145 Kayıt Bulundu.
					
					
					
					
				 Giriş
            
			
			
                       
           
            
			
            
            
			
	
			
			
	
			
				
					 Giriş
				
			
			
	
            
        
Bana (Muhammed b. Abdullah) el-Ensarî, ona Hişâm, ona da Hafsa, Ümmü Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi (sav) (eşi vefat eden kadınlara) bazı şeyleri yasakladı. Kadın bu süre zarfında ay halinden temizlendiğinde kullandığı çok az miktar küst-ü ezfâr otu dışında koku sürünemezdi."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Ensari arasında inkıta' vardır.
Bize Ali b. Hucr es-Sa'dî, ona Ali b. Müshir, ona Muhammed b. Kays el-Esdî, ona Ali b. Rabîa el-Esdî, ona da Muğîre b. Şu'be, Nebi'den (sav) önceki hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Seleme b. Alkame, ona da Muhammed b. Sîrîn şöyle rivayet etmiştir: "Ümmü Atiyye’nin (r.anhâ) bir oğlu vefat etmişti. Üçüncü günde safranlı bir koku getirilmesini istedi. O kokudan bir miktar süründü ve 'Kocanın vefat etmesi dışında, üç günden fazla yas tutmamız bize yasaklanmıştır' dedi."
Bize Hişam b. Ammâr, ona İsmail b. Ayyâş, ona Abdullah b. Dinar, ona da Muaviye’nin azatlısı Hâris şöyle rivayet etmiştir: "Muaviye, Hıms’da bir hutbe verdi ve hutbesinde Rasulullah’ın (sav) (ölü için) yüksek sesle ağıt yakılmasını yasakladığından bahsetti."
Bize Ebu Rabî ez-Zehrânî, ona Hammâd, ona Eyyûb, ona da Hafsa, Ümmü Atiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bize koca için tutulan dört ay on gün yas dışında, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutmamız yasaklanmıştı. Yas döneminde sürme çekemez, koku süremez, boyalı elbise de giyemezdik. Bununla birlikte ay halinden temizlendiğinde gusledeceği vakit, kadınların bir nebze kust ya da ezfâr denilen kokulu otlardan kullanmasına izin verilmişti."
Bize Müsedded, ona Bişr, ona Seleme b. Alkame, ona da Muhammed b. Sîrîn, Ümmü Atiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kocanın vefatı hariç, herhangi bir kimsenin ardından üç günden fazla yas tutmamız bize yasaklandı."
Bize Abdullah b. Abdülvehhâb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Hafsa, ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Bize, koca için beklenen dört ay on günlük iddet süresi hariç, ölmüş birisi için üç günden fazla yas tutmamız yasaklandı. Bu süre zarfında sürme çekemez, hoş koku sürünemez, asb türü elbise hariç boyalı elbise de giyemezdik. Bununla birlikte herhangi birimiz ay halinden temizlenip yıkandığı zaman, küst-ü ezfâr denilen kokulu ottan bir miktar kullanmamıza da ruhsat verilmişti. Ayrıca cenazelerin peşinden kabristana gitmemiz de yasaklanmıştı."
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Amr b. Hazm, ona Humeyd b. Nâfi, ona Ümmü Seleme'nin kızı Zeynep, ona da Ebu Süfyan'ın kızı Ümmü Habibe şöyle rivayet etmiştir: "Babasının vefat haberi geldiğinde, Ümmü Habibe biraz koku istedi ve kollarına ondan sürüp şöyle dedi: Benim koku sürünmeye ihtiyacım yoktur. Ancak ben Nebi’yi (sav) şöyle buyururken dinlemiştim: Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocasının ölümü için bekleyeceği dört ay on gün (iddet) dışında, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helal değildir."
Zeynep (bt. Ümmü Seleme) şöyle rivayet etmiştir: "Kardeşi vefat ettiğinde, Zeynep bt. Cahş'ın yanına gitmiştim. Biraz koku getirilmesini istedi ve ondan süründü. Sonra da 'Vallahi, benim koku sürünecek halim yoktur. Ancak Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinlemiştim' dedi: 'Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için bekleyeceği dört ay on gün iddet süresi hariç, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helal değildir'."
Bana Yahya, ona Malik, ona Abdullah b. Abdullah b. Cabir b. Atik, ona Abdullah b. Abdullah b. Cabir'in anne tarafından dedesi olan Atik b. Haris, ona da Cabir b. Atik şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), Abdullah b. Sabit'i ziyarete geldi. O, ruhunu teslim etmek üzereydi. Seslendi fakat cevap vermeyince 'Varlığımız, Allah içindir, sonun da ona dönecek ve hesaba çekileceğiz' [Bakara, 2/156] ayetini okudu ve 'Ebu Rabi'nin ölümü üzerine Allah'a boyun eğdik' buyurdu. Kadınlar, yüksek sesle ağlamaya başladılar. İbn Atik onları susturmaya çalıştı. Rasulullah (sav) 'Bırak onları, vacip olunca kimse ağlamasın' buyurdu. Oradakiler 'Vacip olmak nedir? Ey Allah'ın Rasulü!' dediler. 'Ölümdür' buyurdu. Abdullah b. Sabit'in kızı 'Ey babacığım, senin şehit olduğunu umuyorum, çünkü sen şehitlik için her şeyi hazırlamıştın' dedi. Bunun üzerine Rasulullah da (sav) 'Allah ona niyetine göre ecrini vermiştir. Şehitlikten ne anlıyorsunuz?' buyurdu. Orada bulunanlar da 'Allah yolunda ölmek veya öldürülmektir' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Allah yolunda öldürülmenin dışında şehitlik yedi çeşittir. Taun hastalığından ölen şehittir. İç hastalıklarından ölen şehittir. Suda boğularak ölen şehittir. Yıkıntı altında kalan şehittir. Zat'ül cenb (akciğer) hastalığından ölen şehittir. Yangında ölen şehittir. Doğum yaparken veya kadın hastalığından dolayı ölen kadın şehittir."