60 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Âmir, ona Hişâm b. Sa'd, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle dedi: "Her kim güzelce abdest alır, sonra da hatasız iki rekât namaz kılarsa, Allah onun geçmiş (küçük) günahlarını bağışlar."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Yahya, ona İbn Lehîa, ona Bekir b. Sevâde, ona bir adam, ona Rabîa b. Kays, ona da Ukbe b. Amir (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Her kim güzelce abdest alır, sonra hatasız olarak iki rekât namaz kılarsa, onun geçmiş (küçük) günahları bağışlanır." Ravilerden Yahya bir keresinde, "Onun geçmişte olan kötülükleri bağışlanır" diye rivâyet etti.
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Ebû'n-Nadr, ona Abdulhamîd b. Behrâm, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebû Ümâme'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir insan namaz kılma niyeti ile abdeste kalkar, sonra ellerini yıkarsa elleriyle işlediği (küçük) günahları ilk damla ile birlikte dökülür. Ağzına, burnuna su alır ve burnunu sümkürerek temizlerse, diliyle ve dudaklarıyla işlediği (küçük) günahları suyun ilk dökülen damlası ile birlikte dökülür. Yüzünü yıkadığında, gözleri ve kulaklarıyla işlediği (küçük) günahları suyun ilk damlası ile birlikte dökülür. Kollarını dirseklere kadar ve ayaklarını da topuklara (aşık kemiklerine) kadar yıkadığında bütün (küçük) günahlarından kurtulur, ve annesinin doğurduğu günkü gibi tertemiz olur. Bundan sonra namaz kılmaya kalkarsa Allah onun derecesini daha da yükseltir. Yerinde kalıp oturursa kurtulmuş olarak oturur."
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Ebû Ahmed ez-Zübheyrî, ona Ebân b. Abdullah, ona da Ebû Müslim rivâyet etti: "Ebû Ümâme'nin (ra) yanına girdim, kendisi mescitte böcekleri alıp çakılların içine gömüyordu. Ona dedim ki: "- Ey Ebû Ümâme! Biri bana, senin 'Rasûlullah'tan (sav) duydum' diyerek naklettiğin şu hadisi rivâyet etti: "Kim güzelce abdest alır, suyu uzuvlara iyice ulaştırır; elini, yüzünü yıkar, başını, kulaklarını mesh eder, sonra kalkıp farz olan namazı kılarsa, Cenâb-ı Hak onun o gün ayaklarının yürüyerek, ellerinin tutarak, kulaklarının işiterek, kalbinin içinden geçirerek işlediği (küçük) günahlarını bağışlar." Bunun üzerine Ebû Ümâme (ra), "Vallahi, bunu Allah Rasûlü'nden sayamayacağım kadar çok kez işittim" dedi.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Ahmed b. Abdülmelik, ona Sehl b. Ebî Sadaka, ona Kesîr Ebû'l-Fadl et-Tafâvî, ona da Yusuf b. Abdullah b. Selâm rivâyet etti: "Vefatı ile neticelenen hastalığı sırasında Ebû'd-Derdâ'yı (ra) ziyaret etmiştim. Banja; "- Ey kardeşimin oğlu! Seni bu şehre getiren nedir -ya da seni buraya ne getirdi- ? " diye sordu. Ben; "- Sadece seninle babam Abdullah b. Selam arasında olan olan dostluk sebebiyle sıla yapmak için geldim" dedim. Ebû'd-Derdâ (ra) dedi ki: "- Şu an yalan söylenecek bir zaman değil, (onun için dediklerimi iyi dinle). Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Her kim güzelce abdest alır, sonra kalkar iki -ya da dört- (Burada râvî Sehl iki ile dört arasında tereddüt etti) rekât namaz kılar ve bu namazda zikrini ve huşûunu güzelce yapar, sonra da sonra Azîz ve Celîl olan Allah'tan mağfiret dilerse, Allah da onun günahlarını bağışlar."
Açıklama: Ravilerin birinin isimlendirilmesinde vehim olmak üzere isnadı hasendir. Ahmed b. Abdilmelik, "Sadaka b. Ebî Sehl"i "Sehl b. Ebî Sadaka" olarak vehmetmiştir.
Bize Muhammed b. Bekir, onja Meymûn Ebû Muhammed el-Merenî et-Temîmî, , ona Yahya b. Ebî Kesîr, ona da Yusu b. Abdullah b. Selam rivâyet etti: "Bir şeyler öğrenmek için Ebû'd-Derdâ'nın (ra) yanına gidiyordum. Öleceği vakit bana, 'İnsanlara ölüm anında olduğumu haber et!' dedi. Ben de gittim ve insanlara bu sahabinin ölüm anında olduğunu haber verdim. Döndüğümde evinin içi ve dışı ziyaretçilerle dolmuştu. Kendisine, 'Ölüm halinde olduğunu insanlara haber verdim, şimdi de evin içi ve dışı ziyaretçilerle doldu' deyince; 'Beni onların yanına götür!' dedi. Kendisini insanların yanına çıkardık, 'Beni oturtun!' dedi, hemen oturttuk. Orada; 'Ey İnsanlar! Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini duymuştum' dedi: "Her kim, suyu uzuvlarına iyice ulaştırarak güzelce abdest alır, sonra iki rekat namaz kılar ve bunu eksiksiz olarak tamamlarsa, Allah ona istediğini hemen (dünyada) ya da daha sonra (ahirette) mutlaka verir." Ebû'd-Derdâ (ra) sözüne şöyle devam etti: "- Ey İnsanlar! Namazda başka tarafa dönmeyin, zira başka tarafa dönenin namazı kabul olmaz. Nâfile namazda böyle bir şey yapacak olsanız bile farz namazlarda sakın yapmayın!"
Bize Zeyd b. el-Hubâb, ona Muaviye b. Salih, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû7 İdris el-Havlânî ile Ebû Osman, onlara Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik el-Hadramî, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî (ra), Rasûlullah'ın (sav), "Bir insan güzelce abdest alır, sonra kalbiyle ve bedeniyle kendini vererek iki rekât namaz kılarsa, cennet ona vacip olur" buyurduğunu rivâyet etti. Bunu duyan Hz. Ömer (ra), "Bundan önceki söylediği daha güzeldi, sen herhalde yeni geldin. Hz. Peygamber (sav) şunu söyledi" dedi: "Her kim abdest alır ve sonra 'Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûluh' (Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür) derse, onun için cennetin sekiz kapısı birden açılır ve hangisinden isterse oradan cennete girer."
Bize Abdullah ve Saîd b. Ebî'r-Rabî' es-Semmân, ona Sadaka b. Ebî Sehl el-Hünânî şöyle dedi: Abdullah ve Ahmed b. Abdülmelik, şeyhin isminde yanıldılar. Sehl b. Ebî Sadaka dedi ki: O ancak Sadaka b. Ebî Sehl el-Hünânî'dir.
Açıklama: Ravilerin birinin isimlendirilmesinde vehim olmak üzere isnadı hasendir. Ahmed b. Abdilmelik, "Sadaka b. Ebî Sehl"i "Sehl b. Ebî Sadaka" olarak vehmetmiştir.
Bize Ebû'l-Alâ el-Hasan b. Sevvâr, ona Leys, ona Muâviye, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr rivâyet etti. (T) Yine bize Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî rivâyet etti. (T) Yine bize Abdülvehhâb b. Buht, ona el-Leys b. Süleym el-Cühenî, bütün bunlara da Ukbe b. Âmir (ra) şöyle dedi: "Biz bazen kendimize zaman ayırır, (bu yüzden) develeri nöbetleşe güderdik. Develeri gütme sırası bana gelmişti, akşam vakti olunca onları sevk ettim. Sonra Rasûlullah'a (sav) yetiştim, ayakta insanlara konuşma yapıyordu. Yanına geldiğimde şöyle diyordu: "Sizden biri güzelce abdest alır, abdest suyunu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra kalkar kalbi ve bütün benliğiyle yönelerek iki rekât namaz kılarsa, cennet ona nvacip olur ve günahları bağışlanır." O anda ben; 'Bu ne kadar güzel!' demişim. Önümde duran biri; 'Ya Ukbe, bundan önceki daha güzeldi' dedi. Baktım ki o kişi, Ömer b. el-Hattâb imiş. Kendisine; "- O nedir, ey Ebû Hafs!" diye sordum. Hz. Ömer (ra) şöyle cevap verdi: "- Sen gelmeden önce Rasûlullah (sav) şöyle demişti: "Sizden biri güzelce abdest alır, suyu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra da, 'Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûluh' (Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâhy yoktur, O te3ktir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu vfe rasûlüdür) derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır ve dilediğinden içeri girer."
Bize Yezîd b. Harun, ona Selîm b. Hayyân, ona Ebû Gâlib, ona da Ebû Ümâme (ra) şöyle dedi: "Abdestini tam ve eksiksiz yaptığın zaman, koltuğuna bağışlanmış olarak oturursun. Peşinden kalkıp bir de namaz kılarsa, kendisine fazilet ve mükâfat yazılır. Sadece oturursa bağışlanmış olarak oturur." Bir adam ona; "- Ey Ebû Ümâme, o kişi kalkıp namaz kıldığında bu nâfile olmaz mı, ne dersin?" diye sorunca şöyle dedi: "- Hayır, nâfile olması sadece Rasûlullah'a (sav) ait olsa gerek. Bu kişi günah ve hatalar içinde yaşarken nasıl nâfile olur? Bilakis fazilet ve mükâfat olarak yazılır."