76 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbrahim b. Muhammed b. Ar'ara, -birbirlerinden baza cümleler ziyadesiyle rivayet ettiler-, o ikisine Muaz b. Muaz, ona İbn Avn, ona Hişam b. Zeyd b. Enes, ona Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Huneyn harbi kopunca Hevâzin ve Gatafân kabileleri bütün çoluk çocukları ve hayvanları ile savaşa çıktılar. O gün Peygamber'in (sav) yanında On bin kişi ve bir de Tulekâ (Mekke fethinden sonra hürriyetlerine dokunulmayan Mekkeliler) vardı. (Harb başlayınca) Bunların hepsi kaçtı ve Peygamber (sav) yalnız başına kaldı. Hz. Peygamber o gün peş peşe iki defa seslendi. Sağına bakarak “ey Ensar topluluğu” diye seslendi. Ensar “Lebbeyk Ya Rasulullah! Müsterih ol biz seninle beraberiz” dediler. Sonra sol tarafına bakarak “ey Ensar topluluğu” dedi. Ensar “Lebbeyk Ya Rasulullah! Müsterih ol biz seninle beraberiz” cevabını verdiler. Rasulullah (sav) beyaz bir katırın üzerinde idi. (Ondan) indi ve “ben, Allah'ın kulu ve Rasulüyüm” buyurdu. Derken müşrikler bozguna uğradı. Rasulullah (sav) birçok ganimet elde etti. (Onları) muhacirlerle Tuleka arasında taksim etti. Ensara bir şey vermedi. Bunun üzerine Ensar “harp olursa biz çağırılıyoruz fakat ganimetler bizden başkalarına veriliyor” dediler. Bu söz Rasulullah'ın (sav) kulağına ulaştı. Hemen Ensâr'ı bir çadıra toplayarak “ey Ensar topluluğu, sizden, kulağıma gelen (bu söz nedir?)” dedi. Ensar sustu. Rasulullah (sav) (tekrar) “ey Ensar topluluğu, insanların dünyalıkla gitmesi, sizin de Muhammed'i aranıza alarak, onunla evlerinize gitmenize gönlünüz razı değil mi?” diye sordu. Ensar “evet razıyız ya Rasulullah” cevabını verdiler. Ardından Rasulullah (sav) şunu söyledi: İnsanlar bir vadiyi, Ensâr da bir dağ yolunu tutsalar, ben mutlaka Ensarın yolundan giderdim." [Hişam der ki: Ben “Ya Ebu Hamza! Sen bu vakaya şahit oldun mu?” dedim, “elbette, ya nereye kaybolacağım”. cevabını verdi.]
Bize Abdan b. Ebu Hamza, ona A'meş, ona Şakik, ona da Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün ganimet mallarını taksim ediyordu. Bu sırada bir adam: “yapılan bu ganimet taksimi Allah'ın rızasının gözetilmediği bir taksimdir” dedi. Ben de “Allah'a yemin olsun ki bunu Rasulullah'a (sav) söyleyeceğim” dedim. Rasulullah'a (sav) geldiğimde bir toplulukla birlikteydi. Durumu kendisine sessizce ilettim. Rasulullah (sav) o kadar kızdı ki öfkesinden yüzü kızardı. Sonra da şöyle buyurdu: "Allah'ın rahmeti Musa'nın üzerine olsun! Ona bundan daha fazla eziyet edildi de yine de sabretti."
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben, Müslümanlığa ısınsınlar diye Kureyş'e (ganimet malından çok hisse) veriyorum. Çünkü onlar Cahiliye zihniyetinden henüz kurtulmuş değiller."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) Hevâzin mallarından, Allah'ın, kendisine fey olarak verdiği ganimetten (Kureyşli) adamlara yüzer deve vermeğe başladığı zaman Ensar'dan bazı kimseler “Allah, Rasulullah'a mağfiret eylesin, O, Kureyş'e veriyor da bizleri terk ediyor. Hâlbuki kılıçlarımızdan hâlâ Kureyşlilerin kanları damlıyor” dediler. Enes der ki: Ensâr'ın bu sözü Rasulullah'a kulağına geldi, bunun üzerine Rasulullah, Ensâr'a haber gönderip onları deriden bir çadır içinde topladı, Ensâr dışında kimseyi de çağırmadı. Onlar toplanınca, Peygamber ayağa kalktı ve "sizin tarafınızdan bana ulaşan bu söz nedir?" buyurdu. Ensâr'ın iyi anlayışlıları “Ey Allah'ın Rasulü, bizim başkanlarımız hiçbir söz söylememişlerdir. Amma bizden yaşı daha genç olan bazıları 'Allah, Rasûlullah'a mağfiret eylesin, O, Kureyş'e veriyor da bizleri bırakıyor. Hâlbuki bizim kılıçlarımızdan hâlâ Kureyş kanı damlıyor' demişlerdir” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Ben Kureyş'ten, henüz küfür ve şirk döneminden çıkmamış olan bazı kimselere dünyalık vererek onların gönüllerini İslâm Dinine alıştırmak istiyorum. İnsanlar aldıkları mallarla giderlerken, sizler evlerinize Peygamber'le gitmeye razı olmaz mısınız? Allah'a yemin ederim ki, sizin Peygamber'le Medine'ye dönüp gitmeniz, onların ganimet mallarıyla evlerine gitmelerinden şüphesiz daha hayırlıdır" buyurdu. Ensâr da “ey Allah'ın Rasulü, bizler Seninle Medine'ye gitmeye razıyız” dediler. Bunun üzerine Hz Peygamber (sav) de onlara "zaman gelecek çok kere başkaları size tercih edilecektir. Havuz başında Allah'a ve Rasulü'ne kavuşuncaya kadar sabrediniz" buyurdu. Enes der ki: Fakat biz sabredemedik.