Ömer, ona Nebi’nin (sav) zevcesi Hafsa’nın (r.anhum) şöyle dediğini rivâyet etmiştir:
Ey Allah’ın Rasulü, neden insanlar bir umre yapıp ihramdan çıktılar da, sen umren için girdiğin ihramdan çıkmadın? O şöyle buyurdu: “Ben başımı (saçlarımı) yapıştırarak keçeleştirdim, hediyelik kurbanlıklarıma gerdanlık taktım. Bu sebeple kurbanlarımı kesmedikçe ihramdan çıkamam.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 34, 1/501
Senetler:
1. Hafsa bt. Ömer el-Adeviyye (Hafsa bt. Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10295, B001568
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا أَبُو شِهَابٍ قَالَ قَدِمْتُ مُتَمَتِّعًا مَكَّةَ بِعُمْرَةٍ فَدَخَلْنَا قَبْلَ التَّرْوِيَةِ بِثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ، فَقَالَ لِى أُنَاسٌ مِنْ أَهْلِ مَكَّةَ تَصِيرُ الآنَ حَجَّتُكَ مَكِّيَّةً . فَدَخَلْتُ عَلَى عَطَاءٍ أَسْتَفْتِيهِ فَقَالَ حَدَّثَنِى جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ حَجَّ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ سَاقَ الْبُدْنَ مَعَهُ ، وَقَدْ أَهَلُّوا بِالْحَجِّ مُفْرَدًا ، فَقَالَ لَهُمْ « أَحِلُّوا مِنْ إِحْرَامِكُمْ بِطَوَافِ الْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، وَقَصِّرُوا ثُمَّ أَقِيمُوا حَلاَلاً ، حَتَّى إِذَا كَانَ يَوْمُ التَّرْوِيَةِ فَأَهِلُّوا بِالْحَجِّ ، وَاجْعَلُوا الَّتِى قَدِمْتُمْ بِهَا مُتْعَةً » . فَقَالُوا كَيْفَ نَجْعَلُهَا مُتْعَةً وَقَدْ سَمَّيْنَا الْحَجَّ فَقَالَ « افْعَلُوا مَا أَمَرْتُكُمْ ، فَلَوْلاَ أَنِّى سُقْتُ الْهَدْىَ لَفَعَلْتُ مِثْلَ الَّذِى أَمَرْتُكُمْ ، وَلَكِنْ لاَ يَحِلُّ مِنِّى حَرَامٌ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْىُ مَحِلَّهُ » . فَفَعَلُوا .
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Ebu Şihâb’ın şöyle dediğini rivâyet etti:
Umre niyetiyle ve temettu‘ haccı yapmak üzere Mekke’ye geldim. Terviye (Zülhicce’nin sekizinci) gününden üç gün önce (Mekke’ye) girdik. Mekkelilerden bazı kimseler işte, şimdi senin bu haccın Mekkelilerin haccı gibi olacak, dediler. Fetva sormak üzere Ata’nın huzuruna girdim, dedi ki: Bana Câbir b. Abdullah’ın (r.anhum) rivâyet ettiğine göre, o beraberinde kurbanlık develerini götürdüğü günde Nebi (sav) ile birlikte hac etmişti. O sırada da yalnızca hac (ifrad haccı) için niyet edip telbiye getirerek ihrama girmişlerdi. Rasulullah (sav) ashabına: “Beyt’i tavaf edip Safa ile Merve arasında sa’y edip ihramınızdan çıkınız, sonra saçlarınızı kısaltın ve sonra da ihramdan çıkmış olarak ikametinize devam edin. Nihâyet terviye (Zülhicce’nin sekizinci) günü gelince hac niyetiyle ihrama girip telbiye getirin ve (Mekke’ye) gelişinizden sonra ihramdan çıkışınızı bir mut’a (ihramsız olma halinden yararlanma/temettu‘) yapmış olarak bilin” buyurdu. Ashab: Bizler ismen haccı zikrettiğimiz halde onu nasıl mut‘a (temettu‘ haccı umresi) yapacağız, dediler. Rasulullah (sav): “Size emrettiğimi yapın. Çünkü şâyet ben kurbanlıklarımı beraber getirmemiş olsaydım, size emrettiğimin aynısını yapacaktım, fakat benim keseceğim kurbanlıklar yerine ulaşıncaya (Mina’da kesilinceye) kadar, ihrama girişim dolayısıyla bana haram olan şeylerden hiçbirisi helal olmaz” buyurdu ve bunun üzerine onlar da (Allah Rasulü’nün) emrini yerine getirdiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 34, 1/501
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11636, B001725
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ حَفْصَةَ - رضى الله عنهم - أَنَّهَا قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، مَا شَأْنُ النَّاسِ حَلُّوا بِعُمْرَةٍ وَلَمْ تَحْلِلْ أَنْتَ مِنْ عُمْرَتِكَ قَالَ « إِنِّى لَبَّدْتُ رَأْسِى ، وَقَلَّدْتُ هَدْيِى ، فَلاَ أَحِلُّ حَتَّى أَنْحَرَ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Nâfi', ona İbn Ömer’in (r.anhum) rivâyet ettiğine göre Hafsa (r.anhâ): Ey Allah’ın Rasulü, ne diye insanlar bir umre yapıp ihramdan çıktılar da sen umren için girmiş olduğun ihramdan çıkmadın, dedi. O: “Çünkü ben saçımı zamklayıp keçeleştirdim, hediyelik kurbanlıklarıma gerdanlık taktım, bu sebeple kurbanlıklarımı kesinceye kadar ihramdan çıkamam” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 126, 1/530
Senetler:
1. Hafsa bt. Ömer el-Adeviyye (Hafsa bt. Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ وَبِشْرُ بْنُ بَكْرٍ التِّنِّيسِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنِى عِكْرِمَةُ أَنَّهُ سَمِعَ ابْنَ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما- يَقُولُ إِنَّهُ سَمِعَ عُمَرَ - رضى الله عنه - يَقُولُ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بِوَادِى الْعَقِيقِ يَقُولُ « أَتَانِى اللَّيْلَةَ آتٍ مِنْ رَبِّى فَقَالَ صَلِّ فِى هَذَا الْوَادِى الْمُبَارَكِ وَقُلْ عُمْرَةً فِى حَجَّةٍ».
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278714, B001534-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ وَبِشْرُ بْنُ بَكْرٍ التِّنِّيسِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنِى عِكْرِمَةُ أَنَّهُ سَمِعَ ابْنَ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما- يَقُولُ إِنَّهُ سَمِعَ عُمَرَ - رضى الله عنه - يَقُولُ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بِوَادِى الْعَقِيقِ يَقُولُ « أَتَانِى اللَّيْلَةَ آتٍ مِنْ رَبِّى فَقَالَ صَلِّ فِى هَذَا الْوَادِى الْمُبَارَكِ وَقُلْ عُمْرَةً فِى حَجَّةٍ».
Tercemesi:
Bize el-Humeydî, ona el-Velid ve Bişr b. Bekr et-Tinnîsî, onlara el-Evzâî, ona Yahya, ona İkrime, ona da İbn Abbas (r.anhumâ), ona da Ömer (ra) şöyle demiştir:
Ben, Nebi’nin (sav) Akik vadisinde şöyle buyurduğunu dinledim: “Bu gece Rabb'imden birisi yanıma geldi ve: Şu mübarek vadide namaz kıl ve bir hac içinde bir umre(ye niyet ettim) de, dedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 16, 1/493
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
7. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Fudayl b. Hüseyin arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10299, B001572
Hadis:
وَقَالَ أَبُو كَامِلٍ فُضَيْلُ بْنُ حُسَيْنٍ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مَعْشَرٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ غِيَاثٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ مُتْعَةِ الْحَجِّ فَقَالَ أَهَلَّ الْمُهَاجِرُونَ وَالأَنْصَارُ وَأَزْوَاجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَأَهْلَلْنَا ، فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اجْعَلُوا إِهْلاَلَكُمْ بِالْحَجِّ عُمْرَةً إِلاَّ مَنْ قَلَّدَ الْهَدْىَ » . فَطُفْنَا بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ وَأَتَيْنَا النِّسَاءَ ، وَلَبِسْنَا الثِّيَابَ وَقَالَ « مَنْ قَلَّدَ الْهَدْىَ فَإِنَّهُ لاَ يَحِلُّ لَهُ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْىُ مَحِلَّهُ » . ثُمَّ أَمَرَنَا عَشِيَّةَ التَّرْوِيَةِ أَنْ نُهِلَّ بِالْحَجِّ ، فَإِذَا فَرَغْنَا مِنَ الْمَنَاسِكِ جِئْنَا فَطُفْنَا بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَقَدْ تَمَّ حَجُّنَا ، وَعَلَيْنَا الْهَدْىُ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَعَالَى ( فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ ) إِلَى أَمْصَارِكُمْ . الشَّاةُ تَجْزِى ، فَجَمَعُوا نُسُكَيْنِ فِى عَامٍ بَيْنَ الْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ ، فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى أَنْزَلَهُ فِى كِتَابِهِ وَسَنَّهُ نَبِيُّهُ صلى الله عليه وسلم وَأَبَاحَهُ لِلنَّاسِ غَيْرَ أَهْلِ مَكَّةَ ، قَالَ اللَّهُ ( ذَلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِى الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ) وَأَشْهُرُ الْحَجِّ الَّتِى ذَكَرَ اللَّهُ تَعَالَى شَوَّالٌ وَذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحَجَّةِ ، فَمَنْ تَمَتَّعَ فِى هَذِهِ الأَشْهُرِ فَعَلَيْهِ دَمٌ أَوْ صَوْمٌ ، وَالرَّفَثُ الْجِمَاعُ ، وَالْفُسُوقُ الْمَعَاصِى ، وَالْجِدَالُ الْمِرَاءُ .
Tercemesi:
Ebu Kamil Fudayl b. Huseyn el-Basrî, ona Ebu Maşer, ona Osman b. Ğiyas, ona İkrime, ona da İbn Abbas’ın (r.anhumâ) rivâyet ettiğine göre kendisine Temettu’ haccına dair soru soruldu, o şöyle dedi:Muhacirler, Ensar ve Nebi’nin (sav) zevceleri Veda haccında ihrama girdiler, biz de ihrama girdik. Mekke’ye geldiğimizde Rasulullah (sav): “Hac niyetiyle girdiğiniz ihram niyetini –hediyelik kurbanlıklara gerdanlık takmış kimseler müstesnâ- umre niyetine çevirin” buyurdu. Bunun üzerine bizde Beyt’i tavaf ettik, Safa ile Merve arasında sa’y yaptık, hanımlarımıza yaklaştık, (dikişli elbiseler girdik). Ayrıca o: “Hediyelik kurbanlıklara gerdanlık takmış olanların ise kurbanlıklar yerine ulaşıncaya kadar ihramdan çıkmaları söz konusu olmayacaktır” buyurdu. Sonra (ihramdan çıkmış olan) bizlere Terviye (Zülhiccenin sekizinci) günü öğleden sonra hac niyetiyle ihrama girip telbiye getirmemizi, hac menâsikini tamamladığımız takdirde gelip, Beyt’i tavaf edip Safa ile Merve arasında sa’y yapmamızı emretti. Böylelikle haccımız da tamam olmuş olacak ve kurban kesmekle yükümlü olacaktık. Nitekim yüce Allah da: “Kim hac zamanına kadar umreden faydalanmak isterse, kurbandan kolayına geleni kessin, fakat kim bulamazsa hac günlerinde üç, döndüğünüz vakitte yedi olmak üzere tam gün oruç tutsun” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır.
“Dönülecek yer”, ülkeleriniz ve geldiğiniz yerler demektir. Kurban olarak koyun yeterlidir. Böylelikle bu şekilde yapanlar aynı yıl içerisinde iki ibadet olan haccı ve umreyi yapmış oldular. Şanı yüce Allah da Kitabında bunu indirdiği gibi, Nebisi de (sav) bunu sünnetinde tespit etmiş ve Mekkeliler dışında diğer insanlara bu şekilde (temettu’) haccı yapmayı mubah kılmıştır. Çünkü yüce Allah: “Bu, aile ikametgâhı Mescid-i Haram’da olmayanlar içindir.” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır. Yüce Allah’ın sözünü ettiği hac ayları ise Şevval, Zülkade ve Zülhicce aylarıdır. Bu sebeple bu aylar içerisinde temettu’ haccı yapan kimselere ya kan (kurban kesmek) yahut oruç düşer.
“Refes” cima “Fusûk/fasıklık”, masiyetler, “cidal” ise tartışma ve kavga demektir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Fudayl b. Hüseyin arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 37, 1/502
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
4. Yusuf b. Yezid el-Basrî (Yusuf b. Yezid)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, sünnetleri
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - قَالَ صَلَّى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم الظُّهْرَ بِالْمَدِينَةِ أَرْبَعًا ، وَالْعَصْرَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ رَكْعَتَيْنِ . وَعَنْ أَيُّوبَ عَنْ رَجُلٍ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - ثُمَّ بَاتَ حَتَّى أَصْبَحَ ، فَصَلَّى الصُّبْحَ ، ثُمَّ رَكِبَ رَاحِلَتَهُ حَتَّى إِذَا اسْتَوَتْ بِهِ الْبَيْدَاءَ أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10865, B001715
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - قَالَ صَلَّى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم الظُّهْرَ بِالْمَدِينَةِ أَرْبَعًا ، وَالْعَصْرَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ رَكْعَتَيْنِ . وَعَنْ أَيُّوبَ عَنْ رَجُلٍ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - ثُمَّ بَاتَ حَتَّى أَصْبَحَ ، فَصَلَّى الصُّبْحَ ، ثُمَّ رَكِبَ رَاحِلَتَهُ حَتَّى إِذَا اسْتَوَتْ بِهِ الْبَيْدَاءَ أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ .
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona İsmail, ona Eyyub, ona Ebu Kılâbe, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) öğle namazını Medine’de dört rekat, ikindi namazını Zulhuleyfe’de iki rekât olarak kıldırdı.
Eyyub’a bir adamın, ona da Enes’in (ra) rivâyete ettiğine göre: Sonra da sabahı edinceye kadar orada geceledi. (Sabah olunca) sabah namazını kıldırdı sonra devesine bindi. Devesi, o sırtında olduğu halde el-Beydâ’da ayağa kalkınca da, bir umre ile bir hac yapmaya niyet ederek telbiye getirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 1715, 1/528
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, sünnetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10641, B001638
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ ، ثُمَّ قَالَ « مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُهِلَّ بِالْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ ثُمَّ لاَ يَحِلُّ حَتَّى يَحِلَّ مِنْهُمَا » . فَقَدِمْتُ مَكَّةَ ، وَأَنَا حَائِضٌ ، فَلَمَّا قَضَيْنَا حَجَّنَا أَرْسَلَنِى مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ إِلَى التَّنْعِيمِ ، فَاعْتَمَرْتُ ، فَقَالَ صلى الله عليه وسلم « هَذِهِ مَكَانَ عُمْرَتِكِ » . فَطَافَ الَّذِينَ أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِ ، ثُمَّ حَلُّوا ، ثُمَّ طَافُوا طَوَافًا آخَرَ ، بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى ، وَأَمَّا الَّذِينَ جَمَعُوا بَيْنَ الْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: Veda haccında Rasulullah (sav) ile birlikte çıktık. Bir umre yapmak niyetiyle ihrama girip telbiye getirdik, sonra: “Beraberinde kurbanlık bulunan kimseler hac ve umre niyetiyle ihrama girsinler. Sonra da her ikisinin de ihramından çıkacağı vakte kadar ihramdan çıkmasınlar” buyurdu. Ben ay hali olduğum halde Mekke’ye vardım. Haccımızı tamamladıktan sonra beni, kardeşim Abdurrahman ile birlikte Ten’im’e gönderdi ve hac yaptım. Rasulullah (sav) da: “İşte bu, senin (yapmayı niyet ettiğin önceki) umrenin yerinedir” buyurdu. Umre yapmak niyetiyle ihrama girmiş olanlar tavaf (ve sa’y) yaptıktan sonra ihramdan çıktılar. Daha sonra Mina’dan dönüşlerinden sonra da bir tavaf yaptılar. Hac ile umreyi birlikte niyet edenler (hacc-ı kıran yapanlar) ise bir tek tavaf yaptılar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 77, 1/513
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, hayızlı/lohusa kadının
Hz. Peygamber, veda haccı
Umre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10643, B001640
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ ابْنَ عُمَرَ - رضى الله عنهما - أَرَادَ الْحَجَّ عَامَ نَزَلَ الْحَجَّاجُ بِابْنِ الزُّبَيْرِ . فَقِيلَ لَهُ إِنَّ النَّاسَ كَائِنٌ بَيْنَهُمْ قِتَالٌ ، وَإِنَّا نَخَافُ أَنْ يَصُدُّوكَ . فَقَالَ ( لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِى رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ ) إِذًا أَصْنَعَ كَمَا صَنَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ، إِنِّى أُشْهِدُكُمْ أَنِّى قَدْ أَوْجَبْتُ عُمْرَةً . ثُمَّ خَرَجَ حَتَّى إِذَا كَانَ بِظَاهِرِ الْبَيْدَاءِ قَالَ مَا شَأْنُ الْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ إِلاَّ وَاحِدٌ ، أُشْهِدُكُمْ أَنِّى قَدْ أَوْجَبْتُ حَجًّا مَعَ عُمْرَتِى . وَأَهْدَى هَدْيًا اشْتَرَاهُ بِقُدَيْدٍ وَلَمْ يَزِدْ عَلَى ذَلِكَ ، فَلَمْ يَنْحَرْ ، وَلَمْ يَحِلَّ مِنْ شَىْءٍ حَرُمَ مِنْهُ ، وَلَمْ يَحْلِقْ وَلَمْ يُقَصِّرْ حَتَّى كَانَ يَوْمُ النَّحْرِ ، فَنَحَرَ وَحَلَقَ ، وَرَأَى أَنْ قَدْ قَضَى طَوَافَ الْحَجِّ ، وَالْعُمْرَةِ بِطَوَافِهِ الأَوَّلِ . وَقَالَ ابْنُ عُمَرَ - رضى الله عنهما - كَذَلِكَ فَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona el-Leys, ona da Nâfi‘in rivâyet ettiğine göre İbn Ömer (r.anhumâ) Haccac’ın İbn ez-Zübeyr’i kuşatma altına aldığı sene hac yapmak istedi. Ona: İnsanlar arasında bir savaş var, bu sebeple onların seni (hac etmekten) alıkoymalarından korkarız denilince, o: “And olsun ki sizin için Allah’ın Rasulü’nde güzel bir örnek vardır” (Ahzab, 33/21) buyruğunu okuyarak: O zaman ben de Rasulullah’ın (sav) yaptığı gibi yaparım. Ben kendim için umre yapmayı vacip kıldığıma sizi şahit tutuyorum, dedikten sonra çıktı. Nihâyet el-Beydâ denilen düzlüğe gelince: Haccın ve umrenin durumu ancak aynıdır. Sizi umrem ile birlikte bir haccı yapmayı da kendime vacip kıldığıma şahit tutarım, dedi ve Kudeyd’den satın aldığı bir kurbanlığı hediyelik kurbanlık olarak beraberinde götürdü. Bundan fazla da bir şey yapmadı. (Hacda ihram yasaklarından herhangi birisini işledi, diye) kurban kesmediği gibi, ihram dolayısıyla kendisine haram olan hiçbir şeyi de helal görmedi. Nahr (kurban bayramı birinci) günü oluncaya kadar da saçlarını ne kesti ne de kısalttı. Nahr günü kurbanını kesti, saçlarını tıraş etti ve (İbn Ömer) ilk yaptığı tavaf sebebiyle hac ve umre tavafını birlikte eda etmiş olduğu kanaatine sahip oldu. İbn Ömer (r.anhumâ) ayrıca: İşte Rasulullah (sav) da böyle yapmıştı, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 77, 1/514
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Hac, engel durumunda ne yapılacağı
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, sünnetleri
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ . قَالَ وَقَالَ لِى خَلِيفَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا حَبِيبٌ الْمُعَلِّمُ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - قَالَ أَهَلَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم هُوَ وَأَصْحَابُهُ بِالْحَجِّ ، وَلَيْسَ مَعَ أَحَدٍ مِنْهُمْ هَدْىٌ ، غَيْرَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَطَلْحَةَ ، وَقَدِمَ عَلِىٌّ مِنَ الْيَمَنِ ، وَمَعَهُ هَدْىٌ فَقَالَ أَهْلَلْتُ بِمَا أَهَلَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَصْحَابَهُ أَنْ يَجْعَلُوهَا عُمْرَةً ، وَيَطُوفُوا ، ثُمَّ يُقَصِّرُوا وَيَحِلُّوا ، إِلاَّ مَنْ كَانَ مَعَهُ الْهَدْىُ ، فَقَالُوا نَنْطَلِقُ إِلَى مِنًى ، وَذَكَرُ أَحَدِنَا يَقْطُرُ ، فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « لَوِ اسْتَقْبَلْتُ مِنْ أَمْرِى مَا اسْتَدْبَرْتُ مَا أَهْدَيْتُ ، وَلَوْلاَ أَنَّ مَعِى الْهَدْىَ لأَحْلَلْتُ » . وَحَاضَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَنَسَكَتِ الْمَنَاسِكَ كُلَّهَا ، غَيْرَ أَنَّهَا لَمْ تَطُفْ بِالْبَيْتِ ، فَلَمَّا طَهُرَتْ طَافَتْ بِالْبَيْتِ . قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ تَنْطَلِقُونَ بِحَجَّةٍ وَعُمْرَةٍ ، وَأَنْطَلِقُ بِحَجٍّ فَأَمَرَ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ أَبِى بَكْرٍ أَنْ يَخْرُجَ مَعَهَا إِلَى التَّنْعِيمِ ، فَاعْتَمَرَتْ بَعْدَ الْحَجِّ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10667, B001651
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ . قَالَ وَقَالَ لِى خَلِيفَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا حَبِيبٌ الْمُعَلِّمُ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - قَالَ أَهَلَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم هُوَ وَأَصْحَابُهُ بِالْحَجِّ ، وَلَيْسَ مَعَ أَحَدٍ مِنْهُمْ هَدْىٌ ، غَيْرَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَطَلْحَةَ ، وَقَدِمَ عَلِىٌّ مِنَ الْيَمَنِ ، وَمَعَهُ هَدْىٌ فَقَالَ أَهْلَلْتُ بِمَا أَهَلَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَصْحَابَهُ أَنْ يَجْعَلُوهَا عُمْرَةً ، وَيَطُوفُوا ، ثُمَّ يُقَصِّرُوا وَيَحِلُّوا ، إِلاَّ مَنْ كَانَ مَعَهُ الْهَدْىُ ، فَقَالُوا نَنْطَلِقُ إِلَى مِنًى ، وَذَكَرُ أَحَدِنَا يَقْطُرُ ، فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « لَوِ اسْتَقْبَلْتُ مِنْ أَمْرِى مَا اسْتَدْبَرْتُ مَا أَهْدَيْتُ ، وَلَوْلاَ أَنَّ مَعِى الْهَدْىَ لأَحْلَلْتُ » . وَحَاضَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَنَسَكَتِ الْمَنَاسِكَ كُلَّهَا ، غَيْرَ أَنَّهَا لَمْ تَطُفْ بِالْبَيْتِ ، فَلَمَّا طَهُرَتْ طَافَتْ بِالْبَيْتِ . قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ تَنْطَلِقُونَ بِحَجَّةٍ وَعُمْرَةٍ ، وَأَنْطَلِقُ بِحَجٍّ فَأَمَرَ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ أَبِى بَكْرٍ أَنْ يَخْرُجَ مَعَهَا إِلَى التَّنْعِيمِ ، فَاعْتَمَرَتْ بَعْدَ الْحَجِّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvehhab; (T) Bana Halife, ona Abdülvehhab, ona Habib el-Muallim, ona Ata, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etti:
"Nebi’nin (sav) kendisi de, ashabı da hac niyetiyle ihrama girdi. Aralarından Nebi’nin (sav) ve Talha’nın dışında beraberinde kurbanlık bulunan kimse yoktu. Ali de beraberinde kurbanlık ile birlikte Yemen’den geldi ve: Nebi (sav) hangi niyetle ihrama girdiyse ben de o niyetle ihrama girdim, dedi. Nebi (sav) ashabına –beraberinde kurbanlık bulunanlar dışında- niyetlerini umre niyetine çevirmelerini, tavaf etmelerini, sonra da saçlarını kısaltıp ihramdan çıkmalarını emretti. Bu sefer onlar: Herhangi birimizin erkeklik organından (meni) damlamakta iken Mina’ya mı gideceğiz? dediler. Bu söylenenler Nebi’ye (sav) ulaşınca: “Geride bıraktığım bu işimin aynısı ile gelecekte karşılaşacak olursam ben hediyelik kurbanlık getirmem. Beraberimde kurbanlık da bulunmasaydı, şüphesiz ihramdan çıkardım” buyurdu. (Bu sırada) Âişe (r.anhâ) ay hali oldu. Beyt’i tavaf etmenin dışında hac işlerinin hepsini yerine getirdi. Ay halinden temizlendikten sonra Beyt’i tavaf etti. Ey Allah’ın Rasulü, sizler bir hac ve bir umre yapmış olarak gideceksiniz, ben ise sadece bir hac yapmış olarak döneceğim deyince, Allah Rasulü Abdurrahman b. Ebu Bekir’e Âişe ile beraber Ten’im’e çıkıp gitmelerini emretti. Böylece o da hacdan sonra bir umre yapmış oldu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 81, 1/516
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Muhammed Habib b. Zaide el-Muallim (Habib b. Zaide)
4. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, hayızlı/lohusa kadının
Hac, sünnetleri
Hz. Peygamber, veda haccı
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَتْ سَمِعْتُ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - تَقُولُ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِخَمْسٍ بَقِينَ مِنْ ذِى الْقَعْدَةِ ، لاَ نُرَى إِلاَّ الْحَجَّ ، فَلَمَّا دَنَوْنَا مِنْ مَكَّةَ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ ، إِذَا طَافَ وَسَعَى بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ أَنْ يَحِلَّ ، قَالَتْ فَدُخِلَ عَلَيْنَا يَوْمَ النَّحْرِ بِلَحْمِ بَقَرٍ . فَقُلْتُ مَا هَذَا قَالَ نَحَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَزْوَاجِهِ . قَالَ يَحْيَى فَذَكَرْتُهُ لِلْقَاسِمِ ، فَقَالَ أَتَتْكَ بِالْحَدِيثِ عَلَى وَجْهِهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10859, B001709
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَتْ سَمِعْتُ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - تَقُولُ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِخَمْسٍ بَقِينَ مِنْ ذِى الْقَعْدَةِ ، لاَ نُرَى إِلاَّ الْحَجَّ ، فَلَمَّا دَنَوْنَا مِنْ مَكَّةَ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ ، إِذَا طَافَ وَسَعَى بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ أَنْ يَحِلَّ ، قَالَتْ فَدُخِلَ عَلَيْنَا يَوْمَ النَّحْرِ بِلَحْمِ بَقَرٍ . فَقُلْتُ مَا هَذَا قَالَ نَحَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَزْوَاجِهِ . قَالَ يَحْيَى فَذَكَرْتُهُ لِلْقَاسِمِ ، فَقَالَ أَتَتْكَ بِالْحَدِيثِ عَلَى وَجْهِهِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Yahya b. Said, ona Abdurrahman kızı Amre, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle demiştir:
Zülkade’nin bitmesine beş gün kala Rasulullah (sav) ile birlikte çıktık. Yalnızca hac yapılacağı kanaatinde idik. Mekke’ye yaklaştığımız zaman Rasulullah (sav), beraberinde hediyelik kurbanlık bulunmayan kimselere Beyt’i tavaf edip Safa ile Merve arasında say‘ını yaptıktan sonra ihramdan çıkmalarını emretti. (Âişe) dedi ki: Nahr (kurban bayramı birinci) günü bize sığır eti getirildi, ben: Bu ne? dedim. (Eti getiren kişi): Rasulullah (sav) zevceleri adına kurban kesti, dedi.
Yahya dedi ki: Ben bu hadisi Kasım’a zikredince, o: O kadın (Amre) hadisi tam olduğu şekilde sana rivayet etmiş bulunuyor, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 115, 1/527
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, sünnetleri