حَدَّثَنَا عَبْدَانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا يُونُسُ . حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنٍ أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِىٍّ - عَلَيْهِمُ السَّلاَمُ - أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِيًّا قَالَ كَانَتْ لِى شَارِفٌ مِنْ نَصِيبِى مِنَ الْمَغْنَمِ يَوْمَ بَدْرٍ ، وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَعْطَانِى مِمَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَيْهِ مِنَ الْخُمُسِ يَوْمَئِذٍ ، فَلَمَّا أَرَدْتُ أَنْ أَبْتَنِىَ بِفَاطِمَةَ - عَلَيْهَا السَّلاَمُ - بِنْتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَاعَدْتُ رَجُلاً صَوَّاغًا فِى بَنِى قَيْنُقَاعَ أَنْ يَرْتَحِلَ مَعِى فَنَأْتِىَ بِإِذْخِرٍ ، فَأَرَدْتُ أَنْ أَبِيعَهُ مِنَ الصَّوَّاغِينَ فَنَسْتَعِينَ بِهِ فِى وَلِيمَةِ عُرْسِى ، فَبَيْنَا أَنَا أَجْمَعُ لِشَارِفَىَّ مِنَ الأَقْتَابِ وَالْغَرَائِرِ وَالْحِبَالِ ، وَشَارِفَاىَ مُنَاخَانِ إِلَى جَنْبِ حُجْرَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ ، حَتَّى جَمَعْتُ مَا جَمَعْتُ فَإِذَا أَنَا بِشَارِفَىَّ قَدْ أُجِبَّتْ أَسْنِمَتُهَا ، وَبُقِرَتْ خَوَاصِرُهُمَا ، وَأُخِذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا ، فَلَمْ أَمْلِكْ عَيْنَىَّ حِينَ رَأَيْتُ الْمَنْظَرَ ، قُلْتُ مَنْ فَعَلَ هَذَا قَالُوا فَعَلَهُ حَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ ، وَهْوَ فِى هَذَا الْبَيْتِ ، فِى شَرْبٍ مِنَ الأَنْصَارِ ، عِنْدَهُ قَيْنَةٌ وَأَصْحَابُهُ فَقَالَتْ فِى غِنَائِهَا أَلاَ يَا حَمْزَ لِلشُّرُفِ النِّوَاءِ ، فَوَثَبَ حَمْزَةُ إِلَى السَّيْفِ ، فَأَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا ، وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا ، وَأَخَذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا قَالَ عَلِىٌّ فَانْطَلَقْتُ حَتَّى أَدْخُلَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ ، وَعَرَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم الَّذِى لَقِيتُ فَقَالَ « مَا لَكَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، مَا رَأَيْتُ كَالْيَوْمِ ، عَدَا حَمْزَةُ عَلَى نَاقَتَىَّ ، فَأَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا ، وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا وَهَا هُوَ ذَا فِى بَيْتٍ مَعَهُ شَرْبٌ ، فَدَعَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِرِدَائِهِ ، فَارْتَدَى ثُمَّ انْطَلَقَ يَمْشِى ، وَاتَّبَعْتُهُ أَنَا وَزَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ ، حَتَّى جَاءَ الْبَيْتَ الَّذِى فِيهِ حَمْزَةُ ، فَاسْتَأْذَنَ عَلَيْهِ فَأُذِنَ لَهُ ، فَطَفِقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَلُومُ حَمْزَةَ فِيمَا فَعَلَ ، فَإِذَا حَمْزَةُ ثَمِلٌ مُحْمَرَّةٌ عَيْنَاهُ ، فَنَظَرَ حَمْزَةُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ ، فَنَظَرَ إِلَى رُكْبَتِهِ ، ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ ، فَنَظَرَ إِلَى وَجْهِهِ ، ثُمَّ قَالَ حَمْزَةُ وَهَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لأَبِى فَعَرَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ ثَمِلٌ ، فَنَكَصَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَقِبَيْهِ الْقَهْقَرَى ، فَخَرَجَ وَخَرَجْنَا مَعَهُ .
Bize Abdân, ona Abdullah (T); bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, onlara Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir:
Benim Bedir günündeki ganimet payımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyumculuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla düğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı develerim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şeyleri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri kesilmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hârise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görmedim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim.
Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya başladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi.
Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31151, B004003
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا يُونُسُ . حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنٍ أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِىٍّ - عَلَيْهِمُ السَّلاَمُ - أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِيًّا قَالَ كَانَتْ لِى شَارِفٌ مِنْ نَصِيبِى مِنَ الْمَغْنَمِ يَوْمَ بَدْرٍ ، وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَعْطَانِى مِمَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَيْهِ مِنَ الْخُمُسِ يَوْمَئِذٍ ، فَلَمَّا أَرَدْتُ أَنْ أَبْتَنِىَ بِفَاطِمَةَ - عَلَيْهَا السَّلاَمُ - بِنْتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَاعَدْتُ رَجُلاً صَوَّاغًا فِى بَنِى قَيْنُقَاعَ أَنْ يَرْتَحِلَ مَعِى فَنَأْتِىَ بِإِذْخِرٍ ، فَأَرَدْتُ أَنْ أَبِيعَهُ مِنَ الصَّوَّاغِينَ فَنَسْتَعِينَ بِهِ فِى وَلِيمَةِ عُرْسِى ، فَبَيْنَا أَنَا أَجْمَعُ لِشَارِفَىَّ مِنَ الأَقْتَابِ وَالْغَرَائِرِ وَالْحِبَالِ ، وَشَارِفَاىَ مُنَاخَانِ إِلَى جَنْبِ حُجْرَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ ، حَتَّى جَمَعْتُ مَا جَمَعْتُ فَإِذَا أَنَا بِشَارِفَىَّ قَدْ أُجِبَّتْ أَسْنِمَتُهَا ، وَبُقِرَتْ خَوَاصِرُهُمَا ، وَأُخِذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا ، فَلَمْ أَمْلِكْ عَيْنَىَّ حِينَ رَأَيْتُ الْمَنْظَرَ ، قُلْتُ مَنْ فَعَلَ هَذَا قَالُوا فَعَلَهُ حَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ ، وَهْوَ فِى هَذَا الْبَيْتِ ، فِى شَرْبٍ مِنَ الأَنْصَارِ ، عِنْدَهُ قَيْنَةٌ وَأَصْحَابُهُ فَقَالَتْ فِى غِنَائِهَا أَلاَ يَا حَمْزَ لِلشُّرُفِ النِّوَاءِ ، فَوَثَبَ حَمْزَةُ إِلَى السَّيْفِ ، فَأَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا ، وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا ، وَأَخَذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا قَالَ عَلِىٌّ فَانْطَلَقْتُ حَتَّى أَدْخُلَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ ، وَعَرَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم الَّذِى لَقِيتُ فَقَالَ « مَا لَكَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، مَا رَأَيْتُ كَالْيَوْمِ ، عَدَا حَمْزَةُ عَلَى نَاقَتَىَّ ، فَأَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا ، وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا وَهَا هُوَ ذَا فِى بَيْتٍ مَعَهُ شَرْبٌ ، فَدَعَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِرِدَائِهِ ، فَارْتَدَى ثُمَّ انْطَلَقَ يَمْشِى ، وَاتَّبَعْتُهُ أَنَا وَزَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ ، حَتَّى جَاءَ الْبَيْتَ الَّذِى فِيهِ حَمْزَةُ ، فَاسْتَأْذَنَ عَلَيْهِ فَأُذِنَ لَهُ ، فَطَفِقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَلُومُ حَمْزَةَ فِيمَا فَعَلَ ، فَإِذَا حَمْزَةُ ثَمِلٌ مُحْمَرَّةٌ عَيْنَاهُ ، فَنَظَرَ حَمْزَةُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ ، فَنَظَرَ إِلَى رُكْبَتِهِ ، ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ ، فَنَظَرَ إِلَى وَجْهِهِ ، ثُمَّ قَالَ حَمْزَةُ وَهَلْ أَنْتُمْ إِلاَّ عَبِيدٌ لأَبِى فَعَرَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ ثَمِلٌ ، فَنَكَصَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَقِبَيْهِ الْقَهْقَرَى ، فَخَرَجَ وَخَرَجْنَا مَعَهُ .
Tercemesi:
Bize Abdân, ona Abdullah (T); bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, onlara Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir:
Benim Bedir günündeki ganimet payımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyumculuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla düğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı develerim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şeyleri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri kesilmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hârise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görmedim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim.
Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya başladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi.
Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 12, 2/51
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali es-Sibt (Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
7. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Osman el-Ateki (Abdullah b. Osman b. Cebele b. Meymun)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
Ganimet, beşte bir hisse
İçki, içme cezası
Siyer, Bedir esirleri
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir:
Benim Bedir günündeki ganimet payımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyumculuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla düğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı develerim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şeyleri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri kesilmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hârise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görmedim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim.
Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya başladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi.
Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
136965, B003091
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنْ الزُّهْرِيِّ قَالَ أَخْبَرَنِي عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ أَنَّ حُسَيْنَ بْنَ عَلِيٍّ عَلَيْهِمَا السَّلَام أَخْبَرَهُ أَنَّ عَلِيًّا قَالَ كَانَتْ لِي شَارِفٌ مِنْ نَصِيبِي مِنْ الْمَغْنَمِ يَوْمَ بَدْرٍ وَكَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَعْطَانِي شَارِفًا مِنْ الْخُمُسِ فَلَمَّا أَرَدْتُ أَنْ أَبْتَنِيَ بِفَاطِمَةَ بِنْتِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَاعَدْتُ رَجُلًا صَوَّاغًا مِنْ بَنِي قَيْنُقَاعَ أَنْ يَرْتَحِلَ مَعِيَ فَنَأْتِيَ بِإِذْخِرٍ أَرَدْتُ أَنْ أَبِيعَهُ الصَّوَّاغِينَ وَأَسْتَعِينَ بِهِ فِي وَلِيمَةِ عُرْسِي فَبَيْنَا أَنَا أَجْمَعُ لِشَارِفَيَّ مَتَاعًا مِنْ الْأَقْتَابِ وَالْغَرَائِرِ وَالْحِبَالِ وَشَارِفَايَ مُنَاخَتَانِ إِلَى جَنْبِ حُجْرَةِ رَجُلٍ مِنْ الْأَنْصَارِ رَجَعْتُ حِينَ جَمَعْتُ مَا جَمَعْتُ فَإِذَا شَارِفَايَ قَدْ اجْتُبَّ أَسْنِمَتُهُمَا وَبُقِرَتْ خَوَاصِرُهُمَا وَأُخِذَ مِنْ أَكْبَادِهِمَا فَلَمْ أَمْلِكْ عَيْنَيَّ حِينَ رَأَيْتُ ذَلِكَ الْمَنْظَرَ مِنْهُمَا فَقُلْتُ مَنْ فَعَلَ هَذَا فَقَالُوا فَعَلَ حَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَهُوَ فِي هَذَا الْبَيْتِ فِي شَرْبٍ مِنْ الْأَنْصَارِ فَانْطَلَقْتُ حَتَّى أَدْخُلَ عَلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعِنْدَهُ زَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ فَعَرَفَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي وَجْهِي الَّذِي لَقِيتُ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا لَكَ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا رَأَيْتُ كَالْيَوْمِ قَطُّ عَدَا حَمْزَةُ عَلَى نَاقَتَيَّ فَأَجَبَّ أَسْنِمَتَهُمَا وَبَقَرَ خَوَاصِرَهُمَا وَهَا هُوَ ذَا فِي بَيْتٍ مَعَهُ شَرْبٌ فَدَعَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِرِدَائِهِ فَارْتَدَى ثُمَّ انْطَلَقَ يَمْشِي وَاتَّبَعْتُهُ أَنَا وَزَيْدُ بْنُ حَارِثَةَ حَتَّى جَاءَ الْبَيْتَ الَّذِي فِيهِ حَمْزَةُ فَاسْتَأْذَنَ فَأَذِنُوا لَهُمْ فَإِذَا هُمْ شَرْبٌ فَطَفِقَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَلُومُ حَمْزَةَ فِيمَا فَعَلَ فَإِذَا حَمْزَةُ قَدْ ثَمِلَ مُحْمَرَّةً عَيْنَاهُ فَنَظَرَ حَمْزَةُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى رُكْبَتِهِ ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى سُرَّتِهِ ثُمَّ صَعَّدَ النَّظَرَ فَنَظَرَ إِلَى وَجْهِهِ ثُمَّ قَالَ حَمْزَةُ هَلْ أَنْتُمْ إِلَّا عَبِيدٌ لِأَبِي فَعَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَدْ ثَمِلَ فَنَكَصَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى عَقِبَيْهِ الْقَهْقَرَى وَخَرَجْنَا مَعَهُ
Tercemesi:
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir:
Benim Bedir günündeki ganimet payımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyumculuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla düğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı develerim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şeyleri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri kesilmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hârise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görmedim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim.
Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya başladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi.
Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Farzu'l-Humus 1, 1/813
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali es-Sibt (Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
7. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Osman el-Ateki (Abdullah b. Osman b. Cebele b. Meymun)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
Ganimet, beşte bir hisse
Ganimet, Humus, ganimetin beşte biri
İçki, yasaklanması
Merhamet, hayvanlara
حَدَّثَنَا عَبَّاسٌ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا أُسَامَةُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسٍ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مَرَّ بِحَمْزَةَ وَقَدْ مُثِّلَ بِهِ وَلَمْ يُصَلِّ عَلَى أَحَدٍ مِنَ الشُّهَدَاءِ غَيْرِهِ."
Açıklama: Hz. Peygamber'in (sav), sadece Hz. Hamza'nın namazını kılması ve diğer şehitlerin namazını kılmaması, Uhud savaşından onlarla ilgilenecek bir vaktin olmaması ve Hz. Hamza'nın cenaze namazını kıldı haberinin, namazın lugat manası olan dua etti anlamında kullanıldığı şeklinde tevil edilmiştir. (Avnu'l-mabud, VIII, 286)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19830, D003137
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسٌ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا أُسَامَةُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسٍ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مَرَّ بِحَمْزَةَ وَقَدْ مُثِّلَ بِهِ وَلَمْ يُصَلِّ عَلَى أَحَدٍ مِنَ الشُّهَدَاءِ غَيْرِهِ."
Tercemesi:
Bize Abbas (b. Abdulazim) el-Anberi, ona Osman b. Ömer (el-Abdî), ona Üsame (b. Zeyd), ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona da Enes b. Malik, "Hz. Peygamber'in (sav) (Uhud savaşından sonra şehit düşen amcası) Hamza'nın yanına gittiğini, Hamza'ya müsle yapıldığını (öldükten sonra organlarının kesilmesi) ve Hamza'dan başka kimsenin cenaze namazını kılmadığını haber vermiştir."
Açıklama:
Hz. Peygamber'in (sav), sadece Hz. Hamza'nın namazını kılması ve diğer şehitlerin namazını kılmaması, Uhud savaşından onlarla ilgilenecek bir vaktin olmaması ve Hz. Hamza'nın cenaze namazını kıldı haberinin, namazın lugat manası olan dua etti anlamında kullanıldığı şeklinde tevil edilmiştir. (Avnu'l-mabud, VIII, 286)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 31, /734
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
5. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK
Şehitlik, şehitliğe özendirilmek
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9633, B001274
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمَكِّىُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ أُتِىَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ - رضى الله عنه - يَوْمًا بِطَعَامِهِ فَقَالَ قُتِلَ مُصْعَبُ بْنُ عُمَيْرٍ - وَكَانَ خَيْرًا مِنِّى - فَلَمْ يُوجَدْ لَهُ مَا يُكَفَّنُ فِيهِ إِلاَّ بُرْدَةٌ ، وَقُتِلَ حَمْزَةُ أَوْ رَجُلٌ آخَرُ خَيْرٌ مِنِّى فَلَمْ يُوجَدْ لَهُ مَا يُكَفَّنُ فِيهِ إِلاَّ بُرْدَةٌ ، لَقَدْ خَشِيتُ أَنْ يَكُونَ قَدْ عُجِّلَتْ لَنَا طَيِّبَاتُنَا فِى حَيَاتِنَا الدُّنْيَا ، ثُمَّ جَعَلَ يَبْكِى .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed el-Mekkî, ona İbrahim b. Sa‘d, ona Sa‘d, ona da babasının (İbrahim b. Abdurrahman) şöyle dediğini rivayet etti: Bir gün, Abdurrahman b. Avf’a (ra) bir yemek getirildi. O: Musab b. Umeyr – ki benden daha hayırlı idi- şehit edildi de kendisine kefen olarak sadece çizgili bir elbise bulunabilmişti. Hamza ya da bir başka adam da şehit edildi, o da benden hayırlı idi, ona da çizgili bir elbise dışında bir kefen bulunamamıştı. Gerçekten ben, bizim hoşumuza giden şeylerin bu dünya hayatında bize acilen verilmiş olmasından endişe etmekteyim, dedikten sonra ağlamaya başladı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 25, 1/437
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. Ebu İshak İbrahim b. Abdurrahman ez-Zührî (İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Ebu Muhammed Ahmed b. Muhammed el-Ğassânî (Ahmed b. Muhammed b. Velid b. Ukbe)
Konular:
Cenaze, kefenin bütün vücudu örtmemesi
Dünya, aldatıcılığı
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15124, İM001513
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى زِيَادٍ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ أُتِىَ بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ أُحُدٍ فَجَعَلَ يُصَلِّى عَلَى عَشَرَةٍ عَشَرَةٍ وَحَمْزَةُ هُوَ كَمَا هُوَ يُرْفَعُونَ وَهُوَ كَمَا هُوَ مَوْضُوعٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ebu Bekr b. Ayyaş, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Miksam, ona da Abdullah b. Abbâs şöyle demiştir: Uhud (savaşı) günü şehidlerin cenazeleri Rasulullah'ın (sav) yanına getirildi. Rasulullah (sav) sırayla onar cenaze grubu üzerinde namaz kıldırmaya başladı. Hamza'nın (ra) cenazesi olduğu gibiydi. Diğer cenazeler (namaz bitiminde) kaldırılıyor (ve yerlerine başka cenazeler konuluyordu) Hamza'ın (ra)cenazesi, konulduğu gibiydi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi'-cenâiz 28, /244
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Kasım Miksem b. Becere (Miksem b. Becere)
3. Ebu Abdullah Yezid b. Ebu Ziyad el-Haşimî (Yezid b. Ebu Ziyad)
4. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
Öneri Formu
Hadis Id, No:
47443, HM005563
Hadis:
حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ عِيسَى أَخْبَرَنَا أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمَّا رَجَعَ مِنْ أُحُدٍ سَمِعَ نِسَاءَ الْأَنْصَارِ يَبْكِينَ عَلَى أَزْوَاجِهِنَّ فَقَالَ لَكِنْ حَمْزَةُ لَا بَوَاكِيَ لَهُ فَبَلَغَ ذَلِكَ نِسَاءَ الْأَنْصَارِ فَجِئْنَ يَبْكِينَ عَلَى حَمْزَةَ قَالَ فَانْتَبَهَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ اللَّيْلِ فَسَمِعَهُنَّ وَهُنَّ يَبْكِينَ فَقَالَ وَيْحَهُنَّ لَمْ يَزَلْنَ يَبْكِينَ بَعْدُ مُنْذُ اللَّيْلَةِ مُرُوهُنَّ فَلْيَرْجِعْنَ وَلَا يَبْكِينَ عَلَى هَالِكٍ بَعْدَ الْيَوْمِ
Tercemesi:
Bize Safvan b. İsa, ona Üsame b. Zeyd, ona Nafi', ona da Abdullah İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Uhud'dan dönünce kocaları için ağlayan Ensar kadınlarını işitti. Fakat HAmza için ağlayan kimse yoktu. Hamza'ya kimsenin ağlamadığı ve bu durumun peygamberi üzdüğü, Ensar kadınlarına ulaştı. Bunun üzerine, Ensar kadınları toplanarak Hamza için ağladılar. Bir müddet sonra gece vakti Rasulullah uyandı ve kadınlar hala ağlamaya devam ediyorlardı. Peygamber (sav), "Yazık şu kadınlara! Hala ağlamaya devam ediyorlar. Söyleyin onlara geri dönsünler! Bugünden sonra da ölen hiç kimseye ağlamasınlar!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab 5563, 2/418
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Ebu Muhammed Safvân b. İsa el-Kuraşî (Safvân b. İsa)
Konular:
Adab, Cenaze, ölüye ağlama adabı
Cenaze, arkasından ağlamak, feryat etmek
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
KTB, ADAB
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
47990, HM005666
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا أُسَامَةُ عَنْ نَافِعٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدِمَ يَوْمَ أُحُدٍ فَسَمِعَ نِسَاءً مِنْ بَنِي عَبْدِ الْأَشْهَلِ يَبْكِينَ عَلَى هَلْكَاهُنَّ فَقَالَ لَكِنْ حَمْزَةُ لَا بَوَاكِيَ لَهُ فَجِئْنَ نِسَاءُ الْأَنْصَارِ يَبْكِينَ عَلَى حَمْزَةَ عِنْدَهُ فَاسْتَيْقَظَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُنَّ يَبْكِينَ فَقَالَ يَا وَيْحَهُنَّ أَنْتُنَّ هَاهُنَا تَبْكِينَ حَتَّى الْآنَ مُرُوهُنَّ فَلْيَرْجِعْنَ وَلَا يَبْكِينَ عَلَى هَالِكٍ بَعْدَ الْيَوْمِ
Tercemesi:
Bize Osman b. Ömer, ona Üsame b. Zeyd, ona Nafi', ona da (Abdullah) İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah, Uhud günü geldi. Şehit olan yakınları için ağlayan Abdüleşhel kadınlarını işitti. (Üzüntü içinde) "Fakat Hamza'nın ağlayanları yok!" dedi. Bunun üzerine, Ensar kadınları toplanarak Hamza için ağladılar. Bir müddet sonra onlar ağlarken Rasulullah uyandı ve "Yazık şu kadınlara! Sizler hala burada şimdiye kadar ağlamışsınız. Söyleyin onlara dönsünler! Bugünden sonra da ölen hiç kimseye ağlamasınlar!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab 5666, 2/438
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
Konular:
Adab, Cenaze, ölüye ağlama adabı
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Cenaze, arkasından ağlamak, feryat etmek
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
KTB, ADAB
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
70175, HM014575
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ وَأَبُو سَعِيدٍ قَالَا حَدَّثَنَا زَائِدَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ
كَفَّنَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَمْزَةَ فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ
قَالَ جَابِرٌ ذَلِكَ الثَّوْبُ نَمِرَةٌ
Tercemesi:
Bize Abdüssamed b. Abdülvaris ve Said, onlara Zanide, ona Abdullah b. Muhammed b. Akil, ona da Cabir b. Abdullah naklettiğine göre Rasulullah (sav) Hamza'yı bir elbise ile kefenledi.
Cabir, bu elbisenin desenli olduğunu söyledi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Cabir b. Abdullah el-Ensarî 14575, 5/101
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
Şehit, kefenlenmesi
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
72013, HM014913
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو أَخْبَرَنَا زَائِدَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلِ بْنِ أَبِي طَالِبٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ
كَفَّنَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَمْزَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ
قَالَ جَابِرٌ ذَلِكَ الثَّوْبُ نَمِرَةٌ
Tercemesi:
Bize Muaviye b. Amr, ona Zâide, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl b. Ebu Tâlib, ona da ilk ravi Câbir b. Abdullah rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) Hamza'yı (ra) tek parçadan oluşan, siyah-beyaz çizgili bir örtü ile kefenledi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Cabir b. Abdullah el-Ensarî 14913, 5/170
Senetler:
()
Konular:
Cenaze, kefenlemek
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
Şehit, kefenlenmesi
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن عثمان الجزري عن مقسم عن ابن عباس قال : قتل حمزة يوم أحد ، وقتل معه رجل من الانصار فجاءت صفية ابنة عبد المطلب بثوبين لتكفن بهما حمزة ، فلم يكن للانصاري كفن ، فأسهم النبي صلى الله عليه وسلم بين الثوبين ، ثم كفن كل واحد منهما في ثوب.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
94832, MA006194
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن عثمان الجزري عن مقسم عن ابن عباس قال : قتل حمزة يوم أحد ، وقتل معه رجل من الانصار فجاءت صفية ابنة عبد المطلب بثوبين لتكفن بهما حمزة ، فلم يكن للانصاري كفن ، فأسهم النبي صلى الله عليه وسلم بين الثوبين ، ثم كفن كل واحد منهما في ثوب.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Cenâiz 6194, 3/427
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Kasım Miksem b. Becere (Miksem b. Becere)
Konular:
Cenaze, kefenlemek
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
Şehit, kefenlenmesi
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi