345 Kayıt Bulundu.
Bize el-Ka'nebî, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Muhammed b. Osman'ın naklettiğine göre Muhammed b. Osman, Kasım b. Muhammed'e istihazeli kadının (gusletmesi ve namazıyla ilgili) bir soru sormuştur. Kasım b. Muhammed, "adet günlerinde namazı terk eder, adeti bitince gusleder, namazını kılar; ancak (temiz olduğunu düşündüğü) günlerde gusleder."
Açıklama: "Temiz olduğunu düşündüğü" ifadesi şu anlama gelir: Adetin erken bitmesi ya da ara verdikten sonra tekrar başlaması durumunda önceki durumun devam ettiğine hamledilerek gusletmesi önerilmektedir. Kasım b. Muhammed'in görüşü olarak nakledilen bu rivayet, teamülü ifade etmektedir.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Muhammed b. Ebu İsmail -ki o, Muhammed b. Raşid'dir-, ona Ma'kil el-Has'amî, ona Hz. Ali şöyle demiştir: "İstihazeli bir kadın adeti bittiğinde her gün gusleder ve yağ veya zeytin yağı sürülmüş bir yün kullanır."
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî, ona Malik, ona Ebu Bekr'in azatlısı Sümeyy'in bildirdiğine göre, Ka'kâ ve Zeyd b. Eslem onu Said b. Müseyyeb'e gönderip "istihazeli bir kadın nasıl gusül abdesti almalıdır?" diye sormuşlardı. Said, "öğleden öğleye gusleder ve her namaz için abdest alır. Eğer çok kan gelirse avret yerine bir bez bağlar" demiştir. [Ebu Davud şöyle dedi: İbn Ömer ve Enes b. Malik'ten "öğleden öğleye gusleder" şeklinde rivayet edilmiştir.] [Davud ve Asım, Şa'bî'den, o karısından, o Kamîr'den, o da Hz. Aişe'den aynısını rivayet etmişlerdir. Ancak Davud "her gün" ifadesini de eklemiştir. Asım'ın hadisinde de "öğle vaktinde" ifâdesi vardır. Bu, Salim b. Abdullah, Hasan ve Atâ'nın görüşüdür.] [Ebu Davud şöyle demiştir: Mâlik dedi ki: Bence İbn Müseyyeb'in "öğleden öğleye" şeklindeki hadisi aslında "temizlikten temizliğe" şeklindedir. Ancak bu bir yanlışlık (vehim) sonucunda insanlar tarafından değiştirilerek "öğleden öğleye" haline getirilmiştir. Misver b. Adülmelik b. Said b. Abdurrahman b. Yerbû, bu hadisi rivayet etmiş ve "temizlikten temizliğe" demiştir. İnsanlar bunu "öğleden öğleye" şekline çevirmişlerdir.]
Bize Abdülmelik b. Şuayb, ona Abdullah b. Vehb, ona Leys'in rivayet ettiğine göre "Rebîa istihazeli bir kadının her namaz için abdest alması gerektiği görüşünü kabul etmezdi. Ancak kan gelmesinden başka bir sebeple abdesti bozulursa abdest alması gerektiği görüşündeydi." [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu, Malik b. Enes'in görüşüdür.]
Bize Ahmed b. Ebu Cüreyc er-Razî, ona Abdullah b. Cehm, ona Amr b. Ebu Kays, ona Asım, ona İkrime'nin Hamne bt. Cahş'tan rivayet ettiğine göre "Hamne istihazeli olduğu dönemlerde kocası onunla ilişkiye girerdi."
Bize Kuteybe, ona Yezîd b. Zürey, ona İkrime, ona da Hz. Âişe şöyle demiştir: Hz. peygamber (sav) ile birlikte eşlerinden biri hayızlı olduğu halde itikafa girdi. (O hanımı kanında) kırmızılık ve sarılık görürdü ve biz çoğu kez, kanın akmasından dolayı, onun altına bir leğen koyardık, o da bu haliyle namaz kılardı.
Bize İbrahim b. Münzir, ona Ma'n, ona İbn Ebu Vehb, ona İbn Şihâb, ona Urve ve Amra, onlara da Peygamber'in eşi Aişe şöyle demiştir: Ümmü Habibe'nin yedi yıl boyunca sürekli adet kanaması geçirdi. Rasulullah'a (sav) bunu sordu. Rasulullah da ona yıkanmasını emretti ve "Bu bir damardır" buyurdu. Artık Ümmü Habibe her namaz için yıkanır oldu.