Giriş

Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona İbn Mübarek, ona Ma'mer; (T) Bize Muhammed b. Râfi, -hadisin lafızları ona aittir- ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Peygamberlerden biri gazâya çıktı ve kavmine, 'Bir kadınla yeni evlenmiş, henüz gerdeğe girmemiş ve gerdeğe girme arzusunda olan kimse benim peşimden gelmesin. Bir ev yapan, ama henüz çatısını yapıp bitirmemiş olan olan kimse peşimden gelmesin. Gebe bir koyun ya da deve satın alan ve hayvanının yavrularını doğurmasını bekleyen kimse peşimden gelmesin' dedi, ardından gazâya çıktı. İkindi namazı, ya da ona yakın bir vakitte bir yerleşim yerine yaklaştı ve güneşe, 'Sen de emir kulusun ben de. Allah'ım! Onun benim için biraz durdur' dedi. Allah kendisine fethi müyesser kılana dek (güneş) onun için durduruldu. (Fetihten sonra) elde ettikleri ganimetleri topladılar. Ateş de ganimeti yemek için çıkageldi, (ancak) onu yemekten vazgeçti. Peygamber 'İçinizde ganimetten çalanlar var. Her kabileden bir kişi bana biat etsin' dedi. Ona biat ettiler. (Derken) bir adamın eli onun eline yapışıverdi. Peygamber 'Ganimetten çalanlar sizin içinizdedir. Kabilen bana biat edecek' dedi. Kabilesi ona biat etti, onlardan iki ya da üç adamın eli (onun eline) yapışıverdi. Peygamber 'Ganimetten çalanlar sizin içinizde. Siz çaldınız' dedi. Bunun üzerine onlar, Peygamberin önünde, inek kafası kadar altını çıkarıp yerde duran (ganimet) malının içine koydular. Ateş de gelip, bu (ganimet malını) yedi (yaktı). Ganimetler bizden önce hiç bir kimse için helal kılınmadı. Ancak şanı yüce Allah, bizim zayıflığımızı ve acizliğimizi bildiği için ganimeti bize helal kıldı."


    Öneri Formu
2290 M004555 Müslim, Cihad ve Siyer, 32

Bana Abd b. Humeyd, ona Ravh b. Ubâde, ona Avf, ona Hasan, Muhammed ve Hilâs, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mû­sâ çok hayâlı, sıkı örtünen bir kimse idi. Kendisi hayâlı olmak istedi­ği için derisinden hiçbir şey görülmezdi. Bu hâlinden dolayı İsrailoğullarından bir kısım kimseler, sözleriyle ona eziyet edip 'Mûsâ cildindeki bir kusurdan dolayı bu kadar sıkı örtünmektedir. Onda ya baras denilen deri hastalığı, yahut (erkeklik organında) yumurtalarının şişmesi, ya da başka bir hastalık var' dediler. Allah da onların Mûsâ için söyledikleri kusurların olmadığını ortaya çıkarmak istedi. Mûsâ bir gün yalnız başına yıkanmak için soyundu, elbiselerini bir taş üzerine koydu, sonra yıkandı. Yı­kanması bitince elbiselerini almaya yöneldi. Bu sıra­da taş, elbiselerle yuvarlanıp gitti. Mûsâ da asasını alıp 'ey taş, elbisem, ey taş, elbisem' diyerek taşın peşinden koşmaya başladı ve İsrâîloğullarından bir topluluğun yanına kadar vardı. Onlar da Mûsâ'yı çıplak olarak ve Allah'ın yarattığı en güzel surette gördüler. Böylece Allah Musa'yı onların ithamlarından korumuş oldu." Ebu Hureyre der ki:Taş orada durdu, Mûsâ elbisesini alıp giydi, ardından asasıyla taşı dövmeye başladı. Vallahi o taşta Musa'nın vurma izinden üç yahut dört ya da beş darp izi kalmıştır. İşte bu olay, Yüce Allah'ın şu buyruğunda ifade edilmiştir: "Ey iman edenler, siz de Musa'yı incitenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah nazarında itibarlı bir kimse idi." (Ahzâb, 69). Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bir çok tarikle Ebu Hüreyre’den rivayet edilmiştir. Bu konuda Enes'in de Hz. Peygamber'den (sav) rivâyeti vardır.


    Öneri Formu
19169 T003221 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 33

Bize Ebu Asım Dahhak b. Mahled, ona el-Evzâî, ona Hassân b. Atiyye, ona Ebu Kebşe, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir ayet dahi olsa benden alıp başkalarına aktarınız. İsrailoğulları'ndan rivayette bulunmanızda bir sakınca yoktur. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın."


    Öneri Formu
33667 B003461 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 50

Bize Abd b. Humeyd, ona Ravh b. Ubâde, ona Avf, ona Hasan, Muhammed ve Hilâs, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mû­sâ çok hayâlı, sıkı örtünen bir kimse idi. Kendisi hayâlı olmak istedi­ği için derisinden hiçbir şey görülmezdi. Bu hâlinden dolayı İsrailoğullarından bir kısım kimseler, sözleriyle ona eziyet edip 'Mûsâ cildindeki bir kusurdan dolayı bu kadar sıkı örtünmektedir. Onda ya baras denilen deri hastalığı, yahut (erkeklik organında) yumurtalarının şişmesi, ya da başka bir hastalık var' dediler. Allah da onların Mûsâ için söyledikleri kusurların olmadığını ortaya çıkarmak istedi. Mûsâ bir gün yalnız başına yıkanmak için soyundu, elbiselerini bir taş üzerine koydu, sonra yıkandı. Yı­kanması bitince elbiselerini almaya yöneldi. Bu sıra­da taş, elbiselerle yuvarlanıp gitti. Mûsâ da asasını alıp 'ey taş, elbisem, ey taş, elbisem' diyerek taşın peşinden koşmaya başladı ve İsrâîloğullarından bir topluluğun yanına kadar vardı. Onlar da Mûsâ'yı çıplak olarak ve Allah'ın yarattığı en güzel surette gördüler. Böylece Allah Musa'yı onların ithamlarından korumuş oldu." Ebu Hureyre der ki:Taş orada durdu, Mûsâ elbisesini alıp giydi, ardından asasıyla taşı dövmeye başladı. Vallahi o taşta Musa'nın vurma izinden üç yahut dört ya da beş darp izi kalmıştır. İşte bu olay, Yüce Allah'ın şu buyruğunda ifade edilmiştir: "Ey iman edenler, siz de Musa'yı incitenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah nazarında itibarlı bir kimse idi." (Ahzâb, 69). Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bir çok tarikle Ebu Hüreyre’den rivayet edilmiştir. Bu konuda Enes'in de Hz. Peygamber'den (sav) rivâyeti vardır.


    Öneri Formu
288910 T003221-3 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 33

Bana Abd b. Humeyd, ona Ravh b. Ubâde, ona Avf, ona Hasan, Muhammed ve Hilâs, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mû­sâ çok hayâlı, sıkı örtünen bir kimse idi. Kendisi hayâlı olmak istedi­ği için derisinden hiçbir şey görülmezdi. Bu hâlinden dolayı İsrailoğullarından bir kısım kimseler, sözleriyle ona eziyet edip 'Mûsâ cildindeki bir kusurdan dolayı bu kadar sıkı örtünmektedir. Onda ya baras denilen deri hastalığı, yahut (erkeklik organında) yumurtalarının şişmesi, ya da başka bir hastalık var' dediler. Allah da onların Mûsâ için söyledikleri kusurların olmadığını ortaya çıkarmak istedi. Mûsâ bir gün yalnız başına yıkanmak için soyundu, elbiselerini bir taş üzerine koydu, sonra yıkandı. Yı­kanması bitince elbiselerini almaya yöneldi. Bu sıra­da taş, elbiselerle yuvarlanıp gitti. Mûsâ da asasını alıp 'ey taş, elbisem, ey taş, elbisem' diyerek taşın peşinden koşmaya başladı ve İsrâîloğullarından bir topluluğun yanına kadar vardı. Onlar da Mûsâ'yı çıplak olarak ve Allah'ın yarattığı en güzel surette gördüler. Böylece Allah Musa'yı onların ithamlarından korumuş oldu." Ebu Hureyre der ki:Taş orada durdu, Mûsâ elbisesini alıp giydi, ardından asasıyla taşı dövmeye başladı. Vallahi o taşta Musa'nın vurma izinden üç yahut dört ya da beş darp izi kalmıştır. İşte bu olay, Yüce Allah'ın şu buyruğunda ifade edilmiştir: "Ey iman edenler, siz de Musa'yı incitenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah nazarında itibarlı bir kimse idi." (Ahzâb, 69). Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bir çok tarikle Ebu Hureyre’den rivayet edilmiştir. Bu konuda Enes'in de Hz. Peygamber'den (sav) rivâyeti vardır.


    Öneri Formu
288911 T003221-2 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 33