Öneri Formu
Hadis Id, No:
2283, M004552
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَمُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ قَالاَ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ ح وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَرَّقَ نَخْلَ بَنِى النَّضِيرِ وَقَطَعَ وَهِىَ الْبُوَيْرَةُ . زَادَ قُتَيْبَةُ وَابْنُ رُمْحٍ فِى حَدِيثِهِمَا فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ( مَا قَطَعْتُمْ مِنْ لِينَةٍ أَوْ تَرَكْتُمُوهَا قَائِمَةً عَلَى أُصُولِهَا فَبِإِذْنِ اللَّهِ وَلِيُخْزِىَ الْفَاسِقِينَ )
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya ve Muhammed b. Rumh, onlara Leys; (T) Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Nâfi', ona da Abdullah (b. Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Benî Nazîr'in hurmalığını yakıp (ağaçlarını) kesti. Orası Büveyre (diye bilinir).
Kuteybe ve İbn Rumh, rivayetlerinde, "(Bunun üzerine) Allah (ac), 'Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya olduğu gibi bırakmanız hep Allah'ın izniyledir ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir' ayetini indirdi" şeklinde ilavede bulunmuşlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4552, /742
Senetler:
()
Konular:
Savaş, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2285, M004553
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَطَعَ نَخْلَ بَنِى النَّضِيرِ وَحَرَّقَ وَلَهَا يَقُولُ حَسَّانُ وَهَانَ عَلَى سَرَاةِ بَنِى لُؤَىٍّ حَرِيقٌ بِالْبُوَيْرَةِ مُسْتَطِيرُ وَفِى ذَلِكَ نَزَلَتْ ( مَا قَطَعْتُمْ مِنْ لِينَةٍ أَوْ تَرَكْتُمُوهَا قَائِمَةً عَلَى أُصُولِهَا ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Said b. Mansûr ve Hennâd b. Serî, onlara İbn Mübârek, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Benî Nazîr'in hurmalığını kesti (ve ağaçlarını) yaktı. (Bundan dolayı) Hassân (b. Sâbit), ""Lüey oğulları (olan Kureyş) ileri gelenlerine Büveyre'nin kasıp kavuran yangını cız dahi etmemiştir" şeklinde bir şiir söylemiş ve "Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya olduğu gibi bırakmanız" ayeti bu hususta inmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4553, /742
Senetler:
()
Konular:
Savaş, Hukuku
وَحَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ عُثْمَانَ أَخْبَرَنِى عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ السَّكُونِىُّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ حَرَّقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَخْلَ بَنِى النَّضِيرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2287, M004554
Hadis:
وَحَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ عُثْمَانَ أَخْبَرَنِى عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ السَّكُونِىُّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ حَرَّقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَخْلَ بَنِى النَّضِيرِ .
Tercemesi:
Bize Sehl b. Osman, ona Ukbe b. Hâlid es-Sekûnî, ona Ubeydullah, ona Nâfi', ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Benî Nazîr hurmalığını yakmıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4554, /743
Senetler:
()
Konular:
Savaş, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20341, T001617
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا بَعَثَ أَمِيرًا عَلَى جَيْشٍ أَوْصَاهُ فِى خَاصَّةِ نَفْسِهِ بِتَقْوَى اللَّهِ وَمَنْ مَعَهُ مِنَ الْمُسْلِمِينَ خَيْرًا وَقَالَ « اغْزُوا بِسْمِ اللَّهِ وَفِى سَبِيلِ اللَّهِ قَاتِلُوا مَنْ كَفَرَ بِاللَّهِ وَلاَ تَغُلُّوا وَلاَ تَغْدِرُوا وَلاَ تُمَثِّلُوا وَلاَ تَقْتُلُوا وَلِيدًا فَإِذَا لَقِيتَ عَدُوَّكَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ فَادْعُهُمْ إِلَى إِحْدَى ثَلاَثِ خِصَالٍ أَوْ خِلاَلٍ أَيَّهَا أَجَابُوكَ فَاقْبَلْ مِنْهُمْ وَكُفَّ عَنْهُمُ ادْعُهُمْ إِلَى الإِسْلاَمِ وَالتَّحَوُّلِ مِنْ دَارِهِمْ إِلَى دَارِ الْمُهَاجِرِينَ وَأَخْبِرْهُمْ إِنْ فَعَلُوا ذَلِكَ فَإِنَّ لَهُمْ مَا لِلْمُهَاجِرِينَ وَعَلَيْهِمْ مَا عَلَى الْمُهَاجِرِينَ وَإِنْ أَبَوْا أَنْ يَتَحَوَّلُوا فَأَخْبِرْهُمْ أَنَّهُمْ يَكُونُوا كَأَعْرَابِ الْمُسْلِمِينَ يَجْرِى عَلَيْهِمْ مَا يَجْرِى عَلَى الأَعْرَابِ لَيْسَ لَهُمْ فِى الْغَنِيمَةِ وَالْفَىْءِ شَىْءٌ إِلاَّ أَنْ يُجَاهِدُوا فَإِنْ أَبَوْا فَاسْتَعِنْ بِاللَّهِ عَلَيْهِمْ وَقَاتِلْهُمْ وَإِذَا حَاصَرْتَ حِصْنًا فَأَرَادُوكَ أَنْ تَجْعَلَ لَهُمْ ذِمَّةَ اللَّهِ وَذِمَّةَ نَبِيِّهِ فَلاَ تَجْعَلْ لَهُمْ ذِمَّةَ اللَّهِ وَلاَ ذِمَّةَ نَبِيِّهِ وَاجْعَلْ لَهُمْ ذِمَّتَكَ وَذِمَمَ أَصْحَابِكَ لأَنَّكُمْ إِنْ تُخْفِرُوا ذِمَّتَكُمْ وَذِمَمَ أَصْحَابِكُمْ خَيْرٌ مِنْ أَنْ تُخْفِرُوا ذِمَّةَ اللَّهِ وَذِمَّةَ رَسُولِهِ وَإِذَا حَاصَرْتَ أَهْلَ حِصْنٍ فَأَرَادُوكَ أَنْ تُنْزِلَهُمْ عَلَى حُكْمِ اللَّهِ فَلاَ تُنْزِلُوهُمْ وَلَكِنْ أَنْزِلْهُمْ عَلَى حُكْمِكَ فَإِنَّكَ لاَ تَدْرِى أَتُصِيبُ حُكْمَ اللَّهِ فِيهِمْ أَمْ لاَ » . أَوْ نَحْوَ هَذَا . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ مُقَرِّنٍ . وَحَدِيثُ بُرَيْدَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ وَزَادَ فِيهِ « فَإِنْ أَبَوْا فَخُذْ مِنْهُمُ الْجِزْيَةَ فَإِنْ أَبَوْا فَاسْتَعِنْ بِاللَّهِ عَلَيْهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَكَذَا رَوَاهُ وَكِيعٌ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ سُفْيَانَ . وَرَوَى غَيْرُ مُحَمَّدِ بْنِ بَشَّارٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَهْدِىٍّ وَذَكَرَ فِيهِ أَمْرَ الْجِزْيَةِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar (b. Osman), ona Abdurrahman b. Mehdî (b. Hassân b. Abdurrahman), ona Süfyan (es-Sevrî), ona alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde (b. Husayb), ona da babası (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) birini ordunun başına komutan olarak görevlendirdiğinde ona kendisinin Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmesini, yanındaki Müslümanlara da iyi muamelede bulunmasını emreder ve "Allah'ın adıyla ve Allah yolunda savaşın. Allah'ı inkar edenlerle çarpışın. (Elde edeceğiniz ganimetten hakkınız olmayan) herhangi bir şeyi almayın. (Yapacağınız herhangi bir) anlaşmayı bozmayın. Düşmanlarınızı öldürdükten sonra onlara müsle (gözlerini oymak, kulaklarını veya burunlarını kesmek gibi şeyler) yapmayın. Hiç bir çocuğu öldürmeyin. Müşrik düşmanlarınla karşılaştığın zaman (ordu komutanı olarak) onlara şu üç alternatiften birisini teklif et. Bunlardan hangisini kabul ederlerse sen de kabul et ve onlara dokunma. Önce onları İslam'a ve kendi yurtlarından çıkıp muhacirlerin yurdu (olan Medine'ye) gelmeye davet et. Onlara Medine'ye gelmeleri durumunda oradaki muhacirlerin sahip oldukları haklara ve sorumluluklara sahip olacaklarını bildir. Medine'ye gelmeyi kabul etmezlerse bedevî Müslümanlarla aynı konumda olacaklarını, onlarla aynı muameleye tabi tutulacaklarını ve cihad etmeleri dışında kendilerine ganimetten ve feyden herhangi bir pay ayrılmayacağını belirt. (Eğer İslamı) kabul etmezlerse Allah'tan sana yardım etmesini dile ve onlarla savaş. (Savaş esnasında) bir kaleyi kuşatırsan ve kalediker, kendilerini Allah ve Rasulü'nün can ve mal güvencesi altına almanı isterlerse onları Allah ve Rasulü'nün can ve mal güvencesi altına alma. Kendinin veya arkadaşlarının can ve mal güvencesi altına al. Zira (hataen de olsa) Allah ve Rasulü'nün can ve mal güvencesine aykırı hareket etmiş olmanızdansa kendinizin ve arkadaşlarınızın verdiği can ve mal güvencesine aykırı hareket etmiş olmanız daha iyidir. Yine savaş esnasında bir kalede bulunanları kuşatırsan ve kaledekiler kendilerine Allah'ın hükümlerini uygulamanı isterlerse onlara Allah'ın hükmünü uygulama. Kendi hükmünü uygula. Çünkü Allah'ın onlar hakkındaki hükmüne isabet edip etmediğini bilemezsin." buyururdu. (Rasulullah (sav) burada aktarılan ifadelerin aynısı) veya bir benzerini kullanmıştır. Ebu İsa (et-Tirmizî) bu konuda Numan b. Mukarrin'den rivayet edilen bir hadisin de bulunduğunu ve Büreyde'nin yukarıdaki hadisinin hasen sahih olduğunu söylemiştir. Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ahmed, ona Süfyan, ona da Alkame b. Mersed, aynı muhtevaya sahip benzer bir hadisi "Eğer kabul etmezlerse onlardan cizye al. Şayet bunu da kabul etmezlerse Allah'tan onlara karşı sana yardım etmesini dile." ziyadesiyle rivayet etmiştir. Yine Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadisi Veki' ve başkaları Süfyan'dan rivayet etmiştir. Aynı hadisi Muahmmed b. Beşşar'ın dışında başka birisi Abdurrahman b. Mehdî'den rivayet etmiş ve bu rivayetinde düşmandan cizye isteme meselesini zikretmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 48, 4/162
Senetler:
1. Ebu Abdullah Büreyde b. Husayb el-Eslemî (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)
2. Süleyman b. Büreyde el-Eslemî (Süleyman b. Büreyde b. Husayb)
3. Alkame b. Mersed el-Hadramî (Alkame b. Mersed)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Cihad, Allah yolunda tozlanmak, çalışıp çabalamak
Eziyet, işkence (müsle), yasak olması
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
Savaş, başlamadan önce yapılması gerekenler
Savaş, Hukuku
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Yargı, Allah'ın kitabına göre Hüküm vermek,
Yönetim, cizye vergisi
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا وَقَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ يَهُودَ بَنِى النَّضِيرِ وَقُرَيْظَةَ حَارَبُوا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَجْلَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَنِى النَّضِيرِ وَأَقَرَّ قُرَيْظَةَ وَمَنَّ عَلَيْهِمْ حَتَّى حَارَبَتْ قُرَيْظَةُ بَعْدَ ذَلِكَ فَقَتَلَ رِجَالَهُمْ وَقَسَمَ نِسَاءَهُمْ وَأَوْلاَدَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ بَيْنَ الْمُسْلِمِينَ إِلاَّ أَنَّ بَعْضَهُمْ لَحِقُوا بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَآمَنَهُمْ وَأَسْلَمُوا وَأَجْلَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَهُودَ الْمَدِينَةِ كُلَّهُمْ بَنِى قَيْنُقَاعَ - وَهُمْ قَوْمُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَلاَمٍ - وَيَهُودَ بَنِى حَارِثَةَ وَكُلَّ يَهُودِىٍّ كَانَ بِالْمَدِينَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2549, M004592
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا وَقَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ يَهُودَ بَنِى النَّضِيرِ وَقُرَيْظَةَ حَارَبُوا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَجْلَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَنِى النَّضِيرِ وَأَقَرَّ قُرَيْظَةَ وَمَنَّ عَلَيْهِمْ حَتَّى حَارَبَتْ قُرَيْظَةُ بَعْدَ ذَلِكَ فَقَتَلَ رِجَالَهُمْ وَقَسَمَ نِسَاءَهُمْ وَأَوْلاَدَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ بَيْنَ الْمُسْلِمِينَ إِلاَّ أَنَّ بَعْضَهُمْ لَحِقُوا بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَآمَنَهُمْ وَأَسْلَمُوا وَأَجْلَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَهُودَ الْمَدِينَةِ كُلَّهُمْ بَنِى قَيْنُقَاعَ - وَهُمْ قَوْمُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَلاَمٍ - وَيَهُودَ بَنِى حَارِثَةَ وَكُلَّ يَهُودِىٍّ كَانَ بِالْمَدِينَةِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' ve İshâk b. Mansûr, onlara Abdürrezzâk, ona İbn Cüreyc, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Benî Nazîr ve Kureyza Yahudiler'i Rasulullah'a (sav) karşı savaştılar. Hz. Peygamber (sav) de Benî Nazîr'i sürgün etti ve onlara (Abdullah b. Übey sebebiyle) ihsanda bulundu. Netice, bundan sonra Kureyza da Hz. Peygamber'e (sav) karşı savaştı. (Bunun üzerine) Nebî (sav) onların erkeklerini öldürdü, kadınlarını, çocuklarını ve mallarını müslümanlar arasında taksim etti. Ancak bazıları Rasulullah'a (sav) katıldı. Nebî (sav) onlara emân verip onlar da teslim oldular. Rasulullah (sav), Abdullah b. Selâm'ın kabilesi (olan) Benî Kaynukâ' ve Benî Hârise Yahudiler'i (olmak üzere) Medine'de bulunan tüm Yahudiler'i sürgün etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4592, /752
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Savaş, esirlik
Savaş, Hukuku
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
Savaş, ilan etme ve savaş hukuku
Savaş, ve Barış
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2551, M004593
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى حَفْصُ بْنُ مَيْسَرَةَ عَنْ مُوسَى بِهَذَا الإِسْنَادِ هَذَا الْحَدِيثَ وَحَدِيثُ ابْنُ جُرَيْجٍ أَكْثَرُ وَأَتَمُّ .
Tercemesi:
Bize Ebu Tâhir, ona Abdullah b. Vehb, ona Hafs b. Meysere, ona da Musa bu isnad ile söz konusu hadisi rivayet etmiştir. İbn Cüreyc hadisi (içerik bakımından) daha zengin (ekser) ve daha tamdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4593, /752
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Savaş, Hukuku
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25557, N003971
Hadis:
أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ بَكَّارِ بْنِ بِلاَلٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عِيسَى - وَهُوَ ابْنُ سُمَيْعٍ - قَالَ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ الطَّوِيلُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ الْمُشْرِكِينَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ فَإِذَا شَهِدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ وَصَلَّوْا صَلاَتَنَا وَاسْتَقْبَلُوا قِبْلَتَنَا وَأَكَلُوا ذَبَائِحَنَا فَقَدْ حَرُمَتْ عَلَيْنَا دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا » .
Tercemesi:
Enes b. Malik (r.a)’ten rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Müşriklerle Allah’tan başka gerçek ilâh olmadığına, Muhammed’in de O’nun kulu ve Rasûlü olduğuna şahadet edinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Bizim gibi namaz kılarlarsa, kıblemize yönelirlerse, kestiklerimizden yerlerse bizim onların kanlarına ve mallarına dokunmamız haram olur. Ancak haklı yere olursa o başka.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Muhârebe 1, /2347
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Ebu Süfyan Muhammed b. İsa el-Kuraşî (Muhammed b. İsa b. Kasım b. Sümey')
4. Harun b. Muhammed el-Âmilî (Harun b. Muhammed b. Bekkâr b. Bilal)
Konular:
Cihad, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Cihad, maksadı dini ve vatanı korumak
KTB, TEVHİD
Savaş, Hukuku
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği