Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyan, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre'nin şöyle anlattığını rivayet etti: Bir gün Hz. Peygamber aramızda ayağa kalkarak ganimet malına hıyanetten söz etti. Onun vebalinin ağır olduğunu, durumunun tahammül edilemez olduğunu vurguladı. Sonra şöyle buyurdu:
"Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda inleyip bağırması olan bir deve olduğu halde gelerek; ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü boynunda kişnemesi olan bir at olduğu halde gelerek ya Rasulllah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü boynunda meleyişi olan bir koyun olduğu halde gelerek ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü boynunda çığlığı olan bir hak sahibi olduğu halde gelerek ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda dalgalanan giysiler olduğu halde gelerek ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda altın, gümüş olduğu halde gelerek ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım!"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2389, M004734
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى حَيَّانَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَامَ فِينَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ يَوْمٍ فَذَكَرَ الْغُلُولَ فَعَظَّمَهُ وَعَظَّمَ أَمْرَهُ ثُمَّ قَالَ:
"لاَ أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَجِىءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَى رَقَبَتِهِ بَعِيرٌ لَهُ رُغَاءٌ يَقُولُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَغِثْنِى. فَأَقُولُ لاَ أَمْلِكُ لَكَ شَيْئًا قَدْ أَبْلَغْتُكَ. لاَ أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَجِىءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَى رَقَبَتِهِ فَرَسٌ لَهُ حَمْحَمَةٌ فَيَقُولُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَغِثْنِى. فَأَقُولُ لاَ أَمْلِكُ لَكَ شَيْئًا قَدْ أَبْلَغْتُكَ. لاَ أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَجِىءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَى رَقَبَتِهِ شَاةٌ لَهَا ثُغَاءٌ يَقُولُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَغِثْنِى. فَأَقُولُ لاَ أَمْلِكُ لَكَ شَيْئًا قَدْ أَبْلَغْتُكَ. لاَ أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَجِىءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَى رَقَبَتِهِ نَفْسٌ لَهَا صِيَاحٌ فَيَقُولُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَغِثْنِى. فَأَقُولُ لاَ أَمْلِكُ لَكَ شَيْئًا قَدْ أَبْلَغْتُكَ. لاَ أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَجِىءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَى رَقَبَتِهِ رِقَاعٌ تَخْفِقُ فَيَقُولُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَغِثْنِى. فَأَقُولُ لاَ أَمْلِكُ لَكَ شَيْئًا قَدْ أَبْلَغْتُكَ. لاَ أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَجِىءُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَى رَقَبَتِهِ صَامِتٌ فَيَقُولُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَغِثْنِى فَأَقُولُ لاَ أَمْلِكُ لَكَ شَيْئًا قَدْ أَبْلَغْتُكَ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyan, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre'nin şöyle anlattığını rivayet etti: Bir gün Hz. Peygamber aramızda ayağa kalkarak ganimet malına hıyanetten söz etti. Onun vebalinin ağır olduğunu, durumunun tahammül edilemez olduğunu vurguladı. Sonra şöyle buyurdu:
"Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda inleyip bağırması olan bir deve olduğu halde gelerek; ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü boynunda kişnemesi olan bir at olduğu halde gelerek ya Rasulllah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü boynunda meleyişi olan bir koyun olduğu halde gelerek ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü boynunda çığlığı olan bir hak sahibi olduğu halde gelerek ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda dalgalanan giysiler olduğu halde gelerek ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım! Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda altın, gümüş olduğu halde gelerek ya Rasulallah! Beni kurtar derken, kendimi de senin için hiçbir şey yapamam, ben sana tebliğ etmiştim diye cevap verirken bulmayayım!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4734, /785
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Hainlik, hiyanet, ihanet
Bize Yahya b. Said, ona Hişâm, ona Katâde, ona Mutarrif, ona İyaz b. Hımâr'ın söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) bir gün hutbede şöyle hitap etti:
"Muhakkak ki Rabbim (cc) bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. Kullarıma verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini Hanif/Müslüman olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip onları dinlerinden saptırarak hakkında delil indirmediğim ve benim helal kıldığım şeyi haram kıldılar ve bana ortak koşmalarını onlara emrettiler. Sonra Allah (cc) yeryüzü ehline baktı, onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetti. Yalnız Ehl-i kitaptan bir takım kişiler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye gönderdim. Sana suyun silip yıkayamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i yakmamı emretti. Ben: Ya Rabbi! O zaman benim başımı ezip onu bir ekmeğe çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları yurtlarından çıkar. Onlara savaş aç ki, savaşta senle savaşarak sana yardım edelim. Onlara karşı harcama yap ki, biz de sana lütuf ve ihsanda bulunalım! Sen bir ordu gönder ki, biz de onun beş katını gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır :
1- Güç ve kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve başarılı olanlar,
2- Tüm Müslümanlara ve akrabalara karşı ince kalpli, merhametli kişi,
3- İffetli, infakı seven fakir kişi.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Mal ve aile edinmeyen, size tabi olarak içinizde bulunan, haram işlemeye zaafı olan kişiler,
2- Tamahkarlığı gizli olmayan, kapısını çalana hainlik eden kişi,
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan kişi,
4- Cimri ve yalancı kişi,
5- Çok ahlaksız kişi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
65638, HM017623
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا هِشَامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ
أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَطَبَ ذَاتَ يَوْمٍ فَقَالَ فِي خُطْبَتِهِ" إِنَّ رَبِّي عَزَّ وَجَلَّ أَمَرَنِي أَنْ أُعَلِّمَكُمْ مَا جَهِلْتُمْ مِمَّا عَلَّمَنِي فِي يَوْمِي هَذَا كُلُّ مَالٍ نَحَلْتُهُ عِبَادِي حَلَالٌ وَإِنِّي خَلَقْتُ عِبَادِي حُنَفَاءَ كُلَّهُمْ وَإِنَّهُمْ أَتَتْهُمْ الشَّيَاطِينُ فَأَضَلَّتْهُمْ عَنْ دِينِهِمْ وَحَرَّمَتْ عَلَيْهِمْ مَا أَحْلَلْتُ لَهُمْ وَأَمَرَتْهُمْ أَنْ يُشْرِكُوا بِي مَا لَمْ أُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا ثُمَّ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ نَظَرَ إِلَى أَهْلِ الْأَرْضِ فَمَقَتَهُمْ عَجَمِيَّهُمْ وَعَرَبِيَّهُمْ إِلَّا بَقَايَا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَقَالَ إِنَّمَا بَعَثْتُكَ لِأَبْتَلِيَكَ وَأَبْتَلِيَ بِكَ وَأَنْزَلْتُ عَلَيْكَ كِتَابًا لَا يَغْسِلُهُ الْمَاءُ تَقْرَؤُهُ نَائِمًا وَيَقْظَانًا ثُمَّ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ أَمَرَنِي أَنْ أُحَرِّقَ قُرَيْشًا فَقُلْتُ يَا رَبِّ إِذَنْ يَثْلَغُوا رَأْسِي فَيَدَعُوهُ خُبْزَةً فَقَالَ اسْتَخْرِجْهُمْ كَمَا اسْتَخْرَجُوكَ فَاغْزُهُمْ نُغْزِكَ وَأَنْفِقْ عَلَيْهِمْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ وَابْعَثْ جُنْدًا نَبْعَثْ خَمْسَةً مِثْلَهُ وَقَاتِلْ بِمَنْ أَطَاعَكَ مَنْ عَصَاكَ وَأَهْلُ الْجَنَّةِ ثَلَاثَةٌ ذُو سُلْطَانٍ مُقْسِطٌ مُتَصَدِّقٌ مُوَفَّقٌ وَرَجُلٌ رَحِيمٌ رَقِيقُ الْقَلْبِ لِكُلِّ ذِي قُرْبَى وَمُسْلِمٍ وَرَجُلٌ فَقِيرٌ عَفِيفٌ مُتَصَدِّقٌ وَأَهْلُ النَّارِ خَمْسَةٌ الضَّعِيفُ الَّذِي لَا زَبْرَ لَهُ الَّذِينَ هُمْ فِيكُمْ تَبَعًا أَوْ تُبَعَاءَ شَكَّ يَحْيَى لَا يَبْتَغُونَ أَهْلًا وَلَا مَالًا وَالْخَائِنُ الَّذِي لَا يَخْفَى عَلَيْهِ طَمَعٌ وَإِنْ دَقَّ إِلَّا خَانَهُ وَرَجُلٌ لَا يُصْبِحُ وَلَا يُمْسِي إِلَّا وَهُوَ يُخَادِعُكَ عَنْ أَهْلِكَ وَمَالِكَ وَذَكَرَ الْبُخْلَ أوالْكَذِبَ وَالشِّنْظِيرَ الْفَاحِشَ"
Tercemesi:
Bize Yahya b. Said, ona Hişâm, ona Katâde, ona Mutarrif, ona İyaz b. Hımâr'ın söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) bir gün hutbede şöyle hitap etti:
"Muhakkak ki Rabbim (cc) bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. Kullarıma verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini Hanif/Müslüman olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip onları dinlerinden saptırarak hakkında delil indirmediğim ve benim helal kıldığım şeyi haram kıldılar ve bana ortak koşmalarını onlara emrettiler. Sonra Allah (cc) yeryüzü ehline baktı, onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetti. Yalnız Ehl-i kitaptan bir takım kişiler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye gönderdim. Sana suyun silip yıkayamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i yakmamı emretti. Ben: Ya Rabbi! O zaman benim başımı ezip onu bir ekmeğe çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları yurtlarından çıkar. Onlara savaş aç ki, savaşta senle savaşarak sana yardım edelim. Onlara karşı harcama yap ki, biz de sana lütuf ve ihsanda bulunalım! Sen bir ordu gönder ki, biz de onun beş katını gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır :
1- Güç ve kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve başarılı olanlar,
2- Tüm Müslümanlara ve akrabalara karşı ince kalpli, merhametli kişi,
3- İffetli, infakı seven fakir kişi.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Mal ve aile edinmeyen, size tabi olarak içinizde bulunan, haram işlemeye zaafı olan kişiler,
2- Tamahkarlığı gizli olmayan, kapısını çalana hainlik eden kişi,
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan kişi,
4- Cimri ve yalancı kişi,
5- Çok ahlaksız kişi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, İyaz b. Himar el-Mücaşi'i 17623, 6/8
Senetler:
1. Iyaz b. Himar el-Mücaşi'i (Iyaz b. Himar b. Ebu Himar)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Allah İnancı, kalplere tasarrufu
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hainlik, hiyanet, ihanet
Hz. Peygamber, Allah ile ilişkisi
Hz. Peygamber, öğreticiliği
İmtihan, Allah'ın imtihan etmesi
Müslüman, akıllı davranır
Müslüman, kanaatkâr/haris/tamahkâr olmak
Peygamberler, Allah'ın elçileri (vefdullah), sayıları vs.
Şeytan, aldatıcılığı
Yardım, Müslümanlara nasip olan ilahi yardımlar
Yönetim, adaletle hükmeden, iş görenlerin Allah katındaki derecesi
Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber e hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53904, KK8/27
Hadis:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَخُونُوا اللّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ
Tercemesi:
Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber e hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Enfâl 8/27, /
Senetler:
()
Konular:
Hainlik, hiyanet, ihanet
İHANET
İtaat, Allah'a ve Rasûlüne itaat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2392, M004736
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ صَخْرٍ الدَّارِمِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ - يَعْنِى ابْنَ زَيْدٍ - عَنْ أَيُّوبَ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ ذَكَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْغُلُولَ فَعَظَّمَهُ.
[وَاقْتَصَّ الْحَدِيثَ قَالَ حَمَّادٌ ثُمَّ سَمِعْتُ يَحْيَى بَعْدَ ذَلِكَ يُحَدِّثُهُ فَحَدَّثَنَا بِنَحْوِ مَا حَدَّثَنَا عَنْهُ أَيُّوبُ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Said b. Sahr ed-Dârimî, ona Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Yahya b. Said, ona Ebu Zür'a b. Amr b. Cerir, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) ihanetten bahsedip onun üzerinde epeyce durduğunu rivayet etmiştir.
[(Ravi) hadisi kısaca zikretmiştir. Hammad, sonra(ları) Yahya'nın bu hadisi naklettiğini işittim. Onu Eyyüb bize kendisinden naklettiği gibi nakletti demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4736, /785
Senetler:
()
Konular:
Hainlik, hiyanet, ihanet