145 Kayıt Bulundu.
					
					
					
					
				 Giriş
            
			
			
                       
           
            
			
            
            
			
	
			
			
	
			
				
					 Giriş
				
			
			
	
            
        
Bize Abdullah b. Abdulvehhâb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Hafsa (Ebu Abdullah (Buhari) Hafsa'dan bu rivayeti Hişam b. Hassân'ın da naklettiğini söylemiştir) ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Bizlere bir ölü için üç günden fazla yas tutmamız yasaklanmıştı. Ancak sadece kocalar için dört ay on gün yas tutmaya izin verildi. Bu süre zarfında sürme çekemez, hoş koku sürünemez, asb (denilen Yemen) kumaşı dışında boyanmış elbise de giyemezdik. Birimiz ay halinden gusledip temizlendiği esnada bir nebze koku kullanmamıza ruhsat verilmişti. Diğer taraftan, cenazelerin arkasından gitmemiz de bize yasaklanmıştı." [Buhârî şöyle demiştir: Bu hadisi Hişâm b. Hassan, ona Hafsa, ona da Ümm Atiyye, Nebî’den (sav) rivayet etmiştir.]
Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Urve, ona Aişe'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası dışında ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helâl değildir."
Zeyneb der ki: Kardeşi vefat ettikten sonra Zeyneb bt. Cahş'ın yanına gittim, bir koku getirilmesini istedi ve ondan süründükten sonra şöyle dedi: Vallahi, benim koku sürünmeye ihtiyacım yok, şu kadar var ki Rasulullah’ı (sav) minber üzerinde şöyle buyururken dinlemiştim: "Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için tutmak zorunda olduğu dört aylık on günden başka, herhangi bir ölü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir."
Zeyneb bt. Ümm Seleme'nin Ümm Habibe’den rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah’a ve âhiret gününe iman eden müslüman bir kadının, kocası için dört ay on gün dışında (ölmüş herhangi bir kimse için) üç günden fazla yas tutması helâl değildir."
Bize Halef b. Hişam ve Ebu Rabî ez-Zehrânî, onlara Hammad (b. Zeyd), ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Âişe'nin yanında İbn Ömer'in 'Ölü, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle azap görür' sözü anlatıldı. Bunun üzerine Hz. Âişe şöyle dedi: Allah, Ebu Abdurrahman'a merhamet etsin. Bir şey duymuş ama onu iyi belleyememiş. Rasulullah'ın (sav) yanından bir Yahudi cenazesi geçmişti. Yahudiler de o cenaze için ağlıyorlardı. Bunu gören Rasulullah (sav) 'Siz ağlıyorsunuz. O da azap görmektedir' buyurdu."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî (b. Cerrâh), ona Hişam b. Urve hadisi bu isnadla, Ebu Üsâme rivayetiyle aynı manada nakletmiştir. Ancak Ebu Üsame hadisi daha eksiksizdir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî (b. Cerrâh), ona Said b. Ubeyd et-Tâî ve Muhammed b. Kays, ona da Ali b. Rabîa şöyle rivayet etmiştir: "Kufe'de kendisi için ağıt yakılan ilk kişi, Karaza b. Ka'b oldu. Bunun üzerine Muğîra b. Şube, Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duyduğunu nakletti: Kendisi için ağıt yakılan kimse, o ağıt sebebiyle kıyamet günü muhakkak azap görür."
Bana Ebu Rabî ez-Zehrânî, ona Hammâd (b. Zeyd), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Muhammed (b. Sîrîn), Ümmü Atiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bey'at esnasında, bizden ağıt yakmayacağımıza dair de söz almıştı. Fakat beş kadın hariç içimizden hiçbiri bu sözüne sadık kalamadı. Bunlar; Ümmü Süleym, Ümmü Alâ, Muâz'ın karısı olan Bint. Ebu Sebre ya da Bint. Ebu Sebre ile Muâz'ın karısıdır."
Bize Halef b. Hişam ve Ebu'r-Rabî' ez-Zehrânî (Süleyman b. Davud el-Atekî), onlara Hammâd (b. Zeyd el-Ezdî), ona Hişam b. Urve, ona da babasının (Ebu Abdullah Urve b. Zübeyr el-Esedî) rivayet ettiğine göre Hz. Âişe'nin (r. anhâ) yanında Abdullah b. Ömer'in (ra), ailesinin ağlamasından dolayı ölünün azap göreceği yönündeki sözü anlatıldı. Bunun üzerine Hz. Âişe (r. anhâ) şöyle dedi: "Allah, Ebu Abdurrahman'a merhamet etsin! Bir şey duymuş ama onu iyi ezberlememiş. Rasulullah'ın (sav) yanından bir Yahudi cenazesi geçti. Oradaki Yahudiler, o cenazenin başında ağlıyorlardı. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'O azap görürken siz de ağlıyorsunuz!"
Bize Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe, ona Vekî' (b. Cerrah er-Ruasî), ona Said b. Ubeyd et-Tâî ve Muhammed b. Kays'ın rivayet ettiğine göre Ali b. Rabîa şöyle demiştir: "Kufe'de kendisi için ağıt yakılan ilk kişi, Karaza b. Ka'b'tır. Muğire b. Şu'be (ra), Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duyduğunu söylemiştir: 'Kimin için ağıt yakılırsa hiç şüphe yok ki o kişi, kendisi için yakılan ağıt sebebiyle Kıyamet Günü azap görür."