253 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Şeybe'nin iki oğlu Osman ve Ebu Bekir, onlara Ömer b. Sa'd, ona Süfyan, ona Dahhâk b. Osman, ona da Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) küçük abdest bozarken bir adam çıkageldi ve O'na selam verdi. O da selamını almadı." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbn Ömer ve başkalarından rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) teyemmüm etmiş sonra o adamın selamını almıştır.]
Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Abdüla'lâ, ona Said, ona Katâde, ona Hasan, ona Hudayn b. el-Münzir Ebu Sâsân, ona da Muhacir b. Kunfuz'un rivayet ettiğine göre o, Peygamber (sav)'e küçük abdest bozarken gelmiş ve selam vermişti. O da selamını almamıştı. Daha sonra (Hz. Peygamber) abdest alıp özür beyan ederek şöyle buyurdu: "Ben Allah Teâlâ'nın ismini abdestsiz iken anmayı uygun görmedim."
Bize Nasr b. Ali ve Muhammed b. Beşşar, onlara Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyri, ona Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi, İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: “Hz. Peygamber küçük abdest bozarken birisi ona selam verdi. Rasulullah adamın selamını almadı.” Ebu İsa et-Tirmizi “Bu hadis hasen-sahihtir. Bize göre selam almanın mekruh olması ancak kişi küçük ve büyük abdestini bozduğu esnada söz konusudur. Bazı alimler hadisi böyle tefsir etmişlerdir. Bu hadis, bu konudaki rivayetlerin en güzelidir" demiştir. Yine Ebu İsa et-Tirmizi "bu konuda Muhacir b. Kunfuz, Abdullah b. Hanzale, Alkame b. Fağva, Cabir b. Abdullah ve Bera b. Âzib'den de hadis rivayet edilmiştir" demiştir.
Bize İmran b. Musa b. Müşâci, ona Osman b. Ebû Şeybe, ona Cerîr, ona Süheyl b. Ebû Salih, ona Neccaroğulları’nın azatlısı Said b. Yesar Ebu’l-Hubâb, ona Zeyd b. Hâlid el-Cühenî, ona Ebu Talha el-Ensârî şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamber’den (sav) şöyle işittim: “İçerisinde köpek ve heykel olan eve melekler girmez.” Gidip bu hadisi Âişe’ye (r.anha) sorayım dedim. Yanına geldim ve “Ey annemiz! Bu adamın naklettiğine göre Peygamberimiz (sav) “İçerisinde köpek ve heykel olan eve melekler girmez” buyurmuş. Sen Peygamber’den (sav) böyle bir söz işittin mi?” diye sordum. “Hayır. Ancak ne yaptığını size anlatayım: Savaşlarından birine çıkmıştı. Ben de bu sırada bir döşeme alıp döşeğin üzerine örtmüştüm. Dönüşünü gözlüyordum. Geldiğinde onu kapıda karşıladım. “Selam ve Allah’ın rahmeti üzerine olsun! Sana izzet, Nusret ve ikramını bahşeden Allah’a hamdolsun” dedim. Evin içine baktı ve örtüyü gördü. Bir şey demedi ama yüzünden hoşlanmadığını anlamıştım. Döşemeyi aldı ve onu yırttı veya kesti ve şöyle buyurdu: “Allah bize rızık olarak verdiklerinde toprağı ve taşı giydirmemizi emretmiyor.” Hz. Aişe (r. anha) şöyle buyurdu: Sonra ben o kumaşın içini lifle doldurdum. Hz. Peygamber buna bir şey demedi.
Açıklama: Sahih hadistir. Muhammed b. Ca'fer, Said (b. Ebî Arûbe)'den ihtilat sonrası işitmiş olsa da tabî olunmuştur.
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvâris, ona Kesîr b. Şinzîr, ona Atâ b. Ebu Rabâh, ona Câbir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) beni bir ihtiyacı için göndermişti. Ben de gidip o işi yaptım ve geri geldim. Hz. Peygamber'e (sav) selam verdim ama selamımı almadı. Kalbime bir hüzün çöktü ki onu Allah bilir. Kendi kendime "Belki de Rasulullah benim geç kaldığımı düşünüyor" dedim. Ardından tekrar selam verdim. Yine selamımı almadı. Bu sefer daha çok üzüldüm. Sonra tekrar selam verdim. Bu sefer selamımı aldı ve "Namaz kıldığım için selamını alamadım" buyurdu. Bineği üzerinde kıble dışındaki bir tarafa yönelmişti.